Amea folklor institutu



Download 40,44 Mb.
bet12/295
Sana21.02.2022
Hajmi40,44 Mb.
#16416
1   ...   8   9   10   11   12   13   14   15   ...   295
Kim sizi ben melâmet eylemezem/Cevr ü zulm ile töhmet eylemezem” (Hamdî 1991, 423)
Her iki anlatıda da oğulların bulunması ile ailenin sevinci ve saygı ile onlar karşısında eğilmeleri neredeyse aynı şekilde sahnelenmiştir:
Hepsi ona (Yûsuf’a) saygı ile eğildiler” (Kur'ânYusuf/12, 100).
Atası anası küvlediler, Beyregün ayagına düşdiler” (Gökyay 2004, 56)
Bamsı Beyrek ve Yusuf’un bireysel gelişimleri ile ilgili olarak sembolik düzlemde kısaca açıklamalarda bulunulduğunda ilk önce bireyin bireyleşim sürecine bakmak la­zımdır. Bireyleşim sürecinin ilk evresinde “gölge” arketipi bulunur. (Gökeri 1979, 18). Göl­ge kaçınılmaz bir olgudur ve gölge olmaksızın insan olgunlaşma serüvenini tamam­layamaz. Kişinin bireysel bilinçdışında bulunan diğer yüzü gölge olarak adlandırılır. Gölgenin oluş­ma­sı için güneş gereklidir. Jung bu gerçekliği “bilincin ışığı olmadan gölge söz konusu ola­maz” (Fordham 2001, 63) yargısıyla açıklar. Eğer gölge varsa ışık da vardır. Jung’daki göl­ge arketipi, “tedoise felsefesi” ile eşdeğerdir. Bir diğer ifade ile kötülük ve yanlışlık, ol­maz­sa hakikat ve iyilik de anlaşılmaz. Hem Yusuf’un hem de Beyrek’in olgunlaşması için her şeyden önce kendi içlerindeki karanlık güçleri temsil eden gölgeyi yenmeleri gerekmek­tedir. Beyrek’in kendi içinde yenmesi gereken güç Yusuf’ta olduğu gibi kendi nefsidir. Düşmanların kol gezdiği bir yerde içip sızan Beyrek’in bu hataya bir daha düşmemesi için bu durumu tecrübe etmesi gereklidir. Ayrıca tutsak edilen Beyrek, esareti süresince Bayburt hisarında bulunanları eğlendirmek için kopuz çalar. Kopuzun millî bir çalgı olması ve bu millî çalgının bir Oğuz Beyi’ne kâfirleri eğlendirmek için çaldırılması Oğuz Beyi’nin şahsında Oğuz toplumuna ciddi bir gönderme ve uyarıdır. Kopuz, gaflet hâlindeki bir toplumun farkındalığını sağlayan, onun aydınlanmasına vesile olan önemli bir semboldür.
Yakub’un Yusuf’a giydirdiği kamis/gömlek/kaftan42, kardeşlerinin onu çekememez­li­ğine sebebiyet verir. Bu gömleğin anlamı, giyen kişinin ve neslinin yüceliğidir. Yusu­f’un kardeşleri bu durumu kabullenemez. Aynı şekilde rengi kırmızı olan kaftan, Beyre­k’in, Banı Çiçek’le evleneceğinin neslinin devamının ayrıca Oğuz’un genişlemesinin simge değeri olur. Böylece Bayburt Hisarı Beyi’nin de hedefi hâline gelir. Her iki anlatıda gömlek, neslin devamı, yücelik ile beraber, karşı gücün onları yok etme planlarını da temsil eder. Yusuf’ un bu gömleği giymesi ile böbürlenme durumu kardeşlerinin onu çekememezliğine ve onu yok etme plânlarının devreye sokulmasına sebebiyet verir.
Beyrek, kurduğu gerdekte/çadırda Banı Çiçek’in göndermiş olduğu kırmızı kafta­nıyla kırk yiğit arkadaşıyla içki içip eğlenirken Bayburt Hisarı Beyi tarafından bir baskın sonucunda tutsak edilir. Bayburt Hisarı Beyi, bir birliktelikten sonra ortaya çıka­bilecek bir genişlemeye/büyümeye karşı olarak Beyrek ve Banı Çiçek’in evlenmelerine karşı çıkar. Bayburt Hisarı Beyi fenomonolojik olarak bakıldığında Oğuz toplumunun genişleme ve büyüme ihtiyaçlarını sınırlandırmaya çalışan karşı bir güçtür. Kişi düzleminde Bayburt Hisarı Beyi, kavram boyutunda da tutsaklık olgusu Oğuz toplumundan ayrılan kahra­manın olgunlaşma sürecini hazırlayan önemli karşı güç unsurlarıdır. Kendi rüyasının tabirini babasının sevgisinden sezen Yusuf, kendi güzelliği için kendi güzelliği için sarf ettiği “Aldı bir gün eline ayine/Nazar etti cemâli ayına/Kul olup kıymete satılsam ben/Semenime bulunmaz idi semen”(YZ: 98) sözleri ile kuyuya atılıp kardeşlerinin “ Çün erişti bu tali’-i bed/Ol yalan düş kanı ki ede meded” (YZ:91) sözlerine layık duruma gelir. Yusuf yükseklik, saltanatın simgesi olan tahtın sahibi olmadan önce kuyuya düşmekte, padişah olmadan önce köle olmakta, mal mülk, taç sahibi olmadan önce de zincirlerle bağlanmaktadır. Yusuf’un kendi güzelliğinin sarhoşluğu ile Beyrek’in kendini güçlü hissedip huzurun verdiği mutlulukla içine düştüğü sarhoşluk durumu aynıdır. Bununla birlikte hem nefis hem de karşılarında onları yok etmek isteyen kıskanç güçlerin varlığı da gölge arketipi olarak göz önüne çarpar. Çünkü gölge arketipi, kişinin içinde yenmesi gereken karanlık güçleri/nefsi temsil etmesi gibi, kendi dışında, onu olgunlaşma yolundan uzak tutan ve onu yok etmeye çalışan düşmanı da imler. Hem Beyrek hem de Yusuf, yüce birey özelliklerini kazanma adına ilk olarak düşman engeli ile karşılaşır. Uyku ve sarhoşluk bu aşamada Beyrek’in Oğuz Beyi, nefis/kibir ise Yusuf’un olgun birey olmasına en büyük engeller olarak belirir. Yusuf Kıssasında dış güç olarak kıskanç kardeşleri olduğu gibi, Beyrek için ise Bayburt Hisarı Beyi bulunmaktadır.
Her iki anlatı kahramanının zindana düşüşü ilk bakışta kendileri dışında gelişen olayların neticesidir; fakat derin yapıda (kâinatın işleyişine uygun olarak da) aslında ikisi­nin kendilerini olgun olarak görüp attıkları erken adımların (kendi yaptıkları hataların) sonucu olarak, ruhsal gelişmeleri için gerekli aşamaların en önemlisidir. Zindan karanlık yönüyle insanların karanlık yönlerine simge değer olur. Karanlı ise aydınlığıa düşen gölgedir. Bu durumda gerçek hakikatin (güneşi: ki Yûsuf Mısır’ın güneşi; Beyrek de Oğuz’un güneşidir.) önünde, nefis/karanlık yön olarak zindan, gölge arketipi olarak simge değer olur.
Yusuf kıssasında ve Bamsı Beyrek hikâyesinde dikkat çeken unsurlardan biri de esaret olgusudur. Esaretin gerçekleştiği mekân zindandır. Yusuf’un zindanda kalış süresi olan on dört yıl ile Beyrek’in on altı yıllık süresidf43 birbirine çok yakındır. Her ikisi de neredeyse aynı süre esaret altında kalmışlardır. Simgesel olarak bakıldığında zindan, “Balinanın karnı” simgesinin eserdeki görüntüsüdür. “Balinanın karnı ruhsal doğuşun ve aşamanın yeri olarak düşlenen tapınak içi, sihirli belde, orman, mağara gibi yerlerle eş anlamlıdır. Kahramanın buralara girmesi yaşamın kaynağına, başlangıcına (ana rahmine) dönüşünü simgeler ki bu da yeniden doğmak için ölmek anlamına gelir” (Campell 2000, 107) Hem Yusuf hem de Beyrek’in erginleşmesinde en önemli merhale, zindana düşüşdür. Zindan, onları istekleri ile varlığını daha üst bir düzlemde kurmak için uğraşıp, kendilerini yeniden bulup yeniden dünyaya getirecektir. Daha üst düzleme ulaşmak için bir düşüşün gerçekleşmesi gereklidir. Kahramanlar için iniş veya düşüş, çıkış için gerekli bir olgudur; çünkü inilmeden çıkılmaz, düşmeden kalkılmaz. Ontolojik anlamda mekân, insan varlığının evrendeki tutunma yeri, bir oluşlar, kılışlar diyârı ve nihâyet insan başa­rılarının hem ürünü hem etkileyen nitelikleri uygulama alanıdır. Mekân olarak zin­dan, kahramanların kişiliğinin gelişmesinde önemli bir rol oynar. Böylece ana rahmine tekrar gidip orada yeniden yapılanacak ve tekrar doğacaklardır. Zâhirî zindanın yeniden topar­lan­madaki rolü, aslında zindanı içsel olarak hissetmekten geçer. Kişi, içindeki zindandan kurtulmadıkça, hakîkî özgürlüğe ulaşamaz. Ünlü sûfî Nasrabadî de, nefis zindanını ve özgürlüğü şu ifadelere döker: “Nefsin senin zindanındır; ondan çıktığında ebediyen rahat edersin” (Kuşeyri 2009, 255) Ruhsal olarak tabuları yıkamamak da insan için bir nevi zindandır. Daha açık bir ifadeyle insanı gerçeklerden, gerçeklerle yüzleşmekten alıkoyan en büyük zindan insanın kendi nefsidir. Kendi ürettiği ve gerçek olarak telakki ettiği endişeler, vesveseler onu zindanda daim kılar. Bireyin kendini bulma yolundaki en büyük mücadelesi, kendi yarattığı zindandan kurtulmasıdır. Yusuf ve Beyrek, ne zaman ki ruhun zindanından kurtulur; o zaman kendi varlıklarının anlamını kavrarlar.
Sembolik düzlemde bakıldığında her iki kahramanın ayrılma ve olgunlaşma evreleri birbiri ile paralellik arz eder. Dönüş aşaması da anlamsal düzlemde bakıldığında aynıdır. Fakat bu aşama şekilsel düzlemde Beyrek için kendi evine geri dönüş şeklinde olurken, Yusuf kıssasında, ailesinin (baba-kardeş) kendi yanına gelmeleri şeklindedir. Sembolik düzlemde bakıldığında dönüş aşaması, kahramanların yeniden doğuşu olarak görülebilir. Yusuf tamamen olgunlaşmış, kardeşlerini affetmiş, bir devlet yönetecek olgunluğu olduğunu göstermiştir. Beyrek için ise durum aynıdır. O da babasının yerini yurdunu tu­tabilecek bir olgunluğa ulaşmıştır. Bu doğuş, ruhsal olgunluğa erişmektir. Beyrek kendisi olma yolunda ayrılma ve olgunlaşma süreçlerinden sonra dönüş aşaması icabınca geri döner. Beyrek bu dönemde birçok sıkıntı atlatır ve en sonunda da zindandan kurtu­lup ana vatanına döner. Olgunlaşma sürecinde kendi içindeki ve dışındaki gölgelerle mücadele eder. Kendi farkındalığını elde eder ve gerçek benliğe ulaşır. Kahraman her yönüyle Oğuz’un yurdunu idame hususunda gerekli potansiyeli kazanır. Zorlu yolculuk/ayrılma bi­ter, Beyrek sınavı başarıyla verir. Dönüş aşamasında Beyrek, kendini bulmuş, olgun­laşmış ve bir Oğuz beyi için gerekli tüm özellikleri kazanmıştır.
Bamsı Beyrek hikâyesinin sonunda Dede Korkut’un gelip kopuz çalma ve konuşma sahnesinde son söz olarak söylenen “Oğulıla karındaşun ayurmasun” (Gökyay 2004, 58)duası, anlatının Yakub’un oğulları arasındaki kardeşlik bağlarına benzer olarak işlendiğine ayrıca bir işarettir.

Download 40,44 Mb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   ...   8   9   10   11   12   13   14   15   ...   295




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©hozir.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling

kiriting | ro'yxatdan o'tish
    Bosh sahifa
юртда тантана
Боғда битган
Бугун юртда
Эшитганлар жилманглар
Эшитмадим деманглар
битган бодомлар
Yangiariq tumani
qitish marakazi
Raqamli texnologiyalar
ilishida muhokamadan
tasdiqqa tavsiya
tavsiya etilgan
iqtisodiyot kafedrasi
steiermarkischen landesregierung
asarlaringizni yuboring
o'zingizning asarlaringizni
Iltimos faqat
faqat o'zingizning
steierm rkischen
landesregierung fachabteilung
rkischen landesregierung
hamshira loyihasi
loyihasi mavsum
faolyatining oqibatlari
asosiy adabiyotlar
fakulteti ahborot
ahborot havfsizligi
havfsizligi kafedrasi
fanidan bo’yicha
fakulteti iqtisodiyot
boshqaruv fakulteti
chiqarishda boshqaruv
ishlab chiqarishda
iqtisodiyot fakultet
multiservis tarmoqlari
fanidan asosiy
Uzbek fanidan
mavzulari potok
asosidagi multiservis
'aliyyil a'ziym
billahil 'aliyyil
illaa billahil
quvvata illaa
falah' deganida
Kompyuter savodxonligi
bo’yicha mustaqil
'alal falah'
Hayya 'alal
'alas soloh
Hayya 'alas
mavsum boyicha


yuklab olish