Yapıda, strüktürel elemanlar, mekânsal kur-
gunun şekillenmesinde estetik bir unsur
olarak
ele alınmış, cepheler ağırlıklı olarak düşey ince
yapı elemanlarından oluşturularak yer düzle-
minden çatı konstrüksiyonuna kadar sürekli-
lik içinde detaylandırılmış, böylelikle Boğaz’a
açılan yapının hem strüktürel hem de görsel
uzanımları, tasarımda ölçekler arası sürekliliği
destekleyecek şekilde, mekânsal çerçeveyi be-
lirlemiştir (
Resim 12
). Yapı özgün tasarımında,
Üsküdar sahilinde neredeyse sadece bir saçaktan
oluştuğu izlenimiyle Boğaz’a açılır. Bu bağlam-
da, nokta detay ölçeğine
kadar bir hassasiyet
görülen Şahinler’in mimari dilinde, ince yapı
öğelerinin, tasarımları açısından bütünleyici bir
unsur olduğu bir kez daha anımsanabilir.
Şahinler’e
(1965)
göre
Denizcilik Banka-
sı’nın talebi üzerine ve kontrolörlüğünde inşa
edilen iskelenin uygulanması sırasında, maddi
bazı olanaksızlıklar nedeniyle tasarım aşamasın-
da öngörülmeyen değişiklikler gerçekleşir:
“...
betonarme aksam brüt beton olarak inşa edilmek
istendiği halde yapılamamıştır. Bekleme salonla-
rının ısıtılmaması peşinen kabul edildiği halde,
sonradan ilâve edilen ısıtıcı aparetlerle hacimle-
rin bağdaşmadığı görülmüştür.”
Maddi olanaksızlıkları artırarak yapının pro-
jelendirildiği gibi uygulanamamasına yol açan
en önemli unsur –İstanbul Ticaret Odası’nda
olduğu gibi– inşa sırasında zeminde yapılması
gereken işlemlerin maliyetidir. Şahinler’in söz-
leriyle
“inşaatta yatırımın büyük kısmı vapurla-
rın yanaşması için bir hayli derinliklere çakılan
kazıklara ve kazıklar üzerine inşa edilen iskele
platformuna sarf edilmiştir.”
İskelede son dönemlerde yapılan müdaha-
leler, kullanımdaki özensizlikler, yapının çevresi
ile kurduğu ilişkiyi zayıflatmış, onu bağlamın-
dan uzaklaştırmıştır. Yapının orijinal ve bugün-
kü planı karşılaştırıldığında yapılan müdahaleleri
görmek mümkündür (
Resim
13, 14
). Orijinal ve
mevcut planda göze çarpan en büyük fark iskele
platform sınırlarıdır. İki ana platform hem Bo-
ğaz’a, hem de yanlara doğru, orijinal plandaki-
nin yaklaşık iki katı dolgu yapılarak genişletil-
miştir. Tasarımda banka olarak düşünülen kısma
tuvalet, arşiv ve bekçi kısımları dahil edilerek
genişletilmiş ve Boğaz Yolcu Salonu’na dönüş-
türülmüştür. Yolcu girişlerine eklenen ‘hareket
kulübesi’ ve bu bölümün iki tarafına
yan yana
yerleştirilen bankamatikler yapının iki cephesini
tamamıyla kapatmaktadır. Büyük Yolcu Salonu
bölümü ise ‘iskele amirliği’ odası eklenerek da-
raltılmış, yolcu salonunun ön tarafına yerleşti-
rilen ‘gazete büfesi’ yapının, özgün tasarımda
Boğaz ile arasında şeffaf bir geçiş olarak kurgu-
lanan cephesini sağır bir yüzeye dönüştürmüş-
tür. Projede iki yolcu salonunun arasında yer
alan ‘gişeler’ ve ‘idari’ kısım, tamamıyla değiş-
tirilmiş, gişeler iptal edilerek bankamatikler yer-
leştirilmiştir. Yapının bu bölümünde, yol tarafı
cephesindeki söz konusu ekler tasarımı özgün-
lüğünden uzaklaştırmış, onun adeta yalnızca
strüktürel bir saçaktan oluşma etkisini tamamen
yok etmiştir. Tasarımda Beşiktaş-Boğaz Bekle-
me Salonu olarak yer alan ikinci büyük salon,
tasarlandığı gibi
yolcu bekleme salonu olarak
kullanılmaya devam etmekte, sadece bir kısmı
depo ve soyunma odası olarak hizmet vermekte-
dir. Projede teknik kısımların yer aldığı son bö-
lümün iç mekânları değiştirilmiş ve önüne ‘kart
dolum cihazları’ yerleştirilerek özgün cephe
okunmaz hale gelmiştir (
Resim
15, 16
). Mevcut
durumda çatı alınlarına giydirilen tabelalar, çatı-
nın iç mekândan dışarı uzanan yüksek kirişlerini
kapatarak, tasarımın ana unsuru olan strüktürel
sürekliliği koparmıştır.
Türkiye Modern Mimarlık mirası yapıları
arasında gösterilebilecek Üsküdar Vapur İske-
lesi, İstanbul Ticaret Odası’ndan farklı olarak
gündelik yaşamın içinde yer alan, sık kullanı-
lan kamusal bir mekândır. Bu açıdan şanslı bir
mimar•ist 2018/2
75
Do'stlaringiz bilan baham: