S h a n t a r a m



Download 7,58 Mb.
Pdf ko'rish
bet75/190
Sana22.07.2022
Hajmi7,58 Mb.
#838043
1   ...   71   72   73   74   75   76   77   78   ...   190
Bog'liq
Dağ gölgesi

“Küskünlükler karşılanmamış ihtiyaçlardan ya da arzulardan doğar.
Benim 
de sana söylemek istediğim bu işte.”
Hemen cevap vermedim. Bir yazarın en kötü yanlarından biri, ilk bakışta 
güzel görünen bir yazı ya da sözde hemen bir kusur aramasıdır. Ben bunda 
bulamadım.
“Güzelmiş,” dedim.
“Sadece güzel mi? Bence Havalı Laflar Etme kategorisinde Nobel alabilir!” 
Gülümsedim.
“O kadar doğru ki, beynim paramparça oldu,” dedi. “Birden son aylardaki 
küskünlüğümün sebebini anlayıverdim. Ben gerçekten küskünüm, Lin. Hani 
birden etrafındaki güzellikler bile sinir bozucu gelmeye başlar ya?”
“Ne kadar bir sinir bozuculuktan bahsediyoruz?”
“Çok.”
“Çok?”
“Kendi kendime söylenmeye başladım.”
“Söylenmek derken?”
“Birkaç kere duyduğunu sanıyordum.”
“Benim yaptığım sinir bozucu şeyler hakkında mı?”
“Evet.”
“Ne gibi?”
“Öncelikle...”
“Dur, söyleme. Bilmek istemiyorum.”
“Ama gelişimine faydası olabilir.”
“Ben böyle iyiyim. Çoktan geliştim. Devam et. Söyleniyordun.”
“Gördün mü?” dedi eliyle çarşafı düzelterek. Ayakları bacaklarının alt kıs­
mında dinleniyordu. “O sözü duyduğumda, yani küskünlükler karşılanmamış 
ihtiyaçlardan ya da arzulardan doğar, artık hissettiklerim hakkında ne düşüne­
ceğimi biliyordum.”


“Düşünmek ve hissetmek. Anladım galiba.”
“Artık bir çerçevem vardı. Karşılanmayan ihtiyacımın ne olduğunu biliyor­
dum. Ve arzumun. Bunu anladığımda da, gerisi çorap söküğü gibi geldi.” 
“Karşılanmayan ihtiyaçlarla neyi kastediyorsun? Biraz açar mısın?”
“Senden kurtulmalıyım,” dedi ellerini yataktaki yıldızlara bastırarak.
“Yeni sen, şekeri hayatından çıkarmak istiyor öyle mi?”
“Artık ona ihtiyacım yok,” dedi parmağını yatak örtüsündeki bir dairede 
dolaştırarak. “Hiçbir şeyi tatlandırmama gerek yok. Özellikle de kendime söy­
lediklerimi.
“Ya karşılanmayan arzular?”
“Şu ara yüzde yüz içime dönmem gerek. Anın geçmesini izleyendense anın 
kendisi olmalıyım. Beni anlıyorsun değil mi?”
“Belki.”
“Şimdi. Bu an. Benim şimdim. Benim istediğim onlar. Anlıyor musun?” 
“Şimdi şu an şimdidesin zaten. Leese, yemin ederim, eğer bu işte bir gürü­
nün parmağı varsa...”
“Hayır, bunlar benim sözlerim. Sadece benim.”
“Gerçekten istediğin bu mu?”
“Bu daha başlangıç ve evet, eminim, Lin.”
Ne güçlü bir kızdı. Kararlı.
“Gerçekten istediğin buysa, saygı duyuyorum. Hatta bayıldım.”
“Sahi mi?”
“Elbette. Sen aklına ve yüreğine koyduğun her işi başarırsın.”
“Cidden böyle mi düşünüyorsun?”
“Evet.”
“Anlayacağını biliyordum,” dedi. Şimdi mavi gözleri dingin birer su biri­
kintisini andırıyordu. “Ben özel bir şimdi istiyorum. Tamamen benim olan. 
Başka biriyle paylaştığım durağan bir şimdiyi istemiyorum.”
Başka biriyle paylaşılan durağan bir şimdi.
Hapishanenin mükemmel bir 
tanımıydı.
“Anlıyorum,” dedim.
“Sadece ben olduğumda ben olmanın nasıl bir şey olduğunu merak edi­
yorum.”
“Anlıyorum,” diye yineledim.
Gülümsedi ve derin bir oh çekti.
“İlk bakışta bencilce gelebilir ama değil. Aksine sadece benim için değil, sen 
ve Karla için de en doğrusu bu. İlk kez bize farklı bir açıdan bakabiliyorum. İlk


kez sizin birbirinize ne kadar benzediğinizi ve benim ne kadar farklı olduğumu 
görebiliyorum. Anlıyor musun?”
Hem över, hem de yerercesine Karla’yla birbirimiz için yaratıldığımızı 
söylüyordu. Karla’nın sert yanları benim yaralarımla tam uyuşuyordu. Doğru 
veya değil, tuhaf bir şekilde, acı verici ya da değil, bunlar önemsizdi. O anlar 
Karla nın ya da benim değil, onundu çünkü.
Hayatımızdaki iniş çıkışlar, yapıp ettiklerimiz ve dönüştüğümüz kimseler 
sadece ve olması gerektiği gibi bizim sorumluluğumuzdaydı. Lisa kararlılığının 
o dingin ve tartışılmaz sükûnetinde muhteşem bir yalnızlık içindeydi. Net, 
kararlı, cesur ve umutluydu.
“Yeni seni sevdim,” dedim usulca.
“Teşekkür ederim,” diye mırıldandı. “Ve eski senden ayrılan yeni ben bun­
dan sonra yeni şenle aynı yatakta uyuyamayacağı için misafir odasını kiralamak 
zorunda kalacak.”
Güldüm. “Şimdin özel hayatının mahremiyeti ihlal ediliyormuş gibi hisset­
medikçe sorun yok.”
“Ah, hayır,” dedi ciddiyetle ve başını göğsüme yasladı. “Ama ayrıldığımıza 
ve aynı çatı altında yaşamaya devam edeceğimize göre bazı yeni kurallar be­
nimsemeliyiz.”
“Hım.”
“Yatılı misafirler mesela.”
“Yatılı misafirler mi? 
Şimdin
anında kalabalıklaşmaya başladı bakıyorum.” 
“Sokak kapısına bir tabela asabiliriz.”
“Tabela mı?”
“Sadece bizim anlayabileceğimiz bir tabela. Ya da bir bahçe cücesi koyalım 
mesela. Solda duruyorsa birimizden birinin yatıya misafiri var anlamına gelsin. 
Sağdaysa kimse yok, rahat olabiliriz demek.”
“Bizim bir bahçe cücemiz yok, Lisa. Bir bahçemiz de yok zaten.”
“Hani şu senin sevmediğin kedi heykelini kullanabiliriz.”
“Ben onu sevmiyorum demedim ki. O beni sevmiyor sanki dedim.”
“Ayrıca en az altı ay benden kira almayacaksın.”
“Yatılı misafirlerde kedi sağda mıydı, solda mıydı?”
“Sol. Kira diyorum.”
“Kira zaten bir yıllık peşin ödendi.”
“Ben misafir odasından bahsediyorum. Piyasa fiyatı üzerinden bir rakam 
belirleriz. Ama bütün paramı sonraki sergiye yatırdığım için şu ara meteliksi­
zim. Sana en az altı ay kira ödeyemeyeceğim.”


“Boş ver. Senden para alacak değilim.”
“Olmaz,” dedi kaburgalarımı yumruklayarak. “Israr ediyorum.”
“Boş ver,” dedim.
Yine vurdu.
“Tamam. Pes ediyorum.”
“Bir de... avans rica ediyorum.”
“Avans mı?”
“Evet.”
“Sen benim yanımda çalışmıyorsun ki.”
“Evet ama borç lafından nefret ediyorum. Bundan sonra senden borç iste­
diğimde avans demeye karar verdim. Ne yaratıcı, değil mi?”
“Kesinlikle.”
“Ama bir süreliğine mutfak, telefon, çamaşır ve elektrik su gibi masrafları 
paylaşamayacağım. Avansımın her bir kuruşunun yeri var çünkü.” 
lamam.
“Ama bir sonraki avansımın arta kalanıyla evin masraflarına katılmakta ıs­
rar ediyorum.”
“Bravo.”
“Bir de araba lazım olacak ama bunu dönünce de konuşabiliriz.”
“Elbette. Değinmek istediğin başka bir kural?”
“Son bir tane daha var.”
“Dinliyorum.”
“Şey... ben...”
“Evet?”
“Artık yemek yapmayacağım,” dedi dudaklarını birbirine bastırarak.
İki yılda toplasanız üç kere yemek pişirmişti. Hepsi de birbirinden yavandı.

Download 7,58 Mb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   ...   71   72   73   74   75   76   77   78   ...   190




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©hozir.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling

kiriting | ro'yxatdan o'tish
    Bosh sahifa
юртда тантана
Боғда битган
Бугун юртда
Эшитганлар жилманглар
Эшитмадим деманглар
битган бодомлар
Yangiariq tumani
qitish marakazi
Raqamli texnologiyalar
ilishida muhokamadan
tasdiqqa tavsiya
tavsiya etilgan
iqtisodiyot kafedrasi
steiermarkischen landesregierung
asarlaringizni yuboring
o'zingizning asarlaringizni
Iltimos faqat
faqat o'zingizning
steierm rkischen
landesregierung fachabteilung
rkischen landesregierung
hamshira loyihasi
loyihasi mavsum
faolyatining oqibatlari
asosiy adabiyotlar
fakulteti ahborot
ahborot havfsizligi
havfsizligi kafedrasi
fanidan bo’yicha
fakulteti iqtisodiyot
boshqaruv fakulteti
chiqarishda boshqaruv
ishlab chiqarishda
iqtisodiyot fakultet
multiservis tarmoqlari
fanidan asosiy
Uzbek fanidan
mavzulari potok
asosidagi multiservis
'aliyyil a'ziym
billahil 'aliyyil
illaa billahil
quvvata illaa
falah' deganida
Kompyuter savodxonligi
bo’yicha mustaqil
'alal falah'
Hayya 'alal
'alas soloh
Hayya 'alas
mavsum boyicha


yuklab olish