ileriye dönük
ol-
duğu savının bir kez daha gözden geçirilmesini gerektirir.
Toury kuramında
çeviri tanımını
“erek ekinde çeviri sayılan her türlü
metin” şeklinde yapması, araştırmayı erek ekinden başlattığını, bundan
19
Bu kuramın Gentzler ve Hermans gibi kimi kuramcıların eleştirisine uğraması,
bana göre, Toury’nin bu kavramları görece olarak tanımlamasından kaynaklan-
mıştır. Ne var ki, bu kavramların belirleyici olmaması nedeniyle açıkça tanım-
lanmamasının kuramın temeline zarar vereceği düşünülemez.
142
böyle araştırmasında geleceğe yönelik bir araştırma yöntemi kullandığını
öne sürmesi, iki açıdan eleştirilebilir. Araştırmanın eşdeğerlik ilişkilerinin
saptanması aşamasında erek ekindeki “çözümleri”, kaynak ekinde “sorun”
diye adlandırdığı kaynak metin parçalarıyla eşleştirmesi, onun geriye dö-
nük olarak tekrardan kaynak metin ve dizgeye döndüğünü gösterir ( Ver-
meer, 1996: 46-51). Bununla ilgili olarak Vermeer, Toury’nin şu sözlerini
aktarır:
“Çeviri eylemi, dönüşümün “değişmezi”, bilgi özünün korunması ko-
şuluyla, belirli bir ekin dizgesine özgü (işlevsel) bir gösterge biriminin çe-
viri süreci sırasında, bir dizi işlemden geçerek, öteki ekin dizgesinde hiç
değilse aynı gizil güce sahip bir başka gösterge birimine dönüşmesidir.
Eşdeğerlik de işte bu temele dayalı olarak son ürünle ilk ürün arasında
kurulan bir ilişkidir.”
(Toury 1986: 1112 f)
Bu sözler arasında bilgisel açıdan kaynak ekindeki değişmez özün, ay-
nen korunması ya da geleceğe yönelik olarak gizil de olsa aynı işlevsel
güce sahip olması, kuramının erek dizgede sonlanmayıp, kaynak dizgede
sonlandığı anlamına gelebilir. Bu ise, onun “geriye dönük yöntem kullan-
dığını gösterir. Üstelik ikinci olarak eşdeğerlikle ilgili şu tanımlar bu gö-
rüşü destekler:
Eşdeğerlik kavramı hem çeşitlilik gösteren, hem de sürekli değişen ta-
rihsel bir kavramdır. Eşdeğerlik değişmez bir tümel değildir.
(Toury
1980: 115)
Bu eşdeğerlik tanımı içersinde yer alan “tarihsellik” kavramı Toury’
nin çeviriyi, toplumsal bağlama göre değişen davranış biçimi sonucunda
ortaya çıkan ürün şeklindeki tanımıyla örtüşür. Toplum zamana bağlı ola-
rak sürekli değiştiğine göre, egemen çeviri anlayışı da ister istemez deği-
şir. Bundan böyle, her ne kadar bu kuramın ileriye dönük olduğu öne sü-
rülse de, araştırmanın inceleme malzemesi çevirilerin, kaynak ekinle ol-
duğu kadar erek ekinle zaman ve uzamsal bağlantısı, onun eşsüremli
20
ol-
duğu kadar geriye dönük araştırmalara da yer verilmesini kaçınılmaz kılar.
İşte bu yüzden, bu kurama Toury’nin savunduğu şekilde erek odaklı işlev-
sel kuram demek yerine, eşsüremli ve geriye dönük yöntemi bir arada kul-
lanan “betimleyici kuram” demek daha doğru olabilir.
20
Eşdeğerlikle ilgili Toury’nin kullandığı “çeşitli” sözcüğünden çeviri kavramı-
nın tarihsel değişiminin yanı sıra, aynı dönemde farklı çeviri anlayışlarının var-
lığı da anlaşılır. Betimleyici çalışmalarda geriye dönük yöntemle birlikte eşsü-
remli yöntemin kullanılması, işte bu yüzden kaçınılmaz olarak düşünülebilir.
143
Sonuç olarak, bu kuramın bence en önemli özelliği, inceleme malze-
mesini çeviriler üzerine odaklayarak çeviribilimin yönünü belirlemesidir.
Bu şekilde, bilim dalının dilbilim ve filolojilerden farklılığına dikkati çe-
kerek bağımsız bir bilim dalı olarak kimliğini ortaya çıkarmış ve akade-
mik çevrede kabulüne katkıda bulunmuştur. Ayrıca çeviri incelemelerinin
çeviri odaklı olması, alanın sınırlarını daraltmamış, aksine bütünce üze-
rinde disiplinlerarası araştırmalara da zemin hazırlamıştır.
144
Do'stlaringiz bilan baham: |