“Ya, hayır.” Kıkırdayarak elimden kurtuldu. “Ciddiyim. Yıkanma
olmaz.”
“Tamam, hadi.”
“Birlikte değil. Önce güzel bir duş al. Sonra da üzerini değiş.”
“Neden? Kıyafete ihtiyacımız olmayacak ki.”
“Hayır, efendim, olacak. Çünkü dışarı çıkıyoruz.”
“Lisa. Daha yeni geldim. İki haftadır yoktum.”
“Neredeyse üç hafta oldu,” diye düzeltti. “Söz veriyorum,
gece birbirimi
iyi geceler dilemeden önce bol bol merhabalaşacağız.”
“Bu merhaba daha çok vedaya benzedi ama.”
“Merhaba, vedanın girizgâhıdır zaten. Hadi, duşa.”
“Nereye gidiyoruz?”
“Seveceğin bir yere.”
“Yani nefret edeceğim.”
“Bir sanat galerisine.”
|
“Yaşasın!”
“Mızıkçılık etme,” dedi gülerek. “Bu çocuklar başka, Lin. Harbi iyi sanat
çılar. Nefis bir sergi olacak. Çabuk olmazsan kaçıracağız ama. Eve zamanında
geldin diye nasıl sevindim. Ne olur hevesimi kursağımda bırakma.”
Kaşlarımı çattım.
“Yapma, Lin,” dedi gülerek. “Sanat ölürse geriye ne kalır?”
“Seks. Yemek ve daha çok seks.”
“Galeride bir sürü ikram olur,” dedi beni banyoya doğru iterek. “Hem
düşünsene. Küçük kuş sürün onu çok ama çok çok istediği bir etkinliğe gö
türmenden ne kadar memnun olacak ve eve döndüğümüzde
sana minnetini
göstermek için neler yapacak! Hadi şimdi marş marş doğru banyoya!”
Duşakabine girdiğimde daha gömleğimi kafamdan geçirirken musluğu
açtı. Kotum sırılsıklam oldu.
“Ya ne yaptın! En iyi kotum bu benim.”
“Ama haftalardır kıçında,” diye seslendi mutfaktan. “Bu akşam ikinci en iyi
kotunu giyiverirsin.”
“Ben bilmem. Hediyen arka cebimdeydi. Herhalde sırılsıklam olmuştur.”
Anında kapıda bitti.
“Bana hediye mi aldın?”
“Tabii.”
“Çok tatlısın. Sonra açarım.”
Yine içeri gitti.
“Tamam,” diye seslendim. “Galerideki müthiş eğlenceyi kaçırmayalım
tabii.”
Dakikalar sonra musluğu kapadığımda bir Hint filminin şarkısını mırıl
dandığını duydum. Tesadüf müydü, yoksa aşkın helezonik odaları arasındaki
ahenk mi bilinmez ama ben de daha birkaç saat önce Vikram ve Naveen’le
yürürken aynı şarkıyı söylüyordum.
Daha sonra, hazırlanırken de aynı şarkıyı bu kez birlikte mırıldandık.
Bombay trafiği akrobatların küçük filler için hazırladığı bir sistemdir.
Yirmi
dakikalık bir motosiklet yolculuğunun ardından Cumballa Tepesi’ne vardık.
Burası Güney Bombay’ın en seçkin dağının eteklerinde zengin bir muhitti.
Motosikleti son modaya uygun uçukluktaki Backbeat Sanat Galerisi’nin
karşısındaki otoparka koydum. Yine son modaya uygun Ortodoksluktaki
Carmichael Yolunun başındaydık. Galerinin önü pahalı ithal arabalar ve zen
gin zümrenin tanınan şahsiyetleriyle doluydu.
Lisa kalabalığı yararak içeri girmeyi başarabildi.
Uzun odada, girişin ya
nındaki güvenlik tabelasında belirtilen maksimum kişi sayısının belki iki katı
kadar insan vardı. Yüz elli kişi filan olduğumuzu tahmin ettim.
Do'stlaringiz bilan baham: