CHAPTER 7 – ERGENEKON
214
Alongside this “take over” of a properly Muslim Istanbul Yakup Kadri presents the
plight of some of its Muslim inhabitants, particularly refugees and the prospect of
salvation from the East
29
:
Bakınız, bakınız Süleymaniye Camiini
(Sansür edilmiştir…)
30
önünde
beyaz güvercinler nasıl ürkerek kaçışıyorlar! Bunlar bizim dağılan
hülyalarımızdır. Bakınız, şu mezarlıklarda dolaşan perişan saçlı,
yalınayak çocuklara! Bunlar
(Sansür edilmiştir…)
nasıl ellerini
uzatıyorlar, bizim ayaklar altına alınan gururmuzdur. Bakınız şu
peçelerini açmış dolaşan çıplak yüzlü, uzun ökçeli (Azyade) lere, bunlar
bizim esrarı faş olmuş kalblerimiz, hiyanete ve ihanetle lekelenmiş
aşklarımızdır.
(…)
Bakın şu muhacır kadınlara, bakın şu yetim
çocuklara. Bunlar onların ayaleti, bunlar onların cisimlenmiş ruhlarıdır.
Aramızda dolaştıklarına, bizim gibi yaşadıklarına inanmayınız. Onlar taş
üstünde yatıyorlar ve toprak yiyorlar ve (bu gurbet yolunun sonu
neresidir?) diye soruyorlar. Zira hâlâ bizim sandığımız bu şehri onlar
artık benimsemiyorlar, yadırgıyorlar. Korkarım ki siz de kendinizi
burada iki kat garip hissetmiyesiniz ve siz de o muhacir kadınları, o şehit
çocukları gibi, (bu gurbet yolunun sonu neresidir? Hani size ey sevdiğim
Türkler, siz nerdesiniz?) diye sormıyasınız. Biz ordayız, oradayız;
Üsküdar’ın arka tarafından görülen tepelerin ötesindeyiz.
Look, look how the frightened white doves run away in front of the
Süleymaniye mosque (Censored…) They are our scattered dreams. Look
at these shabby haired, wretched children walking barefoot in the
cemeteries. How they (censored) extend their hands, they are our
trampled pride. Look at these high heeled Azyades, who walk around
with their veils removed, they are our hearts whose secret has been
exposed, they are our loves who have been stained with betrayal and
treachery. Look at these refugee women, look at these orphan children.
They are those martyrs’ ghosts, they are the incarnation of their souls.
Do not believe that they wander among us, that they live like us. They
sleep on stone and eat earth and ask (where is the end of this road to
exile?). Because they have not appropriated this city which we still think
is ours, they find it strange. I fear that you too will feel twice a stranger
29
Karaosmanoğlu 1973, 180-181
30
There was press censorship during the Allied occupation of Istanbul. Where for publication in
Ergenekon Yakup Kadri relied on printed copy rather than his own drafts the censored passages are
struck out.
Do'stlaringiz bilan baham: |