gösterilebilir. Gerek yayla yolları güzergahında bulunan hanlar ve Sultanmurat,
Limonsuyu yerleşim alanları, çevre yaylaları ve yayla yolcularının acil ihtiyaçlarını
karşılama ve konaklama alanları iken, tamamen ticari amaca hizmet eder hale
gelmiştir. Eğrisu Yaylası ise, bana göre neredeyse yayla olmaktan çıkmış, bir dağ tatil
köyüne dönüşmüştür (F. Düzenli, kişisel iletişim, 7 Eylül 2019).
Yaylalar ve yaylacılıktaki dönüşüm bağlamında, Sultanmurat, Eğrisu ve çevre
yaylalarla ilgili mülakatta bulunduğumuz emekli tarih öğretmeni Hüseyin Ataman ise bize
yaylacılık ve yayla kültüründeki dönüşümü şu şekilde değerlendirdi:
Türk töresi ve geleneği içinde önemli bir yeri olan yaylacılık, Orta Asya’da ve
oradan göç edilerek yurt edinilen coğrafyalarda, birçok boy tarafından sürdürülen
temel ekonomik yaşam biçimidir. Yaylacılıkla uğraşanlar, genellikle kültürel açıdan
daha muhafazakâr bir özelliğe sahiptir. Bölgemizde bunun en çarpıcı örneklerini
Şalpazarı yöresi yaylacılarında görebiliriz. Oradaki yaylacılar, hala daha geleneksel
kıyafetleri kullanmakta, yaylaya iniş ve çıkışta bu kıyafetleri giymeye özen
göstermektedirler. Hayvanlarını da geleneksel boncuklu örme takılarla
süslemektedirler. Bizim yaylalarımızda da 20-30 yıl öncesine kadar geleneksel giyim-
kuşam ve tüketim kültürü ön planda idi. Günümüzde ise yaylalarda gördüğümüz giyim
kuşam, tüketim alışkanlıkları şehir yaşamıyla aynı düzeye gelmiş vaziyettedir.
Sultanmurat Yaylası, özellikle turizmin de gelişmesiyle, artık neredeyse şehirli bir
yaşam standardına ulaştı. Sultanmurat ile Bayburt arasında yer alan ve Sultanmurat’a
göre geleneksel yapısını çok daha fazla muhafaza eden Kuşmer Yaylası’nda bile yayla
bakkalında kola satılmaktadır. Yaylada halen hayvancılık yapıldığından, süt, yoğurt
ve ayranın kolaylıkla bulunmasına rağmen, bakkalın belirttiğine göre özellikle
yaylaya gelen çocuklar süt ve süt ürünleri yerine kolayı tercih etmektedir. Oba kültürü
diyebileceğimiz kültür büyük ölçüde kaybolmuştur. Kuşmer Yaylası’nda, 70’li yılarda,
4000’e yakın büyükbaş hayvan bulunuyor ve bunları gütmek için de yayladan beş
Uluslararası Yaylacılık ve Yayla Kültürü Sempozyumu, 26 - 28 Eylül 2019 - Giresun
International Symposium on Transhumance and Upland Settlement Culture, 26
th
- 28
th
of September 2019 – Giresun
267
çoban tutuluyordu. 2019 yılına gelindiğinde, mevcut hayvan sayısı 160-170 civarında
olup hayvanlar için yerli çoban bulunamamakta, Afganlı çoban çalıştırılmaktadır.
Sultanmurat ve Eğrisu başta olmak üzere yöredeki yaylalarda yapılaşma da dönüşüm
geçirmektedir. Yeni yapılan binalarda, çoğunlukla betonarme yapı şekli tercih
edilirken, birçoğunda hayvanlar için ahır yapılmamaktadır. Yaylalarda evler, arazinin
düz ve kısıtlı olması dolayısıyla, köydekinden daha yakın mesafede inşa edilmektedir.
Bu da birbirinden etkilenmeye ve bazen gösteriş için yayla evini çok aşan boyutlarda
ve özelliklerde binaların yapımına neden olmaktadır (H. Ataman, kişisel iletişim, 9
Eylül 2019).
Eğrisu Yaylası’nda ikamet eden ve yayladan en son inenlerden olan emekli eğitimci
ve işletmeci Yusuf Kenan Türker ile, Sultanmurat ve Eğrisu yaylalarının dünü bugünü ve
yaşanan dönüşümle ilgili görüşmemizde bize şunları aktardı:
Do'stlaringiz bilan baham: |