28
işlediğini bilmek gerekir. Bir kelimenin sözlükselleşme süreci üzerine çeşitli
sıralamalar yapılmıştır. Fischer, Bauer ve Schmid gibi isimlerin yaptığı
sıralamaları genel çerçevede toparlayan Bozkurt sözlükselleşme sürecini şu
şekilde özetlemektedir: anlık oluşum, yeni öge, yerleşikleşme, sözcük birim
seçme yani b
asılı yahut dijital sözlüğe girme (2016, s.24). Demek oluyor ki yeni
ögelerin sözlük macerasında karşılaştıkları yerleşikleşme
yani toplumda kabul
görür hale gelme hususu, kelimelerin sözlüğe alınmasından önceki önemli bir
değerlendirme konusudur.
Yerleşikleşmenin de çeşitli ölçütleri bulunmaktadır. Yerleşikleşmeyi
etkileyen
unsurlarla alakalı olarak Fischer’ın şu maddeleri konu hakkında fikir verici
niteliktedir (Akt. Bozkurt, s.41):
a. S
ıklık: Yeni ögenin kararlı bir biçimde belli bir sıklıkta kullanılmasıdır.
b. Metin türü
ve genel metinlerin çeşitliliği: Yeni ögenin farklı metin türlerinde
kullanılıyor olmasıdır.
c. Dil içi gerekçeler:
Sözcüğün farklı yazılış biçimleri (büyük harf, küçük harf,
ilk harfi
büyük, kısa çizgili) aynı anda mevcut olduğu zaman, bunlar devam
eden yerleşikleşme sürecinin devam ettiğini göstermektedir. Yerleşikleşen
sözcük yavaş yavaş ölçünlü biçimini bulacaktır.
d. Anlam:
Eğer anlamı bilinmeyen yeni bir sözcük hâlâ eş anlamlısı ile veya
açıklaması ile kullanılıyor ise bu, yeni sözcüğün Yerleşikleşme sürecini
tamamlamadığının göstergesidir.
e. S
özcük yapımı ve üretkenlik: Bir sözcük ya da bir sözcüğün bir bölümü
yeni bir ögenin
uydurulması için çıkış noktası teşkil edebilir.
Yerle
şiklik ve popülerlik kavramlarının tam da burada ayrılması gerekir. Güncel
olarak kullanılan bir kelime popüler olduğu için gündemde kalıyor olabilir.
Kelimenin yerleşikleşmesi ise artık o dile ait olması demektir.
29
Bir s
özcüğün dilde tutunabilmesi için Metcalf’ın belirlemiş olduğu birtakım
özellikler mevcuttur. Bu
özellikler şöyledir (Akt. Bozkurt s.42):
a.
Kullanım sıklığı (metinlerdeki yinelenme miktarı)
b. Dikkat çekmeme (
sözcüğün önceden biliniyormuş hissi uyandırması)
c. K
ullanıcıların ve durumların çeşitliği (çeşitli insanların çeşitli
durumlarda
kullanıyor olması)
d. Anlam ve biçimlerin üretilmesi
(türevlerinin varlığı)
e. K
avram dayanıklılığı (zamana ve değişime karşı tutunabilirliği)
Bi
r sözcüğün sözlükte sözlük birimi yahut madde başı olarak yer alabilmesi için
öncelikli
olarak yerleşikleşmesi gerekir. Yerleşikleşmenin ölçütleri ise en geniş
biçimiyle Metcalf’ın yapmış olduğu sıralamada mevcuttur. Çalışmada bu ölçütler
göz önünde tutul
arak yerleşikleşmiş ve yerleşikleşmesi ön görülen yeni ögeler
belirl
enmiştir. Henüz yerleşikleşmemiş yeni ögeleri anlık oluşum olarak
adlandırmak yerinde olacaktır. Yeni ögenin anlık oluşum aşamasında
tespit
edilmesi Türkçe karşılık bulma sürecini daha anlamlı kılar. Yerleşikleşmiş
kelimeleri dilde yeni üretimler ya
parak değiştirmekse toplumda yeni bir
benimseme süreci
gerektireceği için uzun ve çoğu kez karşılığı
olmayan bir
çaba olarak gözükmektedir.
Do'stlaringiz bilan baham: