3.5.2.3.7. Refik Algan/ Saat Kulesi
Suskunluk
(s. 17) başlıklı anlatıdaki cümleler alt alta dizildiğinde;
Suskunluğu neyle yansıtacaksın?
Bir gülümseyiş, bir elin duruşunu nasıl anlatacaksın?
Bir kuş.
Sert çizgilerle uzaklaştı bir kuş.
Hangi sözcüklerle sessizliğini bozmayacaksın?
Yine çıkıyorum o basamaklardan.
Ayaklarında sandallar,
Yerde kurumuşçasına söğüt yaprakları.
Kırlangıçtır, diyorum.
Eteklerim salınıyor, gözüm hep o eski çağların rüzgarında.
Bin yıl önce yüreğime yuva yapmıştı, belki bir iç çekiştir, diyorum.
Yaşlı bir tapınağın gölgesine doğru seni dinliyorum
(…).
bir şiir ortaya çıkmaktadır. Kolaj başlığında anlatı incelenirken şiirin bir tür
olarak burada hikayeleştirilmesi nedeniyle bu durum kolaja örnek olarak gösterilmişti.
Medine döneminde olgunlaşma süreci geçiren İslam Toplumu'nda karşılaşılan birtakım zor
meselelerin yanı sıra gerek Müslümanlar ve gerekse İslam dışı unsurlar tarafından Peygamber (a.s.)'e
yöneltilen bazı müşkil sorular da yine bu müdahaleler vesilesiyle çözümlenebilmiştir. Kur'an'ın, zinde
gücü konumundaki bu bildirimlerde başlıca iki yol izlenmiştir: Bunlardan birincisi, bazı ibadetlerin
farz kılınması gibi daha önce toplumda mevcut olmayan bir hususun ortaya konulması, ikincisi ise,
aynı toplumda önceden beri mevcut olan ve sürdürülen bir takım yanlışlara işaret edilerek onların
yerlerine konulması gereken doğruların önerilmesi ve benzeri şeylerdir. Kur'an'daki genel hitapların
dışındaki öznel hitaplar ve bunlarda mevcut olan müdahaleler bazen de, vahyin tebliği ve her şeye
rağmen bir beşer olan Muhammed (a.s.)'e yöneltilmiştir. Ancak hem muhteva hem de vermek
istedikleri mesaj açısından yukarıda bahsettiğimiz örneklerden tamamen farklı olan bu hitaplar
inkarcılara yöneltilenlerde mevcut olan, tehdit ve aşağılama gibi olguların yerine, bir insan olarak
Elçi'nin davranışlarına yansıyan olumsuzlukları yumuşak bir şekilde izale etmeyi yeğleyen bir üsh1ba
sahiptirler.
7
Geceleyin/ Gömülmek geceye. Bazen düşüncelere dalmak için baş eğilir ya, onun gibi tıpkı, düpedüz
gömülmüş olmak. Dört bir yanda insanlar uyumaktadır. Ufak bir oyunculuk, masum bir kendini
aldatış, sanki evlerde uyumaktadırlar, sağlam yataklarda, sağlam çatılar altında, döşekler üzerinde
boylu boyunca uzanmış ya da kıvrılıp büzülmüş, çarşaflar üzerinde, yorganlar altında; gerçekte bir
araya gelmişlerdir, o bir vakitler ve sonraları olduğu gibi çöl bir yerde, açıkta bir konak,
sayılamayacak kadar konak, bir önder, bir kavim, soğuk bir gökyüzü altında, soğuk topraklar
üzerinde, önce ayakta, sonra savrulmuş yerlere, alınlar kollara bastırılmış, yüzler yere doğru, sakin
sakin soluyarak. Ve sen uyanık durursun, nöbetçilerden birisin, yanı başındaki yanan çalı çırpı
yığınından bir odun parçasını sallayarak sana en yakın kişiyi bulursun. Neden uyanıksın ? Birinin
uyumaması
gerekiyor
işte.
Birinin
nöbet
tutması
gerekiyor..(Franz
Kafka/
https://www.tumblr.com/search/geceleyin).
142
Bu anlatıda kolajın yanında olmazsa olmazlarda bir unsur olan pastiş, şiirdeki
gibi imgelerin bolca kullanılması bir anlamda şiir dili ve üslubunun öyküde kullanılması
dolayısıyladır.
Do'stlaringiz bilan baham: |