13
çal
ışmanın hepsinin bireysel ve belirli tarih aralıkları yahut disiplin alanlarına
sıkışmış çalışmalar olduğunu görmekteyiz. Oysa hemen her alanda yaşanan
gelişmeler ve buna bağlı olarak artan yeni ögeler, dile yönelik yapılan
çalışmaların neden geniş çapta olması gerektiğini açıklar niteliktedir. Bu
noktada kurumsal olarak derleyici ve sistemli bir tutum izlemek gereklidir. Örnek
verecek olursak neolojizmlerle çok eski zamanlardan beri ilgilenilen
Fransa’da;
B
aşbakan’ın hizmetlerine bağlı ve Fransız Dili Yüksek Konseyi’nin tavsiyelerini
yürüten, Genel Delegasyon & Fransız Dili, (ilk olarak resmi gazetede yayınlanan
ve
terminoloji komisyonlarının önerilerini içeren) resmi bir ‘Neolojiler Sözlüğü’
yayınlanmaktadır (2002, s.372-374). Bunun gibi düzenli yayınlar ve çalışmalar,
Türk dilinin de ihtiyacı kapsamındadır.
Neolojizmi konu alan
çalışmaları incelediğimizde dil uzmanlarının yeni
sayılabilecek bu alana karşı gösterdikleri yaklaşımların, alanı ve kapsamını
kavra
mak açısından yol gösterici birer rehber olduğunu söyleyebiliriz. Buna
istinaden
Zeynep Korkmaz
Gramer Terimleri
Sözlüğü
adlı eserinde “yeni
kelime” olarak ifade ettiği dildeki yeni birimleri; “dilin kendi kök ve eklerinden
yararlanarak, o dilin yaşayan veya ölü kelimelerindeki yapıya bakarak yapılan
veya ağız ve lehçelerden alınarak kullanıma sokulan kelimeler” olduğunu söyler.
Yeni kelimenin türetilme sürecine vurgu yapmakla birlikte örneklendirir:
“basın,
yayın, basınç, birikim, dergi, durum, göçmen, işlem, kazı, gezi, konut, sözlük,
tapınak, yaratık, yargı, yanıt vb.” (2007, s.242). Bu açıklama bize türetilecek
ye
ni ögelerin taşıması gereken temel özellik hakkında bilgi vermektedir.
Türetilecek yeni ögenin Türk toplumunda benimsenmesi için Türkçenin yapısına
uygun olması, dilde ifade kolaylığı sağlaması, toplumun kültür ve bilinci içinde
kolay yer edinebilmesi gibi
hususların yanı sıra Türk dünyasına da hitap edecek
biçimde birleştirici nitelikte olması beklenir.
14
Berke Vardar,
“yeni sözcük” kavramını; “yeni oluşturulmuş veya bir süre
unutulduktan sonra yeniden kullanılmaya başlanmış, bir başka
dilden veya bir
ağızdan yeni alınmış anlamlı birimlerle yeni bir anlam edinmiş aynı türden
birimlere verilen ad
” olarak açıklayarak bize neolojizm ve yeni sözcük
kavramlarını tek bir tanımda beraberce verir. “Yeni sözcük”lerin sıklıkla türev ve
birleşik yapı biçiminde karşımıza çıktığını söyler (2002, s. 223). Nitekim
çalışmanın inceleme kısmında, yeni öge ve yeni sözcük
olarak
gruplandıracağımız kelimelerin oluşum biçimleri de karşılarında verilerek bu
konuda bir çıkarım yapılmaya çalışılacaktır.
Kamile İmer, Ahmet Kocaman ve Sumru Özsoy tarafından hazırlanan
Do'stlaringiz bilan baham: