3.1.59.
“Söz, söz, söz!”
233
(1929)
Klasik trajedinin en büyük ustası, dünyaca ünlü tiyatro yazarı Shakespeare’in en
yüce eseri olan “Hamlet” de başkahramanın ağzıyla yukarıdaki cümle söylenmektedir.
Gerçekten, o dehanın bütün eserleri diyaloğun, genel olarak, söz sanatının klasik, en
233
“Şark Hakikati” gazetesinin 1929 yılı 6 Şubat sayısında “Çolpan” imzası ile yayımlanmıştır. “Edebiyat
Nedir?” makaleler toplamında yeniden basılmıştır.
“Şark Hakikati” gazetesi esasında nesre hazırlandı.
242
mükemmel örneğidir. Dostumuz olan Rus sahnesi de bir zamanlar söz sanatı konusunda
en büyük güçlerini yetiştirdi. Shchepkin
234
, Mochalov
235
, Sadovskiy
236
’ler (“Küçük
Tiyatro”nun sütunları) kendi zamanında izleyiciyi söz ile kendilerine esir eden kişilerdi.
Shakespeare’in söz kalıbı olan eserleri onların dillerinde canlanıp, salonu titretmektedir.
Şimdi de “İlk sanatsal tiyatro
237
”nun Kachalov
238
, Moskvin
239
’leri, önceki “Korsh”
tiyatrosu
240
nun Blumental-Tamarina
241
’sı sanatsal sözünün büyük
temsilcileridirler.
Son yıllarda tiyatroculuk sanatı epeyce tecrübe kazanıp, sözün gücünü ve bu
cümleden aktörleri de geride bıraktı. Bu durum sadece “rejisör tecrübesi” (yani rejisörün
başarısı için gerekli olan herşeyi temin etme) yolunu izleyen yeni tiyatrolar da değil, “söz”
ü “göz bebeği” gibi kabul eden eski tiyatrolarda (“Küçük Tiyatro” gibilerde) da
görülmekteydi.
Tiyatroculuk sanatında aktörlere önem vermeme o sanatın, bir bütün olarak
değerlendirildiğinde, oldukça değerini yitirdiği son zamanlarda anlaşılmaya başlandı.
Bunun içindi ki tiyatro meclislerinde (çevrelerinde) “aktöre dönelim” düşüncesi tekrar
dile getirilmeye başlandı. Aktöre önem vermek demek söze önem vermek demektir.
Aktör, tiyatro sanatının aktörü her türlü sahnede de konuşur… güzel söz güzelce söylense,
oyunun etkisinin olmayışının çaresi yok. Bunun içindir ki son zamanlarda Moskova
Tiyatrosu matbuatında söz sanatı hususunda özel bölümler açılıp, söz erbaplarının
fikirleri çoğunluk yayılmaya başladı. Bundan dolayı “Kıraatçılar Tiyatrosu”nun
yayılması, Gulidova’nın elinin altındaki söz sanatı topluluğunun yok olmaya başlaması,
usta ezberci Svetayev
242
’in gözden kaybolduğunu yazmaya başladılar. Bunun için çalışan
234
Shchepkin Mixail Semyonovich (1788 – 1863) – Rus aktör, Rus sahne sanatında realizm prensiplerini
başlatmış.
235
Mochalov Pavel Stepanovich (1800 – 1848) – Rus trajedi oyuncusu.
236
Sadovskiy Prov Mixaylovich (1818 – 1872) – Rus aktörü. SSCB halk sanatçısı. Yukarıdaki üç artist
Moskova’daki Maliy (Küçük) tiyatro da hizmet etmiş.
237
“İlk sanatsal tiyatro” – burada Moskova sanatsal tiyatrosu göz önünde tutulmuş, daha sonra tiyatroya
“akademik” unvanı verilmiş – MXAT.
238
Kachalov (Shverubovich) Vasiliy Ivanovich (1875 – 1945) – Rus Sovyet aktörü. Hamlet rolünün
oyuncusu. Çolpan ile Moskovada yakın ilişkide olmuş. Dilshod Olimjon oğlunun xotirlashicha, Kachalov
ile Çolpan’ın “bordi-keldisi bo’lgan”.
239
Moskvin Ivan Mixaylovich (1874 – 1946) – Rus aktörü. SSCB halk sanatçısı.
240
Korsh tiyatrosu – Rusya’daki imparatorluk tiyatroları monopoliyasi tamamlandıktan sonra oluşturulan
ilk özel tiyatro. Korsh Fyodor Andreevich (1852-1923) – Rus tiyatro erbaplarından biri, girişimci. 1882 yılı
özel dramatik tiyatroyu oluşturmuş.
241
Blumental-Tamarina (Blyumental-Tamarina) (kızlık soyadı Klimova) Mariya (1859 – 1938) – Rus
Sovyet tiyatro artisti. SSCB halk sanatçısı (1937).
242
Svetayev Pavel Aleksandrovich (1898 – 1957) – Rus Sovyet tiyatro artisti.
243
muhabirler: “Kültür merkezlerinde sanatsal okuma dersleri veriniz!” diye her bir taraftan
talep etmeye başlamıştır. Böylece bu mesele Kızıl Moskova da, bize gerekli olan sanatın
o ulu merkezinde ciddi ve hararetli bir biçimde tartışılmaya başlandı.
Bizim yeni Özbek tiyatrosun da, henüz istikbali açık olan genç topluluğumuzda
yaşına göre, elbette birçok eksiklikler vardır. Bizde hala tam anlamıyla medeni aktör de
yok. Fakat bununla birlikte, bugünkü Özbek Devlet Topluluğunun gidişatı konusunda
epeyce yol alındığını, bazı erkek ve kız aktörlerimizin oyun konusunda (yalnız oyun
konusunda) medeni basamakların çok yukarısında durduğunu sevinç ile söyleyip geçmek
gerekir. Hatta bazı örfi ve aktif rollerde iyi oynayanların güzel sözleri de var. Bazen çok
güzel konuşan aktörler ve çok güzel söylenen sözler olur. Lakin aktörün oyun hünerine
bakıldığında söz hüneri elbette ve elbette, zayıf, ham. Hatta dosdoğru sözünü bile ağzını
bükerek, yutarak anlaşılmaz hale getirenlerimiz var. Bu oyunların (tiyatro gösterilerinin
esasen söz üstüne kurulduğunu dikkate alırsak) izleyicilere tam yansıtılmamasına,
izleyicide tam etki bırakmamasına ve gösterinin sanatsal kısmının oldukça düşmesine
sebep olmaktadır. Özbek Devlet Topluluğunun yenilenen yöneticilerinin, çoktan beri
“işte, ben!” diye böbürlenmesinden kaynaklanan bu eksikliğin giderilmesi için ciddi
çözümler bulmaları lazım. Güzel ve ustaca oynayan aktör, güzel ve ustaca konuşmasını
da bilsin. Böyle olduğunda oyun ile söz birleşip gösterinin içini doldurur. İkinci taraftan,
konserlerimizde hemen çalgı, şarkı ve dansa başlamadan, güzel, etkili hitabetler de ortaya
çıkıyor: Yoldaş Ş. Süleyman’ın “kürsü edebiyatı” usta sanatçılara sahip oldu
243
. O zaman
sosyal mana ve içeriğe inatçılık ile boyun eğen ezgiler (özellikle, “makamlar”) yerine
sosyal içeriği canla başla kabul eden bir edebi yol açılacaktır. Böyle olduğunda genç
şairlerimizin ateşli hitaplarını işçi-çiftçi kitlesine daha da hararetli bir dil ile güzel ve etkili
şekilde iletmek mümkün olacaktır
.
Bu gerekli tavsiye yalnız Özbek Devlet Topluluğu
yöneticilerine değil, aynı zaman da Eğitim Bakanlığına da yapılmaktadır. Eğitim
Bakanlığı bu tavsiyeden bazı okullara sanatsal okuma derslerini uygulamaya koyma
gereksinimini idrak etsin.
243
“Yoldaş Ş. Süleyman’ın “kürsü edebiyatı”…” – Şakir Süleyman (1900-1942) nin dağınık şiirleri göz
önünde tutulmakta.
244
Emekçi kitleye iki yıl içinde özel mektep açmadan, hayat ve mücadele mektebinde
keskin konuşmacılar ve usta hatipler yetiştirdik. Şimdi mektep ve eğitim yoluyla güzel
sözleri güzelce dile getiren kıraatciler, hatipler yetiştirmeliyiz.
Do'stlaringiz bilan baham: |