5. Bölgenin Ekonomisi
X. yüzyılda yazıldığı tahmin edilen Hudûdü’l-âlem, Bâdgîs’den nimeti bol bir yer
olarak bahsetmiştir (s. 59). Hâfız-i Ebrû bölgenin verimli olduğunu, gür otlakları ve tarımı
nedeniyle birçok insan ve hayvanın burada yaşayabildiğini kaydetmiştir (Hâfız-i Ebrû, 1349,
s. 32; Hâfız-i Ebrû, 1349, s. 42). Bâdgîs’e bağlı Kabrûn’da çok fazla koyun
yetiştirilmekteydi. Orduların en önemli unsuru olan atlar da bölgede bolca yetiştirilmekteydi
ve çok meşhurdu (İsfizarî, 1338, C.II, s.21). Burada yetiştirilen atlar bölge ekonomisine
büyük bir katkı sağlamaktaydı. Bölgenin gür otlaklara sahip olması at yetiştiriciliğini
kolaylaştırmaktaydı. Nitekim çok defa atların semizleşmesi için buraya gönderildiği Timurlu
kaynaklarında mevcuttur. Kertler, Bâdgîs’ten Herât’a at getirip satarlardı (Şerefüddin Ali
Yezdî, 2013, s. 31). Nüfusun seyrek olması, gür otlaklar ve ormanlık alanların çokluğu
nedeniyle bölgede yabanî hayvan sayısı ve çeşidi de oldukça fazlaydı. Bunun sonucu olarak
Bâdgîs’in yabanî hayvan kürkleri de meşhurdu (Hâfız-i Ebrû, 1349, s. 111).
Orta Çağ’da burada başta sert kabuklular olmak üzere soğuk iklime elverişli çok
çeşitli meyveler yetişirdi. Buğday tarımı yaygındı (Hamdullah Müstevfi, 1919, s. 147). En
meşhur tarım ürünü ise fıstık idi (Barthold &Allchin, 1986, s. 857; Hâfız-i Ebrû, 1349, s. 95;
İbni Batûta 1983, s. 272; İsfizârî, 1338, C.II, s. 134; Hamdullah Müstevfî, 1919, s. 151).
Çünkü buranın fıstığı hem yumuşak, hem içleri kolay çıkmakta hem da tadı çok güzeldi.
Fıstığın içinin kolay açılması nedeniyle insanın yüzüne güldüğüne inanılırdı (Hâfız-i Ebrû,
1349, s. 100). Fıstığın hasat döneminde Herât’tan insanlar çalışmak için buraya gelirlerdi.
Toplanan bu fıstıklar çevre şehirlere satılırdı. Bâdgîs ve Herât halkının bir kısmı geçimlerini
bundan sağlarlardı. Mevsimlik göç dolayısıyla Bâdgîs’te canlılık yaşanırdı (Hamdullah
Müstevfî, 1919, s. 151; Strange, 2015, s. 502). Bir kişi bir başkasının fıstığını çalarsa onun
eşeğini kurdun yiyeceğine inanılıyordu (Hâfız-i Ebrû, 1349, s. 95). Burada üzüm de bolca
yetiştirilen ürünler arasındaydı (Piyadeoğlu, 2011, s. 181). Bâdgîs’te çok çeşitli meyveler
yetişirdi. Baba Şeyhî ismini taşıyan kavunları meşhurdu (Kalkan, 2015, s. 529). Kavun
pazarının hâsılatı her yıl 50 bin Kebekî Dînâr’dı.
Bâdgîs’in yüksek olması nedeniyle ormanlık alanlar da yaygındı. Herât’ın ormanı
ihtiyacını karşılayamamaktaydı. Yakacak ve inşaatlarında kullanılacak kereste ihtiyacının
çoğu Bâdgîs’ten getirilmekteydi (Aka, 2000, s. 131; Aka, 2005a, s. 67; Hâfız-i Ebrû, 1349,
s. 100; İsfizârî 1338, C.I, s. 133-134). Bâdgîs’ten gelen ardıç ağacı oldukça dayanıklıydı.
Yıllarca toprak yapının içinde ve toprağa gömülü olmasına rağmen çürümüyordu (Hâfız-i
Ebrû, 1349, s. 42).
Bâdgîs’te Sâmânîlerden Timurlulara kadar olan dönemde Serahs yolundaki Cebelü-
Fidda’da (Kûh-i Sîm-Gümüş Dağı) (Hâfız-i Ebrû, 1349, s. 95) ve Herât’ın kuzeydoğusunda
bulunan Penchîr veya Nehcîr adıyla bilinen yerde gümüş madeni işletilmekteydi (Aka,
2005b, s. 24; İbn Havkal, 1992, s. 220; İstahrî, 1989, s. 212;Makdîsî, 1994, s. 271; Lombard,
1983, s. 165; Strange, 2015, s. 502; Uslu, 1997, s. 164).
Neretû Kalesi civarındaki kömür madeni buraya ekonomik canlılık getirmişti (Hâfız-
i Ebrû, 1349: 108). Bâdgîs’de yılın çoğu zamanında rüzgâr hiç eksik olmazdı. Bölge insanı
62
Uluslararası Yaylacılık ve Yayla Kültürü Sempozyumu, 26 - 28 Eylül 2019 - Giresun
International Symposium on Transhumance and Upland Settlement Culture, 26
th
- 28
th
of September 2019 – Giresun
Orta Çağ’da bu durumu lehine çevirmeyi bilmiş ve rüzgâr değirmenlerini bolca
kullanmışlardır (Hamdullah Müstevfi, 1919, s. 148). Bâdgîs, Orta Çağ’ın Herât’ı için hayatî
önem taşıyan malların tedarikçisiydi. Oradan atlar, başta koyun olmak üzere çeşitli küçükbaş
hayvanlar, tahıl ve kereste gelirdi.
Do'stlaringiz bilan baham: |