Amea folklor institutu



Download 40,44 Mb.
bet185/295
Sana21.02.2022
Hajmi40,44 Mb.
#16416
1   ...   181   182   183   184   185   186   187   188   ...   295
Risâle-i Îmân, namaz ibadetini konu olan mensur bir eserdir. Namazı vecd ve huşu içinde kılmanın önemi üzerinde ağırlıklı olarak durulan eserde, namazdan sonra kabul edilip edilmeyeceği üzerinde de tefekkür edilmesi gerektiği bildirilmekte, bu konuda bir kısım hadislere de yer verilmektedir.
Kırk Armağan, dini-tasavvufî mahiyette 200 beyitlik bir manzum mesnevidir. Eserde, muhteva olarak ölüm ve ahrete göçüş sırasında insanın dinî ve ahlâkî güzelliklerden “Kırk Armağan” hazırlayıp götürmesi işlenmektedir.
Bu eserin 19. yüzyılda Buhara’da basıldığına dair bir bilgi de vardır. (Meydan Larousse,C.7:160)
Hikâye-i Hazîre-i Kuds, Divan yazmalarının bir kısmında bulunan bu eserin konusu şudur: Ahrette Uçmak ve Tamu ehli birbirinden ayrıldıktan sonra Allah, mürseller, nebiler, veliler, şehitler ve kendisine çok ibadet edenler başta olmak üzere bütün Cennet’e girecekleri Aden Uçmağı’nda özel bir kısım olan Hazîre-i Kuds’e yerleştirecek ve orada cemalini gösterecektir.
Risâle-i Vefât, doksan bir beyitlik bir mesnevidir.
Bu eserlerin sahibi “Kemâl Ümmî’min ilk şeyhi Şeyh Hamid önceleri Ebheriye tarikatına mensupken, sonradan Hoca Alî’ye bağlanmıştır. Hoca Alî, Safevî ocağının kurucusu Safiyüddin’in torunudur ve kendisi de dedesinin yolunda bir kimse olarak aslında Halvetiliğin bir kolu olan Safevilik tarikatına mensuptur. Şeyh Hamid ile birlikte veya onun ölümünden bir müddet sonra Hoca Alî’ye bağlanan Kemâl Ümmî’nin tarikatı da haliyle Sünni bir çizgiye oturan bu şeyhin yolu olmalıdır. Şeyh Hamid vasıtasıyla Hacı Bayram Velî de bu yola bağlıdır.” (Yavuzer, 2008:42) Bu Şeyh Hamid de Somuncu Baba diye bilinen Ebû Hâmîd Aksarâyî’dir.
Ümmî kemal’in Hoca Alî’ye bağlılığını, onun Safevîliğnin delili sayanlar olduğu gibi, Ümmî Kemâl Menakıpnamesi’ni Aleviliğin Osmanlı dönemi Yazılı kaynakları arasında gösterenler de vardır.(Say, 2006) Ancak Osmanlı kaynaklarında, Şeyh Hamid’in ve Ümmî Kemâl’in Safevîliği hususunda hiçbir bilgi yoktur. Genel kanaat Ümmî kemal’in Halvetî dervişi olduğu şeklindedir. Ölmeden önce yerine halife bırakmamıştır. Yolunu devam ettirenlere “Kemalliler” denmektedir.
Ümmî Kemâl’in, divanında ve diğer eserlerinde Şiilik akidesine dair izler bulmak mümkün değildir. Kendisi, sünnî ve Hanefî mezhebinde olduğunu ifade için şöyle demiştir:
Her kişi bir dîn ü mezheb tutar illâ bize
Şer’-i Ahmed dîn-i İslâm Mezheb-i Nu’mân yiter
Ümmî Kemâl dervişlerinden Sarı Müderris;
Hak’dan rızâ olmaz ise irşâda hakkın kim virür
Ümmî Kemâl’dür mürşidim sanma anı Bekdaş’dürür
Demek suretiyle, şeyhinin Erdebil Ocağı’na bağlılığından doğan yanlış anlaşıl­maların önüne geçmeye çalışmıştır.
Ümmî Kemâl’in Hocası Somuncu Baba’nın kabrinin/makamının bulunduğu yer olan Malatya’nın Darende ilçesinde Somuncu Baba adıyla bir dergi yayımlanmaktadır. Bu dergiye ek olarak bir de Somuncu Baba Çocuk adlı bir çocuk dergisi çıkmaktadır. Zeki Gürel, bu dergide Somuncu Baba’yı çocuklara anlatırken şunları yazmış:
“Sizler beni “Gülşenin Solmayan Gülü” olarak anıp okudukça ben ve benim görüşlerim sizlerin gönüllerinizi şenlendirmeye devam edecektir inşallah.
Osmanlı Devleti’nin kuruluş yıllarında, 1340’da Kayseri’de doğmuşum. Babam Şemseddin Mûsâ, Horosan erenlerinden biriydi. İlk tahsilimi babamdan aldım.
Biraz büyüyüp de konuşmaya başlayınca bana duaları ve namaz kılmayı öğreten babamla birlikte camiye gitmekten çok hoşlanıyordum. Babamın bana verdiği derslerden arta kalan zamanlarımda arkadaşlarımla oyunlar oynuyorduk. Arkadaşlar benimle oynamaktan çok hoşlanıyordu. Çünkü ben hiç kavga etmiyordum. Kavga edenleri de kimseyi kırmadan uzlaştırıyordum.
Evde yapılan sohbetlere katılmak da en çok sevdiğim şeyler arasındaydı. Babam, Kur’an okuma, yazma, fıkıh, hadis gibi derslerin yanında esas olarak da Allah(C.C.) ve Resulünü sevmeyi, her canlı varlıkta Allah’ın hikmetlerini görmeyi ve insanlara hep hoşgörü ve şefkatli davranmayı öğretiyordu.
Babamın vefatından sonra önce Şam’a gittim. Burada bir müddet ilim tahsilinde bulunduktan sonra Tebriz yakınlarında Hoy kasabasında bulunan Hâce Alâeddin-i Erdebili hazretlerinin yanına gittim. Burada var gücümle ve hizmette kusur etmeyerek ilim öğrendim, tasavvuf yolunda ilerledim.
Hocamın, “Artık bizden öğrendiğin ilmi, Allahü Teâlâ’nın dinini, insanlara öğret­mek üzere Anadolu’ya git” diye buyurması üzerine Anadolu’ya döndüm. Kayseri’deki çalışmalarım sırasında, müderris Numan talebelerimden biri oldu. Siz onu benim “Bayram” lakabını vermemden dolayı şimdi Hacı Bayram Veli olarak tanımaktasınız. Talebelerimden biri de Ümmî Kemâl’dir.Bu ikisi birbirlerini çok severlerdi…
Manevi bir emir üzerine tekrar gittiğim Tebriz’den Anadolu’ya döndüğümde bu seferki hizmet yerim Bursa idi. Burada bir fırın yaptırdım. Ekmek küfesini sırtıma alıp “Somun! Müminler somun!” diye söyler, geçimimi bu yolla sağlardım.
Gerçek adım Hâmid olmasına rağmen sizlerin beni Somuncu Baba diye anmasının sebebi o mübarek ekmeklerim yüzündendir.
Bursa’da, halimi kimseye bildirmedim. Hep, halk içinde Hak ile olmağa gayret ettim. Ancak beklenmedik bir olay benim gerçek kimliğimi ele verdi.
Bursa’daki Ulu Caminin açılışında Seyyid Emir Sultan’ın işareti ve Padişahın em­ri ile çıktığım minberde, Fatiha suresinin, yirmi ana ilim üzerine yedi türlü tefsirini yaptım.
“Şöhret afettir.” Hadis-i şerifini bildiğim için, bundan titizlikle kaçınmama rağmen sırrım Bursa’da da ortaya çıkınca buradan ayrılarak Aksaray’a geldim. Hizmet­lerimiz takdir gördü elhamdülillah. Halk, bizi artık Hamid-i Aksarâyi diye anmaya başlamıştı.
Hacı Bayram’ı Veli ile birlikte Hacca gittik. Dönüşte onu kendime halife ve vekil tayin ederek, insanları irşat etmekle vazifelendirdim. Çok şükür, O da Muhammed’den hâsıl olan muhabbeti, ilmi ve güzelliği halka dağıtmakta, Allah için halka hizmette kusur etmedi.
Hanımım, oğlum ve gelinimle birlikte yol arkadaşlarımdan ayrıldıktan sonra Darende’ye geldiğimizde Tohma çayı bizi karşılamak istercesine coşkuyla akıyordu, etrafında yemyeşil bahçeler vardı…
Toprağı kutlu ve bereketli bir yer Darende.
Her gittiğimiz yerde olduğu gibi Darende’de de hep halkın içinde; halka hizmet Hakk’a hizmettir anlayışında olduk. İnsanların arasında birleştirici bir unsur olmaya çalışırken onlara doğruyu, güzeli gösterirken öncelikle her bildiğimizi ve söylediğimizi kendi hayatımızda yaşamaya çalıştık.
Sevgili çocuklar, inandığı gibi yaşamak bir fazilettir. İnandığı gibi yaşamayanlar, zamanla yaşadıkları gibi inanırlar. Bunu unutmayın sakın.
Çocukları çok seviyordum. Bütün çocuklarla olduğu gibi torunumla da özel olarak ilgilendim. İyi yetişmiş evlat en büyük bir eserdir. Diyor ve çocuklarımızın aldığı eğitim ve terbiyeye çok dikkat ediyorum.
1412 yılında dostlarımla helalleştim. İki rekât namaz kıldıktan sonra, uzun uzun dua ettim. Sonra Kelime-i Şehâdet getirerek vefat ettim. Cenaze namazımı Hacı Bayram-ı Veli kıldırdı. Geriye iki erkek çocuk bırakarak, bugünkü türbemin olduğu yere defnedildim.
Müslüman Türk insanı beni o kadar çok sevdi ki, beni Bursa’da, Aksaray’da, Darende’de hâlâ yaşatarak gönül zenginliğini göstermesini bildi.
Soyu itibariyle torunlarımdan olan Darendeli Es-seyyid Osman Hulusi Efendi’nin kurduğu vakıf, benim devrimde olduğu gibi hem çevreyi, hem gönülleri imar anlayışının tekrar yeşermesi için çalışmaya devam ettikçe bu hizmetten siz sevgili çocuklarımız da nasiplenmeye devam edeceksiniz.
Vakfın çıkarttığı ve benim adımı taşıyan derginin yine benim adımı taşıyan çocuk dergisi ekini beğenerek okuduğunuzdan eminim. Eğer hâlâ beni tanımamışsanız benim adımı taşıyan çocuk dergisindeki iki çizgi romanı dikkatle okumaya devam ediniz.
Raziye Sağlam hanımefendinin “Gülşenin Solmayan Gülü” adıyla benim hayatımı romanlaştırdığı kitabını ailecek okursanız inanın beni çok mutlu edeceksiniz…
Müslüman Türk çocukları, sizler bizim has bahçemizde açan muhabbet güllerisiniz… Sizi seviyoruz…” (Gürel, 2007:27–28)

Download 40,44 Mb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   ...   181   182   183   184   185   186   187   188   ...   295




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©hozir.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling

kiriting | ro'yxatdan o'tish
    Bosh sahifa
юртда тантана
Боғда битган
Бугун юртда
Эшитганлар жилманглар
Эшитмадим деманглар
битган бодомлар
Yangiariq tumani
qitish marakazi
Raqamli texnologiyalar
ilishida muhokamadan
tasdiqqa tavsiya
tavsiya etilgan
iqtisodiyot kafedrasi
steiermarkischen landesregierung
asarlaringizni yuboring
o'zingizning asarlaringizni
Iltimos faqat
faqat o'zingizning
steierm rkischen
landesregierung fachabteilung
rkischen landesregierung
hamshira loyihasi
loyihasi mavsum
faolyatining oqibatlari
asosiy adabiyotlar
fakulteti ahborot
ahborot havfsizligi
havfsizligi kafedrasi
fanidan bo’yicha
fakulteti iqtisodiyot
boshqaruv fakulteti
chiqarishda boshqaruv
ishlab chiqarishda
iqtisodiyot fakultet
multiservis tarmoqlari
fanidan asosiy
Uzbek fanidan
mavzulari potok
asosidagi multiservis
'aliyyil a'ziym
billahil 'aliyyil
illaa billahil
quvvata illaa
falah' deganida
Kompyuter savodxonligi
bo’yicha mustaqil
'alal falah'
Hayya 'alal
'alas soloh
Hayya 'alas
mavsum boyicha


yuklab olish