BurnS gittikten beş yıl sonra (1837) Emîr Nas- Emîr Nasrullahın rullah, Hekîm Kuşbegiyi hapsedip, nihayet Ayaz
Rus Tarafını Topçubaşı ile ikisini öldürdü ( 1 840). Emîrin mak-
Tutması şadı, ahaİiye nüfuzu pek fazla glan bu Özbek uruk
reisi yerine ücretle Hizmet eden birisini tayin et* mekti. «Kuşbeği»lik mansabmı kaldırıp, Hekîm Beğin yerine Tebrizli Abdüssamedi, mütevazi bir lâkapla «nâib» tâyin etti. Rahmanberdı
•adında bir Türkmeni Abdiissamede nâib tâyin etti. Maksat, idareyi tamamen merkezleştirmek idi. Hekîm Kuşbeği ile Ayaz Topçubaşınm öldürülmesinde başlıca maksat, dış ticareti bunların elinden almaktı. Ozaman Emîr Nasrullah, ticaretinde daha çok menfaat gördüğü, Rus tarafına temayül gösterdi. Afganistanda 1 800 yıllarında başlayıp 1880 yıllarına (Abdurrahman Hanın tahta çıkışına) kadar seksen yıl süren kargaşalıklar (bilhassa 1835 yıllarında), Bukharanın Hindistanla olan iıcarî münasebetlerini bozdu. Buna karşılık Ruslar 19. uncu asrın ilk dörttebirinde Kazak sahrasında bilhassa Orta Yüzde Gaib Han oğlu Arungazı ve Kiçi Yüzde Ayçuvak oğlu Şirgazi Hanlar idaresinde, bir nevi yol emniyeti ve uruklar içinde sükûnet vücude getirerek, Bukhara ve Khıyva ile ticareti sür atle inkişaf ettirebildiler. Bu ticaretten, Kazak sultanları ve nakliyatçılarına da mühim bir hisse çıkarmakla, onları da kervanların himayesile alâkadar edebildiler. Biz 19. uncu asrın iık yarısında Semi Pal at, Kızılcar, İrbit, Troyski, Orenburg, Astark han gibi sahra ticaret merkezlerinin pazar ve panayırlarında, sahra vilâyetleri ve hanlıklarıyla Rus ticaretinin nasıl bir çabuklukla inkişaf ettiğini gösteren ve Rus şartlarına göre oldukça muntazam olan istatistik malûmatına malikiz. Halbuki bu ticaret, rus şehirlerine gelip alınmakla bu istatistik defterlerine kaydedilen mallara münhasır kalmıyordu. Ruslar kendileri de bizzat Bıikhara, Taşkent, ve Khıyva gibi yerlere mal getiriyorlardı. Yalnız Bukharaya 182 7 yılında 1.800.000 rus rublesi, 1838 de 2.5 13.000 ruble, 1840 ta 3.283.000 ruble değerinde mal getirtilmiştir. Yalnız bu üç rakkam, ticaretin nasıl bas döndürücü bir hızla geliştiğini gösterebilir. Rus müverrihleri Orta Yüz Kazak hanı Arungaziyi, Emîr Nasrullah ile pek dostane münasebette bulunduğu halde, Ruslara sadakat babında da fazla mübalağa eden, aynı zamanda Kazaklar tarafından pek sevilen bir zat olarak tarif ediyorlar. Bu zat aynı zamanda Emîr Nasrullahın düşmanı olan Khıyvaya da düşmandı. Arungazinin kendisine düşman olan kardeşleri ve Kicı Yüz hanları ise Khıyva ile 'dostane münasebette bulunuyorlardı. Bütün bu gibi münasebetleri yaratan amil, ozamanın rus ticaret sermayesi olmuştur. Bukharada Hekîm Kuşbeği ve Ayaz Topçubaşınm öldürülmesi Bukhara istiklâlinin gömülmesi demekti. Rus istatistik bilgini Meyer. j-.mır Nasrullahı «Ortaasyada rus mallarının en mühim pazarının müdürü» diye tarif ediyor. Hakikaten, Hekîm Kuşbeği’nin hapsinden .sonra, Emîr Nasrullahın artık rus sermayesi mümessili olduğunda şüphe yoktu.
Diğer taraftan Emîr Nasrullahın Rus tarafını tutmasına Tebriz!i Abdüssamedin tesiri olduğu da zannolunur. Yukarıda adı geçen bu
1 5
zattan bahseden yerli müverrihler onu, güya Avrupada seyahat'
edip, Avrupa dillerine vâkıf olmuş bir kimse gibi gösteriyorlarsa da,. Vambery, bunu ahlâksız, lûtî, mâceraperest ve hakjkî Avrupa düşmanı olarak gösteriyor. Ona göre, bu zat yalnız İranda öğrendiği birkaç fransızca kumanda kelimelerini biliyormuş ~:i7). Khacv.ikov'a göre, Ab- düssamed, aslen İran askerlerinden olup bir öldürme dolayısiyla Hin- distana kaçıp, orada Ingilizİere sığınan bir Iran prensine hizmet eden, sonra parasına tanıah ederek onu öldürüp hapse atılan, oradan da kaçıp Kâbile gelerek kendisini Dost Muhammed Hana tanıtan, nihayet orada hanın oğluyla arası açıldığından 1835 te Bukharaya kaçan bir maceracı idi. Diğer bazı Ruslar bu Abdüssamedi yalnız maceracı değil, aynı zamanda kendileri için tehlikeli bir şahsiyet olarak tanımışlardır. O zamanki Rusyanın en mühini fikir ve siyaset mecmuası olan «Moskvitianin» 1843 senesinde Bukhara ve Khıyva meselelerine ait şu satırları yazar: «Khıyvada şimdi Rahim Han hükümdar oldu, Bukhara emirinin (Nasrullahın) pilânı Bukhara, Khocend, Taşkent, Türkistan, Khıyva, Şehrisebz, Balkh, 'reyzâbâd ve Yarkend (yani Doğu Türkistan) ülkelerini birleştirmektir. Buna muvaffak olursa, o, Kâbil, Herat, Kandahar ve Pişaver ülkelerini de ele geçirmek fikrindedir. Eğer bu zat bu pilânlarını tahakkuk ettirmeğe muvaffak olursa, Orta- asyada büyük bir devlet kurmuş olurdu. O uzağı gören ve işgüzar bir hükümdardır. O, İran veliahdi Abbas Mirzanın tavassutu ile Ingiliz- İ rden topçu istedi, onlar da bir İranlıyı (yani Abdüssamedi), topçuluğu öğreterek. Bukharaya gönderdiler. Şimdi Nasrullah, İngilizden korkmadığını göstermek için geçen 1842 senesi İlkteşrininde iki in- gilizi casus telâkki ederek öldürdü. Biz Ruslar, Khıyva hanı Rahim Hanın yanında da, buna benzer «müşavir»ler zuhur etmeden önce, burada kendi nüfuzumuzun teessüsü uğrunda çalışmalı ve burada bir ':earet mümessilliği tesis etmeliyiz» -:iS). Her halde Abdii.ssamed, Rusdan ziyade, Ingiliz düşmanı olmuştur. Onun Ingilizler tarafından gönderilmiş olması, ancak Rusların evhamından ibaret olmuştur. Hind hapishanesinde sürüklenmiş olduğundan îngilizler.e karşı bir kin, bir in— 196 197
tikam duygusu beslemiş olmcisı muhtemeldir, ki bu zat, behemhal Bukhara emîrini Rustan ziyade İngiliz tehlikesinden çekindirmişur. im filizlerin Hindistanın yerlilerine, bilhassa kumpanya zamanında, fevkalâde kaba muameleleri Ortaasyada meşhur olmuştu. Buna mukabil kendileri yarı yarıya Asyalı olan Ruslar, her yerde Asyalılarla As- yalı gibi muamele yapabileceklerini gösteriyorlardı. Emir Nasrullaha. Khıyva ve Khokand hanlarına yazdıkları mektuplarda, eıçi muamelelerinde Ruslar Asyalı tavru alıyorlardı. Orenburg umumî valisi ve şark: sahra vilâyetleri başkumandanı Pirovski, Emîr Nasrullaha yazdığı mektuba şöyle başlıyordu: «Hikmet ve şeriatın büyük hâmîsi cenâb-ı âlî, kişver-küşâ, emîr-i âzam, khaqân-ı muazzam, ilmü kemâlin menbaı, nizâm-ü şöhretin merkezi, dünyada em'nü selâmetin muhafızı âlâhazrer Emîr Nasrullah Han Hazretleri, Allah sizi tahtü tacınızda ebediyen muhafaza etsin, size hakikî hürmet ve ubûdiyyet..Ingilizler ise mektuplaşmalarında tamamen bunun aksini takip ediyorlar, yalnız «cenâb-ı âlî, emîr-i Bukhârâ» diye hitap ediyorlardı. Ingilizler bilhassa 1839- »841 yıllarında Afganistanda yerlilere pek kaba muamelelerde bulundular. Emîr Nasrullah Khokand ve Khıyvayı silâh kuvvetiyle fethederek ülkeyi birleştirmek teşebbüslerinde bulunurken Ingilizlerin Khokand ilanlarıyla muhaberede bulunduklarını duydu ve bundan Ingilizİerin, i ürkistanm Bukhara emîıi idaresinde kuvvetli bir devlet şeklinde birleşmesine mâni olacaklarını istihraç etti. O yıl kendi yanında bulunan. İngiliz murahhasları Studdart ve Conolly ile aynı zamanda Bukhara da Rus elçi heyeti de bulunuyordu. Emir her iki tarafla pazarlık ediyordu. Fakat İngilizlerin Khokandîılarla muhabere etmelerinden şüphelenerek, murahhaslarını hapsetti ve nihayet onları Bukharada öldürdü - :,)) ■ Ab- düssamedin tesiriyle Emîr - Nasrullah Bukharaya gelen diğer AvrupalIları da yakalıyarak Öldürür oldu. Yalnız Ruslara dokunmazdı. Ruslar da zahiren mahpus Avrupalıları himaye, etmekle beraber, el altından bunların öldürülmesine işaret ederlerdi. 1 84 I yılında Ingilizler, Afga- nistanda korkunç bir bozguna uğradılar. 1842 kânunusanisinde general Elph.inston’ım kumandasındaki 1 8,000 kişilik kuvvetlerini Kâbil ile Cc- îâlâbâd arasında kaybettiler. Bu vak’alar olmıyaydı, Ingiliz nüfuzu Bukhara sınırına kadar yayılıp, Hindistan'da inkişaf etmeğe başlıyan demiryolu hatları 1865 yıllarına kadar Bukharanın cenup hudutlarına, Herata veyahut Amu Derya kıyılarına artık gelmiş olacaktı. Ozaman Rusya ile Ingilizler arasında bitaraf bölge demek olan bufer devlet Af-
-v*:)) Bk: F. H. S k r i n e and D e n i s o n R o s s. The Heart of Asia, Lon— don 1899, s. 2İ7-218.
Do'stlaringiz bilan baham: |