Amea folklor institutu



Download 40,44 Mb.
bet160/295
Sana21.02.2022
Hajmi40,44 Mb.
#16416
1   ...   156   157   158   159   160   161   162   163   ...   295
QAYNAQLAR
1. Təhmasib M.H. Azərbaycan xalq dastanları. Orta əsrlər. Bakı, Elm, 1972
2. Hacılar V. Gürcüstanda türk xalq ədəbiyyatı ənənələri. Bakı, Səda, 2005
3. Вирсаладзе Й.Б. Грузинский охотничий миф и поэзия. Москва, Из­да­тельство Наука, 1976
4. İbrahimov M. Günəş kimi parlaq. Ön söz. – N.Gəncəvi. Leyli və Məcnun. Bakı, Yazıçı, 1983
5. Gəncəvi N. Leyli və Məcnun. Bakı, Yazıçı, 1983
6. Abbaslı İ. Folklorşünaslıq axtarışları. 2 cilddə, II cild. Bakı, Qoliot Qkup QSC, 2010
7. Ramazanov Y. Azərbaycan dilində yazıb-yaradan erməni aşıqları. Bakı, Elm, 1976
8. Hacılar V. Türkdilli gürcü, yunan və aysoru aşıq – şairləri. Bakı, Səda, 2007
Dr. Namiq Musalı
TARİH BOYUNCA ARAS NEHRİNİN KUZEYİNDE
AZERBAYCAN KAVRAMI
The Name Of Azerbaijan In The Northern Lands
Of Araz River Through History
Some foreign scholars put in a claim for the name of Azerbaijan historically belonged only to Southern lands from Araz River and territories of Northern Azerbaijan (Arran, Shirvan, Qarabagh and etc.) never were include to Azerbaijan geographical notion until to 1918. But scientific facts display the groundlessness of these minds. Many sources and documents belonging to VI – XIX centuries A.D. show that these lands which lie in the North side of Araz Rover were in interior of Azerbaijan’s historical geography. In our article we present some proofs on this subject from works of such authors as Tabari, Kufi, Yakubi, Ibn Hawqal, Balami, Ibn al-Athir, Fazlullah Rashid al-Din, Muhammad Rafi Shirvani, Abu al-Fida, Evliya Chelebi, Jean Chardin, Muhammad Shirazi, Krusinski, Mirza Samia, Lutf Ali Beg Azer, Burnashev, Haji Zaynalabidin Shirvani, Bahman Mirza Kajar, Ziyai and others.
Azeri Türkleri tarih boyunca Aras nehrinin her iki tarafında meskunlaşmış, büyük devletler kurmuş, zengin medeniyet oluşturmuş bir halktır. Bu gün dünyada 50 milyona kadar Azerbaycanlı (Azeri Türkü) yaşamaktadır ki, bunların da yaklaşık 8 milyonu Azer­baycan Cumhuriyetinin, 30 milyonu ise İran İslam Cumhuriyetinin vatandaşlarıdır185. Yüzyıllardır ki Azerbaycan ismi coğrafî bir kavram olarak Hemedan’dan Derbend’e kadar uzanan geniş topraklara ait edilmektedir. Şimdiki İran Azerbaycanı ve Azerbaycan Cumhuriyetinin yanı sıra çağdaş Ermenistan Cumhuriyetinin tüm arazisi ve Güney Kafkasya’nın bazı diğer bölgeleri de uzun süre Azerbaycan ülkesinin bir parçası olmuştur. Ama maalesef tarihimizi tahrif etmek için çaba gösteren bazı yabançı “bilim adamları”, özellikle de kimi Ermeni, Rus ve İran tarihçileri Aras nehrinden kuzeyde yer alan topraklarımızın, buradaki Arran, Şirvan, Karabağ, Çukur-Sa’d vs. vilayetlerin tarihen Azerbaycan’a ait olmadığını ve Azerbaycan adının sadece Aras’tan güneydeki arazilerin ismi olduğunu iddia etmişler. Onlar Aras nehirden kuzeyde bulunan bölgelere yalnız 1918 yılından sonra Azerbaycan isminin takıldığını ileri sürmüşler. Bu makale çerçevesinde okurları son dönemde yayımlanmış olan bazı bu tür açıklamalarla tanıştırmayı ve bu görüşleri bilimsel deliller esasında eleştirmeyi amaçlıyoruz.
Rus tarihçilerinden Prof. Dr. Georgi Trapeznikov ve Dr. Mikhail Meltyukhov’un Ermeni araştırmacı Prof. Dr. Alla Ter-Sarkisyants’la birlikte Azerbaycan aleyhinde yazdıkları “Siyasal amaçlı tarihî sahtekârlıklar” isimli kitap bu gibi esassız iddiaların bir örneğidir. Kitap müellifleri XX. yüzyıla kadar “herhangi bir dilde yazılmış hiçbir kaynakta Güney Kafkasya’da, yani Aras’tan kuzeyde Azerbaycan isimli bir yerin hatırlanmadığını” öne sürmüşler. Onların düşüncesine göre, bu yerlere Azerbaycan isminin verilmesi yalnız 1918 yılında “Türkiye’nin bu toprakları işgal etmesinin bir ürünüdür”. Ama çok ilginçtir ki, böylesine büyük iddialarda bulunan yazarların şoven Rus generali Anton Denikin’in hatıralar kitabında ileri sürdüğü subjektiv mülahazalardan başka bu konuda sunabilecekleri hiçbir delil yoktur186.
Ne yazık ki, İranlı araştırmacı Dr. Behram Emir Ahmediyan da Ermeni ve Rus tarihçilerinin yolu ile giderek, bu tip açıklamalar ortaya koymuştur. Onun 2005 yılında yayımlanmış olan “İran – Azerbaycan Cumhuriyeti ilişkileri (Azeriler’in İran’a bakışı)” adlı monografisinde187 1918 yılında Azerbaycan Halk Cumhuriyetinin kurulmasından önce hiçbir zaman Azerbaycan isminin Aras nehrinin kuzeyindeki topraklara ait edil­mediğini ifade etmiştir. Adı geçen müellif daha sonra yazıyor: “Azerbaycan ismi tarih boyunca Aras nehrinin güneyindeki topraklara mahsus olmuştur. Bu zeminde Azerbaycan adını taşıyan araziler Aras’tan güneyde mevcut olmuştur ve şimdi de mevcuttur. Aras’ın kuzeyindeki arazilerin Azerbaycan adıyla isimlendirilmesi sahte ve düzmece bir iştir”188.
Tarihî bilgilere aykırı olan ve bazı güçlerin çağdaş politik menfaatlerine hizmet eden bu tür açıklamaların başlıca hedefi geniş bir coğrafyaya yayılmış olan Azerbaycan halkının millî birliğini şüphe altına almaktan, bu vahdeti inkar etmekten ve Azerbaycan’ın tarihî topraklarına karşı daha kolay arazi iddialarında bulunmak için zemin hazırlamaktan ibarettir. Oysa ki tarihî veriler bu iddiaların bilimsel temele dayanmadığını sergiliyor.
Azerbaycan kavramının çok çok asırlar önceden Aras’ın güneyindeki topraklarla beraber bu nehrin kuzeyindeki arazilere de ait edildiğini gösteren bir sürü tarihî ve coğrafî kaynaklar vardır. Bu kaynaklardan konuya ilişkin birtakım bilgiler bizzat tarafımızdan ortaya çıkarılmış, bazı delilleri ise diğer araştırmacıların eserlerinden iktibas etmişiz. Burada onlardan bazı örnekler sunmak istiyoruz.
Arapça yazılmış “Târih er-rüsül va’l-mülûk” (“Peygamberlerin ve hükümdarların tarihi”) isimli eserin müellifi Ebu Ca’fer Muhammed b. Cerir et-Teberî’nin (Milâdî 893-923) malumatından belli oluyor ki, I Hüsrev Enuşirevan’ın zamanında (Milâdî 531-579) Sâsânî İmparatorluğu dört isbahbezlikten (vilayetten) ibaretti ve dördüncü isbahbezlik olan Azerbaycan’ın arazisi “Hazarlar’ın ülkesine” kadar uzanıyordu189. Hazar Hakanlığının Derbend’den kuzeyde yerleştiğini göz önünde bulundurursak, o zaman Aras’ın kuzeyindeki toprakların daha Sâsânîler döneminde Azerbaycan’ın bir parçası olduğunu söyleyebiliriz.
Milâdî VI. yüzyılda Orta Fars dilinde yazılmış “Şehristâniha-yi İran” adlı coğrafî risalede Azerbaycan ülkesine Atropatukan, Ermeniyye, İberya, Albanya, Balasakan, Sisikan, Arey, Gilan, Deylem, Demavend, Teberistan, Rovan, Amul, Hemedan ve Muğan vilayetlerinin dahil olduğu gösterilmiştir190.
Milâdî 553 yılında Derbend’in kale duvarlarına Sâsânîler’in Azerbaycan’daki merzbanı (valisi) Berzini tarafından çizdirilmiş Pehlevî yazılarından belli oluyor ki, o zamanlar Azerbaycan’ın kuzey sınırı Derbend’e ulaşıyormuş191. Yine Sâsânîler döneminden bahseden “Enderez-i Hüsrev Enuşirevan” (“Hüsrev Enuşirevan’ın öğütleri”) isimli kaynakta İran Şahı I Hüsrev’in dilinden anlatılıyor ki, “Azerbaycan’a hareket edip, Çul, Derbend ve Firuz-Hüsrev şehirlerine ulaştım”192.
Açıkça görülüyor ki, Azerbaycan ülkesi daha İslamiyet’ten önceki zamanlarda Aras’a kadar değil, Derbend’e kadar uzanıyor, bu kavram şimdiki İran’ın kuzeybatı vilayetleri ile beraber Güney Kafkasya’nın da büyük bir bölümünü kapsıyordu. “Derbend-name” isimli bir Orta Çağ salnamesinde Araplar’ın işgalleri öncesinde Azerbaycan arazisinin Derbend’e kadar uzandığı belirtiliyor: “Azerbaycan evvel-i hadd-ı Hemedan ve Ebher ve Zencan’dan tutar ta ahir-i Hazeran Derbendi’ne yetişir. Bu aralıkta ne kadar şehir var ise kâffesine Azerbaycan derler”193.
Arap işgalleri dönemine ait olan kaynaklarda Aras’ın kuzeyindeki mıntakalar Azerbaycan’ın bölgeleri olarak takdim edilmişler. Örneğin, Arap tarihçisi el-Kufî “Kitâbü’l-fütûh” (“Fetihler kitabı”) isimli eserinde Milâdî VIII. yüzyıldaki Arap – Hazar savaşlarından bahsederken Aras nehrinin kuzeyinde yer alan şehirlerin adlarını Azerbaycan’ın nahiyeleri sırasında zikrediyor: “Said b. Amr el-Haraşî Varsan’a, Bey­lekan’a, Berda’ya, Kabele’ye ve Azerbaycan’ın diğer yerlerine çaparlar gönderdi”194. Aynı salnameci eserinin başka kısımlarında da Beylekan’ı, Berda’nı, Kazah’ı, Nahçıvan’ı Azerbaycan arazileri olarak hatırlıyor: “Halife Azerbaycan’a Adiyye b. el-Kindi’yi tayin etti. Adiyye Azerbaycan’a gidip, Beylekan’da ordugah kurdu”; “el-Haris b. Amr Azerbaycan ülkesine gidip, Berda’ya yerleşti”; “Mervan Şam’dan 120 bin kişilik orduyla yola çıktı ve kısa bir süre sonra Azerbaycan’a gelerek, Berda’dan 40 fersah ve Tiflis’ten 20 fersah mesafede bulunan Kazah adlı mıntakada durdu”; “Ebu Müslüm bulunduğu yeri terkedip, Azerbaycan’ın Nahçıvan adlı şehrine geldi”195.
et-Teberî’nin ismini zikrettiğimiz eserinde ve İbn el-Esir’in (1160-1234) “el-Kâmil fi’t-târih” (“Mükemmel tarih”) adlı kitabında verilmiş malumata göre, Hicri 91 / Miladi 709-710 yılında Mesleme b. Abdü’l-Mâlik Türkler’e karşı yeni bir askeri sefer düzenledi “ve Azerbaycan vilayetindeki el-Bab’a (Derbend’e) ulaştı, oradaki şehirleri ve kaleleri fethetti”196. Buradan böyle bir netice alıyoruz ki, Arap Hilafeti zamanında da Azerbaycan’ın coğrafî hudutları kuzeyden Derbend şehrine ulaşıyordu ve Aras’ın kuzeyi Sâsânîler döneminde olduğu gibi yine de Azerbaycan ülkesinin ayrılmaz bir parçası olarak görülüyordu.
et-Teberî’ye göre, Azerbaycan Arap Hilafeti’nin terkibinde olarken büyük bir ülkeydi, onun güneyinde Hemedan, kuzeyinde ise Derbend yer alıyordu197. Milâdî X. yüzyılda yaşamış Fars tarihçisi Balami “Tercüme-yi târih-i Teberî” (“Teberî tarihinin tercümesi”) isimli eserinde Azerbaycan’ın sınırlarını açık bir biçimde çiziyor: “Azer­bay­can’ın hududunun başlangıcını Ebher ve Zencan dahil olmak üzere Hemedan, sonunu ise Hazarlar Derbendi teşkil ediyor ve bu aralıkta bulunan tüm 10-12 şehri Azerbaycan adlandırıyorlar”198.
Arap tarihçisi ve coğrafyacısı el-Yakubî Milâdî 891 yılında yazdığı “Kitâbu’l-büldân” (“Ülkelerin kitabı”) eserinde Arranı, yani Kuzey Azerbaycan’ı “Azerbaycanu’l-ulya” (“Yukarı Azerbaycan”) diye isimlendirmiş, Berda’nın ve Beylekan’ın adını “Azerbaycan’ın nahiyeleri” sırasında kaydetmiştir199. İbn el-Fakîh Hemedanî de Milâdî 902 yılında kaleme aldığı aynı isimli coğrafî eserinde Berda ve Beylekan’ı Azerbaycan şehirleri olarak hatırlamaktadır. Kudama b. Cafer Milâdî 928-929 yıllarında yazdığı “Kitâbu’l-harâc va san’atu’l-kitâbe” (“Haraç ve katiplik sanatı hakkında kitap”) isimli eserinin “İslam memleketleri, onun eyalet ve payitahtları” adlı VI. faslında Berda’yı “Azerbaycan’ın başkenti” olarak göstermiştir. Milâdî X. asırda yaşamış Arap seyyahı Ebü’l-Kasım b. Hevkal Hazar Denizi’nin haritasını çekmiş, bu denizin kuzeyde Derbend’e kadar varan batı kıyısını “Azerbaycan” diye tanımlamıştır200.
Milâdî XII-XIII. asırların hadiselerinden bahseden Arap yazarları el-Ömerî, Ebü’l-Fidâ, el-Mekrizî ve İbn-Haldûn Dvin şehrini “Azerbaycan’ın nahiyelerinden biri” olarak görmüşler201. O dönemde yaşamış olan meşhur salnameci İbn el-Esir yazıyor: “557 yılının Şaban (1162 yılının Temmuz) ayında Gürcüler 30 bin kişilik bir askeri kuvvet oluşturup, İslam şehirlerine ve Azerbaycan’ın Dvin şehrine geldiler”; “599 (1202-1203) yılında Gürcüler Azerbaycan’ın Dvin şehrini ele geçirip, bu şehirde soygun yaptılar”202. Onun “el-Kâmil fi’t-târih” eserinin “Kıpçaklar’ın bir kısmının Azerbaycan’a girmesi” başlıklı faslında Derbend, Kabele ve Gence Azerbaycan şehirleri olarak gösterilmişler203.
Milâdî 1221-1231 yılları arasında anonim bir müellif tarafından Farsça yazılmış “Acaibü’d-dünya” (“Dünyanın gariplikleri”) adlı coğrafî eserde Nahçıvan’ın Azerbaycan şehri olduğu belirtilmiştir: “Nahçıvan Azerbaycan’da bulunan büyük ve refahlı bir şehirdir”. Eserin diğer bir yerinde Şirvan’daki Beşparmak Dağı Azerbaycan toprağı gibi takdim ediliyor: “Bu kutsal yer Azerbaycan hudutları dahilindedir. Orada mescit vardır. Diyorlar ki, onu Hızır Aleyhisselam yaptırmıştır. Oranın insanları müsafirperverdirler”204.
Eyyûbîler Hanedanının bir üyesi olan Ebü’l-Fidâ lakaplı İsmail b. Ali el-Eyyûbî (Milâdî 1273-1331) “Takvîmü’l-büldân” (“Ülkelerin cetveli”) adını taşıyan eserinde Şirvan’la Şemkir’i gayet net bir şekilde Azerbaycan’ın bölgeleri olarak kaleme alıyor205.
İlhanlı döneminin meşhur veziri ve bilim adamı Fazlullah Reşideddin’in (Milâdî 1247-1318) yazışmalar külliyesinden oluşan “Mükâtibât-ı Reşîdî”deki 36 sayılı belgede bugünki İran Azerbaycanı’nda bulunan birçok nahiyelerin yanı sıra, şimdiki Azerbaycan Cumhuriyetine dahil olan Nahçıvan, Karabağ, Muğan, Arran ve Şeki bölgeleri de “Azerbaycan’ın vilayet ve naiplikleri” adıyla tanımlanıyor. Bu belgede hatta “Ermeniyye” de Azerbaycan’ın bir nahiyesi olarak gösterilmektedir206.
Azerbaycanlı tarihçi Muhammed Rafi Şirvanî Milâdî 1312-1313 yılında Arapça yazdığı “Dağıstan tarihi”nde Azerbaycan’ın güney ve kuzey sınırlarını böyle belirle­miştir: “Azerbaycan Hemedan’dan Derbend’e kadardır”207.
Milâdî 1652 yılında Tebrizli Muhammed Hüseyin tarafından Farsça tertip edilmiş “Bürhân-ı kâtı” (“Kesin delil”) isimli muteber ansiklopedik sözlükte Gence ve Berda’nın dahil olduğu Arran “Azerbaycan’ın bir vilayeti’ gibi tanımlanıyor208.
XVII. yüzyılın meşhur Osmanlı seyyahı Evliya Çelebi’nin “Seyahatname”sinde İrevan, Nahçıvan ve Karabağ Azerbaycan toprakları olarak gösterilmiştir209. Fransız seyyahı Jan Şarden (1643-1713) Azerbeyan veya Azürpekan diye isimlendirdiği Azer­baycan hakkında yazıyor: “Bu eyalet Safevî İmparatorluğunun en büyük eyaletlerinden biridir. Doğudan Hazar Denizi ve Hirkan’la, güneyden Part eyaletiyle, batıdan Yukarı İrevan’la ve Aras nehriyle, kuzeyden ise Dağıstan’la sınırlıdır. Söylendiği gibi, Dağıstan dağlık bir ülkedir ve Moskova Kazakları ile sınırdaştır”. Şarden’in tasvirinden somut bir şekilde belli oluyor ki, o zamanlar Dağıstan’a kadar uzanan araziler Azerbaycan kavramına dahil idi. Seyyah Şamahı’yı ve Şirvan’ı Azerbaycan’ın bir parçası olarak görür210.
“Arif” mahlaslı İran şairi ve bilgini Muhammed Şirazî Hicrî 1076-1078 (Milâdî 1665-1168) yıllarında yazdığı “Letâifü’l-hayâl” (“Hayal latifeleri”) adını taşıyan tezkirede Azerbaycan’ın meşhur şairler yetirmiş nahiyelerini böyle sıralıyor: Erdebil, Tebriz, Gence, Şirvan, Beylekan, Marağa ve Hemedan211. Göründüğü gibi, Safevî döneminin müellifi Aras’ın gerek kuzeyinde, gerekse de güneyinde bulunan nahiyelerin Azerbaycan’ın bir parçası olduğunu belirtiyor. Böylece belli oluyor ki, Azerbaycan’ın Hemedan’dan Derbend’e kadar uzanan coğrafî sınırları Sâsânîler’den Safevîler’e kadar tüm Orta Çağlar boyunca değişmez kalmış ve bu gerçeklik çok sayıda temel kaynaklara objektiv şekilde yansımıştır.
Safevî Devletinin hizmetinde bulunmuş Mirzâ Muhammed Hüseyin Mustovfî XVIII. yüzyılın başlarında “Tefsîl-i asâkir-i fîrûzî muâsır-ı Şah Sultan Hüseyn-i Safevî” (“Şah Sultan Hüseyin Safevî döneminde muzaffer askerlerin tefsili”) adlı eserinde şöyle yazıyor: “Azerbaycan Derbend’e kadardır. Onun tüm şehirleri ve köyleri hazineye 500 bin tümen ödemelidir”212.
1720-1725 yıllarında Safevî Devletinde olmuş Polonyalı gezgin Yan Tadeuş Kruşinsky İrevan’ın, Şirvan’ın ve hatta Gürcistan’ın Azerbaycan’a ait olduğunu belirtmiştir213. Kruşinsky’nin çağdaşı olmuş ve “Tezkiretü’l-mülûk” (“Hükümdarlar için tezkire”) isimli değerli bir eser yazmış Mirzâ Semia Azerbaycan ülkesinin Tebriz, Çukur-Sa’d, Karabağ ve Şirvan adlı dört beylerbeyilikten oluştuğunu göstermiştir214.
Şamlu oymağının Beydili (Bigdeli) boyundan olan Lütfali Bey Azer Hicrî 1174-1193 (Milâdî 1760/61-1779) yılları arasında kaleme aldığı “Ateşkede” tezkiresinde Şirvan’ı, Muğan’ı, Gence’yi, hatta Gürcistan’ı ve Ermen’i Azerbaycan toprakları sırasında zikretmiştir215.
1177 yılının Şevval (1764 yılının Nisan) ayında Kerim Han Zend tarafından imzalanmış bir fermanda Azerbaycan’ın nahiyeleri içinde Şirvan’ın, Karabağ’ın, Gence’nin ve Nahçıvan’ın ismi geçiyor216.
Rus albayı Stepan Burnaşev’in Azerbaycan vilayetlerinin tasvirine dair 1786 yılında yazdığı kitapta Derbend, Bakü, Kuba, Nuha (Şeki), Şirvan (Şamahı), Gence, Şuşa (Karabağ), Nahçıvan, İrevan, Lenkeran vs. hanlıkları Azerbaycan’ın bölgeleri olarak gösteriyor217.
Meşhur Azeri seyyah ve coğrafyacı Hacı Zeynel Abidin Şirvanî (1780-1838) de Çukur-Sa’d’ı (İrevan’ı) ve Karabağ’ı Azerbaycan’ın toprakları olarak tanıtmıştır218.
XIX. yüzyılda Lenkeran şehrinde İsa Ziyâî b. Hacı Muhammed Rahim Erde­bilî’nin Farsça yazdığı “Tezkre-yi Ziyâî” isimli şuara tezkiresinin müellif nüshasında Aras’ın kuzeyinde bulunan Ordubad, Beylekan, Şirvan, Gence ve Karabağ Azer­baycan’ın vilayetleri olarak kaydedilmişler219.
Kacarlar Hanedanından olan şehzade Behram Mirzâ 1871 yılında Şuşa’da yazdığı “Şükürname-yi şahenşahî” adlı tarihî eserde Nahçıvan’ın, İrevan’ın, Gence’nin ve Şirvan’ın Azerbaycan vilayetlerinden olduğunu hatırlatmıştır220.
XIX. yüzyılın sonlarında ve XX. yüzyılın başlarında Azerbaycan aydınlarından Mirzâ Abdülhasan Vezirov, Celal Efendi Ünsizade, Muhammed Ağa Şahtahtinsky, Neriman Nerimanov, Ferudin Bey Köçerli, Cebbar Memmedov, Sultan Mecid Ganizade, Mirzâ Celil Memmedkuluzade ve diğerleri, Rus yazarı V.L.Veliçko ve İngiliz tarihçisi J.Baddeley Azerbaycan kavramını etnik ve coğrafî açıdan Aras’ın güneyiyle beraber kuzeyine de ait etmişler221.
Böylece, VI. yüzyıldan XX. yüzyılın başlarına kadar büyük bir zaman içinde çeşitli dillerde (Arapça, Farsça, Türkçe, Fransızca, İngilizce, Rusça) yazılmış çok sayıda tarihî, edebî ve coğrafî eserlerde ve haritalarda Aras nehrinin her iki tarafı Azerbaycan adıyla bütünleştirilmiş, Hemedan’dan Derbend’e kadar uzanan geniş topraklar ve buradaki vilayetler Azerbaycan diye tanımlanmışlar. Bu gibi delillerin sayısını artırmak ve bu konuda hatta bir kitap bile yazmak mümkündür. Ama bir makale için bu kadarının yeterli olduğunu düşünüyoruz. Muteber kaynaklardan sunduğumuz deliller 1918 yılından önce hiçbir yerde Azerbaycan kavramının Aras’ın kuzeyine ait edilmediğini iddia eden “akademisyenler”in ne kadar yanlış bir düşünce içinde olduğunu açık şekilde sergiliyor. Aras nehrin’in kuzeyi şimdi olduğu gibi çok çok yüzyıllar bundan önce de Azerbaycan adıyla anılmış ve bu adla bilinmiştir.

Download 40,44 Mb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   ...   156   157   158   159   160   161   162   163   ...   295




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©hozir.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling

kiriting | ro'yxatdan o'tish
    Bosh sahifa
юртда тантана
Боғда битган
Бугун юртда
Эшитганлар жилманглар
Эшитмадим деманглар
битган бодомлар
Yangiariq tumani
qitish marakazi
Raqamli texnologiyalar
ilishida muhokamadan
tasdiqqa tavsiya
tavsiya etilgan
iqtisodiyot kafedrasi
steiermarkischen landesregierung
asarlaringizni yuboring
o'zingizning asarlaringizni
Iltimos faqat
faqat o'zingizning
steierm rkischen
landesregierung fachabteilung
rkischen landesregierung
hamshira loyihasi
loyihasi mavsum
faolyatining oqibatlari
asosiy adabiyotlar
fakulteti ahborot
ahborot havfsizligi
havfsizligi kafedrasi
fanidan bo’yicha
fakulteti iqtisodiyot
boshqaruv fakulteti
chiqarishda boshqaruv
ishlab chiqarishda
iqtisodiyot fakultet
multiservis tarmoqlari
fanidan asosiy
Uzbek fanidan
mavzulari potok
asosidagi multiservis
'aliyyil a'ziym
billahil 'aliyyil
illaa billahil
quvvata illaa
falah' deganida
Kompyuter savodxonligi
bo’yicha mustaqil
'alal falah'
Hayya 'alal
'alas soloh
Hayya 'alas
mavsum boyicha


yuklab olish