B. Moğollar ve Timurlular Döneminde Yaylak Olarak Bâdgîs
Yaylaklar, göçebe toplumların temel yaşam alanlarıdır. Bahar anlamındaki “yay”
kökünden türeyen “yaylak” yaylamak mastarından yaylak şekline dönüşmüştür. Arapçada
masif, Farsça’da serd-sîr (soğuk bölge) olarak geçmektedir (Bosworth, 2002, s. 301;
Kaşgarlı Mahmud, 2005, s. 676; Uyar, 2013, s. 245).
Afganistan’ın kuzey kısmında yer alan Bâdgîs bir platoydu. Burası yüksekliği
sebebiyle serindi ve bol yağış almaktaydı (Seyf-i Herevî, 1944, s. 104; Strange, 2015, s.
502). Yazın dahi Bâdgîs’in yaylalarında hava ve su çok soğuktu (Hâfız-i Ebrû, 1349, s. 106).
Bu nedenle yılın tümünde yeşil yeşil olarak kalıyordu (İbn Batuta, 1983, s. 272). Bâdgîs, çok
eskiden beri gür otlakları nedeniyle göçebeler için cazip bir yerdi (Piyadeoğlu, 2011: 21).
Birçok insan ve hayvan burada yaşayabiliyordu (Hâfız-i Ebrû, 1349, s. 32). Gür otlakları
nedeniyle göçebeleri cezbeden bir yer olduğu için burada yerleşik halk kültürünün oluşması
mümkün olmadı (Barthold, 2005, s. 223).
Hamdullah Müstevfî, Tarih-i Güzide de Emîr Nasr b. Ahmed Sâmânî Horâsân
memleketlerini ele geçirdikten sonra Herât’a geldiği zaman buranın kuzey rüzgârlarını,
Serahs’ın ilkbaharını, Bâdgîs’in yazını, şehrin etrafını nimetle dolduran sonbaharını görünce
hanedanın gerçek payitahtını unuttuğunu kaydetmiştir. Ebû’l-Hasan-ı Rûdegî (ö.329/941)
Sâmânîler devrinde Buhârâ’da meşhur bir şair iken Bâdgîs’in güzelliklerine hayran olup
buraya yerleşmişti. Sâmânoğlu Hükümdarı Emîr Nasr onu tekrar Buhârâ’ya çağırmak
istemişse de o dönmemiştir (Devletşâh, 1997, C.I, s. 64).
Gaznelilerin yol boyunda otlak sıkıntısı çektiği sırada Sultan Mes’ud komutanlarına
yemin bol olduğu Bâdgîs’e gidip bir müddet orada kalmalarını söylemişti (Beyhakî, 2019,
s. 579). Gür otlakları nedeniyle burada at ve koyunun bolca yetiştirildiğini, Gûrluların burada
yetiştirdikleri atları satarak önemli gelir elde ettiklerini yukarıda söylemiştik.
Yer sıkıntısı çeken Selçuklu Türkleri için otlaklarıyla meşhur olan Bâdgîs çok
önemliydi. Bu nedenle bölgedeki mücadeleler sırasında Bâverd’den sonra Bâdgîs’e
ulaşmışlardır. Zaten bu otlaklar Dandanakan Savaşı öncesinde iaşe temini için hem
Gazneliler hem de Selçuklular açısından elde tutulup faydalanılması düşünülen bir alandı
(Özgüdenli, 2012, s. 42).
Gûrluların sürüleri Bâdgîs’te otlardı (İbni Batûta, 1983, s. 272). Dönemin
kaynaklarında yer alan Hârzemşâh Alâeddîn Muhammed’in haberi olmadan askerlerinin
1204 yılında Gûrlulara ait olan Bâdgîs’ten çok fazla mal ve at yağmaladıkları bilgisi buranın
göçebe unsurların üretim biçimlerinden olan at, koyun gibi hayati öneme haiz ürünlerin
Uluslararası Yaylacılık ve Yayla Kültürü Sempozyumu, 26 - 28 Eylül 2019 - Giresun
International Symposium on Transhumance and Upland Settlement Culture, 26
th
- 28
th
of September 2019 – Giresun
63
burada ne kadar bol olduğunu göstermesi bakımından dikkate şayandır (Cüveynî, 2013, s.
287; Barthold 1990, s. 372).
Yaylaklar, bir yandan kalabalık Moğol boylarının eski göçebe hayatlarını devam
ettirdikleri yerleşim alanları olarak varlığını sürdürürken diğer yandan daha çok yönetici
sınıftan yeni yeni yerleşik hayata geçen Moğollar için yeni yaşam koşulları içinde başka bir
mana kazanmıştı. Kış soğuklarında şehirlerde kalan Moğollar, havalar ısınmaya
başladığında eski geleneğin bir devamı olarak yaylaklara göçüp orada yazlık şehirler
oluşturdular (Haykıran, 2015, s. 176).
Do'stlaringiz bilan baham: |