Amea folklor institutu


Ümmî Kemâl’in Sanatı ve Eserleri



Download 40,44 Mb.
bet184/295
Sana21.02.2022
Hajmi40,44 Mb.
#16416
1   ...   180   181   182   183   184   185   186   187   ...   295
Ümmî Kemâl’in Sanatı ve Eserleri:
Ümmî Kemâl, 15. yy tasavvufî Türk şiirinin önde gelen şairlerindendir. Yunus Emre’den oldukça etkilenen ve Yunus tarzı şiir geleneğini devam ettiren Ümmî Kemâl, hocası Hacı Bayram-ı Velî’den de faydalanmıştır. Özellikle heceyle yazdığı şiirlerinde Hacı Bayram-ı Velî’nin etkisi açıkça görülür. Divanında bu şairlerin şiirlerine yazdığı nazireleri hemen anlaşılmaktadır. Genellikle aruz veznini kullanan şair, Yunus’ta olduğu gibi yer yer hece veznini kullanmış, mesnevi, kaside, gazel, terkib-i bend, terci-i bend, murabba gibi klâsik nazım şekilleriyle, tevhid, münacat, na’t vb. nazım türlerinde tasavvufî didaktik manzumeler ortaya koymuştur. Özellikle iki yüz beyiti aşan uzun mesnevîleri öğretici, ahlâkî manzumelere örnek teşkil edecek güzellikte şiirlerdir. Ümmî Kemâl bütün şiirlerinde klâsik şiirin mazmunlarını, sanatlarını, estetiğini başarılı bir şekilde kullanır. Sanatlara, tam ve zengin kafiyeye düşkündür. Cinaslı kafiyelere çok sık başvurur.
Çok rahat, sade, herkesin anlayabileceği bir dili vardır. Arapça ve Farsça kelimelere şiirlerinde yer verse de sık sık bunların halk dilinde kullanılan şekillerini, Türkçeleşmiş biçimlerini kullanır. Bu arada bolca atasözü ve deyim kullanması onun şiirlerinin geniş halk kitleleri arasında yayılıp sevilmesinde etkili olmuştur.
Ümmî Kemâl, şiirlerinde dinî ve tasavvufî konuları işlemiş, ayet ve hadislerle desteklediği düşüncelerinin geniş kitleler arasında yayılması için şiirin gücünden ve imkânlarından faydalanmıştır. Bu arada canlı tabiat tasvirleri, lirik duygusal anlatımıyla, Yunus tarzı duygu yüklü manzumeleriyle sesini başta Dağıstan, Kırım, Kazan, Özbekistan ve Azerbaycan olmak üzere Anadolu hudutları dışına kadar ulaştırmıştır. (Sarıçiçek, 2007:462)
Ümmî Kemâl’in dünya görüşünün ve sanatının şekillenmesinde, Senâ’î, Atar, Sa’dî ve Erdebil Sufîlerinin yanı sıra, Mevlânâ, Hacı Bektaş-ı Veli, Sultan Veled, Yunus Ere, Dursun Fakih, Âşık Paşa, Gülşehrî, Şeyh Elvan, Şeyh Hamid, Hacı Bayram Veli, Kaygusuz Abdal ve Eşrefoğlu Rumî gibi isimlerin içinde yer aldığı “İç Anadolu Mektebi” diye adlandırılan millî-dinî mektep en önemli yeri işgal etmektedir. (Yavuzer, 2004:443)
Ufa’da yayımlanan Başkurt Edebî Dilinin Tarihi isimli kitaptaki şu değerlendirme önemlidir: “Ümmî Kemal sadece Tatar edebiyatının değil, Osmanlı, tatar, Başkurt halklarının da ortak şairidir. Onun eserleri Tatarların kendi ediplerininki gibi okuna gelmiş ve edebiyata bilindiği kadar etkisi de olmuştur.” (İşbirzin, 1993:39)
Kazan’da yayımlanan Ömmî Kemal Kitabı adlı çalışmasında, Muhammed Ali de XV. Yüzyılın birinci yarısında eser veren Ümmî Kemâl’in şiirlerini inceleyerek şu tespitlerde bulunmuştur: “Tatarın eski edebiyatında mistisizm kök salmış ve eski Tatar şairlerinin her biri denecek kadar kendi icatlarında az çok tasavvufçuluk idealarını çağıldatmışlardır.” (M. Ali, 45–46)
“Tatarca ve Tatar Telem Şiiri” başlıklı yazının sonundaki “Tatar telem” şiirindeki su birlik çağrısına katılmamak mümkün mü?
Kazak, Kırgız, Azerbaycan, Oğuz, Türkmen barı
Törek ilende bulgan her bere kardeş enese
“Kumuk Türkleri Kuzey Kafkasya’daki Kumuk Ovasının ve Dağıstan’ın dağlık kesiminin yerli halklarındandır. Etnik bakımdan Kıpçak ve Oğuz boylarının bu sahada kaynaşmasından meydana geldikleri ileri sürülen Kumuk Türklerinin dillerindeki Kıpçak ve Oğuz grubu özellikleri bu görüşü desteklenmektedir.
Kumuk edebiyatı tarihçileri, Kumuk edebiyatının XV. Yüzyılda yaşamış olan şair Kamal (Ümmî Kemâl) ile başladığını, o devre kadar ise Kumuk edebiyatının Umumî Türk Edebiyatı ile birlikte mütalaa edilmesi gerektiğini söylerler. Osmanlı Devletine de gelen Ümmî Kemâl, eserlerini Kumuk Türkçesiyle değil, Osmanlı Türkçesiyle yazmıştır. Osmanlı Türkçesi, ünlü Kumuk şairi Yırcı Kazak’a kadar Kumukların yazı dili olmuştur.” Pekacar, 1997:2062–2066)
Kumuk halk şairi Yırçı Kazak’ı Türkiye’de tanıtan bir kitap da yayımlayan Erol Öztürk şunları yazıyor:
“Dünya üzerinde çok geniş bir coğrafyada konuşulan Türkçemiz, Kafkasya’da Kumuk, Nogay, Karaçay, Malkar, Türkmen ve Azerbaycan Türkleri tarafından kullanıl­maktadır. Yaklaşık 300 bin nüfusa sahip Kumukların büyük bir kısmı Dağıstan’da yaşamaktadır. Çeçenya, Kuzey Osetya, Suriye, İran ve Türkiye topraklarında yaşayanlar da mevcuttur. Kumuk Türkçesi Türk dilinin Kıpçak koluna bağlı bir şive olup Oğuz lehçesinin bazı özelliklerini de göstermektedir. Bir dönem bölgede lingua franca olarak kullanılmış, pek çok Kafkas kavminin ortak dili olmuştur.
Güçlü bir halk edebiyatına sahip olan Kumuklar 19. yüzyılın başlarından itibaren çağdaş edebiyatlarını oluşturmaya başlamışlardır. 1830’da Dağıstan’ın Buynaksk şeh­rinde doğan büyük şair Yırçı Kazak, Kumuk edebiyatının kuruçusu kabul edilmektedir. Sürgünlerle dolu çileli hayatını, yılmadan göğüs gerdiği zorlukları, düşmanlarıyla mertçe mücadelesini zengin ve canlı bir üslupla şiirlerine aktarmıştır. Tam anlamıyla orijinal bir şair olan Yırçı Kazak’ın Kumuk dil ve edebiyatına hizmetini Anadolu’da Yunus Emre’ye, Kazakistan’da Abay’a, Türkmenistan’da Mahdumkulu’ya benzetmek yerinde olacaktır.”(Öztürk, 2008)
Kumuk edebiyatı araştırmacılarından Salav Aliev, bu iki şairi bir arada değer­len­dirirken; bizim halkımızın ulu şairi ve kahramanı Yırçı Kazak da Ümmi Kemal de ruh açısından, dünya görüşleri açısından birbirine yakın şairlerdir. İkisi de kendi iç dünya­larını, kavgalarını, dertlerini, hayallerini, umutlarını, halkının isyanını yazmışlardır. Aliev, 2002:8)
Kumuk Türklerinin Osmanlı Türk edebiyatına bir hediyesi olan Ümmî Kemal için Oamanlı Sultanı Fatih Sultan Mehmed’in hocasıdır diyenler olduğu gibi (http://www.xn--altunrehber-zub-net/Bolu-tanitim), onu, Fatih’in şiir meçlisine katılan şairlerden birisi olarak da gösterenler olmuştur.
Avnî mahlasıyla şiirler de yazan Fatih, Türk-İslâm devlet geleneğine uyarak ilim adamlarına, din adamlarına ve şair ve yazarlara ilgi göstermiş, onları sohbetlerine, dost meclislerine dâhil etmiştir. Fatih’in tanıdığı ve devrindeki şairlerden başlıcalar şunlardır: Bursalı Ahmed Paşa, Kastamonulu Daî, Diyarbekirli Halîlî, Bursalı Katibî, Edirneli Necatî, Eşrefoğlu Rumî, Hatemî, Fakih, Mehili, Sinan Paşa, Nahifi Süleyman, Abdurrahman Çelebi, Enverî, Mahmut Paşa ve Ümmî Kemâl.
“Fatih, dışarıdan getirdiği şair, sanatkâr ve âlimlere pek saygı gösterir ve onlara bol maaş verirdi. Memleket içindeki şairlerin çoğuna hayat boyunca maaş bağlamıştır.” (Aymutlu, 1959:32–33)
Ümmî Kemâl’in Kumuk ellerinden Anadolu’ya geliş sebebi ve geliş tarihi düşünüldüğünde, onun Fatih Sultan Mehmed’in dost meclisindeki şairlerden birisi olmasını yadırgamamak lazımdır diye düşünüyoruz.
Ümmî Kemâl’in kaynaklarda belirtilen en önemli eseri Divan’dır. Ümmî Kemâl üzerine çalışan akademisyenlerden Ramazan Sarıçiçek, bu Divan’ın 40’a yakın yazma nüshasının olduğunu belirtirken Hayati Yavuzer 41 adet yazma nüshayı tek tek saymaktadır. Bilal Aktan ise bu sayıyı 50’nin üzerine çıkarmaktadır, ancak bu nüshalarla ilgili bir bilgi vermemektedir.
“Gerek Türkiye’de gerek dünyanın çeşitli kütüphanelerinde Kemal Ümmî Diva­nı’­na ait elliden fazla yazma bulunmaktadır. Ancak bunların önemli bir kısmı ya tarih­siz, ya başı sonu eksik ya da bunlar daha sonraki devirlerde istinsah edilmişlerdir. Bun­lara ek olarak belirlemiş olduğumuz yeni bir yazma ise Kütahya’nın Tavşanlı ilçesi Zeytinoğlu Halk Kütüphanesi’nde 1089 numarada makâlât adı ile kayıtlı bulunmaktadır. Bu, istinsah tarihi en eski olan üçüncü yazma durumundadır. Ses ve şekil yönünden çok önemli bir değişikliğe uğramamıştır; Eski Anadolu Türkçesini çok iyi temsil etmek­tedir.”Aktan:99)
Türkiye’deki araştırmacıların Azerbaycan’daki yayınları görmedikleri kanaatin­deyiz. Zira Azerbaycan Elyazmalar İnstitutu’ndan Aysel Acalova, “Türk şairi Kamal Ümmi ve Azerbaycan’dakı ‘Divan’ı” başlıklı yazısında Ümmî Kemâl Divanının elyaz­ması nüshalarıyla ilgili değerlendirme yaparken hangi ülkede hangi kütüphanede kaç nüshanın bulunduğunu belirtmekte ve toplam sayıyı ise 100’e çıkartmaktadır ve birde Azerbaycan nüshasından bahs etmektedir:
“Ancak Azerbaycan’da şairin ‘Divan’ elyazmasının mevcutluğu son zamana kadar malum değildi. Divanın AMEA Elyazmalar İnstitutundakı nüshasını ilk defa aşkarlayan, hakkında makale neşrediren filologiya elmler doktoru Azade Musayeva olmuştur. Bundan elave dünya kitaphanelerinde ve AMEA Elyazmalar İnstutunda mecmua ve toplularda Ümmi’den nümunelere rast gelinir.” (Acalova, 2003:64–67)

Download 40,44 Mb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   ...   180   181   182   183   184   185   186   187   ...   295




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©hozir.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling

kiriting | ro'yxatdan o'tish
    Bosh sahifa
юртда тантана
Боғда битган
Бугун юртда
Эшитганлар жилманглар
Эшитмадим деманглар
битган бодомлар
Yangiariq tumani
qitish marakazi
Raqamli texnologiyalar
ilishida muhokamadan
tasdiqqa tavsiya
tavsiya etilgan
iqtisodiyot kafedrasi
steiermarkischen landesregierung
asarlaringizni yuboring
o'zingizning asarlaringizni
Iltimos faqat
faqat o'zingizning
steierm rkischen
landesregierung fachabteilung
rkischen landesregierung
hamshira loyihasi
loyihasi mavsum
faolyatining oqibatlari
asosiy adabiyotlar
fakulteti ahborot
ahborot havfsizligi
havfsizligi kafedrasi
fanidan bo’yicha
fakulteti iqtisodiyot
boshqaruv fakulteti
chiqarishda boshqaruv
ishlab chiqarishda
iqtisodiyot fakultet
multiservis tarmoqlari
fanidan asosiy
Uzbek fanidan
mavzulari potok
asosidagi multiservis
'aliyyil a'ziym
billahil 'aliyyil
illaa billahil
quvvata illaa
falah' deganida
Kompyuter savodxonligi
bo’yicha mustaqil
'alal falah'
Hayya 'alal
'alas soloh
Hayya 'alas
mavsum boyicha


yuklab olish