Dünya ölçeğinde hızlı bir şekilde yaşanan ekonomik, teknolojik, sosyal ve kültürel
değişim ve dönüşümler, hiç kuşkusuz Türk toplum yaşamına da yansımakta; açık bir toplum
olan Türk toplumu, bu değişim ve dönüşümleri büyük ölçüde modern dünya ile aynı
süreçlerde ve yoğunlukta yaşamaktadır. Bu çerçevede yaşanan değişim ve dönüşümler, kent
sosyal hayatını dönüştürdüğü gibi, özellikle son yıllarda kırsal yaşamı ve buna bağlı olarak
yayla yaşamı ve kültürünü de dönüşüme uğratmıştır.
Günümüzde, yaylalara hayvancılık yapmak için geçmiş yıllara oranla daha az sayıda
insan göç etmekte; ekonomik amaçlı yaylacılık her geçen gün daha da gerilemektedir. Bunun
yanında yaylalara sayfiye ve turizm amaçlı talep artmaya başlamıştır. Karadeniz, Akdeniz
ve Ege bölgelerinin yaylalarında öteden beri var olan dinlenmeye yönelik sayfiye yaylacılığı
ya da yaylaların rekreasyon amaçlı kullanımı son yıllarda giderek yaygınlaşmaktadır.
Kasaba ve şehirlerde yaşayanlar yaylalara yazlık evler inşa etmek suretiyle tatillerini
yaylalarda geçirmeyi tercih etmektedirler. Dolayısıyla, sözü edilen bu üç bölgedeki
264
Uluslararası Yaylacılık ve Yayla Kültürü Sempozyumu, 26 - 28 Eylül 2019 - Giresun
International Symposium on Transhumance and Upland Settlement Culture, 26
th
- 28
th
of September 2019 – Giresun
yaylaların işlevi değişmekte, ekonomik amaçlı yaylacılığın yerini sayfiye yaylacılığı
almaktadır (Somuncu, 2011:831).
Türkiye nüfusu her geçen yıl daha fazla kentsel görünüm kazanmakta ve kentlerde
yaşayan nüfus, kırsal nüfusu geride bırakmaktadır. Bu durumun doğal bir sonucu olarak da,
Türkiye’de yayla sayısı giderek azalmakta ve pek çok yayla yerleşmesi ise geleneksel
işlevlerinden ziyade farklı yaylacılık amacına hizmet eder duruma gelmektedir (Doğanay &
Coşkun, 2013:1).
Sayfiye yaylacılığı ve turizme bağlı değişmeler, yaylaların ekonomik etkinlik
amacıyla kullanılmasının azalması, bu amaçla yaylaya çıkan insan sayısını azaltmıştır.
Ancak, günümüzde yaylalar farklı amaçla kullanılmaya başlanmıştır. Bu çevredeki yaylalar,
şehirlere yerleşmiş olanların sıla hasretini gidermek amacıyla geldikleri sayfiye yerleri
haline gelmeye başlamıştır. Bu değişim doğal olarak yaylaların fiziksel görünümlerinde de
birtakım değişikliklere neden olmuştur. Evlerin bir kısmı yeniden yapılmıştır ve evlerin
yapımında kullanılan malzemeler farklılaşmıştır. Mesken yapımında taş ve ahşabın yerine
çimento, demir, tuğla, briket gibi malzemeler kullanılır olmuştur (Tunçel ve diğerleri,
2004:63).
Türkiye yaylacılığı, önemli bir işlevsel değişim sürecinden geçmektedir. Geçmişte
hemen tamamen hayvancılık temelli geleneksel faaliyetlere ev sahipliği yapan yaylaların,
artık farklı amaçlarla kullanılmaya başlandığı görülmektedir. Bu durum, geleneksel
yaylacılık dışında farklı yaylacılık türleri ortaya çıkarmakta ve yaylacılık faaliyetlerinin
dönüşümüne zemin hazırlamaktadır. Artık Türkiye yaylaları ve yaylacılığı önemli ölçüde bir
işlevsel değişim sürecine girmiş; bunun sonucunda çok sayıda yayla, şenlikler, sayfiye
evleri, modern yayla konutları ve sahip oldukları kültürel motiflerle turizme hizmet eder
duruma gelmiştir. Söz konusu dönüşüm sürecini, ülke nüfusunun her geçen yıl daha fazla
kentleşmesi ve yaşanan hızlı iç göç sonucunda kent nüfusunun kırsal nüfusu oldukça geride
bırakması ile açıklamak mümkündür (Doğanay & Coşkun, 2013:23).
Do'stlaringiz bilan baham: