Kent Türklerinin Dili mevzuumuz olan Batı Türkistanm Kent
- m ıı »»i•• > Türkleri dili onücüncü asra kadar eski «Khakanî» Kavını Teşekkülü, _ _ ■ t , __
Ahlâk ve Âdetleri ~ < - §ll>> (Kutadgu. Bılık m ve Mahmud Kaş-
garınin dili) olmuşsa da, Moğollar çağında gelen
1 ürk ve Moğol unsurlarının da bu dile mühim tesiri olmuştur. Moğol
istilâsı başlarında Taşkent ve Evliya-Ata taraflarında (‘Aybet ül-Ha-
qâyiq) ve daha Temürün gençliği zamanında Isık-Köl civarında yazı-
SJ) Bk. Mir Muhammed Münşi Bukharj, Ubeydullah Nâme, Kabil Şehir
Kütüphanesi nüshası üzerinden tarafımdan yapılan türkçe tercümesi, vr. 43b.
lan tûrkçe yazılar ( «Cıvka» acili yerde bulunan Süryanî hıristiyan mezar taşı) bildiğimiz «Çigil tüıkçesi» lehçesinde, yani eski «Türk» (Kent Türk) edebî şivesinde yazılmış ise de, Temürün çocukları zamanında bu gibi eski eserlerin dili «Kaşgarî til»; sayılmıştır s-). Yani Moğol çağında «Kent Türk» dili okadaı açık inkılâba maruz kalmıştır. Medeni Türkler onbeşinci ve onaltıncı asırlardan başlayıp Özbeklerle ve Kazak- K ir g iz 1ar lak a r ı ş mak mecburiyetinde kalmışlardm Ve bugün asrî millî— medem~karakTerTer münasebetiyle bıı proses eskisine nispetle daha kuvvetle devam etmektedir. Şimdiki «Kent Türk» lehçesinde bütün bu gibi değişikliklerin, tesirlerin ve inkılâpların izleri pek açık olarak yaşıyor. Khorezm türkçesinde oğuzcanm tesiri, daha 12 nci asırda Mah- mud Zemakhşerî’nin eserlerinde bile pek açık olarak görülmüştür; sonra bu tesir Horasanda Türkler zamanında bir daha arttı. Zerefşan havzasında ve Şarkî Bukharada bugün Özbekçe tesiri galiptir. Kent Türklerinin Ferganenin dağ Kırgızlarma ve yahut çöl Özbek ve Kıpçakları- ııa bitişik yerlerdeki kasabalarında Kıpçak ve Kırgız lehçelerinin büyük tesiri, evvelce Oğuzlarla meskûn olan «Kızıl Ku'm» sahralarına bitişik kasabalarının lehçesinde C>ğuz tesiri görülüyor (meselâ Zâmin yanındaki «Cam» kasabasında «kelmer», «kitmer» gibi şekillere tesadüf ediliyor). Çimkent tümeninde «Mankent» köyü lehçesinde ve eski Otrar sekenesini muhtevi bulunan «Kara-Bulak» kasabalarının geçen 1927 julında tetkik olunan lehçesinde, yine eskiden Sır Derya havzasında oturmuş olan Oğuzların tesirleri görülmüştür («boldı» yerine «oldı», «yoqnın» yerine «yoğun» gibi). Eski «Yese» (Türkistan), «Karııaq», «Savran», «ikan», «Met» ve «Cağa» kasaba ve köyleri bu Türklerin en eski mümessilleridir. Onlarda da oğuz ve argu lehçeleri tesiri vardır. Bu kasabalardan Yese, ikan ve Sağnak şehirleri vaktiyle Islâm Alemine büyük biglinler ve şeyhler yetiştirmiştir. Bununla beraber Ferga- nenin bilhassa doğusundaki Türkler ve Taşkentliler, eski «Türk» ve «Türgiş» lehçelerinin Kaşgarlılarla müşterek olan esas hususiyetlerini (meselâ kelimelerin orta ve sonlarındaki «gh» ve «g» harflerfni, ki diğer lehçelerde uzun seslilere rnünkalip olmuştur) muhafaza edebilmişlerdir. Diğer bütün tiirk şivelerine şuhudî sigasındaki «ik», «ıq» eki yerine, Taşkent şivesi Orkhun âbidelerindeki «miz», «mız» şeklini muhafaza etmiştir («bardıq», «keldik» yerine «bardımız», «keldimiz» demek gibi). Halbuki bu şehrin dili Özbek, kazak lehçelerinin tesirine şiddetle maruz kalmakta olan bir lehçedir. 52
Kent Türkleri, incelemelere göre, antropoloji bakımından da muhtelif Türklerin halitasıdır. Eski Usun* Göktürk, Türgiş ve Ezgişler öteki Türklerden farklı olarak Aryanîlere yakın bir tipti: Elmacık kemikleri çıkık, gözler dar, burun basık idiyse de sarışın idiler. Sakal da bazan boldu. Bundan bazı muasır tetkikçi ve seyyahlar (meselâ G r u m G r j i m a y 1 o) bu Türklerin menselerine dair spekülâsyonlar yapıyorlar. Kent Türklerinin bazi kısımlarında Aryanîlere yakın bir tip dikkati çeker. Bu, İranlıİarla karışmadan ileri gelebileceği gibi, Göktürk Tür- gişlerden kalma irsî hususiyet olarak-da izah edilebilir. Kent Türklerinin en güzeli Taşkent Tûrkleridir. Bunlar umumiyetle Türk tipinin güzelidir. Pek eskiden medenî olan «Kent Türkü» uruk, oymak hayatını tamamen unutmuştur. 13-16 ncı asırda bile bunlar «Almalıgî», «Otrar- lık», «Kaşgarlık», «Yenğdig», «Taşkentlig» diye şehirlere göre tesmiye edilmişlerdir. Yakın asırlarda tunlarla karışıp «kentleşen» Özbek ve Kazaklar da uruklarının adlarını unutmuşlardır ve yahut unutuyorlar. Uruk adları ancak şehir ve kasabalardaki mahalle ve sokak adlarında görülebilir. Meselâ Taşkent şehrinin mahalle ve sokak isimlerinde en eski türk isimlerinden «Türk» (Üç yerde), «Kengirâk», «Çaqar» (üç yerde), «Yabgu» («Yavve», iki yerde), «Yabgulıg» (Yapuğlıg» iki yerde), «Kencek» (iki yerde), «Qanglı» (bir yerde) «Tarkhan» (dört yerde), Moğoldan sonraki isimler de' «Qıyat» (dört yerde), ■ ,x
Do'stlaringiz bilan baham: |