T. C. Bartin üNİversitesi sosyal biLİmler enstiTÜSÜ TÜrk diLİ ve edebiyati anabiLİm dali yeni TÜrk edebiyati biLİm dali 2000-2010 arasi küÇÜrek öYKÜde postmodern izler yüksek lisans tezi hazirlayan tezcan kurt danişMan prof

3.5.2.2.2. Mehmet Harmancı/ Muhtemel Menkıbeler
Dolmuş
Müziğinde Sadece Bir Yaşam başlıklı anlatıda “Marşa basarken mi 
bismillah, dedi, bismillah derken mi marşa bastı?” bu giriş cümleleriyle yazar 
masalların başlangıcında yer alan tekerlemelerin içeriğini değiştirerek parodi yapmıştır.
Anlatının son bölümünde; 
O sırada dolmuşa binenin Azrail aleyhisselam olduğunu bi Azrail’in kendisi bi de marşa 
basarken mi bismillah demiş, Bismillah derken mi marşa basmış olduğunu bilmediğimiz 
kasetten gelen sesin sahibine benzeyen başını çevirdiği için mi şol şuh hatun kişiyi gördüğü 
yoksa ol şuh hatunu gördüğü için mi başını kapıya çevirmiş olduğunu meleklerin bildiği ve 
yazdığı ve şahitlik ettiği adam biliyordu. 
şeklinde masallardaki tekerlemelerde yer alan konuları günümüzdeki dolmuş, 
marşa basmak gibi güncel kavramlarla değiştirmiştir. Bir anlamda da bu geleneksel 
kavramlara alaycı bir şekilde yaklaşarak parodi yapmıştır. 
Bizde Ali’yi Severiz Hem de Nasıl
(s. 37) başlıklı anlatıda yazar, Hayber 
Kalesinin fethi sırasında Hz. Ali’nin kalenin kapısını söküp omuzlaması olayını, küçük 
bir değişiklikle güncellemiş ve parodi yapmıştır. Yani burada parodi derken Hz. Ali’nin 
omuzladığı kapının tokmak sesinden hareketle günümüz teknolojisiyle alay 
edilmektedir.
Günah Kokusu
(s. 45) başlıklı anlatıda, ilk cinayet olan Kabil’in Habil’i 
öldürmesinden günümüze kadar bütün cinayetleri, katliamları günah perspektifinde ele 
almıştır. Aslında insanoğlu ilk cinayetin kurbanı olan Habil’in cesedini nasıl 
gömeceğini Allah’ın görevlendirdiği bir kargadan öğrenmişti; ancak, burada kastedilen 
gerçek gömülme değildir. Öldürülmüş insanların cesetlerinin kokuları sembolik olarak 
verilerek Hz. Âdem’den günümüze katletme eyleminin yani günah kokusunun devam 
ettiğini belirtmektedir. Olayı günümüzde yaşanan hadisler açısından düşünürsek Hz. 
Âdem ile Havva’nın indirildiği Orta Doğu coğrafyası sürekli katliamlara maruz 
kalmaktadır. Anlatının sonunda 
“Daha sonraki nesiller o yörenin neden yerleşimden 
mennedildiğini bir türlü anlamlandıramadılar.”
denilirken de Orta Doğu’daki 
savaşların sonuçlarına dikkat çekilmek istenmiştir. Yazar bu menedilme olayını, Habil-
Kabil hikâyesini günümüze uyarlayarak işlenen en büyük günahlardan biri olan 
katletmek, yani ceset üzerinden anlatarak parodi yapmıştır. 

---

133 
Hızır Bulundu
(s. 85) başlıklı anlatıda, insanoğlunun Hızır’ı başka yerde 
aramasına gerek olmadığı belirtilmiştir. Zira Hızır, insanın kendisidir. Halk arasında 
bilinen Hızır hikâyesine göre sıkıntılı anlarda, ölümsüzlük suyunu İlyas Peygamberle 
birlikte içen Hızır’ın gelip sorunu çözmesi inancı vardır; ancak, Kur’an-ı Kerim’de 
ölümsüzlük suyu ile alakalı bir bilgi yer almamaktadır. Yazar burada halk inancındaki 
Hızır metaforunu değiştirerek güncelleştirmiş ve bir anlamda alay etmiştir.