APPENDIX 4
YABAN – TEXTUAL VARIANTS
415
benzeyordu;
—
[M242][A294]
Evimi yaktınız. Harman yerindeki buğdayımı yaktınız.
Bütün paramı, altınlarımı aldınız. Gelinlik kızlarımın
830
boyunlarındaki
Mahmudiyeler kadar neyimiz varsa
831
çaldınız. Şimdi de gelmişsiniz şu altımızdaki
yatağı yorganı almağa çalışıyorsunuz
832
. Donguzlar, donguzlar....
Tercüman:
—
Kadın, çok ileriye varma, diyor. Bu söylediklerini olduğu gibi kumandana
anlatırsam seni berbat eder. Aklını başına al.
—
Hele hele, şu dedüğüne bah... Benim bundan sonra neden korkum olacakmış?
(Göğsünü bağrını açarak) Aha, al canımı; aha al canımı..
Tercüman kendi kendine söylenir gibi:
—
Peki, peki. Haydi, otur yerine. Amma belâya çattık ha., diyordu.
Fakat Zeynep kadın bir nevi cezbe halinde idi:
—
Mal gittikten, yiyecek içecek kalmadıktan sonra canın ne hükmü olur? Şimdi
de namusumuza, ırzımıza el uzatmağa başladınız. (Kızlarına ve gelinlerine dönerek)
Ne susuyorsuz
833
? Söyleyin bee
834
!,
[A295]
- Sus bre
835
kadın, sus!
Tercüman, bir başkasına geçmek istiyor. Zeynep kadın, bu sefer, Emineyi göstererek:
—
Aha buncağıza kaç defa, bizim gözümüz önünde
836
dokunmak istediler, diye
830
Gelinin ? kızların M;
831
Mahmudiye çinlerine kadar hep
832
Şimdi de gelmişsiniz altımızdan şu yatak yordanına, yaştığa el uzatırsınız. M;
833
om. M;
834
Kalkıp söylesiniz be... C;
835
vire M;
836
bizim gözümüz önünde om. M;
APPENDIX 4
YABAN – TEXTUAL VARIANTS
416
bağırdı.
[M243]
Tepeden tırnağa kadar titredim. Tekrar zabite dönerek
837
:
—
Bu kadının, hiç değilse
838
, heyecanı size bir şey ifade etmelidir, dedim.
Tam bu sırada, yüz
839
yüz elli adım ötede, bir köşe başından
840
Emeti kadının
boğuk feryatlarını işittik. Biçare
841
kadın, küçük Hasanın ölüsünü sırtına yüklemiş
842
,
bin zahmetle, iki büklüm yürümeğe çalışıyordu.
—
Amanın, amanın, amanın..
Koşarak yanına vardım. Beni önünde görünce:
—
Senin ev de yanıyor. Senin evi de yaktılar
843
. Çocuğu zor kurtardım
844
. Vıy
anacığım, vıy. diye söylendi ve sırtındaki haildi yüküyle Shakspare’in cadılarından biri
gibi yere yuvarlandı
845
.
Çocuğu bir kenara yatırdım ve kadını o- muzlarından tutup taşa dayadım
846
.
—
Amanın
847
, amanın.. Ne de ağırmış bu
[A296]
çocuk!. Hiç de bövle değildi..
Saatlerce arkamda, kucağımda taşırdım da o
848
demezdim. Şimdi bak, ş mdi bak..
Şuracıktan şuracığa yürüyemedim. Dizlerim kesiliverdi.. Aman, yetiş evin yanıyor.
849
Kesik kesik, soluya soluya konuşuyordı.
Belki birkaç parça
850
eşvamı kurtarabilirim ümidiyle eve koştum. Lâkin çok geç
837
Tekrar zabite doğru yürüdüm. M; Tekrar subaya dönerek C;
838
olmazsa M;
839
om. M;
840
Başında B; C;
841
Biçare, om. B; C;
842
arkasına yüklenmiş M; sırtına yüklenmiş C;
843
Sentence om. M;
844
güç kurtarıyorum. M;
845
Vıy... ...yuvarlandı. om. Diye ve sırtındaki haileli yuklu yere yuvarlandı. M;
846
taşa om. oturttum M;
847
Aman, C;
848
of M; B; C;
849
Emeti Kadın M; only
850
harim M; only
Do'stlaringiz bilan baham: |