me-
tinlerarası bağdaşıklık ilkesi
” ve “
sadakat ilkesi
” gündeme gelmiştir.
Bir başka deyişle “metinlerarası bağdaşıklık kuralı” karşılıklı bildirişimin
sağlanmasında metinler arasında bir bağ olduğunu öne sürerken, “sadakat
kuralı” da çeviri metnin kaynak metinle bağlantısını kaçınılmaz kılar. Me-
tin türlerini
bilgilendirici, yazınsal, işlemsel, görsel
ve
işitsel
olarak dört
temel sınıfa ayrılır. Bunların dışında bir de bu metin türlerinin kimi özel-
liklerini içinde barındıran
karma metin türünden
söz edilir. Buna göre
şöyle bir tablo çıkartılabilir (Reiss 1989: 105-115):
145
Metin
Türü
Bilgilendirici
metin
yazınsal
metin
İşlemsel/işlevsel
metin
görsel ve işitsel me-
tin
Dil
Düz yazı
(Örn. Ansik-
lopedi mad-
desi)
Söz sanat-
ları içeren
yazınsal
dil
(Örn. ro-
man)
Söyleşisel
(Örn. banka he-
sapbildirim
formu)
Görsel-işitsel mal-
zeme yanı sıra söy-
leşisel dil
(Örn. Reklamlar, se-
çim konuşması)
Odak
İçerik odaklı
Biçim
odaklı
Çağrı odaklı
İçerik+ biçim+
çağrı+görsel,işitsel
malzeme odaklı
Kaynak metin türünün çeviri metine yansıması (kaynak ve çeviri metin türü
ilişkisi)
Çeviri
metnin
hedefi
Bilgi aktarım
(Nesne veya
kavramsal
düzlemde
Göndergesel
içeriğin akta-
rımı )
Yazınsal
biçemin
aktarımı
Tepki yaratma
Tepki yaratma
Çeviri
yöntemi
Erek odaklı
“sade dil”
Kaynak
odaklı
Erek odaklı
(uyarlama)
Erek odaklı (uyar-
lama)
Bu tabloya göre kaynak metin türü çeviri metni yönlendirir. Metin tü-
rünü ise diliçi ve dışı öğeler belirler.
Diliçi öğeler
erek metindeki sözcük
dağarcığı seçimi, dilbilgisel ve biçemsel öğelerdir.Bununla birlikte bildi-
rişimin sağlanması, sadece diliçi öğelerle sınırlı kalmaz. Kaynak metin
türü gibi çeviri metin türünün de iletişim işlevini yerine getirebilmesi dil-
dışı öğelerin de göze alınmasına bağlıdır.
Dildışı öğeler
, erek metnin, du-
rum, zaman, yer alıcı ve göndericiyle olan ilişkileridir. İletişimin sağlan-
ması ise, bu öğelerin erek dizge normlarına uygun olarak kullanılmasına
bağlıdır. Şöyle ki, Fenelon’un (1651-1715) tahta çıkacak Burgondiya Kra-
lına “hükümdarın halk için varolduğu” düşüncesini vurgulayan bir hü-
kümdarlık dersi vermek üzere yazdığı romanın Sadrazam Yusuf Kemal
Paşa tarafından 1699’da saray edebiyatının saygınlığına uygun düşecek
şekilde aşk öyküsü gibi, üstelikte düz yazı koşuk türünde çevrilmesi buna
örnek gösterilebilir (krş. Berkes, 2002: 359; Paker, 1991: 17). Reiss’ın bu
şekilde dildışı öğeleri gündeme getirmesi çevirinin işlevselliğinin sorgu-
lanıp, erek ekinin çevirinin işlevselliğindeki rolünün irdelenmesine yol aç-
mıştır.
146
Do'stlaringiz bilan baham: |