,te„ni” ku~."d.n. ■ kum„d,„, yi„. bir k„ç>k
k
er, IVlUSfunicmua.ı " - v . ,.w
lu“ru bilen bir adam çıkmıyacağına inanmıştı. Topçuluk talimim d.ger t • 8ü rus neferine havale etmişti. O da, «ısça kumandaya alıştırmak Ül‘ kelimesinin ancak son parçası olan «jay»ı öğretebil-
.« o™».,
fikriyle, «zaria jav»
c'iğim alay ederek söylüyordu. Piyade askerine, bir Türk boca kumanda ediyordu. En iyi piyade asker olan Şehrİsebzliler kendisine «tâbi» değil, yalnız «müttefik» olduklarından, emniyet etmiyordu. Ruslarla muharebe •cin AfganlIlardan 2.000 kişilik bir ordu kiralamıştı. Bunların reisi İskender adındaki Afgan şehzadesiydi. Bu da ihanet edip, Ruslar tarafına geçti Emîr bu halde İ 868 de Semerkandı müdafaa edecekti. Zamanının müverrihi sair Mîr -Azîm Sâmî bu askeri şöyle tasvir etmiştir:
İ. -e -b
|
«u*
|
|
J-j
|
|
|
|
lL»
|
LT*'
|
|
1 jt.»
|
LS-Î
|
,jU. •Kı j J
|
■-.* t
|
|
3 3K
|
|
|
|
|
|
j, çf
|
|
Y
|
|
JO
|
|
jL.» j,%
|
|
|
|
|
ÖV:>-
|
U SİA
|
S
|
fi.j
|
^ C-"“
|
Sı
|
er»
|
j ^ < S
|
ani: Ordu (güzelliğiyle) ilkbahardaki güllerden toplanmış gibi idiyse de, basları öne eğilmiş olmak bakımından goncaya benziyorlardı. Bazdan beline hançer bağlamıştı; fakat söğüt ağaç, gibi titriyorlardı. Kimisi yayına okunu koymuştu; fakat bu, elif harfi üzerindeki uzatma işareti gibi sadece bir nakıştan ibaretti. Kimisi çeliğe bürünmüştü, ama aynadaki akis gibi, kalb ve ruhtan mahrumdu. Bazıları kızıllar giyinmiş- lerdileıdi ama, yüzleri düşman korkusu dolayısıyla sapsarı olmuştu. Bunlardan birisi hodbinlikten kılıcını çekse, bu kılıç onun kendi yüzünü ve
burnunu kesiyordu -’-10) . ■
Emîr, Semerkand kapısına gelen Rus ordusuna karşı çıkmak istemediğinden, ulemâ tarafından tekfir ve halk tarafından azledilmekte olduğunu görüp, mezbahaya getirilen koyunun rızasıyla çıkıo. bir defa görünüp kaçtı. Bunun terbiyesiyle yetişmiş olan Khudayâr Han da, daha ziyade ticaret isleriyle meşguldü. Khudayâr Hanın gevşekliğinden dolay. onun Ruslarla münasebetinden şüphelenen ahali, bilhassa Kıpçak- 'ar Abdurrahman Aftabacı idaresinde isyan ettikte, doğu tarafında Kas- garı idare eden Yakub Beğe gidip sığınmadı ye yahut Alay-Pamire, Afganistan» gitmedi. Doğrudan doğruya Taşkende gelerek, Ruslara iltica etti Ruslar da onu Orenburga sürdüler (sonra oradan kaçarak İran yolu ile Hicaza gidip, epeyce dolaştıktan sonra, Afganistanda Herat şehrine gelerek Kerrukh'ta öldü) 198')- Umumiyetle bu iki hükümdarın maiyeti;
Taşkent, Bukhara ve Khokandın tüccar sınıfı, mücadeleden bir netice
beklemiyordu. .
Türkistan tarihinde, dışardan gelen müstevli kuvvet ve yahut bozkır boyları tarafından medenî Alimkul, Sadık ve ülkelerin işgali, her vakit, kolaylıkla yapılmıştır.
Abdülmelik - Vatanm Müdafaası- Bütün ülkenin yabancı istilâsına karşı ciddî millî müdafaası, ancak bozkırla ova ve göçebelerle şehirlilerin idaresini birleştirebilen şahsiyetler tarafından yapılabilmiştir. Umumiyetle Türkistanda ciddî, siyasî ve askerî teşkilât, ancak göçebelerden çıkıp medenileşen ve göçebelere dayanıp medenîleri, kalelere dayanıp göçebeleri elde edebilen' hükümetlerin teşkilâtı olmuştur. Rus istilâsı zamanında da, bu hal pek açık görüldü. Bukhara emîri 40.000 kişilik kuvvetiyle, Rusun 3000 kişilik kuvvetine karşı, birkaç saat, karşı koyamadığı halde; göçebeler arasındaki Ak Mescid kalesi, içinde yalnız 3000 kadar Özbek ve Kazak askeri olduğu halde, general Rerovsky’nin muntazam muhasarasına üç ^hâfta mukabele etti. Khokandın başkumandanı olan Kıpçak Alimkul ve askerleri Çim- kent, Türkistan (Yese) ve Taşkendin müdafaasında büyük fedakârlıklar gösterdi. 1864 yılı ilkteşrininin 3 ünde, General Çerniayevin Taşkendi muhasarası, muvaffakiyetle reddedildi. Çerniayev, bir çok telefat vererek, geri döndü. Bunu görerek ruhlanan Alimkul, «Türkistan»! (yerli müverrihin tabiriyle «Hazreti Sultan Ahnied Yesevî»yi) istirdat tecrübelerinde bulundu. Fakat .1865 mayısında Ruşlar bütün kuvvetleriyle Taşkent muhasarasına geldiklerinde, Alimkul, fazla cesaret göstererek (9 mayıs) topları bizzat kendisi idare ettiği zaman, maktul düştü. Bütün Khokandlıların ümidi Alimkulda olup, memleketin diktatörü o olduğundan, şehadeti halkın ve askerin mânevî kuvvetini tamamen kırdı; Taşkendin ve belki bütün Sır Deryanın Rus eline geçmesine sebep oldu. Nasıl ki 12 yıl sonra Kaşgar Hâkimi Ya- kub..Beğin. ölümü de, öyle netice vermişti. Khokandda da Kıpçak ümerasından Abdürrahman Aftabacı, Pulat Beği Abdullah Beğ ye Batır Töre, memleketin müdafaasında ellerinden gelen gayret ve cesareti gösterdiler. Bukharaya yardım için Khıyvadan bir kısım asker gön-
eskimiştir. En iyi eser V. Nalivkin, Kratkaya istoriya Kokandskago Khanstva, Kazan, 1886 (fransızcası Publications de l’Ecloe des langes örientales vivantes, 3. series, IV de neşredilmiştir) dır. Bu devrin tarihine ait yerli müelliflerin türkçe ve farsça olarak yazmış oldukları çok zengin eserlerden bugüne kadar ancak Molla Niyaz Muhammed Attar Khokandı’nin Târikh-i ŞâhrukhVsî 1885 te Kazanda' intişar etmiştir.
Do'stlaringiz bilan baham: |