Çolpan’in köŞe yazilari (İnceleme-metiN)



Download 4,95 Mb.
Pdf ko'rish
bet115/229
Sana13.07.2022
Hajmi4,95 Mb.
#791179
1   ...   111   112   113   114   115   116   117   118   ...   229
Bog'liq
yokAcikBilim 10166144

3.1.46.
 
Tagore Ve Tagorecilik
149
 (1925) 
TAGORE’U NASIL TANIYORLAR? 
Hindistan’ın ve muhtemelen dünyanın bugün ki büyük yazar ve şairi olan 
Rabindranath Tagore’u medeni âlemin hepsi tanıyordur. Medeni âleme nispeten bugün 
geride kalan pek çok Türk – Tatar Sovyet Cumhuriyetlerinin halkları da onu çoktan beri 
tanıyor.
Bundan 12 yıl önce (1913 yılında) çıkan “Sovyet” mecmuası, dünyada en zeki 
yazara verilen Nobel ödülünün Hindistanlı Tagore adlı bir kişiye verildiğini yazdı. 
Bundan 6 -7 yıl önce Kazan şehrinde, Doğunun büyük şairleri hakkında bir kitapçık çıktı, 
o kitapçıkta – eğer yanılmıyorsam – Ömer Hayyam ile birlikte Tagore’dan de bahsedilmiş 
ve onun bazı bölümleri tercüme edilmişti. Bakü’de çıkarılan “İlim ve Medeniyet” 
mecmuasının bundan 2 yıl önceki nüshalarında Doktor Sadittin tarafından Tagore’un bazı 
eserleri nesri şiir şeklinde tercüme edildi ve kendisi hakkında biraz bilgi verildi.
Bizim Özbek okuyucuları ise bundan bir yıl önce “İnkılap” mecmuasının bir 
sayısında çevirisi Tagore’dan alınan “Lambalar” adlı şiiri okudular. Ondan sonra işte bu 
mecmuanın geçen sayısında bu âcizin Tagore hakkındaki düşüncesiyle birlikte onun 
çocuklara adayıp yazdığı şiirlerinin nesri şiir tercümesini gördüler. Fakat bizim Özbek 
okuyucularının Tagore’un kimliğini, soyunu ve aslını hala bildikleri yok; gazete ve 
149
 
Tagore ve Tagorecilik – “Mäårif vä Oqitguvçi” [Eğitim ve Öğretmen] dergisinin 1925 yılı 11-12 ortak 
sayısında yayımlandı. 


209 
mecmuaların kendi sözüyle söylersek, Özbek dilinde Tagore’un “biyografisi” çıkmadı. 
Bu seferki yazımız o eksikliği doldurmak niyetiyle yazılmıştır.
Tagore’un “biyografisi” ni bulmak çok zor bir iş oldu. Neden derseniz, onun 
neredeyse bütün eserleri İngilizceden tercüme edilip, birçok kere basılmış olsa da Rus 
dilince henüz iyi bir “biyografisi” yok.
Rusça kitapların neşriyatı da çok ilginç: Tagore’un bir eseri birçok mütercim 
tarafından çeşit çeşit tercüme edilip, her biri farklı isimlerle ile bastırıldı. Örneğin, onun 
küçük edebi hikâyeleri. En önce o hikâyelerden birinin adı “Bahtlı gece” olarak çıktı. 
Ondan sonra hikâyelerden bir iki tanesi çıkarılıp yerine bir iki tane yenisi eklendi ve 
“Yeni Hikâyeler” ismiyle çıktı. En sonunda yine o hikâyelerin arasından bir tanesinin 
ismi olan “Susamış Taşlar” adıyla çıktı… Onun bazı piyesleri de, Rusça kitaplar 
neşriyatında çeşit çeşit isimlerle çıktı. 
Tagore’un eserleri ile ilgili olan bu dağınıklık, onun hakkında yazılan yazılarda da 
devam ediverdi. Örneğin: Fransa’da Tagore ve Gandhi’yi
150
(Hint milliyetçilerinin 
önderiydi, vefat etti) seven bir yazar var, ismi Romain Rolland! Bu kişi Tagore ile 
Gandhi’yi çok ileri derecedeseviyordu. Onun “Mahatma Gandhi” adlı kitabı, Gandhi ile 
birlikte Tagore’u da aşırı derecede öven bir ederdi. İşte bu adam Tagore’un Fransızca 
bastırılan eseri için uzunca bir mukaddime yazdı ki, oda baştan sona övgü ile doludur. 
İşte bu mukaddimeyi Tagore’un Rusça naşirleri “Nasrettin Hocanın Kuşuna” benzettiler. 
Yani: birisi bu mukaddimeyi bütün halde bastırmış, başka birisi baş tarafından bazı yerleri 
seçip almış, yine birisi öbüründen daha çok kısaltmış, “eseri kuşa çevirerek” bastırmışlar 
ve bunun hakeza!..
Bu konuda orijinal bir örnek daha verelim: 92inci yılda Moskova’da basılan değerli 
ve çok güzel bir kitap var, ismi: “Hindistan İstiklal İçin Mücadele Yolunda”. O kitap 
makaleler toplamı gibi bir şey olup Palo’vich, Go'rku-Krashin ve Veltman gibi doğu 
âlimlerinin yazıları vardır. Orada Veltman’ın “Tagore ve Hindistan” adlı 26 sayfalık 
büyük bir makalesi var. Bundan bir buçuk iki ay önce, o makalenin kendisi başı sonu 
biraz kesildiği halde “Otuz Gün” (30 gün) adlı aylık bir mecmuada dostumuz Veltman’ın 
imzası ile “Hint Tasvirleri” (Hint Siluetleri) başlığı altında basılıp çıktı. Eğer 
150
Gandhi - Mohandas Karamchand (1869-1948) – Hindistan milli bağımsızlık mücadelesinin 
rehberlerinden biri, ünlü düşünür. Hint halkı onu “ Mahatma” (büyük yürek) diye anlandırmış. 


210 
yanılmıyorsam, o mazmun ve o soyut bundan bir iki yıl önce “Yeni Doğu” mecmuasında 
da yine o imza ile çıkmıştı.
Uzun lafın kısası şu ki; Tagore’un eserleri ve kendisi hakkında bunca dağınıklıklar 
arasında onun “Biyografisi” ni bulmak çok zor oldu. Hatta Tagore’un kendisi de kendi 
hayatına dair yazdığı “Hatıralar” ında bir edebi hikâyeye başlamış gibi pürüzsüz ve düz 
bir şiirle başlayıp devam etmiş ama bize lazım olan “biyografi” sini tam yazmamıştır. O 
“Hatıralar” ı baştan sona okursak, Tagore’un çocukluğundan tutup son zamanına kadar 
geçirdiği bütün maceraları biliriz, fakat hangi yıl doğduğunu yine bilmiyoruz.
Tagore’un “Biyografisi” ni iyi kötü bularak yazan kişi Rusların dil ve edebiyat 
âlimlerinden Gruzinskiy’dir. Onun 1918 yılında basılan bir eseri var. Tagore’un 3-4 
eserinden toplanıp alınan şiirler Gruzinskiy tarafından Rusça’ya manzum olarak tercüme 
edilip bastırılmıştır. Tercüme pürüzsüz anlaşılır, akıcı fakat ahengi ve kafiye - vezin 
itibariyle tabi ki aslına uygun değildir; bunu çevirmenin kendisi de söylemiştir.
İşte bu eseri, sonra Tagore’a ait Rusçada basılan farklı bazı eserleri kendime destek 
yaptım, bu sefer ben mecmua okuyucularına Tagore’un “biyografisi” ni takdim etmek 
istedim.
TAGORE KİMDİR? 
1913’e kadar ne Avrupa ne de Rusya, Tagore hakkında gerçekten hiçbir şey 
bilmiyordu, onu tanımıyordu. Hindistan’a hâkim ve oraya “medeniyeti sokan” İngilizler, 
onun hakkında herkesten çok ve herkesten önce hatta Hindistan’daki kadar bilgi sahibi 
olmaları gerekti. Ne yazık ki, İngilizce “Muhit ul Maorif” (ansiklopedi) in 1911 yılındaki 
yayınevinde de Tagore hakkında hiçbir şey yok. O “mükemmel” eserin “t” bölümünü 
baştan sona inceleyiniz. Hindistan’ın dil ve edebiyatı hakkında yazılan çok büyük 
makalelerini okusanız yine de Tagore hakkında hiçbir şey bulamazsınız. Hâlbuki o 
zamanda Tagore’un şiir alanında çalışmaya başlamasının üzerinden 30 yıl geçmiş ve 
kendi vatanında büyük şöhrete sahip olmuştu.
Avrupa onu ilk kez 1913 yılında tanıdı. O yılda onun “Gitanjali” adlı yakarışlar 
mecmuası İngilizce tercüme ile basıldı. O tercümeyi Yaits isimli bir İngiliz’in yardımıyla 
şairin kendisi yaptı. Eserde bahsi geçen İngiliz, bir mukaddime yazarak şairin eserini 
yüceltmiştir ve Hint şair hakkında çokça bilgi vermiştir. 


211 
İngilizce biyografi mecmualarından birisinin 1915 yılında verdiği bilgiye 
bakıldığında “Rabindranath Tagore” Kalkutta Üniversitesinde edebiyat doktorudur. 6 
Mayıs 1861 de magarish (alim) Rabindranath Tagore’un soyundan dünyaya gelen 
Dorkanat Tagore adlı şehzadenin torunudur. 1885 yılında (24 yaşında) evlendi. Bir oğlu 
ve iki kızı oldu. Bengal vilayetinin Bolpur şehrinin yakınlarındaki Santiniketan adlı 
şehirde bulunuyor.
Çocukluğu ve gençliği Kalkutta’da geçmiştir. 1901 yılında “Santiniketan” da bir 
okul kurdu, o okul şimdiye kadar onun hayatında önemli bir işti. 1912 yılında İngiltere’yi 
ziyaret etti ve “Gitanjali” kitapçığı İngiliz dilinde basıldı. 1913 yılında Nobel Edebiyat 
Ödülünü aldı. Bengal dilinde 30 kadar mensur (şiirli) eseri, 28 tane karma eser (hikâye, 
makale, konuşma ve dramalar) basıldı. (“Tagore” İngilizce söylenişidir. Asıl Bengalcesi 
Hintçesi “k” ile “Takor” dur. Ç.) 
1913 yılında da İngilizce biyografi mecmuası bundan fazla bilgi vermiyor.
Tagore eski nesil bir brahman ailesine mensuptur.
151
O aile, 150 yıldan daha çok 
bir zamandan buyana Kalkutta da “Tagore” isimli sokakta oturmaktadır. Tagore ailesi 
eski zamanlardan beri Avrupa ile ilişki kurmuş, onların irfanını öğrenmiş, 
Rabindranath’ın büyük dedesi Dorkanat, İngiltere ve Fransa’ya gidip, o zamanın kralları 
(Victoria ve Louis Philippe) ile görüşmüştür. Kendi babası “âlim” anlamında gelen 
“magarish” lakabı ile anılmıştır. Onun biyografisini yazmış ve o eser İngilizceye tercüme 
edilip bastırılmıştır. Kardeşlerinden biri ünlü bir ressam olmuştur ve onun yetenekleri 
İngiltere’nin resim sergilerinde sergileniyor. Yine bir kardeşi Surindrama Gun 1875 
yılında Kalkutta’da Hint müziği hakkında İngilizce bir kitap bastırtmış. 
Tagore’un en büyük ve Doğu ruhu ile Batı esaslarını birleştiren eseri “Santiniketan” 
da açtığı okuludur. O okul 1901 yılından beri eğitime devam ediyor ve ormanlar içinde,
babasının yalnız kalıp düşünmeyi sevdiği yerdedir. Ağaçlar arasında çatısı otlardan, 
yeşilliklerden yapılan barakalar (kulübeler) dikilmiş, onlar – öğrencilerin 
yatakhaneleridir; öğretmenlerin evleri de orda. Öğrencilerin sayısı 200’e ulaşmıştır. Okul 
tamamen Hint tarzındadır. Öğretmenler ve öğrenciler, kılık kıyafet, yaşayış, örf – adet ve 
anlaşma bakımından gerçekten Hintlerdir. Dersler açık havada yapılıyor. İngiltere 
151
“Eski nesil brahman ailesi” – Hindistan’daki kast sistemine göre brahmanlar yüksek tabakadaki kişiler 
olup, onlar büyük imtiyazlara sahip olurlar. 


212 
hükümeti okula maddi yardım etmek istediğinde Tagore bunu reddetti ve bunun sebebini 
bir ziyaretçiye sessiz bir gülümseme ile işte şöyle gösterdi; “Onlar benim çocuklarımı 
sandalye (iskemle) lerde oturmaya mecbur ederler. Benim düşüncem onlar ağaçların 
altında ve hasırların üstünde oturup okusalar yine ondan daha iyi”. Okulda bu milli 
özelliklerden başka bugünkü Batı okullarının emek ve bağımsızlık esası da 
uygulanmaktadır. Örneğin ev işlerinin hepsini, çamaşır yıkamaya kadar çocukların 
kendileri yapıyor, ev geçimi, iktisat işlerini çocuklar arasından seçilen komite 
gerçekleştiriyor, okul müdürünü de öğretmenler kendi aralarından seçiyor. Düzen ve 
intizamı büyükler mahkemesi ile küçükler mahkemesi uygulamaya koyuyor ve bu 
mahkemelerde seçim yoluyla tespit edilmektedir.
Tagore’a “ölüm” ün darbesi de birçok kez büyük acılar yaşatmıştır. Bunun için 
eserlerinde “ölüm” e çok rastlarız. 1885 yılında kardeşinin hanımı ölmüştür; 1902 yılında 
hanımı, oğlu ve kızı ölmüştür; 1905 yılında küçük oğlu ve babası ölmüştür. 1918 de yine 
bir kızı ölmüştür. 
Tagore’un şiirlerinin hepsi ezgili gibi, ezgileri ise halk ezgisi. Onun her şiiri kendi 
ezgisiyle halk arasında okunur, o kendi şiirlerine ezgiler de bulur, notada yazar. Bu büyük 
kişi hakkında daha da uzun yazmayı önemli herhangi bir eserinin Özbekçe bastırılacağı 
güne bırakıp, bu sefer onun bir şarkısını nazım biçimde tercüme edip veriyoruz (edebiyat 
bölümünde). 

Download 4,95 Mb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   ...   111   112   113   114   115   116   117   118   ...   229




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©hozir.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling

kiriting | ro'yxatdan o'tish
    Bosh sahifa
юртда тантана
Боғда битган
Бугун юртда
Эшитганлар жилманглар
Эшитмадим деманглар
битган бодомлар
Yangiariq tumani
qitish marakazi
Raqamli texnologiyalar
ilishida muhokamadan
tasdiqqa tavsiya
tavsiya etilgan
iqtisodiyot kafedrasi
steiermarkischen landesregierung
asarlaringizni yuboring
o'zingizning asarlaringizni
Iltimos faqat
faqat o'zingizning
steierm rkischen
landesregierung fachabteilung
rkischen landesregierung
hamshira loyihasi
loyihasi mavsum
faolyatining oqibatlari
asosiy adabiyotlar
fakulteti ahborot
ahborot havfsizligi
havfsizligi kafedrasi
fanidan bo’yicha
fakulteti iqtisodiyot
boshqaruv fakulteti
chiqarishda boshqaruv
ishlab chiqarishda
iqtisodiyot fakultet
multiservis tarmoqlari
fanidan asosiy
Uzbek fanidan
mavzulari potok
asosidagi multiservis
'aliyyil a'ziym
billahil 'aliyyil
illaa billahil
quvvata illaa
falah' deganida
Kompyuter savodxonligi
bo’yicha mustaqil
'alal falah'
Hayya 'alal
'alas soloh
Hayya 'alas
mavsum boyicha


yuklab olish