APPENDIX 4
YABAN – TEXTUAL VARIANTS
404
keçe, kirli bir havlu bile bırakmadılar.
Dışarda
718
çığlıklar devam ediyor. Arasıra tanıdığım insanların seslerini
duyar gibi oluyorum. Kulak kabartıyorum, işte, bir adam avazı çıktığı kadar
bağırıyor:
—
Ateş camiye
719
sarıyor. Suyu buraya getirin. Bu yana..
Bu, bizim imamın sesidir. Derken bir başkası
[A282]
- Ülen samanlık tutuştu. Gidiverin, gidiverin..
Bu, Bekir çavuşun sesidir, öbür taraftan muhtar:
—
Bizim hatun içeride kaldı, yahu.... Ne yapsak ki.. Diye bağırıyor.
İçimden, “Muhtarın kötürüm karısı Artık ölebilir,, diyorum. Birden ve uzaktan
uzağa Zeynep kadının sesini de duyar gibi oluyorum
720
:
—
Doğnuzlar, doğnuzlar, aha şimdi de bizden yana geliyeler
721
.
Bir atlayışta soluğu
[M232]
kapının önünde
722
aldım, Tam eşiği atlayıp geçeceğim
anda insana benzer acayip katı ve şekilsiz bir şeyle karşı karşıya geldim. Az kalsın
çarpışa yazdım. Durdum:
723
—
Süleyman, sen misin?
Bir sivri sinek vızıltısı bana cevap verdi:
—
Bizim odayı ateşlediler, izin verirsen aşevinde bir kenara yatıvireyim
724
,
Süleyman, bir pis yorgana sarılmış, incecik bacakları üstünde titriyordu.
718
dışarıda M; B;
719
camiyi C;
720
Derken bütün erkek seslerin üstünde yükselen ? gibi bir kadın sesi: M;
721
elirler C;
722
Bir atlayışta soluğu dışarıda M;
723
Tam kapının eşiğini atladığım sırada insana benzeyen acayıp bir katı ve şekilsiz şeyle az kalsın çarpısa
yazdım. Durdumç M;
724
yatıvereyim M; B; C;
APPENDIX 4
YABAN – TEXTUAL VARIANTS
405
—
Gir, yat. Gir, yat. Ama burası daha salim
725
değil ki, nerde ise, buraya da
gelirler
726
, ateş
727
verirler
728
.
Ve bunu söylerken, aklıma defterim geldi.
[A283]
Döndüm. Onu, masamın üstünde, kitap kâğıt ve gazete yığınları
arasından bulup çıkardım
729
. Bütün uzunluğunca, gömleğimin altından göğsümün
üzerine yerleştirdim. Sonra durdum, düşündüm, daha ne yapacaktım? Ha; yanıma bir
kalem alacaktım. Kimbilir, bir daha artık buraya dönemem. İşte, yarısına kadar
yontulmuş bir kurşunkalemi duruyor. Onu alıp pantolonumun cebine soktum
730
.
Şimdi, artık, bir daha dönmemek üzere gidebilirim.
Hayatımın son dakikasına kadar başımdan ne gelip ne geçecekse bu küçük
kalemle bu kapsız
731
deftere yazacağım. Gece, karanlıkta, bu millî facianın bütün
esrarını
732
buraya tevdi edeceğim
733
.
734
Ne vakit ki, artık, son demin geldiğini
hissedeceğim
735
,, onu bir taşın altına bırakacağım.
Çok geçmez, hayır, hayır, ya iki, ya üç gün sonra buralarda,
[M233]
tekrar Türk
askerinin çarık sesleri duyulacaktır. Bunlardan bir kısmının yolu, mutlaka, buraya
uğrayacaktır ve bu zavallı
736
viraneyi gezip görmeden
737
geçip gitmeyecektir. İşte,
tam bu gezintilerin birinde, tıpkı Mehmet Aliye benzeyen yağız bir nefer
738
, bu
725
emin M;
726
ateşe verecekler. M;
727
ateşe verirler. C;
728
om. M;
729
Onun masamın kargaşalığı üstünden bulup çıkardım. M;
730
sokuyorum M;
731
om M;
732
sırını M;
733
dökeceğim. C;
734
Ne vakit ki artık. Yazamayacağım. M; only
735
sentence om. B; C;
736
küçük M;
737
dolaşmadan M;
738
er C;
Do'stlaringiz bilan baham: |