Miladi seneden başlayarak 20 yüzyıla kadar Kafkas’ta Türk dili ve kültürü lingua franca rolunu oynamış ister epik eserler isterse de aşık şiiri yerel dillere tercüme ve tebdil edilmiştir. Uzun yıllar hem Gürcü hem Ermeni hem de Lezgi sanat adamları Türklerden aşıklık sanatını ögrenmiş ve Türkçe şiirler yazmışlardır. Türk destanlarının, masallarının böyük bir kısmı önce Türkçe, sonra da yerel dillerde söylenmekle birlik ve beraberlik içinde yaşamışlardır. Ancak Türk kültür ekolojisinin temel taşlarını oluşturan mitolojik anlatılar, inançlar uzun yıllar Altaylardan Balkanlara kadar geniş bir alanda yayılmıştır.
O bakımdan ister Tanrıoğlu isterse de her hangi bir eşyaya çevrilme ve diger mitolojik motivler Kafkas halklarının masal ve efsanelerinde kendine özgü bir biçimde kullanılmıştır. Bunlardan biri de Türk masallarında da geniş işlenilmiş yukarı yarısı altın, aşağı yarısı gümüş masal kahramanıdır ki aynı şekilde Kafkas masallarında da görünmektedir. Türk mitolojisindeki mistik güç Svan, Gürcü ve Oset masallarında da aynı şekildedir. Türk mitolojisinde yabancı ülkenin kızıyla evlenmek için üç sınavdan majik gücü ile kurtulan kahraman Svan masallarında Kasar adlanır ki bu da Tanrıoğlu Geser hakkındaki mitlerle sesleşmektedir.
Burada Türk mitolojisinde ve destanlarında Edigey’in doğum motivinin Amirani’nin doğum motivi ile aynı oldğunu da sölemek gerekir. Nitekim demirci olan Kutlukay adlı kahramanın yardımıyla iri dişleri olan Albastı tarafından kayalıkta doğulan Edigey/İdigey Kırgız varyantına göre dokuz yol ayrıcına bırakılır.141 Amirani de doğularken anası öler. Ölen iri dişlı ana demirciye bebegi üş yol ayrıcına bırakmağı vasiyet eder. Sonradan her iki kahraman büyük görevler peşinde koşuyorlar.
Burada bir diger varyant yeni doğulan bebeklerin suya bırakılmasıdır. Nitekim Türk mitolojisinde öteki alemi insan meskeninden ayıran sınır sudur. Su aynı zamanda ruhların keçemedikleri sınırdır. Türk mitolojisinde ve sonradan masallarında yenice doğulan Er Saru suya bırakılır. Onun anası iftiraya uğradığı için bebeği kıskanç kardeşler suya atarlar. Ancak sonradan büyük bir kahraman olan Er Saru suyun korumasında mahvolmaktankurtulur. Aynı ile Amirani de doğular doğulmaz atası tarafından suya atılır. Onu kurtaran ve egiten iki üvey kardeşleri oluyor.142 Türk şamanları mistik bilime sahiptirler. Şamanların mistik gücleri, mistik halleri hakkıkdaki mitler zamanla masal ve efsanelere de konu olmuştur. Oğuz Destanlarında Irkıl Hoca, Dede Korkut, Buryatlarda Gurgul bu tip müdrik ihtiyarlardır. Hem Azerbaycan’da hem de Orta Asya Türklerinde üç müdrik kız kardeş hakkındaki masallar da kökeni bakımından şamaniktir. Üç müdrik hakkında Gürcü masalları da yerel ilaveleri ile Türk kökenlidir. Üç müdrik kardeş Hazar Kağanının yanına gelerek sınavdan başarıyla çıkarlar. Ancak bu üç kardeş Hıristyan etkisine de maruz kalmış olacaklar ki Hıristyan azizleri olarak nitelendiriliyorlar.143 Amirani Kafkas versiyonunda avcı ile avcılık hamisinin oğludur. Avcının av hamisi olarak tasavvur edilen kızla evlenmesi ve bundan çocuklarının olması veya bu evlenmeğe göre bol av avlamak izni alması Türk mitolojisinde geniş yayılmıştır. Mesela, Şorların inançlarına göre süratli koşan meral üzerinde gezen bu iye, av hayvanlarını korur. Kendisini memnun eden avcılara bol av verdiği gibi darıldığında da ormanları yakar, av hayvanlarını kaçırır, avcılara uyuz hastalığı gönderir.144 İlkel avcılık müesseselerinde avın yapılması için bir dizi uygulamalar gerçekleştirilirdi ki, bunların da başında avda av hikayeleri anlatma gelmektedir. Derlenen malzemelerden avcılık kültünde orman ruhunun, benzeri şekilde Dağ ruhunun da köken karakterli veya müstahcem hikayelerden hoşlandığı ve avcılara av verdiği inancı hakimdir.145 Erotik sembol başlangıçta var olan kozmik evlilik olgusunu bu tür hikayelerle işaretlemiş olur. Ormanda av hikayelerini iyi bilen birisi söylerdi ve avdan ona pay ayrılırdı. Çok olsun ki av mitleri av hayvanlarının kökenini anlatan öykülerden oluşmaktaydı.
Bazı Kafkas varyantlarında, özellikle de ritual şarkılarda mitik avcının adı Betkil’dir. Betkil zamanla Amirani’nin babası olarak düşünülmüştür. Bu ise Dede Korkut Oğuznamelerinde hakkında ayrıca destan söylenen Begil oğlu Emren’e çok benzemektedir. Bu benzerlige ilk deginen Virsaladze de Begil veya Kafkas varyantında Betkil varlığının Amirani destanından daha eski olduğunu kayd etmiştir.146 Burada şaşırtıcı bir ayniyet söz konusudur. Nitekim Begil av zamanı kovaladığı avını yay kirişi ile yakalamak isterken hayvan kendini yargana atar, Begil de at üzerine yargana düşer ve sağ ayağını kırar. Aynı şekilde Bektil de yayından kaçan boğayı yakalamak isterken hayvan kendini uçuruma atar. Bektil de düşerek ayağını kırar. Bu konuyu Virsaladze Dede Korkut destanında ilk yazılı varyan olarak görmekle147 ilk varyant olma özelligini Gürcü efsanesine vermiş olur ki, bütün elementler bunun tam aksini gösteriyor.
Amirani hakkında söylenen efsanelerde onun neheng bir yaratık olan veşapi tarafından yutulduğu ve bu korkuç yaratığın karnını almas çakıyla yararak kurtulması anlatılır. Bu motivin Türk mitolojisinde ölümcül yara almış kahramanları yutmakla onları kurtaran yaratık veya yeraltı dünyayı koruyan yutpaların bir varyantı olduğunu düşünmek mümkündür.
Kafkas halklarının sözlü edebiyatında mevcut olan mitolojik varlıklardan Ali (Alarvadı), Apsati, Bak-bak dev, Quruqli vb. Türk mitolojisinden alınma karakterlerdir ki Gürcü, Svan, Lezgi folklorunda epikleşmişlerdir.