6.
Abdurrauf Fıtrat (1886-1938)
1886 yılında Buhara’da dünyaya gelen Abdurrauf’un babası Abdurrahimbay
ticaretle uğraştığı için sık sık yurtdışına seyahatler yapan böylelikle dünyadan haberdar
olan dönemin aydın kişilerindendir. Annesinin adı Bibican olan Abdurrauf’un
Abdurrahman ve Mahbube adlarında iki küçük kardeşi vardı (Kasımov, 2009: 335).
Abdurrauf Fıtrat’ın eğitim hayatı Buhara’daki klasik usuldeki dini mektepte
başlamış ve daha sonra Buhara’da bulunan ünlü Mir Arap medresesinde tamamlanmıştır.
Fıtrat, mektep ve medresede tarih, felsefe ve edebiyat alanlarında dersler gördükten sonra
Arapça, Farsça ve Osmanlı Türkçesini mükemmel bir şekilde öğrenmiştir (Taşkaya,
2015: 6).
1909’da Buhara gençleri tarafından gizli bir teşkilat olarak kurulan “Terbiye-i
Etfal” ın amacı, halktan toplanan yardımlarla siyasi ve sosyal alanda eğitim aldırmak için
İstanbul’a öğrenci göndermektir. Bu teşkilat vasıtasıyla İstanbul’a gönderilenlerden biri
de Fıtrat olmuştur. Abdurrauf Fıtrat,1909-1913 yıllarında İstanbul’a eğitim almak için
gelen öğrencilerin en kabiliyetli ve bilgili olanlarından birisi olmuştur (Avcı, 2006: 8).
İstanbul’da bulunduğu süre zarfında bir grup Türkistanlı ile birlikte “Buhara
Umumi Maarif Cemiyeti”ni kuran Abdurrauf Fıtrat’ın, ilk eseri olan “Münazara” burada
Farsça olarak yayımlanmıştır. Bu eserde olaylar Hindistan’da geçmektedir ve Buharalı
bir müderris ile Avrupalı bir adamın usul-i cedit hakkındaki fikir alışverişleri ile birlikte
başka konularda işlenmiştir (Açık, 2007: 80). Fıtrat, 1911 yılında İstanbul’da “Sayha”
adlı şiir kitabını ve 1912 yılında da “Beyanat-ı Seyyah-ı Hindi” adlı eserini yayımlamıştır
(Taşkaya, 2015: 10).
1913 yılında Buhara’ya dönen Abdurrauf Fıtrat, Karşı ve Şehrisebz şehirlerinde
yeni okullar açmıştır (Üşenmez, 2013: 108). Fıtrat, 1914’te tiyatroculuk faaliyetlerine
başlar ve bu işten kazandığı paraları savaşlar sebebiyle zorda kalan yetimlere, fakirlere
ve muhtaçlara dağıtır (Avcı, 2006: 8). 1915 yılına gelindiğinde ise Buhara Ceditçileri
arasında fikir ayrılıkları oluşmaya başlamıştır. Ceditçiler “eski-yeni” yani “sağ-sol”
şeklinde ikiye böldü. Sağ tarafın önde gelen ismi Abdulvahid Burhanov, sol tarafta önde
gelen isim ise Abdurrauf Fıtrat oldu. Fıtrat’ın düşünce fikirleri o dönemde yazmış olduğu
“Rehber-i Necat” (1915), “Aile” (1915), “Begican” (1916), “Mevlid-i Şerif” (1916), “Ebu
Müslim” gibi Özbek tiyatrosunun önemli eserlerine yansımıştır (Kasımov, 2009: 337).
23
1917 yılında Semerkand ceditçilerinin gazetesi olan “Hürriyet” adlı gazetede çalışmaya
başlamıştır. Gazetenin 28 Haziran 1918 tarihli sayısında “Yurt Kaygusu” başlığı altında
üç nesri şiiri yayımlanmıştır. Fıtrat’ın ikinci nesri şiiri olan “Bir Özbek Yiğidinin
Dilinden” adlı şiiri de 18 Ağustos tarihinde yine Hürriyet gazetesinde yayımlanmış, şairin
üçüncü nesri şiiri olan “Timur Önünde” adlı şiir 31 Ekim tarihinde yayımlanmıştır. (Açık,
2007: 81-82).
5 Aralık 1917 tarihinde Ceditçilerin önderliğinde kurulan “Hokan Muhtariyeti”nin
ilan edilmesi üzerine büyük sevinç yaşasa da ne yazık ki sevinci çok uzun sürmez (Açık,
2007: 83). Fıtrat’ın kendi gayretleri sonucunda 1919 yılında “Çağatay Gurungı” adlı
cemiyet kurulmuştur. Bu cemiyet hükümetin izni ile kurulmuştur. Cemiyetin faal üyeleri
arasında; Abdulhamid Süleyman, Mahmud Maksudov, Abdülmennan Mecidi, Maşrık
Yunus, Abdülkayum Ramazan, Mennan Remzi, Şarasul Zünnun, Gulam Zaferi, Sancar
Sıddıkov, Abdülbasit, Gazi Yunusov ve Mirmolla Şermuhammedov gibi önemli şair ve
yazarlar bulunmaktadır (Taşkaya, 2015: 14).
1920 yılında Abdurrauf Fıtrat “Tan” isimli dergisini çıkarmıştır. Dergi yayın
hayatına üç sayı devam etse de imla konusunda titizlikle çalışılması dikkate değerdir.
Fıtrat bu dergide Elbek ve Batu gibi isimlerle birlikte çalışmıştır (Açık, 2007: 83).
1919-1920 de Afganistan’ın Taşkent Büyükelçiliği’nde tercümen olarak
çalışmıştır. 1922’de Buhara Merkezi Komite üyeliği, Dışişleri Halk Nazarlığı Halk
Ekonomi Ali Şurası Yardımcılığı ve Halk Maarif Nazırlığı gibi görevlerde bulunmuştur.
1923-1924 yılları arasında Moskova’daki eski Lazarev Namındaki Canlı Şark Dilleri
Enstitüsü’nde çalışan Fıtrat, , ilmi işlerle meşgul olmuştur. Sen Petersburg Devlet
Üniversitesi’nin Şark Fakültesi’nde Şark Halkları dili, edebiyatı ve medeniyeti üzerine
dersler vermiş ve profesör olmuştur (Rasooly, 2015: 136). 1922 yılında ise “Özbek
Şairleri” adlı kitabı eseri yayımlanmıştır (Yaman, 2015: 18).
Abdurrauf Fıtrat’ın 1924 yılında Nemengan’a giderek Kutadgu Bilig’in Fergana
nüshasını Taşkent’e getirmesi Türk dili ve edebiyatı için çok önemli bir gelişmedir. Fıtrat
daha önceden hakkında duyumlar aldığı nüshanın peşine düşmüş ve Nemengan’a giderek
nüsha sahibi Muhammed Hacı İşan Laleşer ile görüşmüştür. Nüshayı almayı başaran
Fıtrat onu Taşkent Esasi Kütüphanesine teslim etmiştir (Üşenmez, 2013: 109).
24
Fıtrat’ın edebiyatçı, gazeteci, siyaset adamı kimliklerinin yanı sıra tiyatrocu kimliği
de bulunmaktaydı. O, 1921-1926 yılları arasında “Şeytanın Tanrıya İsyanı”,
“Ebulfezhan” ve “Arslan” adlı piyesleri yazmıştır. “Ebulfezhan” adlı trajedisi o dönemde
önemli bir yere sahip olmuştur. 1920-1923 yılları arasında “Cin Seviş” ve “Hint
İhtilalcileri” adlı iki oyun yazan Fıtrat, bu oyunlarda istiklal için mücadeleler vermek
gerektiğini vurgulamıştır (Açık, 2007: 84-85). Bunların yanında “Temür Sağanasi”,
“Oğuzhan”, “Eba Müslim”, “Begican”, “Rehber-i Nejat”, “Aile”, “Arslan” vb gibi çok
sayıda tiyatro ve draması bulunmaktadır (Üşenmez, 2013: 110).
Abdurrauf Fıtrat’ın Cedit okullarında okutulmak üzere yazmış olduğu çok önemli
kitapları da mevcuttur. “Sarf I” ve “Nahv II” adlı kitaplarında Özbek dilinin gramerini ele
almıştır. Kayyum Ramazan ve Şakircan Rahimi ili birlikte hazırladığı “Ana Dili” adlı
kitap ise Tacikçe dilbilgisi kitabıdır. Fıtrat’ın en önemli çalışmaları arasında
gösterilebilecek olan “En Eski Moğol Dili Lügatı” ne yazık ki neşredilememiştir. Bu
kitaplar dışında “En Eski Türk Edebiyatı Numuneleri”, “Özbek Edebiyatı Numuneleri”,
“Okuv”, “Şark Şehmeti”, “Özbek Klasik Musikisi ve Onun Tarihi”, “Fars Şairi Ömer
Hayyam”, adlı eserleri de onun edebiyat nazariyesi alanında kaleme aldığı önemli
çalışmalardır (Üşenmez, 2013: 109-110).
“Şair ve yazar olmanın yanında Fıtrat’ın, ilmî sahadaki çalışmaları da oldukça
önemlidir. “Şiir ve Şairlik” (1919 İştirakiyun dergisi), “Sanatın Menşeyi” (1927 Maarif
ve Okıtuvçı, No.5), “Aruz Hakıda” (1936, Taşkent) adlı makalelerden sonra yazdığı
“Edebiyat Kaideleri” (1936, Taşkent) kitabı bu alandaki ilk eseridir ve Taşkent’te
yayınlanmıştır. Kitap sanat, edebiyat, şiir, yazma teknikleri, mevzu, tertip, üslûp, aruz,
aruz kalıpları, kafiye, edebî sanatlar, halk edebiyatının bazı türlerinin ve edebî akımların
tanımını içermektedir.”
(Açık, 2007: 86).
1930 yılında Abdurrauf Fıtrat, inkılap karşıtı olduğu ileri sürülerek suçlanmaya
başlandı. Milliyetçi, inkılap karşıtı, şura karşıtı, halk düşmanı, vatan haini gibi
suçlamalarla karşı karşıya gelir (Kasımov, 2009: 356). 23 Nisan 1937’de tutuklanır. 4
Ekim 1938 yılında mahkemesinden bir gün önce kurşuna dizilerek katledilir. Cenazenin
ardından Kasım 1991’de göstermelik mahkeme evrakı düzenlenir. Nihayet 10 Kasım
1957’de Abdurrauf Fıtrat aklanır (Avcı, 2006: 9). Fıtrat’ın adı Buhara ve Taşkent’te
sokaklara, okullara verildi. Doğduğu şehirde onun hatırasına bir müze açıldı. Doğumunun
25
110. yılı dolayısıyla ülke çapında kutlamalar yapıldı ve Ali Şir Nevai Namındagi
Özbekistan Respublikası Devlet Mükâfatı verilmiştir (Kasımov, 2009: 357).
Do'stlaringiz bilan baham: |