Dr. İbrahim Terzioğlu
Türk Dünyası Mühendisler ve Mimarlar Birliği
ŞEHİR ŞEHRENGİZLERİ
Şehrengiz, Türk Edebiyatına 16. Yy. da girmiştir. Başlangıç olarak şehirlerde yaşayan güzelleri anlatan manzum eserler olarak kendini gösteren bu naif edebi tür zamanla şehrin tüm güzelliklerini anlatarak bir nevi şehri anlatan edebi yapıtlar olarak karşımıza çıkmışlardır.
İnsanoğlu hep bir keşfetme güdüsünü içerisinde taşımaktadır. Keşfetmekte insanın fıtratında olan merak duygusundan kaynaklanmaktadır. Batıdan doğuya bazen doğudan batıya, kıtalar ve şehirlerarasında binlerce yıldır seyyahlar tarafından geziler yapılmış bu gezilerde zaman zaman kaleme alınmıştır.
İnsanlık tarihinin en önemli ve en eski ulaşım, iletişim, diyalog yolu tabi ki İpek Yoludur. İnsanlık şunu mutlaka anlamalıdır İpek ve Baharat yolları sadece ticaret yolu değildir. Sanatın, kültürün, karakterlerin, genlerin, inançlarında taşındığı üzerinde kurulu şehirlerin zevkini, anlayışını, mimarisini, konforunu geliştiren sonsuz etkileri olan bir yoldur.
Biz bu yolla taşınan gen transferlerinin ortaklaşa kurduğu şehirleri en iyi şehir şehrengizlerin de görebiliriz.
Bir şehrin adeta kaşını, gözünü, boyunu, posunu, huyunu suyunu ancak şehir tarihi yazarlarından öğrenebiliriz. Bugünün tabiri ile şehrengizlere şehir tarihi, şehir biyografisi ifadelerini de pek ala kullanabiliriz.
İbni Batuta’nın “Güvercin Gerdanlığı” bir seyyahın kaleminden günümüze taşınmıştır ve bu eser insanı ve insanın yaşadığı şehri şehrin karakterini, neşesini, hüznünü, gençliğini, yaşlısını, mimarisini, sokak aralarında geçen hayat hikâyelerini, doğum ve ölüm merasimlerini, düğünlerini en önemlisi de aşklarını bizlere taşımaktadır. Marco Polo Asya ya yaptığı gezisinde kaleme aldığı izlenimleri doğu insanının zevklerini ve şehirlerini batılılara tanıtmaktadır.
Avrupa’nın taş duvarlı soğuk binalarını doğunun rengârenk ipekleri ve ilmek ilmek halıları nasıl süslemiş zannediyoruz. İşte bu şehir şehrengizleri olarak bildiğimiz seyyahların eserleri bu büyük ama insana çaktırmadan içine işleyen ticaret yolları ve bu yolların olmazsa olmazı kervancılar, kervana katılan seyyahları, yazarları, bilin insanları…
Osmanlı coğrafyasında 16. yy. da çıkan Evliya Çelebi İmparatorluk sınırlarında inanılmaz bir gezi yapmış ve Seyahatname adlı eseriyle de dünün şehirlerini, bu şehirleri kuran insanların karakterlerini, ahlak ve inanç yapılarını bazen en ince zevklerini ve bu şehirlere yansımalarını çok detaylı bazen abartıya kaçan tabirler kullanmıştır.
İnsanoğlu yaşadığı çevreden sonsuz derecede etkilenmektedir. Bu etkinin bir de tersten bakışı vardır oda etkilendiği çevreyi yine insan kendisi oluşturmaktadır.
Olumsuz çevre koşulları kendiliğinden ortaya çıkmamakta insan denilen düşünen, akıl sahibi varlık tarafından bizzat oluşturulmaktadır. İşte insanın düşünce yapısını, karakterini nasıl eğitirseniz öyle çevrelerde kurulur ve öyle çevrelerde insan kendini geliştirir veya köreltir. Şehrengizlerin yada değişik bakışla şehir tarihi veya biyografisi eserlerinin en önemli özelliği insana geçmişten günümüze nasıl bir kültürden geldiğini, ne merhaleler kat ettiğini en iyi anlatan yapıtlardır.
Şehrengizler şehirlerin soğuk yüzlerini, cansız yapısını anlatmazlar bu yanın içindeki yaşanmışlıkları ve yaşanmışlıkların neticeleri, olumlu ya da olumsuz etkilerini bizlere taşırlar.
Tarih tekerrürden ibarettir diye bir deyim vardır. Bu deyimin altında yatan en önemli olgu insan yüzyıllar geçse de fıtrat olarak aynı karaktere sahip olduğu için dün yaptığını bugün sık sık tekrarlamaktadır.
İşte Şehir Şehrengizleri bizlere geçmişin zevklerini ve karakterini daha nasıl geliştirir ve kaliteli yaşam standardını nasıl yakalarız ipuçlarını bizlere vermektedir.
Bugün Batum’u, Semerkant’ı, Tiflis’i, Delhi’yi, Paris’i, Kahire’yi, İstanbul’u hiç görmeyen insan bu şehirler hakkındaki eserlerden o şehirde bulunan fakat birçok şeyin farkında olmayan insandan daha fazla bilgi görgü sahibi olabilirler. Şehrengizler insanla şehri iç içe ve yaşarken öğreten ifadeleri bizleri bazen hüzünletir, bazen heyecan bazen de büyük teselliler, yaşamadan edinilen tecrübeler verir. Bu tecrübe insanlık için çok önemlidir. Çünkü maliyeti en pahalı öğrenme yolu tecrübedir. Demek ki Şehir Şehrengizleri ile minimum maliyetle maksimum tecrübe elde edebiliriz.
Karamanı ve Konya’yı görmeyen bir insan Dr. Kamil Uğurlu’nun Karaman ve Konya Şehrengizinde, Bursa’yı görmeyen bir insan Mustafa Armağan’ın Bursa Şehrengizinde şehri sanki içinde yaşıyormuş gibi öğrenir. Şehirlerdeki insan tiplemeleri, arkadaşlık, akraba, eğitim, ticaret, kültür ilişkileri o kadar güzel anlatılmıştır ki zaman zaman kendinizi o şehirde ve o hayatların içinde hissedersiniz.
Bazen Batum’da yaşanmış bir aşkı hayal eder onun arayışında bazen de Bağdat’ta yaşanmış bir katliamın anlatışından fersah fersah kaçmak istersiniz.
Şehirleri insanlar kurarlar her insan bir dünyadır. Milyarlarca dünyanın kurduğu içinde yaşadığı bu şehirler tarifsiz enginliklere sahiptir. Sanki okyanuslarda kum taneleri gibidirler pırıl pırıl insanın gözünü kamaştıran. İşte Şehrengiz yazarlarının görevi de okyanustaki kum tanelerini bizlere göstermeleri ve bizlerinde yaşadığımız çevrenin farkında olmamızdır.
Do'stlaringiz bilan baham: |