Ustodning xislatlari.
— M. Gorkiy vafotining bir yilligi munosabati bilan yozilgan
mazkur maqola «Qizil O‘zbekiston» gazetasining 1937 yil 18 iyun sonida bosilgan.
Maqolada muallifga 30-yillar ideologiyasining sezilarli ta’siri borday, Cho‘lpon ham
maddohlar safiga qo‘shilganday ko‘rinadi. Biroq, shuni esda tutish lozimki, bu maqola
Cho‘lponning matbuotdagi so‘nggi chiqishidir, uni yozayotgan payt shoir hayoti qil
ustida edi.
475
SONUÇ
Ceditçilik; on dokuzuncu yüzyılın başlarında Rusya Müslümanları arasında ortaya
çıkmış ve on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısında da Türkistan’a yayılmış dil, eğitim-
öğretim ve din ile ilgili alanlarda yenileşme hareketi olarak başlayan ilk Türk aydınlanma
hareketidir.
Türkistan’da ceditçilik hareketinin yayılmasında Gaspıralı İsmail, Mahmud Hoca
Behbudî, Abdulla Avlanî, Münevver Kâri, Sıddıki Aczî, Abdurrauf Fıtrat, Abdulla
Kadiri, Hamza Hakimzâde Niyazi, Nazime Hanım, Tevella ve Hacı Muin gibi isimlerin
büyük katkıları olmuştur. Bu isimler dönemin dergi ve gazetelerinde ceditçilik hakkında
yazılar yazarak halkı aydınlatmaya çalışmışlardır. Yazdıkları yazılarda eğitimin önemine
ve gerekliliğine vurgu yapmışlardır. Bu isimler gazeteci olmanın yanı sıra tiyatro yazarı,
tiyatro oyuncusu, şair ve eğitimci gibi faklı kimliklere sahiptirler. Bu yönleriyle bizim
Tanzimatçılara benzemektedirler. Türkistan ceditçileri yeni usulde okulların açılması için
de ciddi girişimlerde bulunmuşlardır.
Türkistan’da matbaa 19. yüzyılın 60’lı yıllarında ortaya çıkmıştır. 1880’lerde
Türkistan’da 5 adet matbaa olduğu bilinmektedir (Marufjon, 2013: 65). Türkistan’ın Rus
Bolşeviklerin eline geçmesiyle beraber matbuatta da değişiklikler yaşanmaya başlamış ve
Bolşevikler tarafından kendi çıkarlarına hizmet eden bir Bolşevik basını oluşturmuşlardır.
Oluşturulan Bolşevik basını halka milli bir basın olarak gösterilmeye çalışılsa da aslında
milli ruha düşman bir basın olmuştur. O dönemde Türkistan’da çıkarılmakta gazetelere
bakıldığında insanları dil yönünden Ruslaştırmaya çalışma açıkça görülmektedir.
Gazetenin içerisinde yer alan makalelere ve çeşitli yazıların içeriğine bakıldığında ise
insanları kendi yanlarına çekme ve kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirmeye yönelik
çokta gerçeği yansıtmayan yazılar olduğu görülmektedir. Ceditçiler tarafından çıkarılan
dergi ve gazetelerde yer alan yazılar ise halkı aydınlatmak, uyandırmak ve onları eğitmek
amaçlı yazılan yazılardır. Bu dönemde çok sayıda dergi ve gazetenin çıktığı
bilinmektedir. Bunun en önemli sebebi, ceditçiler tarafından çıkarılan gazete ve dergilerin
her seferinde türlü gerekçelerle kapatılması, ceditçilerin amaçlarından vazgeçmeyerek
kapatılan dergi ve gazetelerin yerine yenilerini çıkarmaya devam etmeleridir.
Çolpan, küçük yaştan itibaren iyi bir eğitim alarak yetişmiştir. Aldığı eğitim
sayesinde Arapça, Farsça, Rusça, İngilizce ve Osmanlıcaya hâkimdir. Rus ve Batı
476
klasikleri ile birlikte Doğu ve Batı kültürlerini öğrenmiş, dünya edebiyatıyla tanışmıştır.
Osmanlıca bilgisi sayesinde ise yenileşme devri Türk edebiyatçılarını da tanımıştır.
Çolpan “Kalender”, “Mirzakalender”, “Andicanlı” ve “Çolpan” mahlaslarını kullanarak
eser vermeye başlamıştır (Niyatov, 1992: 5). Çolpan’ın ilk eserleri “Sada-i Türkistan”,
“Sada-i Fergana” ve “Türkistan” gibi gazetelerde neşredilmiştir (Yaman, 2015: 27). 1914
yılında Sada-i Türkistan gazetesinde çıkan “Edebiyat Nedir?” adlı makalesi ile dikkatleri
üzerine çekmiştir. Çolpan’ın yazdığı şiirler tanınmasında önemli bir rol oynamıştır. Çok
iyi bir şair olan Çolpan, aynı zamanda çok iyi bir nasirdir. Çolpan’ın kaleme aldığı şiirler,
hikâyeler, tiyatro oyunları ve köşe yazıları hep aynı amaçla, halkı uyandırmak ve
bilinçlendirmek için yazılmıştır.
Çalışmada incelenen köşe yazıları konularına göre; edebi ve eleştirel köşe yazıları,
tiyatro eserleri ve tiyatroculuğa dair köşe yazıları, edebi şahsiyetler ile ilgili köşe yazıları,
matbuata dair köşe yazıları, Türkistan’daki sosyal olaylara dair köşe yazıları ve siyasi
konulara dair köşe yazılar olmak üzere altı başlık altında, yayımlanma tarihlerine göre ele
alınmıştır. Çolpan’ın 72 köşe yazısından 16’sı edebi ve eleştirel, 21’i tiyatro eserleri ve
tiyatroculuk, 13’ü edebi şahsiyetler, 4’ü matbuat, 13’ü Türkistan’daki sosyal olaylar ve
5’i de siyasi konulara ile ilgili köşe yazılarıdır. Çolpan’ın her konuda yazı kaleme alması
onun çok yönlü kişiliğinin bir göstergesidir.
Çolpan, edebi ve eleştirel köşe yazılarında; edebiyatın toplum için çok önemli
olduğuna vurgu yapmıştır. Edebiyatın geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması için yapılması
gerekenler hakkında tavsiyeler vermiştir. Çolpan kaleme aldığı bir yazısında ise bazı
edebiyatçıların bilinçli bir şekilde görmezden gelindiğinden bahsetmiş ve bu konuda
eleştirilerde bulunmuştur.
Çolpan’ın bir yazar ve şair olmasının yanında çok iyi bir tiyatro eleştirmeni olduğu
bu konuda çok sayıda yazı kalem almasından anlaşılmaktadır. Çolpan, tiyatro eserleri ve
tiyatroculuk ile ilgili kaleme aldığı köşe yazılarında; Özbek tiyatroculuğunun geldiği
nokta hakkında bilgiler verir, Özbek tiyatroculuğunun eksikliklerine vurgular yapar ve bu
eksikliklerin giderilmesi için çeşitli çözümler sunar. Moskova, Taşkent ve diğer
şehirlerde oynanan oyunları tam bir eleştirmen gözüyle takip eder ve oyuncuların
sergiledikleri performansları değerlendirerek eksik yönlerini eleştirir, başarılı yönlerini
477
ise takdir eder. Çolpan ayrıca tiyatro oyunlarında yer alan dekorlar, oyunların kostümleri
ve makyajları hakkında da bilgiler verir, eleştiriler yapar.
Çolpan’ın edebi şahsiyetler ile ilgili olarak kaleme aldığı köşe yazıları; Tevfik
Fikret, Yoldaş Mevlevî, İbrahim Devran, Rıza Tevfik Bey, Rabindranath Tagore, Gulam
Isamov, Mei Lanfang, Halime Nasir, Lütfulla Narzullayev, Maksim Gorki, Üveysi,
Metyakub Harratov ve oğlu Metyusuf Harratov hakkındadır. Çolpan bu yazılarla bu
şahsiyetleri Türkistan halkına tanıtmayı amaçlamıştır. Bu isimlerin dünya görüşleri, edebi
ve sanatsal faaliyetleri ile ilgili bilgiler vermektedir.
Çolpan’ın matbuata dair kaleme aldığı 4 yazısı eleştiri ağırlıklı yazılardır. Çolpan
bu yazılarda, yayımlanan gazetelerde dilin yanlış kullanılmasını eleştirir. Çolpan
matbuatın gazete ve günlük kısmının ciddi bir ilerleme kaydettiğinden bahseder ve
bununla birlikte matbuattaki en büyük eksikliğin ise haftalık ve aylık matbuatta olduğunu
yazar. Daha önce haftalık ve aylık olarak çıkarılmak üzere bazı dergi ve gazete
girişimlerinde bulunulduğundan bahseden Çolpan bu mecmuaların da bir iki sayıyı
geçememelerinden bahseder. Haftalık ve aylık mecmuaların tekrar çıkarılması için bazı
çalışmalar olduğuna ancak maddi yetersizlikten dolayı bu çalışmaların yarım kaldığına
değinir.
Çolpan, Türkistan’daki sosyal olaylar ile ilgili olarak kaleme aldığı yazılarda;
Andican’da açılacak olan yeni bir banka hakkında bilgi verir. Türkistan’daki tarım
faaliyetlerinden ve demiryolunun kullanımı ve sağladığı imkânlar hakkında bilgiler
aktarır. Bunun dışında öğrencilere maddi destek sağlamak amacıyla kurulan “Kömek”
[Yardım] kuruluşu ve bu kuruluşun yapmış olduğu faaliyetler hakkında bilgiler verir.
Çolpan’ın siyasi konular üzerine kaleme aldığı köşe yazılarından bir tanesinde;
muhtariyetin ilan edilmesi sonucunda bazı dostlarının ona tebrik mesajları
gönderdiğinden bazı dostlarının ise tebrik mesajıyla birlikte bir takım endişelerini de
yazdığından bahseder. Diğer bir yazıda son bir iki yıl içerisinde en çok önem verilen şeyin
iktisat ve maliye işleri olduğunu anlatan Çolpan; “Yeni iktisat siyaseti adı ile harekete
geçirilen ve memleketi harabelikten kurtarmak amacıyla takınılan bu siyaset çok güçlü
gayret ve dayanıklılık ile uygulandı. Bu yolda dostun ve düşmanın hiçbir lafına, sözüne
bakılmadı. Sonuçta memleketin günden güne düzelip, olgunlaşıp gideceğini göreceğiz”
demektedir. Çolpan başka bir yazısında Türkistan’da ezenler ve ezilenler olduğunu,
478
uygulanacak siyasetle bu ezenler ve ezilenlerin ayrılması gerektiğini yazar. Çolpan’ın
diğer bir yazısında ise, Özbekistan Sovyet Halk Cumhuriyetinin İkinci Kurultayına
katılamadığı için bir mektup yazmış ve heyetin bu mektubu kurultaya ulaştırmasını rica
etmiştir. Mektubun içeriğinde ise Çolpan, şairlik ve gençlik meyilleri ile bazı “hatalar”
yaptığını, Moskova’da okuduğu dönemde hatalarını anladığını söylemektedir. Çolpan’ın
“hatalar” olarak söz ettiği şeyler ise milliyetçilik ve vatanseverlik ruhuyla şiirler yazması,
bazı yerlerde bu konuda konuşmalar yapmasıdır. Çolpan’ın yazdığı bu mektup onun
görüşlerinin ve sanatının rejimin etkisiyle nasıl evirildiğini açıkça göstermektedir.
Çolpan’ın köşe yazılarına bakıldığında 1914-1937 yılları arasındaki matbuatla
alakalı bilgi edinmek mümkündür. Bu dönemin gazete ve dergilerinde siyasi, edebi,
sanatsal, tarihi ve sosyal olmak üzere muhtelif konularda yazıların yazıldığı
anlaşılmaktadır. Sovyetler Birliği dönemine kadar ki devre de Özbek matbuatında çıkan
yazıların daha özgürce kaleme alındığı, Sovyetler Birliği döneminde ise hissedilir
derecede kısıtlamaların getirildiği görülmektedir.
Çolpan kaleme aldığı yazılarda halka hitap eden sade ve anlaşır bir dil kullanmıştır.
Cedit Hareketinden fazlasıyla etkilenen Çolpan’ın yazılarında bu hareketin etkileri
oldukça fazla hissedilmektedir. Çolpan yazılarında eski adetleri, gelenek ve görenekleri
eleştirmiş, bunların insanları ilerlemekten alıkoyduğunu yazmıştır. Eğitime ve eğitimin
önemine vurgu yapmış; cahil bir halk ile toplumsal kalkınmanın asla başarılamayacağının
altını çizmiştir.
Çolpan, 1914 yılından başlayarak yayımlanan yazılarında düşüncelerini özgürce
dile getirse de ilerleyen yıllarda bu durum değişiklik göstermiştir. Daha sonraları rejimin
baskısıyla yazılar kaleme almaya başlayan Çolpan, bir konuşmasında ilk yıllarda
milliyetçi düşünce ile yazdığı yazıların cahillikle yazıldığını ifade etmek zorunda
kalmıştır. Çolpan’ın bu cümleyi sarf ederken samimi olmadığı, içinde bulunduğu
dönemin baskıcı tavrı altında söylediği onun eserlerini okuyan herkes tarafından
rahatlıkla anlaşılabilmektedir. Ceditçi bir aydın olarak yenileşme ve bağımsızlık için
mücadele etmiş bu milliyetçi kişi, dönemin siyasi şartlarına yenik düşmüştür.
Do'stlaringiz bilan baham: |