S h a n t a r a m



Download 7,58 Mb.
Pdf ko'rish
bet88/190
Sana22.07.2022
Hajmi7,58 Mb.
#838043
1   ...   84   85   86   87   88   89   90   91   ...   190
Bog'liq
Dağ gölgesi

Cinayeti Gördüm
filminin kırmızı posteri, pervazdaki tahta 
at, tahta askılığa astığım kemerlerim, kırık kılıç ve birkaç da kitap.


Hepsi bu kadardı. Evimde bana dair yalnızca bunlar vardı. Lisa’nın çiçekle­
ri, tabloları ve renkli peştamalları olmadan, yuvamız dediğimiz bu daire soğuk 
ve ıssız bir yere dönüşmüştü. 
Medeniyet, dilediği gibi özgürce yaşayan bir kadın­
dır,
demişti Idriss bir keresinde.
“Poliste Lisa’nın yatakta bulunduğu hâlde çekilmiş bir fotoğrafı var,” dedi 
Didier eşikte dikilerek. “Görmek ister misin?”
“Hayır. Sağ ol.”
“Belki içini rahatlatır diye söyledim. O kadar huzurlu ki. Uyuyor gibi.” 
Kalplerimizin duvarlarında yankılanan sesleri dinledik. Lisa’yı sonsuz uy­
kusunda gösteren o resmin düşüncesi bile midemin dehşetle kasılmasına sebep 
oldu.
“Güvende değilsin, Lin,” dedi Didier. “Polis senden şüpheleniyor. Bombay’a 
döndüğünü duyarlarsa peşine düşerler.”
Haklıydı. Beni daldığım düşüncelerden uyandıracak kadar haklı.
“Yardım et,” dedim ağır komodinin bir köşesinden tutarak.
Didier’yle komodini öne çektik. Arkasındaki sahte panele baktım. 
Kurcalandığına dair hiçbir iz yoktu.
“Silahlarımı, paramı, birkaç pasaportumu ve Himalayalar’dan gelen en iyi 
Keşmir’i saklayabilecek, güvenebileceğin bir adamın var mı?”
“Yüzde onunu alır.”
“Sadece paranın mı?”
“Sadece paranın.”
“Tamam. Çağır gelsin.”
“Yanında içecek bir şeyler getirmesi konusunda ısrar ediyorum, Lin. Alkol 
almayalı saatler oldu.”
“Daha üç dakika önce cep şişen ağzındaydı.”
“O sayılmaz,” dedi iç çekerek. “Yemek de getirsin mi?”
u f ^
»
İstemem.
“Bravo. Yemek, uyuşturucu kullanacak kadar cesur olmayanlar içindir. 
Hem alkolün etkisini de yarı yarıya azaltıyor. Hatta bununla ilgili bir test var­
dı. Bir kobay fareye...”
“Adamı ara, Didier.”
Kot yeleğimin iç cebine bir tomar rupi, diğerine bir tomar Amerikan doları 
sıkıştırdım. Keşmir’den ufak bir parça kesip gerisini gizli bölmeye koydum. 
Bıçaklarımı belime taktım.
Komodinin arka kapağını takıp onu yeniden duvarın dibine ittim. 
Didier’nin adamından başka biri daireye girerse diye.


Didier açık mutfakta dolaplara bakıyordu.
“Eve bak! Yemeğe koyacak şarap bile yok,” diye söylendi ve beni görünce 
gülümsedi. “Adamım Tito yarım saate burada olur. Nasılsın, dostum?”
“Eh.”
Buzdolabına bakıyordum. Lisa’nın kapağına yapıştırdığı fotoğraflar gitmiş­
ti. Onları çekmemi benden özellikle istemişti. Bantların yapışkan izleri duru­
yordu.
Lisa mıknatıslı buzdolabı süslerini sevmezdi. 
Nefret ediyorum o uyuz şeyler­
den,
derdi.
“Ailesi bütün eşyalarını topladı,” dedi Didier. “O gün çok ağladık.”
Banyoya gidip yüzüme soğuk su çarptım. İşe yaramadı. Tuvaletin başına 
çöktüm ve içimi kavuran ne varsa boşalttım.
Didier bir ara geldi ve sonra en doğrusunu yapıp beni yine yalnız bıraktı.
Yüzümü yıkayıp aynaya baktım.
Lisa’nın aynanın çerçevesine yapıştırdığı fotoğraf ortadan yırtılmıştı. Tek 
başına aptal aptal sırıtan suratımı alıp çöpe attım.
Didier’yle salonda oturduk ve kopkoyu, acı kahvelerimizle siyah Keşmir’den 
içtik. Keşmir, Lisa’nındı aslında. Onu en özel günler için saklardı.
Tito bize yemek ve bir şişe konyak getirmişti. Lisa yla birlikte bütün sevdik­
lerimizin şerefine kadeh kaldırdık.
Sonra, Tito’nun yardımıyla komodini bir kez daha öne ittim.
Paraları, pasaportları ve silahları görünce, “Harika,” dedi. “Yüzde onunu 
alırım.”
“Anlaştık.”
Para tomarlarını çuvala doldurmaya başladı.
Bu para benim güvencemdi. Didier’yle ortaklık için ayırdığım para. Geri 
kalan ne var ne yoksa üzerimdeydi.
Tito çuvalın ağzını bağlarken onu durdurdum.
“Bekle.”
Bakmadığım son bir yer kalmıştı. Polis de orayı atlamış olabilirdi. Bir do­
labın içinde gazlı bir ısıtıcı vardı. Lisa üzerine bir raf çaktırmış« ve orada bir 
arkadaşının Almanya’dan getirdiği mantarları kurutuyordu.
Dolabın kapağını açtım. Arkada bir ayakkabı kutusu duruyordu. Üzerinde 
İŞTE BU yazıyordu.
Paneli çektim ve elimle arkasını yokladım. Parmaklarım birkaç şeye ve re­
simlere değdi. Karanlık bir göle elimi sokmuş gibi titremeye başladım. Hiçbiri 
para edecek eşyalar değildi. Lisanın ilk tanıştığımızda taktığı ince, gümüş rengi


fular, kırık dökük bir çocuk oyuncağı, kaybedeceğimden korktuğu için bana 
vermekten sakındığı, Didier’nin hediyesi pirinç Zippo, Marine Caddesi’nde 
her yürüyüşe çıkışımızda etraftaki bütün köpeklerin dikkatini çekmek için 
yanına aldığı köpek düdüğü, gümüş halkalardan ona yaptığım kâğıt ağırlığı, 
birkaç taş, deniz kabukları, fotoğraflar, muskalar ve hatıra paraları. Lisa’nın 
değer verip sakladıkları.
Dünyadaki başka kimse için bir anlam ifade etmeyecek bir kutu dolusu ıvır 
zıvır. 

Download 7,58 Mb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   ...   84   85   86   87   88   89   90   91   ...   190




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©hozir.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling

kiriting | ro'yxatdan o'tish
    Bosh sahifa
юртда тантана
Боғда битган
Бугун юртда
Эшитганлар жилманглар
Эшитмадим деманглар
битган бодомлар
Yangiariq tumani
qitish marakazi
Raqamli texnologiyalar
ilishida muhokamadan
tasdiqqa tavsiya
tavsiya etilgan
iqtisodiyot kafedrasi
steiermarkischen landesregierung
asarlaringizni yuboring
o'zingizning asarlaringizni
Iltimos faqat
faqat o'zingizning
steierm rkischen
landesregierung fachabteilung
rkischen landesregierung
hamshira loyihasi
loyihasi mavsum
faolyatining oqibatlari
asosiy adabiyotlar
fakulteti ahborot
ahborot havfsizligi
havfsizligi kafedrasi
fanidan bo’yicha
fakulteti iqtisodiyot
boshqaruv fakulteti
chiqarishda boshqaruv
ishlab chiqarishda
iqtisodiyot fakultet
multiservis tarmoqlari
fanidan asosiy
Uzbek fanidan
mavzulari potok
asosidagi multiservis
'aliyyil a'ziym
billahil 'aliyyil
illaa billahil
quvvata illaa
falah' deganida
Kompyuter savodxonligi
bo’yicha mustaqil
'alal falah'
Hayya 'alal
'alas soloh
Hayya 'alas
mavsum boyicha


yuklab olish