1) ^ 1 r İzzetullah, Ahvâl-i Bukhârâ, Paris nüshası, vr. 48a-54a.
H. Vambery, Voyages d’un faux derviche, Paris 1873, p. 273. Aynı müellifin: Das Türkenvolk, Leipzig 1885, s. 410-411.
İlk isiâm râvîlerinden Vahâb ibn Munabbih’in «el-Trcumânîn» yani -
«El-Turkmanm» hakkındaki rivayetinde, onlara soruluyor: j
îurt-V^ÎV. .Onlar cevap veriyorlar:^!. ^ ı>, j ^ LU? ^JJ.
biiSiti U..J U1 ^1. JJİ1I ,oU). ^Ul J-liIl jA, ,
rVj A* . Zeitschrift j. Asseriologie, t. VII. s. 107.
nız çapul zamanı için muvakkat bir reisleri olurdu. O da «âmir» değil, umumî menfaate bakan «müdür»dü.
Rus geldikten sonra, ağır vergiler veren Kazak ve Kırgız urukları, Khıyvadaki Özbek ve Türkmenler, ancak vergi vermemek şartıyla Kanlara «tâbi» oluyorlardı. Khıyva ve Khokand Kanları ve onlara tâbi bazı Kırgız-Kazak sultanları, Sır Derya havzasında kuvvetli bir idare yerleştirmek için çok çalıştılar. Batı Kazak Kanlarından Şirgazi, Ah- med ve Sadık Sultanlar «zekât ve öşür vermeden el, el olmaz» diye propagandada bulunurlar, fakat ahaliyi vergiye alıştıramazlardı.
Sır Derya Kazaklarının Khokand hanına tâbi Kazak sultanına olan şikâyetleri meşhurdur:
Aldıyaı* taqsır hkanımız d- mınaki sizge canımız d- özihiz qosqan zeketçi d- bizdin ilde Cüzbay bar -f- Cüzbavdm cürügen çerinde + cılav minen uybay bar -f- çene munıh coldası bar Qaratamır Dadan bar -p iyerip cürügen sorunda -f~ qırq otızday adam bar d- Şunmurun değen moldası bar -f- Tölegen değen corgası bar d~ atına cimdi saluga -f altı innen qılgan dorbası bar keli tü- büm dep aladı -f- kiyev sinim dep aladı + utur zeket dep aladı 4- qoşaq zeket dep aladı Arqadan kelgen köp Nayman d~ an-tan bolup qaladı J24)-
Yani: Allahyar taksir hanımız, işte size canımız! Kendi gönderdiğiniz ze- kâtçı (tahsildar) olarak bizim elde Cüzbay var. (Fakat) Cüzbavm yürüdüğü yerde ağlama ile feryat var. Yine bunun yoldaşı olarak Karatamır uruğundan «Dadan» var. Gezip yürüdüğü zaman ardında otuz kırk kişi de maiyeti var. (Yanında) Şunmurun adında bir mollası var. Tölegen adında yorga atı var. Atma yem vermek için altı enden yapılmış torbası var. «Keli Tübüm» diye (bîr veıgi) alıyoı. «Kiyev Sinim» diye (daha diğer bir vergi) alıyor. «Utur Zekât» (yani fitre zekât) diye (daha bir vergi) alıyor. «Koşak zekât» diye (daha bir vergi) alıyor. «Arka» dan (yani Kazakistanın orta bozkırlarından) gelen Nayman (Kazaklan) şaş*P donakalıyor/
Türkistana istilâ tehlikesi, yalnız malına pazar arı- Çinlilerîn Faaliyeti "yan Avrupalılardan değil, yayılmak istiyen kom- ve Abılay Han susu Çinliler tarafından da geliyordu. Türkistanda- ki mevkilerini milâdî sekizinci asrın ortasında Araplara ve yerli Türklere bırakan Çinliler, aradan bin yıl geçtikten sonra buralarda yine faal bir siyaset takibine başladılar; ' ortasında Kalmukları tenkil edip kırdıktan sonra, geri gitmediler. Doğu Türkistan ve. Cungaryada* yerleşmeğe. Batı 1 ürkistanda da nüfuz temin
~4) Zapiski Orenburgskago Oîdeleniya R'issk. Geograf. Obşçestva t. III s. 269.
2i) y —
etmeğe başladılar. Çmliler geldiğinde, Kaşgarda Kalmukların vasalı olarak Hükümet süren «khoca»lar Badakhşana kaçtılar. General Çjav- kHuy, bunları kovalayıp Badakhşana kadar geldi. Kaşgar khocalannın sağ kalanları Bukhara ve Khokand’a sığındılar. Ve orada, Doğu Tur- kistanı Çin elinden kurtarmak yolunda teşvikatta bulunacaklarını sanarak, Pamir ve Tiyanşandaki Kırgızları ve Fergane beğlerini kendi nüfuzları altına almağa çalıştılar. Khokand hükümdarlarından Erdene v^ar^uta Beİler Çin tâbiiyetini kabul etmek mecburiyetinde kaldılar. Çinlilerin böyle ilerlemekte olduğunu görünce, Batı Türkistan dere- beğleri kendi aralarında ittifak etmek teşebbüsünde bulundular. Kabil, Bukhara, Khıyva, Khokand, Balkh, Hisar ve Pamir beğHkleri arasında bu yolda müzakereler oldu. Afgan hükümdarı Ahmed Şah Dürrânî I 773 yılında bu ittifakın başında bulunuyordu. Bir kısım Afgaı> askerini, hâkim «Fazıl Bek Yüz»ün dâveti üzerine «Khocend»e göndermişti. Bu haber Kaşgara yetişti. Yardımın Kaşgara geleceğine inanan Kaşgarlılar 1765 yılında «Üç Turfan»da isyan ettiler. Bu isyan, pek vahşice bastırıldı; binlerce ahali Fergane ve Taşkende göçtü. Çinlilerin Batı Türkistanda daha çok ilerliyemiyecekleri anlaşılınca, dere- beğler tekrar aralarındaki mücadele ve entrikalara devam ettiler.
Çinlilerin böyle batıya ilerlemesi, diğer taraftan Kalmuklar ve Ruslarla mücadele halinde bulunan Ulu Yüz ve Orta Yüz Kazak sultanlarını ruhlandırdı. Kiçi Yüz hanı olan Ebülkhayırı öldürdüğünü yukarıda (s. 174-175) söylediğimiz Barak Han müteassıp istiklâlci idi. «Rus» ismini nefretle karşılardı. Barak Han. Karakalpaklılara ve bir vakit Başkurtlara hanlık eden müstakbel Khıyva hanı Gayıp Han ile beraber 1750 yıllı da Ruslara karşı taarruzlarda bulunacaktı. Uruklar hazırlanmışlardı. Barak, Başkurtlarda bir defa isyan eden «Karasakal Şuna Batır»ı da himaye edip, beraber hareket edeceklerdi. Fakat Barak Sır Derya havzasında kendi malikânesi olan «Iqan» ve «Otrar» kalelerinde bulunurken, yerli khocalardan birinin evindeki ziyafette iki oğluyla birlikte zehirletilerek-'öldürüldü (1749). Kendisine tâbjolan ellerin idaresi, çağdaşımız Alikhanm büyük babasT olan Bükey Hanın eline geçti. Barak hanın, Kalmuklar tarafından zehirletildiği rivayet °^unur- .Batı ve Doğu Türkistanda, Fergane ve Badakhşanda khocalar, hakikaten Kahnukİarın elinde oyuncak olmuşlardı. Eğer Çinliler do- ğudan gelip ^aîmukları^ortadan kaldırmış olmasaydılar, Kazaklann tekmil «Üç Yüzü»de Rus himayesine girmek mecburiyetinde kalacak-' Î5Iİ1’ Çinlilerin çikışı, «Orta Yüz» e Rus istilâsını biraz geciktirdi. Kal- nıuk istilâsı zamanında kaybedileni de tekrar elde etmek imkânları görüldü. Orta Yüz Kazak hanları Ebülmenbet (1730-1771) ve onun ölü-
münden sonra han olan Abılay Han (17? 1-1 781), ki Uvalı Hanım oğludur225), Sır Derya havzasında ve Mâyerâünnehirde dolaşan uruk-' ların büyük bir kısmını Yedisu taraflarına getirip, • eski yerlerine yerleştirdiler ve kendileri de Çin tâbiiyetini kabul edip (1760 yılı) Çin imparatorundan çince unvanlar aldılar. 1762 yılında Çin elçisi Abılayın yanında bulunuyordu. Bundan «Kiçi Yüz» hanı Ebülkhaj'irm oğlu Nur Alı* de istifade fikrine düşüp Pekin* e elçi heyeti gönderdi. Abılay Han 1730' vak’âsmdanberi elli yıl kadar, bir müddet, Sır Derya havzasında ve~ önün şimalindeki Kazakların himayesi ve idare işlerinin düzeltilmesi yo-, lunda çalışmış ve halkı tarafından pek sevilmiş bir zattı. Çinlilerle de iyi münasebet tesis edip, tebaasına nisbî bir asayiş temin edebildiğinden, çok sayılırdı. Hayatına ait birçok hikâyeler, destanlar vardır.
Do'stlaringiz bilan baham: |