23
IV
-İyi bir adam olsaydı çıplak olmazdı, üstünde
gömlek bile olsa yok. dedi. Diyelim ki iyi bir sebep
-
ten geldi, söyle o zaman böyle bir züppeyi nereden
bulup getirdiğini.
-Yahu ben de bunu anlatmaya çalışıyordum
sana. Yürüyordum, bu adam şapelin yanında çırıl
-
çıplak oturuyordu, soğuktan kaskatı kesilmişti. Yaz
değil ki çırılçıplak otursun. Beni ona Tanrı gönderdi,
yoksa mahvolacaktı. Ne yapsaydım? Kim bilir başına
ne işler geldi! Aldım, giydirdim ve buraya getirdim.
Biraz sakinleş. Günahtır, Matryona. Hepimiz ölece
-
ğiz bir gün.
Matryona ağzına geleni söylemek istedi, fakat
yolcuya bakınca sustu. Adam, sedirin kenarında öy
-
lece oturuyor, hiç kıpırdamıyordu. Ellerini dizlerin
-
de kavuşturmuş, başını önüne eğmişti, gözlerini hiç
açmıyor ve sanki bir şey onu boğuyormuş gibi yüzü
-
nü buruşturuyordu. Matryona susuyordu. Semyon:
-Matryona, Tanrı’dan korkmuyor musun hiç?!
dedi.
Matryona bu sözleri duyunca yolcuya bir daha
baktı, kalbi birden yumuşamıştı. Kapıdan geri dön
-
dü, sobanın olduğu köşeye geçti, yiyecek bir şeyler
çıkardı. Masaya fincan koyup kvas doldurdu, kalan
son somun parçasını da çıkardı. Bıçak ve kaşık ver
-
di.
Lev Nikolayeviç Tolstoy
24
-Haydi yiyin.
Semyon yolcuyu masaya yaklaştırdı.
-Sokul bakalım delikanlı, dedi.
Semyon ekmeği kesip kvasa doğradı, yemeye
başladılar. Matryona ise masanın köşesinde oturu
-
yor, elini çenesine dayamış, yolcuya bakıyordu.
Matryona yolcuya acımış ve sevgi duymaya baş
-
lamıştı. Adam birden neşelendi, yüzünü buruştur
-
mayı kesti. Gözlerini Matryona’ya çevirdi ve gülüm
-
sedi.
Yemeği yediler. Matryona masayı topladı ve ada
-
ma sorular sormaya başladı:
-Nerelisin?
-Buralı değilim.
-Peki, o yola nasıl geldin?
-Söyleyemem.
-Birisi mi soydu seni?
-Beni Tanrı cezalandırdı.
-Ve orada çıplak yatıyordun öyle mi?
-Evet. Öylece yatıyordum, dondum. Semyon beni
görünce acıdı, kaftanını çıkarıp bana giydirdi, sonra
buraya getirdi. Sen de karnımı doyurdun, içecek bir
şeyler verdin, bana acıdın. Tanrı sizi korusun!
Matryona kalktı, pencereden az önce yamadığı
eski gömleği aldı, yolcuya verdi. Bir de pantolon bu
-
lup verdi.
İnsan Neyle Yaşar?
25
-Gördüğüm kadarıyla gömleğin de yok. Buyur
bunu giy ve neresi hoşuna giderse orada uyu, ister
tavan arasında ister sobada
3
.
Yolcu üzerindeki kaftanı çıkardı, gömleği ve pan
-
tolonu giyip tavan arasına yattı. Matryona ışığı sön
-
dürdü, kaftanı aldı ve kocasının yanına gitti.
Matryona kaftanı örtünüp uzandı ama uyuyama
-
dı. Yolcu aklından hiç çıkmıyordu.
Yolcunun son somun parçasının yediğini ve yarı
-
na ekmek kalmadığını, gömleği ve pantolonu yolcuya
verdiğini hatırlayınca canı sıkıldı; ama adamın gü
-
lümsemesini hatırlayınca yüreği ferahlıyordu.
Matryona uzun bir süre uyuyamadı ve Semyon’un
da uyumadığını, kaftanı üzerine çektiğini fark etti.
-Semyon!
-Ne var?
-Ekmeğin sonunu siz yediniz, bugün ekmek yap
-
mamıştım. Yarın ne yaparız bilmem. Malanya teyze
-
den mi istesek?
-Ölmez de sağ kalkarsak yiyecek bir şeyler bu
-
luruz.
Kadın yine uzandı, bir süre sustu.
-Belli ki iyi biri, ama kendisi hakkında hiçbir şey
söylemiyor.
3
Eski Rus sobalarının üzerinde yatmak için ayrıca bir bölüm vardır.
Sobalar sadece ısınmak, yemek pişirmek için değil, çeşitli hastalık
-
ları tedavi etmek için de kullanılmıştır. (ç. n.)
Lev Nikolayeviç Tolstoy
26
-Demek ki söylememesi gerekiyor.
-Semyon!
-Ne var?
-Biz hep vermeye çalışıyoruz, ama neden bize
hiç kimse bir şey vermiyor?
Semyon ne diyeceğini bilemedi. “Keselim artık
konuşmayı!” dedi ve dönüp uyudu.
İnsan Neyle Yaşar?
Do'stlaringiz bilan baham: |