Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Ders Notları Öğr. Gör. Ali YAYLA
Sayfa 91 / 174
Emrindeki askerleriyle sabah eğitimine çıkmak üzereyken isyâncı-
lara müdahale etmeleri için olay yerine
gitmeleri emredilen Mustafa
Fehmi Kubilay, mermi almadan isyâncıların toplandığı alana geldi.
Askerlerine süngü taktırıp beklemelerini söyleyerek, kendisi Şeyh
Mehmed’in yanına gidip yakasını tutarak silahını bırakmasını iste-
di. Bu esnada isyâncı kalabalıktan açılan ateşle Kubilay yaralanır
ve yaralı vaziyette camiye sığınmak isterken ikinci bir ateşle sırtın-
dan vuruldu. Bu esnada yanında bulunan adamından bıçağını
alan Derviş Mehmet Kubilay’ın kafasını kesti. Kubilay’ın kesik ba-
şını orada bulunan bir elektrik direğine iple bağlayan asîler zikr
yapmaya devam ettiler.
52
Bu sırada Alaydan gönderilen kuvvetler olay yerine yetişirler. Ey-
lemcilerin ateş açması üzerine çatışma çıkar. Bekçi Hasan ve Bekçi
Şevki şehit olurlar. Eylemcilerden mehdî Mehmet, Şamdan Mehmet
ve Sütçü Mehmet ölür, Emrullah oğlu Mehmet Emin yaralı
olarak
ele geçirilir. Kargaşadan yararlanarak kaçan Nalıncı Hasan ile Ali
oğlu Hasan da ertesi gün Manisa’da yakalanırlar.
27 Aralık’ta, İçişleri Bakanı Şükrü Kaya ile Ordu Komutanı Fahret-
tin Paşa (Altay) İstanbul’a giderek Dolmabahçe Sarayı’nda Cum-
hurbaşkanı Gazi Mustafa Kemâl’e olay hakkında bilgi verdiler.
Mustafa Kemâl Paşa, 28 Aralık’ta orduya gönderdiği başsağlığı
mektubunda şöyle diyordu:
“Menemen’de yakınlarda meydana gelen gericilik girişimi sırasında
Yedek Subay Kubilay Bey’in görevini yaparken öldürülmüş olma-
sından dolayı Cumhuriyet ordusuna başsağlığı dilerim. Kubilay
Bey’in şehit edilmesinde gericilerin gösterdiği vahşilik karşısında
Menemen’deki halktan bazılarının alkışla onaylamaları, bütün
cumhuriyetçi ve vatanseverler için utanılacak bir olaydır. Vatanı
savunmak için yetiştirilen, içteki her politika ve ayrılığın dışında ve
üstünde saygın bir konumda bulunan Türk subayının, gericiler
karşısındaki yüksek görevinin yurttaşlar tarafından yalnız saygıyla
52
Menemen Cumhuriyet Savcısı, Savcı Yardımcısı ve Hükümet Tabip Vekilinin
hazırladıkları raporda, Kubilay’ın ölümü şöyle tespit edilir. “Gazez Camisi girişi-
nin sol tarafındaki bahçede arkası üstü yatık, sağ tarafında kasaturası kınından
çekik bir halde, elbiseleri kanlı, başı boynundan ayrılmış ve etrafındaki toprakta
çok
fazla kan lekeleri bulunan, tahminen 25 yaşlarında, üzerinde hâki renkte
askerî elbise olan; orta boylu, kumral benizli, saçları az ağarmış cesedin, Mene-
men’de 43 ncü Alay 1 nci Tabur 3 ncü Bölük Takım Komutanı Yedek Subay İz-
mirli Hüseyin oğlu Kubilay olduğu anlaşılmıştır.”
Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Ders Notları Öğr. Gör. Ali YAYLA
Sayfa 92 / 174
karşılandığına kuşku yoktur. Menemen’de halktan bazılarının ha-
taları bütün millette acıya sebep olmuştur. Saldırının acılığını tat-
mış bir kesime genç ve kahraman Yedek Subay’ın uğradığı saldırı-
yı, milletin bizzat Cumhuriyet’e karşı bir öldürme girişimi olarak
kabul ettiği ve cüretkârlarla, destekçileri, ona göre takip edeceği
kesindir. Hepimizin dikkati bu sorundaki görevlerimizin gereklerini
duyarlılıkla ve gerektiği biçimde yerine getirmeğe yöneliktir. Büyük
ordunun kahraman genç subayı ve Cumhuriyetin idealist öğret-
menler topluluğunun değerli üyesi Kubilay’ın temiz kanı ile Cum-
huriyet, hayatını tazelemiş ve kuvvetlendirmiş olacaktır.”
31 Aralık 1930’da
toplanan bakanlar kurulu, Menemen ilçesi ile
Manisa ve Balıkesir merkez ilçelerinde bir ay süre ile sıkıyönetim
ilan edilmesine karar verdi. Sıkıyönetim komutanlığına 2. Ordu
Kumandanı Fahrettin Paşa (Altay), Divan-ı Harp Reisliğine 1. Ko-
lordu Komutan Vekili Muğlalı Mustafa Paşa
53
atandı.
Olay 1 Ocak 1931’de Denizli Milletvekili Mazhar Müfit (Kansu) ve
arkadaşlarınca verilen soru önergesiyle TBMM Gündemine getirildi.
Soru önergesini Başbakan İsmet Paşa (İnönü) cevaplandırdı. Daha
sonra Sıkıyönetim ilanına ilişkin önerge tartışıldı ve oybirliğiyle ka-
bul edildi.
7 Ocak 1931’de Çankaya’da, Mustafa Kemâl Paşa başkanlığında,
Başbakan İsmet Paşa, Meclis Başkanı Kâzım Paşa (Özalp), Sıkıyö-
netim Komutanı Fahrettin Paşa (Altay), İçişleri Bakanı Şükrü Kaya
ve Milli Savunma Bakanı Zekâi Bey’in (Apaydın) katıldıkları bir top-
lantı yapıldı ve Menemen Olayı bütün yönleriyle ele alındı. Olayın
gerici nitelikte, düzenli ve siyasi olduğu görüşüne varıldı.
Sıkıyönetim
mahkemesi, 105 sanığı 15 Ocak 1931’de yargılamaya
başladı. Duruşmalar, 25 Ocak’ta sona erdi ve 105 sanıktan 37’si
için ölüm cezası verildi. 6’sının ölüm cezası yaş haddi nedeniyle 24
yıl “idama bedel hapis cezası”na çevrildi. Diğer sanıklardan 20’sine
bir yıl, 14’üne üç yıl, 6’sına 15 yıl, birine 12,5 yıl hapis cezası veril-
di, 27 sanık beraat etti.
53
Muğlalı Mustafa Paşa, Muğlalı Olayı olarak tarihe geçen olayın da kahramanı-
dır. Muğlalı, 30 Temmuz 1943’de Van'ın Özalp ilçesinde, Türkiye-İran sınırında
asayişsizliğin egemen olması nedeniyle kaymakamın verdiği bilgi üzerine 33 köy-
lünün kurşuna dizilmesi olayında sorumluluğu olduğu gerekçesiyle yargılanarak
idama mahkum olmuş, aldığı ceza yaşı nedeniyle 20 yıl hapis cezasına çevrilmiş,
Askerî Yargıtay kararı bozmuş, ancak ikinci yargılamayı göremeden Aralık
1951'de hapishanede ölmüştür.
Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Ders Notları Öğr. Gör. Ali YAYLA
Sayfa 93 / 174
Karar, 31 Ocak 1931’de TBMM’ye sunuldu. Aynı gün Adalet Ko-
misyonu’nda görüşüldü. Komisyon, 31 ölüm cezasından 28’ini
onayladı. 2 kişinin ölüm cezasını 2 yıl hapis cezasına çevirdi. Bir
kişinin cezası da, ölmesi nedeniyle kalktı.
TBMM Genel Kurulu, 2
Şubat 1931’de cezaları onayladı. Ölüm cezaları 3 Şubat 1931’de
yerine getirildi. Sıkıyönetim, 28 Şubat 1931’de Manisa ve Balıke-
sir’den, 8 Mart 1931’de de Menemen’den kaldırıldı.
Sıkıyönetim, 28 Şubat 1931’de Manisa ve Balıkesir’den, 8 Mart
1931’de de Menemen’den kaldırıldı.
Do'stlaringiz bilan baham: