Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Ders Notları Öğr. Gör. Ali YAYLA
Sayfa 108 / 174
olarak çizmek üzere, antlaşmanın imzalanmasından
bir ay sonra
bir karma komisyonun kurulması kararlaştırılmıştı. Lozan Antlaş-
ması da, bu hükümleri teyit etmişti. Bununla beraber, karma ko-
misyon ancak Eylül 1925’de kurulabildi ve sınırların çizilmesinde
anlaşmazlıklar ortaya çıktı. Bunun üzerine, Türkiye ile Fransa ara-
sında, Suriye sınırı konusunda, Şubat 1926’da, doğrudan görüş-
meler başladı. 18 Şubat 1926’da da Ankara’da, iki devlet arasında
“Dostluk ve İyi Komşuluk” sözleşmesi adını alan bir anlaşma yapıl-
dı. Bununla Türkiye ile Fransa, aralarındaki anlaşmazlıkları barış-
çı yollarla çözümlemeyi esas almaktaydılar. Ayrıca, buna ekli pro-
tokollerle Türkiye Suriye sınırı çizilmekte ve Fransa, Türkiye lehine
bazı sınır düzeltmeleri yapılmasını kabul etmekteydi.
Ancak bu sözleşme,
parafe edilmekle beraber, Fransa tarafından
hemen imzalanmadı. Bunun nedeni Türkiye ile İngiltere arasında
Musul uyuşmazlığının sürmesiydi. Fransa, San Remo Antlaşma-
sı’na göre İngiltere’yi destekliyordu. Bu bakımdan Türkiye Musul
konusunda Milletler Cemiyeti’nin aldığı kararı kabul etmeye yöne-
lince,
Fransa da, Türkiye ile İstanbul’da,30 Mayıs 1926’da “Dostluk
ve İyi Komşuluk” sözleşmesini imzaladı.
Bundan sonra, sözleşmeye göre, tarafsız bir başkanın yönetiminde
bir Türk-Fransız karma komisyonu kurularak, Cizre-Nusaybin sı-
nırının saptanması için çalışmalara başlandı. Fakat bu konuda da
anlaşmazlık çıktı. Ancak Haziran 1929’da her iki tarafı memnun
edecek bir çözüm bulunabildi.
Türkiye ile Fransa arasındaki ilişkileri etkileyen diğer sorun da
Osmanlı borçlarının ödenmesi konusu idi. Osmanlı borçları konu-
su, aslında yalnız Fransa’yı değil, birçok ülkeyi de ilgilendiriyordu.
Fakat Osmanlı İmparatorluğu’nun vermiş olduğu ayrıcalıklardan,
yani kapitülasyonlardan en çok yararlanan devlet Fransa idi. Aynı
zamanda Fransa, Osmanlı İmparatorluğu’nun en çok borçlandığı
devletti. Bu nedenlerle, Osmanlı borçları en çok Fransa’yı ilgilendi-
riyordu.
Nitekim bu konuda, Lozan Barış Konferansı’nda Türki-
ye’nin karşısına en çok çıkan devlet de Fransa olmuştu. Lozan’da
Osmanlı borçları sorununa bir çözüm yolu bulunamamış ve bu
borcun Türkiye tarafından ödenme şeklinin, alacaklılarla Türkiye
arasında yapılacak görüşmelerle saptanması kararlaştırılmıştı.
Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Ders Notları Öğr. Gör. Ali YAYLA
Sayfa 109 / 174
Bundan sonra Türkiye ile çoğunluğunu Fransızların teşkil ettiği
alacaklılar arasında, 1926 yılının ilk aylarında görüşmelere baş-
landı. Fakat bir sonuca varılamadı. Sonuçta, 13 Haziran 1928’de,
Paris’e, Türkiye Büyükelçisi ile “Osmanlı Düyûn-u Umûmîyesi adı-
na hareket eden kimseler” arasında bir anlaşma imzalandı. Bu-
nunla ödenecek borcun miktarı ve ödeme şekli bir esasa bağlandı.
Böylece de, Osmanlı Düyûn-u Umûmîyesi’ne son verilmiş oldu.
Fakat anlaşmada öngörülen borcun ödenmesinde, Türkiye, özellik-
le 1929 dünya ekonomik bunalımından sonra güçlüklerle karşılaş-
tı. Bu da Türk-Fransız ilişkilerini tekrar olumsuz yönde etkiledi.
Ancak yapılan görüşmeler sonucunda, Türkiye ile alacaklılar adına
hareket eden kimseler arasında, 22 Nisan 1933’de, Paris’te yeni bir
sözleşme imzalandı ve bununla borçların ödenmesi
daha uygun
koşullara bağlandı.
Böylece, Türkiye ile Fransa arasında anlaşmazlık konuları çözüm
yoluna girmiş oldu. Bu da, Türkiye ile Batılı devletler arasında ya-
kın ilişkilerin gelişmesine yol açtı.
Do'stlaringiz bilan baham: