Moğollar dönemindeki Aras Nehri’nin aşağı kısmında yer alan bu gün bir kısmı
Azerbaycan bir kısmı da İran’da yer alan Mugan Otlağı önemli otlaklardandı (Uyar, 2013,
s. 250). Bunun dışında onların Horâsân, Anadolu ve Afganistan’a birçok yerde önemli
yaylakları ve otlakları vardı. Batıdan Kûçân, doğudan Tûs, güneyden Nîşâbûr, kuzeyden
Yazer ile çevrili olan Radgan otlağı bu dönemde Moğol göçebeler için çok elverişli yerlerden
birisiydi. İlhanlıların son dönemlerinde Serbedârî lideri Abdürrezzak İlhanlıların Horâsân
vezîri Hâce Alâeddîn Hindû’nun buradaki üç bin atını alıp Sebvezâr’a getirmiş ve piyâde
askerlerini süvârî duruma getirmişti (Devletşâh, 1997, C.II, s. 334-335; Şahin, 2017, s. 173).
Bu dönemde bölgenin ismi Bâdgîs Yaylağı veya Bâdgîs Otlağı şeklinde kullanılmıştır
kullanıldı (Smith, 2000, s. 407; Uyar, 2013, s. 257). Seyyah Ferrier, Bâdgîs’teki Kale-yi Nov
yakınında bulunan otlakların bütün Asya’nın en iyi otlakları olduğunu kaydetmiştir
(Barthold, 2005, s. 223). Güneye ve kuzeye yapılacak seferlerde atların semizleştirilmesi,
iaşe temini ve yaylak olarak kullanılması nedeniyle Bâdgîs Moğollar açısından son derece
önemli bir yaylaktı. Bu nedenle Moğol devletleri dahi burası için kendi aralarında savaştılar.
1270 yılında İlhanlılar ile Çağataylar arasında Bâdgîs otlaklarına sahip olmak için yapılan
savaş buranın ne kadar önemli olduğunu göstermektedir (Barthold, 2005, s. 223; Barthold &
İlhanlı Hükümdarı Abaka Han’ın en küçük kardeşi Tübşin’e ait olan Bâdgîs otlağını
Çağatay hükümdarı Barak Han almak isteyince Abaka Han ona karşı koyamadı Argûn
Aka’nın yardımıyla Abaka Han’ın ordusu beklemek için Mâzenderân’a çekildi
(Dashdondog, 2011, s.168). Çağatay hükümdarı Barak, otlakları askerlere bölüştürüp atlarını
semizleştirmelerini, bu sırada atların yerine eşek ve öküz kullanmalarını emrettiğinde
64
Uluslararası Yaylacılık ve Yayla Kültürü Sempozyumu, 26 - 28 Eylül 2019 - Giresun
International Symposium on Transhumance and Upland Settlement Culture, 26
th
- 28
th
of September 2019 – Giresun
Yesür’e Bâdgîs otlağını verdi (Reşîdüddin Fazlullah, 2013, s. 92). Gazan Han’ın 1302
yılında Horâsân’da Şehzâde Olcayto Hudabende’ye yazın oturması için taksim ettiği
yaylaklar arasında Ebîverd, Tus, Merv ve Serahs ile birlikte Bâdgîs de vardı (Spuler, 1987,
s. 367 dn 2; Reşîdüddin Fazlullah, 2013, s. 288).
Çağatay Hanlığındaki iç mücadeleler muhalif prenslerin daha güneye inerek
Horâsân’a yerleşmesine sebep oldu. Çağatay Hanlığındaki iç mücadelelerden faydalanan
İlhanlılar onlara muhalif olan şehzâdelere yardım ettiler. Onlara yönetecek teb’a ve topraklar
verdiler. İlhanlıların bu siyâseti Horâsân’ın güneyinde Çağatay nüfûzunu arttırdı (Manz,
2006, s. 39). Bu ihsanların en önemlilerinden birisi İlhanlı hükümdarı Olcayto’nun Yesûr’a
1313-1314 yılında Bedehşan ile Kandahar dağlarını da içine alan Belh’den Kâbil’e kadar
olan alanı vermesidir. Yesûr kendi yandaşlarını bu bölgeye getirip iskân etti. Yesûr’un
kendisi de Bâdgîs’e yerleşti. Bu sırada Mâverâünnehr’e yaptığı akınlardan ele geçirdiği
birçok esiri de Horâsân’a yerleştirdi (Manz, 2006, s. 40). Çağatayların önemli güçlerinden
Karaunasların bir kısmı İlhanlılara bağlıydı ve Herât-Bâdgîs-Cuveyn ve Kunduz-Bağlan
otlaklarını kullanmaktaydılar (Manz, 2006, s. 215; Simith, 2000, s. 408). Bâdgîs’in Moğollar
için önemli bir yaylak olma özelliği Moğollar tarih sahnesinden silinene kadar devam etti.
Bâdgîs’in Timurlular özellikle de Mîrzâ Şahruh zamanında kullanım amacı
Moğolların kullanım amacına göre bir yönüyle benzer bir yönüyle de farklılık göstermiştir.
Şöyle ki; Timurlular da Bâdgîs’i Moğollar gibi yaylak olarak kullanıp otlaklarının bol
olmasından ziyadesiyle faydalanmışlardır. Çoğunlukla Moğolların yönetici sınıfının kışın
şehirlerde kalırken yazın yaylalarda yaşamaya devam etme alışkanlıkları Timurlular
zamanında da devam etti. Ancak burası hayvanların yetiştirilmesi amacı dışında başkent
Herât’ın sıcak havasından kurtulma amacıyla dinlenme, hoş vakit geçirme yeri olarak da
kullanmışlardır. Özellikle Mîrzâ Şahruh zamanında Bâdgîs, hükümdarın sürekli gittiği bir
yer oldu. Hükümdarın burada bulunması nedeniyle devlet işleri de buradan yürütülmüştür.
Bu anlamıyla yaylak kelimesi devletin yazlık karargâhı anlamında da kullanılmaktadır.
Timurlu yöneticiler Bâdgîs’i aynı zamanda dinlenme, hoş vakit geçirme, başkent Herât’ın
sıcak havasından kurtulma amacıyla da kullanmışlardır.
Bâdgîs çevresi Herât Bölgesi’nin en serin yeriydi. Orta Çağ’da kuzey rüzgârları ve
çok güzel havası ile meşhurdu (Barthold & Allchin, 1986, s. 857; Devletşâh, 1997, C.II, s.
322; İsfizârî, 1338, C.II, s. 1; Seyf-i Herevî, 1944, s. 106). Havasının güzelliği ve yayla
özelliği yönünden Bâdgîs’teki Kiytû (Kitû) Dağları çok daha meşhurdu.
1
Burası güzel havası
ve cennete benzetilen bahçeleri ile çok güzel bir yerdi (Abdürrezzak Semerkandî, 1949, II/3,
s. 315; Alan, 2015, s. 169). Kiytû, Mîrzâ Şahruh’un da sık sık gittiği bir yerdi (Abdürrezzak
es-Semerkandî, 1949, C.II/3, s. 194; Alan, 2015, s. 169; İsfizârî, 1338, C.II, s. 228).
Bâdgîs’teki meşhur yaylaklardan birisi de Baba Hâki Yaylağı’ydı. Buranın otlakları
ve ormanlık alanları çoktu. Havası serin ve çok güzeldi. Akarsuları da çok hoştu. Yaylada
türlü türlü kuşlar ötüşür yabani hayvanlar dolaşırdı. Herât’ın yöneticilerinin çoğu baharda
1
Aynı adla Tiflis’ten sonra Nahcivan yolu üzerinde de bir yer vardır (Tacü’s-Selmânî, 1988, s.62, dn.139).