S h a n t a r a m



Download 7,58 Mb.
Pdf ko'rish
bet157/190
Sana22.07.2022
Hajmi7,58 Mb.
#838043
1   ...   153   154   155   156   157   158   159   160   ...   190
Bog'liq
Dağ gölgesi

Kahramanım
dedim içimden.”
“Seni bilmem ama bu kahraman kurt gibi acıktı. Sana bir şeyler hazırlaya­
yım mı?”
“Sen dur. Ben hallederim.”
Az sonra hurma, peynir ve elma dolu bir tabak ve ayakları kartal pençesini 
andıran uzun, kırmızı kadehlerde şarapla geri döndü.
Kavita Singh’den ve Ranjit in ortadan kayboluşunun ona nasıl son bir el 
oynama şansı tanıdığından söz etti. Zira şirket hisseleri konusunda Ranjit’in 
yerine vekaleten oy kullanabilecekti ve Ranjit’in bunu ortaya çıkmadan en­
gellemesi imkânsızdı. Karla, Kavita’dan gecekondu mahallelerindeki şartların 
düzeltilmesiyle ilgili haberlere ağırlıklı yer verme sözünü alarak onu yayın yö­
netmeni yardımcılığına getirmişti.
Karla’yla Kavita birlikte gecekondu mahallelerinin ıslahı için şehir çapında 
bir proje geliştirmişti. Ve bunu teknik açıdan hâlâ Ranjit’e ait bir gazete aracı­
lığıyla kamuoyunun beğenisine sunmuşlardı.
“Yayın yönetmeni başımıza dert oldu,” dedi Karla. “Onu ekibe katmak için 
haftalarca uğraştık. Bizimle resmen savaştı. Ama fetiş partisi davetini kabul 
edince gerisi çorap söküğü gibi geldi.”
“Nasıl?”
“Bize yardım etmeyi kabul etti. Birlikte esrar bile içtik.”
“Dün gece neden Benicia’yla gittin?”
“Hangisine daha çok bozuldun? Benicia’yla gitmeme mi, yoksa o güzelim 
motora binmeme mi?”
“İkisine de. Seni başka birinin motorunda görmeye dayanamıyorum. Ya 
benimkine bin ya da kendininkine.”
“Öyleyse bana motor kullanmayı öğretmen gerekecek. İlk adımı biliyorum- 
Bacaklarımı kocaman açacağım.”
Güldüm. “Motora oturacak kadar açsan yeter.”
Sırtüstü uzanıp ayaklarını kucağıma koydu. “Esrar içelim mi?”
“Şimdi mi?”


“Neden olmasın? Sokağa çıkma yasağı var. Hiçbir yere gidemiyoruz. 
Jasvvant’ın erzağı bol. Gerekirse tabancam var. Hadi rahatla biraz.”
“Ben gayet rahatım. Tamam. Madem istiyorsun.”
“Bazı kapılar,” dedi yavaşça, “yalnızca saf tutkunun zarafetiyle açılır.”
Bir süre sonra mavi, cam bir tepside meyve getirdi ve beni elleriyle besle­
di. Aşk bir bağlantı, mutluluk bağlantı kurmaktır. Karla ellerimi öptü. Saçları 
güneşe karşı çırpılan kanatlardı sanki. Bir kadının aşkıyla kutsanan tek bir an 
bütün yaralarımı sardı.
Elinde şarap kadehiyle yanıma oturduğunda, “Bazen uzlaşmak hiç umma­
dığın kadar kolay oluyor,” dedi.
“Efendim?”
“Bir erkeğin seninle uzlaşmasını sağlamak için bir fetişten daha etkili bir 
yol olamaz.”
“Yayın yönetmeninden mi bahsediyorsun?” diye sordum mayışık bir sesle. 
“Kafan mı güzel? Tabii ki ondan söz ediyorum.”
“Bir fetişi olduğunu nasıl öğrendin? Kendi mi söyledi?”
“Saçmalama. Misafirler geldiğinde bilinen bütün fetişler hazırdı. Maskeli 
kızlar, kostümler. Adamın önünde bir geçit töreni yaptık ve bir tanesine tepki 
verdi. Aslına bakarsan, fazla uzun sürmedi.”
“Neymiş?”
“Dominatris. Suni deriden bir sari giymişti. Katalog ürünü.”
“Sonra?”
“Özel bir odada videoya çekildi.”
“Kavita’yla adamı gizlice görüntülediniz mi?”
“Sadece onu değil. Bir hâkim, bir politikacı, kodaman bir iş adamı ve bir 
polis de var.”
“Bütün bunları siz mi ayarladınız?”
“Kavita’yla içeride bir adamımız vardı.”
“Kim?”
“Ev sahibi.”
“Yani?”
“Diva.”
“Diva? Bizim Diva. Şu anda benim odada Randall’la yiyişen?”
“Bizim Diva evet ama şu anda Randall’la yiyişmiyor. Sen uyurken kızlarla 
birlikte gitti. Onları almaya bir araba geldi. Korumaları kapıyı yumruklayınca 
Jasvvant zombilerin istilasına uğradığımızı sandı. Sonra barikatı...”
“Bir dakika. Bütün bunlar olurken ben neredeydim?”


“Uyuyordun, asker,” diye mırıldandı. “Diva tıpkı bir bebek gibi göründü, 
ğünü söyledi.”
“Diva ne dedi ne dedi?”
“Charu’yla Pari hazırlanırken benimle konuşmaya geldi. O kızların herhan­
gi bir şey yapması en az yarım saat sürüyor. Diva buraya geldi. Yatağa oturup 
konuştuk.”
“Ben uyuyor muydum?”
“Evet. Diva haklı. Uyurken daha tatlı oluyorsun. Neyse ki ben uyanıklan 
daha çok severim.”
“Diva burada ne kadar kaldı?”
“Bir sigarayı birlikte içtik.”
“O kadar uzun mu?”
“Bir kadeh de şarap içtik.”
“Ve ben uyanmadım?”
“Evet. Kavita’nın yeni bir hayranı varmış ama bizimki biraz tuhaf davranı- 
yormuş.”
“Kavita delinin teki zaten,” dedim. “Kafayı Lisa’ya takmış. Bir türlü topar- 
layamadı. Aslında zeki ve becerikli bir kız ama bana da fena saydırdı. Madam 
Zhou onu ondan seviyor bence. İkisi de kaçık.”
“Kavita bu planın her adımında bizimle beraberdi, Lin. Çok yardımı oldu.” 
“Sen de onu şehrin en yüksek tirajlı gazetelerinden birinin ikinci sorumlusu 
yaptın.”
“Onu kötülemene izin vermem. Kimse arkadaşlarım hakkında ileri geri ko­
nuşamaz. Senin hakkında da konuşamazlar.”
“Haklısın ama bir tehlike hissettiğimde seni uyarmak vazifem.”
Güldü. “Vazifen mi?”
“Evet. Beni uyarmak da senin vazifen.” Gülümsedim. “Desene Diva kız­
larla gitti.” 
]
“Evet. Korumalar eşliğinde. Bütün geceyi dışarıda geçirmelerini nasıl açık­
layacaklar bakalım?” 
i
“Ben hep uyudum ha?”
“Evet. Jaswant’ın barikatı yeniden kurmasına yardım ettik. Ben duş aldım. 
Tekrar yatağa girdim ve beni gördüğüne çok sevindin. Bu arada kızlar selam 
söyledi.”
Kendimi tuhaf hissediyordum. Ne kadar yorgun olursam olayım, ilk ben 
uyanırdım. Uykum da hafifti. Yan odada biri yere bir kalem düşürse gözlerim 
açılıverirdi. Ama her nasılsa, yattığım yatakta birileri şarap içip sohbet ederken


DAĞ GÖLGESİ ■ 661
benim ruhum bile duymamıştı. Bu o kadar yabancı ve sersemletici bir histi ki, 
önce adını koyamadım. Ama sonra neler olduğunu anladım. Yıllar sonra ilk 
kez huzurluydum.
Idriss bir keresinde, 
huzur mutlak bir bagışlayıcılık demektir ve korkunun
tam zıttıdır,
demişti.
Karla çenemi tuttu. “Nereye daldın?”
“Sana,” dedim gülümseyerek.
O da güldü. “Nerede kalmıştım?”
“Bu planı Kavita’yla birlikte yaptığınızı anlatıyordun.”
“Kavita, Diva ve ben. Diva, Bombay’ın en zengin kızı oldu. Bir fetiş partisi 
vereceği duyulunca bütün sosyete kuyruğa girdi.”
“Ama Diva orada bile değildi.”
“Bir polis barikatına takılmasını garantiledik. Böylece partide olanlardan 
sorumlu tutulamayacaktı.”
“Tereyağından kıl çeker gibi,” dedim.
“Aynen,” dedi elini göğsüme vurarak.
Bunu ilk kez yapıyordu. Belki minicik bir jestti ama içinde bütün hisleri 
gizliydi. Bu denli rahatlaması içimi ürpertti.
“Fetiş oyunları ve gizli kameralar hım?”
“Yayın yönetmeni de dâhil yedi hedefimiz vardı ama beşi geldi.”
“Hedef derken?”
“Değişim rüzgârları estirebilmemiz için gerekli yedi kilit isim.”
“Ve şimdi beşi...”
“Gecekondu mahallelerindeki yaşam standartları değişecek ve kadın sorun­
larına daha çok dikkat çekilecek. Sonuçta herkes kârlı çıktı.”
Doğrulup oturdum. Bana tarçın kokulu bir elbezi verdi. Elimi yüzümü sildim. 
“Bu adamlar dediğin kadar ağır toplarsa o filmler elinizde olduğu sürece 
tehlikedesiniz demektir.”
“Kimliğimizi açık etmedik ki. Arabulucularımız var.”
“Ne fark eder? Onları da yok edebilirler.”
“O kadar kolay değil. Arabuluculuk yapmaları için Katil Motorlar’la an­
laştık.”
“Ne diyorsun? Aklınızı mı kaçırdınız?”
“Merak etme. Hiçbiri beni bilmiyor. Yalnızca diğer tarafla muhataplar.” 
“Kimin fikriydi bu?”
“Gerçekten bilmek istiyor musun?”
“Tabii ki.”


Bağdaş kurup oturdu. “Randall’la bir iki kere Katil Motorlar’ın seni izle­
diğini gördük. Randall’ı neyin peşinde olduklarını öğrenmesi için yanlarına 
yolladım.”
“Randall, Katil Motorlar’ın karşısına tek başına mı çıktı?”
“İnanmazsın ama evet.”
“Gerçek bir kahraman,” dedim gülerek. “İyi ki seninle çalışıyor.”
“Bizimle,” diye düzeltti.
“Randall’la Diva’ya ne diyorsun? Naveen ona zil zurna âşık. Diva’nın da 
Naveen’i beğendiğini sanıyordum.”
“Sokağa çıkma yasağı var, Shantaram. Sokağa çıkma yasağında olanlar so­
kağa çıkma yasağında kalır. Naveen bunu hiç bilmese daha iyi.”
“Galibahaklısın. Katil Motorlara dönelim.”
“Randall onları Abdullah’ın seni korumaları için tuttuğunu öğrenmiş. 
Birkaçıyla da ahbap olmuş.”
“Sen de boşa çıktıklarında onları ben kiralayayım dedin.”
“Evet. Çok da sevindiler.”
“Ona ne şüphe?”
“Şu ara bir imaj çalışması yapıyorlar. Para için adam öldürmekten sıkılmış­
lar. Halkı ilgilendiren konulara el atmak istiyorlar.”
“İnsanlara şantaj yapmak gibi mi?”
“Olabilir. Onlar açısından düşünürsen büyük gelişme. Toplumun onları 
kabullenmesine önem veriyorlar.”
“Bak sen.”
“Katil Motorlara arabuluculuk teklif ettiğimde bir planım vardı. Bunu on- 
larsız yapamazdım. Baskı altında pes edecek birileri işime yaramazdı. Kader 
onları senin peşine takınca ben de onları arkama almakta sakınca görmedim.” 
“Önüne desek daha doğru.”
“Haklısın. Onları kovalayan bendim. Seçtiğimiz hedeflerle liderleri, 
Ishmeet bizzat konuştu.”
“Onu tanıyorum.”
“Gerçek bir beyefendi.”
“Adeta bir salon erkeği.”
“Pankaj diye bir arkadaşı var. Seni çok seviyor. Tam bir iş bitirici. Onu 
Download 7,58 Mb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   ...   153   154   155   156   157   158   159   160   ...   190




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©hozir.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling

kiriting | ro'yxatdan o'tish
    Bosh sahifa
юртда тантана
Боғда битган
Бугун юртда
Эшитганлар жилманглар
Эшитмадим деманглар
битган бодомлар
Yangiariq tumani
qitish marakazi
Raqamli texnologiyalar
ilishida muhokamadan
tasdiqqa tavsiya
tavsiya etilgan
iqtisodiyot kafedrasi
steiermarkischen landesregierung
asarlaringizni yuboring
o'zingizning asarlaringizni
Iltimos faqat
faqat o'zingizning
steierm rkischen
landesregierung fachabteilung
rkischen landesregierung
hamshira loyihasi
loyihasi mavsum
faolyatining oqibatlari
asosiy adabiyotlar
fakulteti ahborot
ahborot havfsizligi
havfsizligi kafedrasi
fanidan bo’yicha
fakulteti iqtisodiyot
boshqaruv fakulteti
chiqarishda boshqaruv
ishlab chiqarishda
iqtisodiyot fakultet
multiservis tarmoqlari
fanidan asosiy
Uzbek fanidan
mavzulari potok
asosidagi multiservis
'aliyyil a'ziym
billahil 'aliyyil
illaa billahil
quvvata illaa
falah' deganida
Kompyuter savodxonligi
bo’yicha mustaqil
'alal falah'
Hayya 'alal
'alas soloh
Hayya 'alas
mavsum boyicha


yuklab olish