C
Cenup Bozkırları
enup bozkırları şimalden şimdi söylediğimiz: «Kara Tav - Cil Tav» hattı ile, batıdan Hazar Denizinin doğu kıyıları ile, cenuptan Küpet Dağ, Hindügûş ve doğudan.
Pamir ve Tiyanşan eteklerine kadar uzanan düzlüklerden ibaret olup mahsuldar yerleri yalnız dağ etekleri yakınlarında «Iös» dedikleri fevkalâde verimli topraklarla örtülü bölgelere, ırmakların dağlara yakın bölümlerine yahut deltalarına (Khorezme) münhasır kalmaktadır. Bu bozkırların deniz seviyesinden yüksekliği pek ehemmiyetsiz olup 25-35 metredir. Orta bölümü olan Aral Gölü denizden ancak 50 metre yüksekliktedir. Batı bölümünde yirmişer bin kilometre murabbaı teşkil eden «Ongüz» ve «Sarı Kamış» çukurları deniz seviyesinden 16, 48 metre aşağı bulunmaktadır. Cenup bozkırlarının suyu, gölleri azdır. Bu bozkırlar, kendisini tam ortasından delerek geçip Aral Golüne dökülen Amu Derya ırmağının ve «Aral» m batı tarafından ibaret olan «Kara Kum» ve «Üst Yurt»; doğu tarafından ibaret olan «Kızıl Kum» ve teferruatından ibaret olmak üzere iki 'takıma ayrılır.
Üst Yurt Çevresine göre yüksek olduğu için «Üst Yurt»
adını alan irtifalar 160.000 kilometre murabbar genişliğinde dümdüz bir seki şeklini gösterir: Burası, «Aral» dan 240. deniz sathından 1 90. metre yüksek olup büsbütün susuz, kuru, çok defa yarı çıplak toprak ve çoraklıklardan ibarettir. Bu yüksek düzlük, etrafındaki çöllerden, Hazar ve Aral denizlerinden «Çın» adını alan ve çok defa bir sarp dağ gibi görünen «Çar Tağ» (Terasse) larla yükselmektedir. Eskiden bu yüksek toprak, kendisinin batıya, Hazar Denizinin içerisine uzanan «Mangışlak» yarımadasındaki «Kara Tav» sahası ile bir sayılmış ve eski arap coğrafyacılarında bu kelimenin farsca tercümesiyle «Cebel-i Siyah Kûh» adını almıştır, ki buradaki oğuzlar, Türkistan türk tarihinde müstesna bir hâdise olmak .üzere, denizde balıkçılık ve korsanlıkla geçinirlerdi. Bugün burada balıkçılık rusların elinde bulunmaktadır. «Mangışlak» (arap!arda: yahut «min qışlagh», yahut oğuzca «bin qışla») adı eski zamanlarda daha cenuplara, «Balkhan» dağlarına kadar, itlâk olunmuştur. «Üst Yurt» kenarlan ve «Mangışlak» eskiden olduğu gibi bugünde de hakikî göçebe türk olan «Aday» (tarihlerde «Adag») boylarıyla meskûndur. Buradaki kuyulardan, suları az çok tatlı olan bazılarının yanında küçük köy -kabilinden bir kaç evlik mamureler de bulunur, ki buralarda «Aday» ların imam ve «işan» ları oturur. Bu mamurelerden «Üst Yurd» un tam ortasında «Şam» —bugün kazakların telâffuzuyla «Sam»-— mevkii eskiden arap coğrafyacılarına da «Şem» adında bir kale olarak malûm olmuştur16). Khorezmin Altın Ordaya tabi olduğu devirde ise bu Şam. çöl ortasında bir şehir şeklini almıştı.
(Y£qût) IfüU! V*. 8 3 cJL-jY
Kara ve Kızıl Kumların yaylaya elverişli verle- Kara Kum ve . . 1
^ j ^ rınde; turkmeıı ve kazak lurklerı oturmaktadır
Çöllerin en ıssız olması gereken yerlerinde bile insanlara raslanır. Orta ana çöllerde ancak bir ovadan ötekine geçerken istifade olunacak, çok defa acı ve bazan çok derin kuyu (quduq) 1ar vardır. Çöllerin Amu Derya ve Sır Deryaya bitişik yerlerinde oturan tüıkmen ve kazaklar ekincilikle de az çok uğraşıyorlar. Bununla beraber çöllerin Khorezmden yukarı Amu Derya kıyılarında birbirine yaklaştıkları bölgeler tamamiyle «burgan», yani göçebe kum sahalarından ibarettir. Bunlardan Kızıl Kumdaki «Adam Kırılgan» burganları çok geniş ve tehlikelidir, i 873 yılındaki Khıyva seferlerinde ruslar burada çok zarar görmüşlerdir. ,Aynı zamanda bu göçebe kumlar Zerefşan ve Amu Derya havzalarındaki mamur yerlere (Buhara, Kara Köl ve Hıyva sınırında) yavaş yavaş hareket ederek' istilâ ediyorlar. İnsanlar buna karşı ancak göçebe kum kenarlarında kamış ekmek ve çöle mahsus «Seksevül» denilen ağacı dikmekle mukabele edebiliyorlar. 300.000 kilometre murabbaı sayılan Kızıl Kum sahrasının Sır Derya’ya bitişik simal-doğu bölümleri düz bozkırlardan ibaret olup sulanırsa ekilebilir. Khorezm kıtası Kara ve Kızıl Kum çöllerinin insan eliyle sulanarak imar edilen bölümünü teşkil eder. «Tiyanşan-Pamir» in batıya uzanan kolları arasına içeri girerek sahra körfezlerini arzeden «Fergane» (30.000 kilometre murabbaı) ve «Zerefşan» ovaları da Kızıl Kum çöllerinin insan eliyle imar edilen bölümlerinden ibarettir. Bunlar bütün Türkista- nın en zengin ve en verimli ülkeleridir.
~ . Cenup bozkırlarının gölleri ve ırmakları azdır.
Cenubun İrmakları o , , . . ‘ .. ... . .
Bozkırların batı kenarı 2Ö0U kilometrelik bir mesafede Hazar Denizine bitişik ise de ıssız çöllerden ibaret olduğu için ne denizcilik ve ne de ekincilik için istifade edilebilir. Eskiden, Amu D erya’nın Hazar Denizine döküldüğü zamanlarda Kara Kum batı köşesindeki «Balkhan» dağjarı ve körfezi sınırında az çok şehir hayatı olurdu. Bugün buralarda biricik medenî merkez olan «Kızıl Su» (rusça «Karasnavodsk») şehri ancak demiryolu geldikten sonra vücude gelmiştir. Cenubî Türkistan sınırında Hazar Denizine dökülen tek ırmak «Etrek» de pek derinden aktığından ekineilik için pek istifade edilememiştir. Cenup bozkırlarının ırmakları Aral Gölü istikametinde akan Sır Derya (uzunluğu 1886 kilometre) ve Amu Derya (uzunluğu 2350 kilometre) ile kollarından (Oghış, Kâfirnihan, ’Surkhan, Aksaray, Çır- çık —İslâm coğrafyacılarında: Perek) ve yahut vaktiyle onların kollarını teşkil eden ırmaklardan (Belkhâb, Zerefşan, Kaska Derya, Sokh), Kara Kum çöllerinde sinip biten iki ırmaktan (Murghâb, Tîcan~Herî-
:udh) ibarettir. Zamanımızda bunlardan Sır Derya dan 1.706.403, Amu Derya’dan 300.000 kilometre murabbaı ve Zerefşan’dan 400.Ö00, Çırçık’tan 154,000 rus hektarı yer sulanmaktadır. Irmakların aktığı Aıal Gölü, cenup bozkırlarının tek büyük golüdür. Mesahası 14.490 kilometre murabbaı olup deniz sathından 50 (Hazar Denizinden 75 )1 metre yüksektir.
Ş
Şimalî Türkistan
Bozkırları
imalî Türkistan bozkırları umumiyetle «Kazak Dalası» adını alır. Bu bozkırlar üçe ayrılabilir:
Aşağı yukarı 67 tul derecesinde «İşim-Sarı Su» ve «Tobul-Turgay» havzalarını ayıran su ayrımı hattının batısındaki bölüm; buna «Turgay-Yayık Düzlüğü» denilir.
Bunun doğusundaki «Kazak Adırlığı» (tabiiyûndan «Berg» e göre «Kırgız-Kazak Buruşuk Ülkesi» 1T)).
‘ «Tili Göl-Balkaş-Çmız Tav» bölgesinin cenubundaki «Gu-Bal- kaş Bozkırları». «Turgay-Yayık Düzlüğü» batıdan Bükey Orda’da «Buskunçak» çöllerinin batı kenarlarıyla; şimalden, Doğu Başkurt bozkırlarını da ihtiva etmek üzere Yayık ırmağı başlarına kadar «Batı Ural» sırtları (rusça: Obşi Sırt) ve «Cenubî Ural» la; cenuptan Üst Yurt «Çın» ı (Cıl Tav) ve Aral Gölü ile sınırlanmış olup bu bölgede Cenubî Türkistan bozkırlarıyla birleşir. Bunun tam ortasından Ural dağlarının devamını teşkil etmek üzere şimalden cenuba «Mugacar» tepeleri uzanır ki «Cim» (Emba) ve «Irgız» havzalarını birbirinden ayırır. Muga- carın yüksek noktaları ancak 600 (Bar-Çugur) ve 575 (Eyrük) metre olup, gerek bu dağ ve gerek «Işim-Turgay» su ayrımı hattı (950-1000 fut) «Tuıgay-Yayık Düzlüğü» nün umumî şeklini pek değiştirmiyorlar. Düzlük, Hazar Denizine bitişik çöllerde bu denizin sathından hissediî- miyecek bir surette az ve tedricî surette, yükselir, («Irgız» şehrinin denizden yüksekliği 112, «Orsk» (Yaman-Kala) nın 211, «Ak Tübe» n:n 249 metre) ve denizin bu düzlüğe bitişik bölümleri de büyük kayıkların, gemilerin yanaşmasına elverişli olmıyacak derecede sığdır. Turgay- Yayık Düzlüğünün cenup-doğu köşesinde demiryolunun cenubunda küçük ye büyük «Barsuk» (yahut «Borsuk») kumlukları bulunuyor, ki eski türk' destanlarında (Oğuznâmede) efsanevî «Oğuz» un kışlaklarından biri olarak gösterilmektedir. Küçük Barsuk 80, büyüğü 200 kilometre uzunluğunda olup genişliği 10-40 kilometre arasındadır. Oğuz 12
destanında ve Çingiz oğlu Coçı Khanın l,H) seferlerine ait rivayetlerde (müverrih «Cüveynî» de) burada çöl ortasında «Karakurum» adında bir kışla-şehir olduğu zikredilmektedir. Bugün yalnız çölün şimalinde «Balgasun» harabeleri bulunmaktadır 10). «Turgay-Yayık Düzlüğü»nün. şimal ve doğu bölümleri bugün Kazakların en zengin ve aristokrat urukları olan Cagalbaylı, Kıpçak, Argın, Yeti-Uru urukları ve başkurtlarla; cenup bölümleri ise «Elim-Oğlı» ve «Bay-Oğlı» urukları ile meşgul bulunmaktadır. Münbit yerlerine de çok sayıda rus göçmenleri yerleşmektedir. . '
«Kazak Adırlığı» nın şimal bölümü düz olmakla beraber, cenup bölümü dalgalı bir sahradan ibarettir, ki yükseklikleri ehemmiyetsiz: dağ ve tepelerle bozkırların birbiri ardından geldiği böyle topraklara türkler «adır» derler. Umumiyetle buranın yükseklikleri hiçbir yerde 1500 metreye çıkmaz. En yüksek tepeleri Karkâralı cenubundaki «Kay— sili Day» (1470 metre), «Karkaralı» ( 1 340 metre), «Bayan Ayul» (960 metre) ve yukarıda adı geçen «Ulu Tav» sıradağlarıdır. Cenup bölümünde Şimalî Türkistanın «Üst Yurd» u demek olan «Badbak Dala» düzlüğü vardır. Ortalama 300 metre yüksekliğinde olup «Sarı Su» tarafındaki sınırları «Üst Yurd» un «Çın» ı şeklinde yükselmiştir. Umumiyetle «Kazak Adırlığı» gayet güzel yaylalardan ibarettir. Bütün «Kazak Dalası» nın 50° şimal arzının şimalindeki toprağı kestane renginde olup ekilmeğe elverişlidir. Semi Palat, Gökçe Tav, Üsergen Başkurt yaylaları ise kara toprak olup çok münbittir. Tobulda «Nayruzum» ve Gökçe Tav yanında «Borabay» (rusçası: Borovöy) adlı ormanlıklar' çöl içinde cennet gibi yerlerdir.
Çu-Balkaş Bozkırları ise «Tav Kum» ve «Sarı Eşik Otrav» gibi adlar taşıyan ve sulanırsa ekilebilir sahralardan Tiyanşan kollarına bitişik ve Balkaşa mütemayil münbit ve mahsuldar düz veyahut «adır» ovalardan ibarettir: Yalnız «Kara Tav» ile «Balkaş» arasındaki «Mo- yun Kum» çölleri durgan yani göçebe kumdur* Umumiyetle «Çu-Balkaş», eski asırlarda olduğu gibi, bugünde de medenî köy ve şehir hayatı ile göçebe hayatı aynı zamanda birlikte yaşatmaktadır. Burası, dağların bitişiğindeki ahaliye ekincilikle uğraşarak .ye aynı zamanda, dağlarda hayvan besliyerek yaşamağa elverişlidir.
Şimal bozkırlarının gölleri, akarsuları boldur. Buranın en büj'ük golü «Balkaş» (Kaşgarlı Mah- mudda: «Tiren Köl»; Haydar Mirza Doglatta: «Kökçe Teniz») 22.789 kilometre murabbaı olup 325 metre yüksekliktedir. Sonra «Teniz» ( 15.000 kilometre murabbaı), «Çalkar» (1784 kilometre murabbaı), «Zaysan Nor» ( 1608 kilometre murabbaı), «Ala Gol» (Temür seferlerinde «İt içmes Ala Köl») ve destanlarda mâruf olan «Tili Göl» gelir. Çu-Baikaş bölümünün bütün ırmakları «Tiyan- şan» ve «Cungar-Alatav» sıradağlarından gelir. Hepsi Balkaşa ve yahut «Tili Göl» üzerinden Arala akmağa mütemayildir. Aralarından yalnız «İle», «Karatal» ve «Lepse» Balkaşa erişebilip kalanları çöllerde siner. «Kazak Dalası» nın cenubundaki tek ırmak olan «Sarı Su» da öyledir. Dalanın öteki ırmakları Şimal Buz Denizine (İrtiş, İşim [Esil], Tobul) yahut Hazar Denizine (Yayık, Sakız, Cim) akarlar. Tuıgan ve Irgız ırmakları Aral Gölü, «Uyıl» ırmağı da Hazar Denizi istikametinde akarak çölde tuzlu göller teşkil ederek bitmektedir.
T
Do'stlaringiz bilan baham: |