4.
Orta Çağ’da Bâdgîs’e Dâhil Yerler
Bölgeye İslâmiyet’in girdiği ilk yıllarda Horâsân’daki kentler sayılırken Belh, Herât,
Bûhâra, Fergana, Şaş, Tirmiz ve Serahs başta olmak üzere birçok önemli şehirle birlikte
Bâdgîs de zikredilmiştir (Öztürk, 2018, s. 46-47). Belâzurî, Horâsân’ın dört kısımdan
meydana geldiğini Bâdgîs’i de bu dört grubun birincisinde yer aldığını kaydetmiştir.
1
Makdisî ise Horâsân’ı dokuz bölge ve sekiz bölüme ayırdığı taksimatında bu bölümlerin en
büyüğünü Bûşenc, Bûşenc’den sonra sırasıyla Bâdgîs, Garcistân, Merv’er-rûd, Tohâristân,
Bâmyân, Kenc-i Rustak ve İsfizâr olarak kaydetmiştir (s.261). Ebûl Fidâ Bâdgîs’in dördüncü
iklimde olduğunu kaydetmiştir (Ebûl Fidâ, 2017, s. 355).
1
Bu dört grup şunlardır, Birincisi, Nîşâbûr, Kûhistân, Tabeseyn (iki Tabes), Herât, Bûşenc, Bâdgîs ve adı
Taberân olan Tûs illerini ihtivâ eden İran şehirleri. İkincisi, Merv, Tâlekân, Nesâ, Bâverd, Merv’er-rûd,
Hârezm, Zemn ve Âmul. Üçüncüsü, Ceyhun Nehri’nin batı tarafındaki ülkedir. Nehir ile arasında sekiz
fersahlık mesafe vardır. Bu ülke Faryâb, Cürcân, yukarı Tohâristân (Tâlekân), Hûttal (Vâhş), Kûvâdiyân,
Enderâbe, Bâmyân, Bâğlân ve Vâlic illerinden mürekkeptir. Dördüncüsü, Mâverâünnehir yer almaktadır.
Burası; Buhârâ, Şâş, Turaibend, Sogd (yani Kîş ve Nesef), Usrûşene, Sâmân, Fergâna, Semerkand, Serahs gibi
Türk illerini ihtivâ etmektedir (İbn Fakih, 2013, s.237).
Uluslararası Yaylacılık ve Yayla Kültürü Sempozyumu, 26 - 28 Eylül 2019 - Giresun
International Symposium on Transhumance and Upland Settlement Culture, 26
th
- 28
th
of September 2019 – Giresun
59
Bâdgîs, X. yüzyıldan beri çok sayıda köyü olan verimli ve bereketli bir şehirdi (Ebûl
Fidâ, 2017, s. 355; İsfizârî, 1338, C.II, s. 133;Hamdullah Müstevfî, 1919, s. 151). Dönemin
kaynakları buranın üç yüz civarında köyünün olduğunu kaydetmişlerdir (Hudûdü’l-âlem,
2008, s. 59; Hâfız-i Ebrû, 1349, s. 94).
Orta Çağ’da Bâdgîs’e bağlı yerler şunlardı: Dihistân, Büst, Câdâvâ, Cebelü’l-Fidâ
(Gümüştepe-Kûh-i Sîm), Kûcûnâbâd (Kûgânâbâz), Kûfe, Kûmîs, Cazvî, Kâbrûn veya
Kâlvûn (Ensârî, 1383, s. 103; İbn Havkal, 1992, s. 221; İstahrî, 1989, s. 212; Makdîsî, 1994,
s. 263; Opçin, 2015, s. 333; Strange, 2015, s. 502).
Bâdgîs şehirlerin en büyüğü, en şenlikli, en mamûr olanı Herât’ın kuzey doğusunda
ve Bâdgîs’in güney kısmını oluşturan Dihistân idi (İbn Havkal, 1992, s. 221; İstahrî, 1989,
s. 212; Makdîsî, 1994, s. 271; Strange, 2015, s. 501-502). Burası Bâdgîs’in başkentiydi
(Hamdullah Müstevfî, 1919, s. 151; Strange, 2015, s. 502). Şehir, dağın eteğinde tepeler
üzerine kurulmuştu. Bûşenc’in dörtte biri kadardı. Yaz sıcaklarından korunmak için tuğladan
yapılan yer altı evleri meşhurdu (Hâfız-i Ebrû, 1349, s. 95; İstahrî, 1989, s. 212; Piyadeoğlu,
2011, s. 22; Strange, 2015, s. 502). Akarsuyu az olduğu için ziraatı gelişmemişti (Opçin,
2015, s. 333; Piyadeoğlu, 2011, s. 22).
Kucunâbâd (Kûgnâbâz-Kuhunâbâd), Câdâvâ ve Kalvûn, Serahs yolu üzerindeydi.
Bâdgîs’in yöneticileri Kucunâbâd’da otururlardı. Burası Dihistân’a yarım fersah
uzaklıktaydı (Hâfız-i Ebrû, 1349, s. 95). Kucunâbâd ve Cazvî’nin akarsuları boldu. Ancak
yine de sulu tarım fazla yaygın olmayıp yağmur suları ile yapılmaktaydı. Kûfe step bir alanda
kurulmuştu (el-Makdîsî, 1994, s. 271; Opçin, 2015, s. 333).
Çihil Duhteran (Kırk Kızlar), Zeferân, Lenger-i Şeyh Buğra, Lenger-i Emîr
Gıyâseddîn, Taht-ı Melik ve Tarnâbâd başta olmak üzere birçok kasaba 15. yüzyılda hâlâ
mâmûrdu (Hâfız-i Ebrû, 1349, s. 32).
Çihil Duhterân Bâdgîs’in önemli kasabalarından biri olup burada bir ziyaret yeri
vardı (İsfizârî, 1338, C.I, s. 145). Halk buraya gelip dualar edip dilekte bulunurdu. Şehrin
nüfusu kalabalıktı. Burada pazar kurulurdu. Çihil Duhterân’da Emîr Nizâmeddîn Ribatı
vardı. Kasabanın yakınından geçen ırmak su sorununu çözmüştü (Hâfız-i Ebrû, 1349, s.
105). Timurlu hükümdarı Mîrzâ Şâhruh’un eşlerinden Mülket Ağa Herât’a sekiz fersah
mesafede Dere-i Zengî ve Çihil Duhterân arasında geniş bir kervansaray inşâ ettirmişti. Daha
sonraki yıllarda harap olan bu kervansarayı kimse tamir ettirmediği için hiçbir iz kalmamıştır
(Hândmîr, 1994, s. 346).
Cebel-i Fidde (Fîdâ) adından da anlaşılacağı üzere dağlık bir alanda kurulmuştu
(Makdîsî, 1994, s. 271). Orta Çağ’da Kabrûn’un (Kalvun) suyu hem sulama için ve hem de
içmek için yeterliydi. Ancak yine de tarım yağmur suları ile yapılmaktaydı. Bu durum
sulama kanalı sisteminin çok yaygın olmadığını göstermektedir (Hâfız-i Ebrû, 1349, s. 95).
Bâdgîs’in Serahs yolu üzerinde Kûh-i Nûkre adında bir yerleşim yeri daha vardı (İstahrî,
1989, s. 212; Strange, 2015, s. 502).
60
Uluslararası Yaylacılık ve Yayla Kültürü Sempozyumu, 26 - 28 Eylül 2019 - Giresun
International Symposium on Transhumance and Upland Settlement Culture, 26
th
- 28
th
of September 2019 – Giresun
Makdîsî Bâdgîs’e bağlı dokuz büyük kasabanın isimlerini vermişse de Moğol
istilâsıyla harap olduklarından yerleri tespit edilememektedir. Bâdgîs’in doğu kesimi,
Herât’ın ise kısmen kuzey doğusu Kenc-i Rustak olarak bilinirdi (Strange, 2015, s. 500).
Daha sonra Kenc-i Rustak sonraları Afganistan’ın batısını kapsayan geniş bir alan için
kullanılmaya başlandı (Barthold, 1930, s. 47). Orta Çağ’da Kenc-i Rustak aynı zamanda
buradaki kasabanın da ismiydi (Makdîsî, 1994, s. 271). En önemli şehirleri Beben (Babne),
Keyf ve Bağşûr’du (Strange, 2015, s. 500).
İbn Havkal Bağşûr’un hicrî 4. yüzyılda Horâsân’ın en mâmur şehirlerinden birisi
olduğunu kaydetmiştir (Hâfız-i Ebrû, 1349, s. 98). Herât ile Merv arasında Merv’er-rûd’a
daha yakın bir yerleşim yeridir. Burası Kenc-i Rustak’ın ana kasabalarından biriydi. Çöllerin
ortasında düz bir alanda kurulmuştu. Su ihtiyacı kuyulardan sağlanmaktaydı. Burası
havasının güzelliği ile meşhurdu (Barthold, 2005, s. 221; Câmî, 1971, s. 143; el-İstahrî,
1989, s. 213; el-Makdîsî, 1994, s. 272; Hâfız-i Ebrû, 1349, s. 98;Hudûdü’l-âlem, 2008, s. 59;
Opçin, 2015, s. 334; Strange, 2015, s. 500). XV. yüzyıldaki kayıtlara göre evleri kerpiçtendi
(Hâfız-i Ebrû, 1349, s. 111). Sonraki dönemleriyle ilgili çok fazla bilgi bulunmamaktadır.
Bağşûr’un kalıntıları günümüzde Kal’a-yı Nevr olarak bilinmektedir (Hâfız-i Ebrû, 1349, s.
32, 98; Strange, 2015, s. 500-501).
Bevne (Beben) de Bâdgîs’in beldelerinden olup (Ebûl Fidâ 2017, s. 355; Hamdullah
Müstevfî, 1919, s. 151) küçük bir kasabasıydı (Barthold, 2005, s. 222;İstahrî, 1989, s. 212;
Strange, 2015, s. 501, 503). Beben, Herât’ın kuzeyinde ve buraya üç konak uzaklıktaydı
Hâfız-i Ebrû, 1349, s. 24; Uslu, 1997, s. 369). Şehir Bûşenc’den daha büyüktü (İstahrî, 1989,
s. 213). Buraya bağlı olan en önemli yerler Kenc-i Rustak ve Keyf’di. Keyf kırsal bir
kasabaydı (Makdîsî, 1994, s. 26). Orta Çağ’da Beben ve Keyf‘in akarsuları bağları ve
bahçeleri çoktu. Binaları kerpiçtendi (Opçin, 2015, s. 334; Hâfız-i Ebrû, 1349, s. 111). Ekin
alanları bağ ve bahçeden daha çoktu. Bunun en önemli sebebi ise sularının azlığıydı (Hâfız-
i Ebrû, 1349, s. 24).
Bâdgîs’ın Orta Çağ’da çevresindeki önemli yerleşim yerlerine olan uzaklığı ise
şöyledir, Bûşenc-Bâdgîs arası üç merhale, Bâdgîs-Herât arası dört merhale (Ya‘kûbî, 2002,
s. 61).
Bâdgîs’teki şehirlerin harabelerinden buralarda önemli yerleşim yerlerinin olduğu
anlaşılmaktadır. Ancak yerleşim yerlerinin eski isimlerinin çoğu Moğol istilâsıyla harap
olduktan sonra unutulmuş ve 14-15. yüzyıllarda yeni isimlerle anılır olmuşlardır (Hâfız-i
Ebrû, 1349, s. 98).Günümüzde Bâdgîs vilayetinin merkezi Kale-i Nev şehridir. 20.591 km²
yüzölçümündeki vilayetin nüfusu 400.000'dir.
Uluslararası Yaylacılık ve Yayla Kültürü Sempozyumu, 26 - 28 Eylül 2019 - Giresun
International Symposium on Transhumance and Upland Settlement Culture, 26
th
- 28
th
of September 2019 – Giresun
61
Do'stlaringiz bilan baham: |