fından Çinlilere verildi 1895 yılı Pamir hududunda Rus ve Ingı-
lizler arasında hudut çarpışmaları olup, orası da Rüslar eline -geçti. Bununla, Rus - İngiliz arasındaki hudutlar tamamiyle tâyin edilmiş oldu. Arada Afganistan, bitaraf mıntıka olarak bırakıldı.
i
•-mu) Gulca hâdiseleri Radlof f, Aus Sibirien. II, 286-4İ6 da hülâsa- edilmiştir.
Müstemleke Olan Türkistanda
Siyasî Hayat
1
Yeni Rejim, Yeni Medeniyet ve Türkler
Rus idaresinin evvelki devirleri, Ruslar için yerli- Rus İstilâsının leri öğrenmek, bu Asya ülkelerinde kendi idare Yeni Şekli usullerini yerleştirmek; yerli Türkler için de, «Bu yeni rejim, yeni tertibat ve dünyayı istilâ etmekte olan bu yeni medeniyet acaba ne imiş?» diyerek bir murakabede bulunmak ve öğrenmek devrini teşkil etmiştir. Ruslar daha Avrupa medeniyetine yabancı iken, işgal ettikleri ülkelere, Kazan ve Astarkha- iıa ve garbı Başkurdüstana, «Asyalı hıristiyan millet» olarak geliyorlar, din yoluyla cebri temsil siyasetini kullanıyorlardı. Devlet idare usulleri de, daha Moğollardan öğrendikleri usul idi. Kazakistan, şarkî Başkurdüstan, Kırım ve Kafkasyaya ise Ruslar, yepyeni bir millet olarak geldiler. Kumandanları, mütahassıslarm ekseriyeti ecnebi, bilhassa Almanlar idi. Ve bütün seferleri, aynı zamanda ilmi tetkikatla (Miller, Fischer, Gmelin, Lepechin, Pallas, Tatişçev, Ryçkov, Fed- çenko, Mokşiyev, Muşkitov, Kaulbars, Radloff) muvazi gidiyordu. Daha Başkurtların mukabelelerine rağmen, Yayık havzasının işgalinde şehirler, tamamen Avrupa usulünde yapılıyor ve tanzim ediliyordu. Si< yasetleri eski Ruslarınki gibi âdi zorbalık değil, rusluk esasında Avrupalılaşmış nazik bir siyasetti. Bunlar her yerde kul azat edici, güya «müslümanlara has bir san at» olan esir ticaretini mahvedici olarak göründüler. Her yerde muahedelere, birinci madde olarak, o yazılıyordu ve her yerde kendileriyle ticaret yapıp zenginleşmekte olan yerli tüccarların menfaatlarını himaye ediyorlardı. Çrdularmda iaşe işini müslüman Türklere, bilhassa Kazanlı Türklere havale ediyorlardı. İs-
î.ilâ edecekleri yerlerde, İslâmiyet namından Rus tâbiiyetine davet eden propagandacı «molla»lar kadrosu bulunuyordu. Bukhara ile 1863 yılında akdettikleri muahede, güya bir «dostluk muahedesi» idi. Bukha- Ta hanına kaybettiği yerlerin mukabilinde kompensasyon olarak güya Rus mülkü imiş gibi Hisar tarafları verildi.
1735-1865 yılları arasında Rus idaresi merkezi Orenburgda olup, valiler de şunlardı: Kirillov, Uursov, Neployev, Davidov, Putiatin, Ba~ ron İgelström, Bötling, Valentinov, Bachmetov, Valkonski, Essen, Sukhtelin, Abruçev, Perovski, Katenin, Bezak, Kryianovski. Merkez Taşkent olduktan sonra, 1865 ten inkılâba kadar, umumî vâliler şunlardı: Çerniayev, Romanovski (1865-1867), Kaufmann (1867-1882) tekrar Çerniayev (1882-1884), Rosenbactı (1884-1889), Baron Vre- vski (1889-1898), Dukhovski (1898-1900), Sarı Sakal İvanov (1901- 1904), Subbotiç (1904-16906), Mişçenko (1908-1909), Samsunov (İ 909-1914), Kurapatkin (1914-1917). Bunlardan pek meşhur Nep- ıoyev ( 1 74 1 - 1 758) , Kryjanovski (1864-1881), Kaufmann, Dukhovski, daha ziyade Rusyanın azamet ve mehabetini temsil ediyorlar, ihtişam -ve tantanaya pek ehemmiyet veriyorlardı. Dukhovskinin geçtiği yerlerde. ahalinin rükû ve secde etmesi lâzımdı. Diğerleri ise -meselâ Oren- burgta imparatoriçe ikinci Katerinanın valisi olan Baron Egelström, Taşkentte Çerniayev, Sarı Sakal İvanov ve Kurapatkin* lâzım gelen yerde kendilerini ihtişama riayet etmekle beraber, biraz da şarklı gösterip, yere oturup, yerli 1 ürklerin meclis ve . ziyafetlerine gelip, kımız içip, at eti (kazı) yiyip, ahaliye ihtilât edip, böylece yeni tab alarmı cidden öğrenmiye ve avlamıya ehemmiyet veriyorlardı. Umumiyetle Rus- lar, istilâlarının bu yeni devirlerinde, yerli ahalinin iç idare ve hayat tarzlarını defaten değiştirmek yoluna girmediler. Başkurtlar daha ziyade asker idiler. Hattâ daha Rus tâbiiyetini kabul etmedikleri devirlerde bile, gidip Sibirya hududundaki rus tüccarlarına, ücretle askerlik ve muhafızlık ederlerdi. Orenburg şehrini kurup, Urallarm cenubuna malik olduktan sonra, Rusfar bütün Başkurtları ilkin gönüllü, sonra mecburî asker sıfatiyle elde etmek siyasetini güttüler. Kendilerine yarı muhtar idare verdiler. Sonra bunu değiştirdiler. Kazaklar, Türkmenler ve Öz- b'eklere tatbik edilen siyaset te böyle elâstikî oldu.
Rusların, 18. inci asrın birinci yarısında şarkî Başkurtlar ve Kazaklar hakkında kullandıkları siyasetleriyle, ileride istilâ işinde takip edecekleri hattı hareket taayyün etmiş bulunuyordu: Göçebe kavmiıı bir kısmı tarafından kabul edilen tâbiiyeti, diğer kısmına hâkim olmak için sebep gösteriyorlardı. Yahut göçebe bir kavmin geçmiş asırlarda herhangi bir reisinin, bir zaruret dolayısiyla muvakkat bir zaman için
Rusyaya itaat etmiş olmasını,- daha sonraki devirlere teşmil etmek, istilâ için bir bahane oluyordu. Başkurtların batı bölümü 16. ncı asrın ikinci yarısında Rus tâbiiyetini kabul etmişlerse de, bunların sayısı daha 1629 yılında ancak 888 haneden ibaretti. Umum Başkurtların, muayyen bir tarihte toptan Rus tâbiiyetini kabul etmeleri vâki olmamıştır. Şimdiki Samara-Çilebi demiryolu hattının cenubundaki kabileler, met- buları olan Tura ve Kalmuk hanları ve Nogay mirzaları ile araları açıldığı zaman, bazı beğler, vakit vakit (meselâ 1649 yılında dört Yur- matı kabilesinin dört beği) Rusjara müracaat edip bazan vergi vermiş, bazıları gönüllü olarak daha 1 7.nci asırda Rusların Kırım ve İsveç harplerine iştirak etmiş iseler de; 18.inci asrın birinci yarısında batı Kazak hanları Rus tâbiiyetini kabul edinciye kadar, bilfiil Rus, tâbii olmamışlardır. Eski Altın Orda zamanındaki usule riayeten, Rus devrinde de devam ettirilen ve 1 733-1755 yıllarından itibaren çok verilen «tarkhan» lık rütbesine ait « yarlık » yani fermanlarda Ruslar, bazı Başkurt beğlerinin babası yahut büyük baba (Kıpçaklardan Munayt- pas oğlu, Tamyanlardan Kenikey oğlu nam tarkhanlar hakkında «ceddi cedd»lerinin gönüllü olarak yaptıkları askerî hizmetleri, bu ailelerin eskiden çarın sadık tabaaları olduklarını göstermek için, mahsus zikretmişlerdir. (Mın, Karatabın, Tamyan kabilelerinden ilk defa tarkhan- lık alanlar, ancak 1681 de kaydediliyorlar).Bununla beraber Rusların Kazan vâîiliği kalem dairesi ve Orenburg vâliliği doğu Başkurdüstanda oturan Üsergen, Bürcen, Tamyan ve Kıpçaklarm rüesasımn, daha 1554 yılında Moskovaya gidip Yayık’ın batısındaki tekmil Başkurdüstanı Rusyaya tâbi ettikleri hakkında bir sahte vesika dağıtmışlardır. Bunun gibi, batı Kazak hanı Ebulkhayırm, hattâ 1 6.ncı asır sonunda Tevkil Hanın, 1739 da Taşkent hanı Colbars’ın ve Abılay oğullarından bazısının Rus tâbiiyetini kabul etmelerini umum Kazaklara tamim için bahane etmişlerdir. Khıyva hanlarından Şah-Niyaz’m 1 700 yılında, Kızılsu’daki Yo- mutlarm, 1714 yılında Rusyaya itaat arzetmiş olmalarını, Türkmenler arasında hanlık eden Kiçi^îiz hanı Pir Ali’nin babası Nur Ali ve büyük babası Ebulkhayırm Rus tabaası olduğunu yeni istilâlara bahane göster- rniye çalışmışlardır.
Batı Başkurtlar, Rus çariçesinin 9 haziran 1737 Başkurdüstanda tarihli fermaniyle lâğvetmesine kadar «Hacı Mes-
Rus İdaresi cidi» adlı yerde *) toplanmakta olan umumî «Yiyin» (kurultay)m hükmüne tâbi bulunuyorlardı.
]) Yormatı kantonluğunda, mensup olduğum köyün 15 kilometre cenubunda bugün Hacı Avulı denilen bu mevki ve toplanma noktası olan «Kan Tübesi> (Han Tepesi) cenup Başkurdüstanm en güzel yerlerindedir. ] 6
Bu müessesenin lağvından 1 798 yılma» kadar Başkurtlar, „kabile reis«- leri vasıtasıyla Orenburgda bulunan rus umumî valisine tabi bulundu-- lar. Batı Sibiryadaki eski Mangıt veyahut, «Tümen» mirzalarının bu* zamana kadar yaşayıp gelen bazı bakiyesi galiba doğu* Başkurtlarma başkanlık dâvasında bulunuyorlardı. Şimdiki Argayaş ve kısmen Tam-- yan-Katay kantonlarındaki Başkûrtlara hâkim bulunan ve eskiden No- gay mirzalarına ve Küçümlülere sadık olan Karatabm uruğu ile bazı Mişer ve Tipter (Nogay) nahiyeleri üzerinde Davuş Mirza ve oglü Çüyinçal Mirza adlı mirzaların oğullarının, bir nevi yüksek otoriteye ma-~ İlk olduğunu görüyoruz.Çüylnçal’ın neslinden Müslim adında birisinin’ (Müslim ibn Ali, ibn Elmuhammed, ibn Çüyinçal Mirza, ibn Davuş) Argayaşta Müslim köyünü, bunun 1 794te ölen oğlu Abdüllahm da Tam-; yan-Katay’da Akhun köyünü kurdukları malûmdur. Abdullah Karatabm Taymas Tarkhanın, oğlu Yal tır Tarkhana ve Uçalı Tipter Beği Sagmbay Sultanay oğluna tâbi ellere imam tâyin »ettiğine dair menşurlar vermiş; Pugaçov. ve Salavat isyanlarında Rus tarafını tutup rütbeler almıştır.
Son 17-18.inci asırların hanları zamanında da «tarkhanlık»,' Kazak, Başkurt ve Karakalpaklar arasında eski ehemmiyetini muhafaza etmiş olması dolayısıyla, Ruslar kendilerine celbetmek maksadıyla, Kazak ve Başkurt uruk başkanlarına bol bol tarkhanlık rütbesi veriyorlardı. Fakat tarkhanlık menşurlarının, batı Kazak hanları Rusyaya tâbi olup, Orsk şehri de yapıldıktan sonra verilenlerinde, bu rütbenin «eskisi gibi vergi ve angaryalardan muaf etmediği» çabucak ilân edilmiştir. Kazaklardan tarkhanlık rütbesi verilenlerden marufları şimdiki Bermcanovlarm büyük babaları Argın Canıbek Batır ve Sırım Batırdır. Başkurtların iç idaresi, eskiden olduğu gibi, Karakalpak ve Nogaylarîa müşterek’olan şeklini («yurt» ve «tübe» taksimatiyle) muhafaza ‘etti. Bir de eski hanlar zamanında askerlere verilen iktâ’lar da, çarlar tarafından tasdik olundu; keza ayrı kabilelerin eskiden konup göçtükleri arazi, yayla ve kışla yerleri de, eskiden olduğu gibi muhafaza edilerek çarjarca tasdik olundu.
1 754 te Ruslar Başkurtlardan asker almak hususunda ferman çıkardılar. ^ 1 798 den başlıyarak, ta 2 haziran 1864 kanunu neşrolunana kadar Başkurtların, eski hanlar zamanında ^taşıdıkları millî kıyafet- lerile süvari askeri vermeleri mecburî olup, memleket 12 «ulus» a, Ka- terina zamanında kullanmıya başlanan tâbirle «kantonluğa» bölündü. Bu kantonluklarıh hepsi Orenburgda bina olunan «Kervan Saray» da. bulunan «Başkurt-Mişer Askerî ldaresi»ne tabi oldular. 1 864 yılma ka- <îar Başkurtlar, Rusyanın dahiliye nezaretine değil, hariciyle nezaretine tâbi tutuldular. Sonra, bazı dolambaçlı yollarla dolaşıp gelerek, rus köylüleriyle bir esasta idare edilmek usulünü tatbik ettiler. Bununla beraber son inkılâp zamanına kadar Başkurtların idaresi, bilhassa toprak meseleleri hakkında ayrı kanun, umum Rusya kanununun dokuzuncu cildinde «Bpşkurtlara ait nizamlar» (poloiinye) bulunuyordu.
Kazaklar ilk önce Ruslar tarafından tâyin ve tas- Batı .Kazaklarının dik edilen sultanlar, yani Çingiz torunlarının ida- . idaresi resinde, bırakıldılar. Bu da 1868 yılına kadar de
vam etti. Batı Kiçi Yüz Kazaklarında Abulkhayır ve Gayıp Hanların oğulları hükümet sürdü. Abulkhayırm yerine oğlu Nuralı geçmişti ( î 749-1 785 ) . Bir vakit Khıyvada da hanlık eden bu zatın, ozamanki Başkurt kıyamlarında (Salavat vak’asında) da parmağı olduysa da, son gününde Ruslara tamamen baş eğip Orenburgda. bulundu ve Ufada öldü (Mezarı «Eski Ufa»dadır). Nuralıdan sonra kardeşi Erali (1791-1794), Orta Yüzün batı bölümünde ise, yukarda mezkûr Batır Sultan oğlu Gayıp Han v.e oğlu Abulgazi hanlık ettiler.. Ozaman bozkırda Rus nüfuzu daha yerleşmemişti. Hanlar Cungar Ks.I- muklarıyla, Çin, Afgan, Bukhara, Khıyva ve Khokandla münasebette bulunuyorlar, Rusyanın dahilî isyanlarından istifadeye kalkışıyorlardı. Gayet âciz nâçiz bir şahsiyet olan Nuraîi, bütün Batı Türkistan hükümdarlığı dâvasında bulunuyordu. Oğlu Eraliyi Khıyvaya, öteki oğlu Ayçuvakı Bukharaya han nasbetmeğe çalışmıştı. Türk-Rus savaşları sırasında Türkiye padişahı, Bukhara emîri vasıtası ile, Kazak sultanlarına tesir yapmağa çalışmıştı Ruslar, sultanları itaat altında bulundurmak için eski rehin usulüne, başvuruyorlardı. Nuralinin Karatay adındaki oğlu Khıyva yolundaki Bayolı (Bay Oğlı) uruğunu, başka bir oğlu (Pireli) ‘1 ürkmenleri idare ediyorlardı. Eraliden sonra 1824 yılma kadar bir taraftan Nuralinin oğlu İşim ( 1 795-1 79 7), kardeşi Ayçuvak (1797-1 805 ), Ayçuvakm Cantüre (1805-1809) ve Şirgazi ( 1 809-1 8 1 8) adlı oğulları, Gayıp Hanın torunu Arungazi ( 1 8 1 9-1 82 1), sonra tekrar Şirgazi, Orenburg umumî vâliliğine tâbi Kazakların umumî hanı olarak tanın dil ar. Bunların el içinde hiçbir nüfuzları yoktu. Orenburgdaki Rusların yanından uzağa gidemezlerdi. Karatay Sultan, 1818 yılma kadar Ruslara itaat etmedi; boyuna Rus hududunu yağma et i, Ayçuvak oğlu Cantüre Sultanı da öldürdü. Argın uruğu Khudaymendi oğlu Cuma Sul- tan'ı, Kıpçak uruğu Gayıp’m torunu Cantüre’yi Cappas uruğu Mehd.' Sultan’ı han tanıyorlardı. Fakat nüfuz, bunların değil, oymak reisi enirin elinde idji. Sultanlardan nüfuz sahibi olanlar Bukhara yolunca Arungazi, Khıyva yolunda Karatay idi. Bunlar kendi ülkelerinden gecen ticaret kervanlarını himaye edebiliyorlardı Nuralinin başka bir oğlu
. :ey Sultan 1801 de, ekseriyeti Bayolı uruğundan ibaret olan 10.000 kadar ahaliyi, Rusya hükümetinin müsaadesiyle, Yayık ırmagı- •îi■ i çatısına, sonradan kendi adıyla Bükey Ulusu denilen bozkıra göçü- rap, yeni bir hanlık kurdu. 1815 te ölümünden sonra 1824 yılına kaçlar ilk kardeşi Şıgay, sonra Bükeyin oğlu Cihangir hanlık ettiler.
182 4 te Kazaklarda «umumî hanlık» kaldırılıp Batı Kazakistan, üç sultan-pravitel»lige") taksim edildi. Garbı Kazakistamn batı bölümüne Nurali oğlu Karatav, orta bölümüne Erali oğlu Temür, doğu bö- i'Yönüne Khudaymendi oğlu Coçi Sultanlar «sult rn-pravitel» tâyin edil- r: - r. Bundan sr nra batı bölümünde, Karatayın 1826 da ölümünden
s jc’.ra, Nuralinin Crman adlı oğlunun oğlu Şıgalı (1830 da mâzul) ; Ay- çuvak oğlu Baymemet (ölümü 1847); Ayçuvakm Tevke adlı oğlunun cğ.u iVlembeteli (1867 de Arkanjele sürüldü) ; Nuralinin Saydalı adlı oğ unun torunu Ilmembet (Küntüre oğlu 1868 başından sultanlığın kaldır dışına kadar) ; orta bölümde, Temür Sultanın 1825 te azlinden son- ı Abulkhayırın kardeşi Bahadırın torunu Membeteli (Turdu oğlu. 1828 de maktul); Nuralinin Membeteli adlı oğlunun oğlu Mehdi (182*? soruna kadar); Nuralinin oğlu Yusuf Sultan (1841 de mâzul); Ayçu- \ .cin torun1 Arslan (Cantüre oğlu, 1855 te maktul), yukarda adı geçen Baymembet Sultanın oğlu Membet Can (1869 başından sultanlığın lâğ vına kadar); doğu bölümünde, 1830 da Cuma Sultanının azlinden sonra, Cayıp Hanın torunu Cantüre (1835 e kadar); Abılay neslinden Bantıgirey oğlu Şutay Sultan ( î C 41 de mâzul); Cantürenin oğlu Ahır? e: Sultan (1851 de öldü); bunun kardeşi Membet Sultan (1869 babadan sultanlığın kaldırılışına kadar) «sultan,-pravitei»lik vazifesinde
buiundulaı.
Kazakistanı Rus esaretine düçar etmeleri, Abulkhayıra olduğu gibi ev âdına karşı evvelce taraftar olan oymakların bile güvenini kırmıştı.
Rusa tâbi olmayıp Sır Derya havzalarına göçüp gitmeği istiyen oymaklara Aüûlknayır Han şu mealde ''«felsefeler söylemişti:
Do'stlaringiz bilan baham: |