T. C. Bartin üNİversitesi sosyal biLİmler enstiTÜSÜ TÜrk diLİ ve edebiyati anabiLİm dali yeni TÜrk edebiyati biLİm dali 2000-2010 arasi küÇÜrek öYKÜde postmodern izler yüksek lisans tezi hazirlayan tezcan kurt danişMan prof



Download 2,27 Mb.
Pdf ko'rish
bet83/110
Sana25.03.2022
Hajmi2,27 Mb.
#509015
1   ...   79   80   81   82   83   84   85   86   ...   110
Bog'liq
tezcan kurt

3.5.2.1.3. Ferit Edgü/ Do Sesi 
I/ Ölüm Öyküleri
(s. 9) başlıklı anlatının başlığının hemen altında Attar’dan 
“Ne 
zerre kalsın, ne gölge.”
ve J. L. Borges’ten 
“Biçimlerim ve ölümlerin sayılamayacak 
kadardı.”
şeklinde iki ayrı alıntı yapılmıştır. Buradaki Attar’dan kastedilen meşhur 
Mantıku’t-Tayr
yani 
Kuşların Dili
adlı eserin müellifi olan Feridüddin Attar’dır. Attar 
bu eserinde kuşları sembolize ederek hakikate ulaşma yolunda insanı anlatmaya 
çalışmıştır (www.diyanetislamansiklopedisi.com). Ferit Edgü’nün Attar’dan bu alıntıyı 
yapması Do Sesi adlı bu öykü kitabının geri kalanı hakkında bir ipucu niteliğindedir. 
Çünkü bir benzer kullanımı Ferit Edgü, 
Eylülün Gölgesinde Bir Yazdı
adlı eserinin 
girişinde yapmıştır. Arjantin asıllı öykü, deneme yazarı, şair ve çevirmen olarak ün 
yapmış ve aynı zamanda büyülü gerçekçilik akımının önde gelenlerinden biri olan Jorge 


125 
Luis Borges’in bir sözünün bu anlatıya alınması da montaj tekniğinin kullanıldığına 
işarettir.
Adlar
(s. 17) başlıklı anlatıda anlatı kişisi ölmüş olan babasını hatırlar ve 
babasının neden 
“insanlardan çok kuşlarla ilgilendiğini”
şu anda kendisinin içinde 
bulunduğu zamanda daha iyi anlar. Bu bağlamda anlatı kişisi, sürekli kuşlarla bağ 
kurarak Mantıku’t-Tayr’daki gibi onları bir sembol olarak kullanmakta ve bir hakikat 
arayıcısı gibi durmaktadır. Zira babasının yaşına geldiğini, onun da tıpkı babası gibi 
kuşlarla ilgilendiğini, ancak kapanının ve kuşlarla ilgili bilgi, gözlem, deneyiminin 
olmadığını, kendisine babasından sadece kuş adlarının miras olarak kaldığını ifade eder. 
Aslında yazar, anlatı kişisi üzerinden okura, araçtan, yani kuşların cismani varlığından 
ziyade özü, amacı aradığını, şimdi o yaşa, olgunluk yaşına eriştiğini dile getirmeye 
çalışmaktadır. Yazar bütün bunları Feridüddin Attar’ın Mantıku’t-Tayr’ı üzerinden 
montaj tekniği yardımıyla yapmıştır.
Kayıp
(s. 21) başlıklı anlatıda, bir zarf vardır ve anlatı kişisi bu zarfla birlikte 
bakkala, fırına, muhtara ve en sonunda da aradığı kişiyi bulamadığından kendisine 
karakolu adres gösterdiklerinde, 
“Oraya gidip soracak kadar aklımı peynir ekmekle 
yemiş değilim.”
diyerek, 
“Eli
(n)
deki zarfın üzerine ‘KAYIP’ damgasını vur
(maktadır)


Burada resmi evraklarda “KAYIP” kelimesinin yazılı olduğu damganın kalın ve büyük 
puntolarla, tırnak içinde anlatıya monte edilmesi söz konusudur.
Medetsiz
(s. 32) 30 kelimeden oluşan herkesin gidip 
“dünyaya ordan bakmak 
iste(
yeceği
), (…) bir dağ doruğunun adı(
dır
)”. 
Bu Bolkar dağları -eski adıyla Bulgar 
dağları- Konya, Niğde ve İçel illerine yayılmış, en yüksek noktası 3500, 4000 metre 
olan tektonik bir dağ sırasıdır (http://tr.wikipedia.org). Adı geçmese de Karacaoğlan’ın 

Karac’oğlan haylamadan/ Bolkar Dağı yaylamadan/ Kavl ü karar eylemeden/ Dostu 
tenha buldum bugün” 
(Altun, 2013, 71) gibi birçok şiirinde bahsettiği dağın burası 
olduğu ve yazarın bu bilgiye sahip olabileceği düşünebilir. “Bolkar, yiğit Türkmen 
erlerinin, Beyler’in durağı, bir anlamda zirvesidir. Karacaoğlan, yaşadığı zamanın 
değerlerini şiirlerine ustalıkla yerleştiren biridir. Onun şiirlerinde yiğitler, koruyucu, 
güçlü, dürüst, mert ve başkalarına karşı medetsizdirler” (Altun, 2013, 72). Dolayısıyla, 
incelenen anlatının başlığı, anlatı kişisi arasında bir bağ kurulduğunda, günümüz insanın 
hiç kimseden medet ummayan, kendi içine kapanık, silik özneler olduğu sonucuna 
ulaşılır. Ayrıca, Medet Tepesi’ne çıkmak isteyen bir dağcı bile olmayan anlatı kişisinin 
“yola koyulduktan sonra”
kendisinden bir daha dağın zirvesine ulaşıp ulaşmadığına, 
yaşayıp yaşamadığına dair hiçbir haberin alınamaması durumu, sanatçılar bağlamında 


126 
düşünüldüğünde onların zirveye hayal âleminde ulaştıklarında toplum nezdinde 
işitilmedikleri ve yalnız kaldıklarını anlattığını söylemek mümkündür. Ferit Edgü, 
yukarıda ifade edilenleri montaj tekniği yardımıyla anlatısına yerleştirmiştir. 
Ferit Edgü’nün eserinin ikinci bölümünü gösteren “II. Yaşam Öyküleri” (s. 35) 
şeklindeki bölüm başlığının hemen altında 
“Yaşam, bir ruh hastalığıdır. Novalis”
epigrafı montaj tekniğinin kullanılması yönünden dikkati çekmektedir. Novalis (1772-
1801), romantik adını yazın sanatına ilk kez uygulayan Novalis Almanya’da 1798’de 
şiirde Romantik Okulu’nu kuran bir sanatçıdır. Ona göre şairin ödevi, imgelemin gücü 
yoluyla 
insan 
yaşamını 
bir 
masal 
dünyası 
gibi 
güzelleştirmektir 
(www.ideayayinevi.com/). Ferit Edgü, Novalis ve ona ait bir sözü, montaj tekniğiyle 
burada kullanmıştır. 
Yol
(s. 45) başlıklı anlatıda, “Doğrusu, alacakaranlıkta uçan kuşları severim. 
Özellikle bir göl kıyısında. Hiç değilse bir havuz başında./ Bir zamanlar, böylesi 
günbatımı görünümlerini benimle paylaşan bir sevdiğim vardı. O, nicedir yok. Kuşlar 
da yok. Zaten ben de, ne bir göl kıyısındayım, ne de havuz başında.” ifadeleri, Fecr-i 
Ati Topluluğu’nun ünlü şairi Ahmet Haşim'in 
“Yollar”
başlıklı şiirini hatırlatır: 
YOLLAR 
Bir lamba hüznîyle 
Kısıldı altın ufuklarda akşamın güneşi; 
Söndü göllerde aks-i girye-veşi 
Gecenin âvdet-i sükûniyle 
Yollar 
Ki gider kimsesiz, tehî, ebedî, 
Yollar 
Hep birer hatt-ı pür sükût oldu 
Akşamın sine-i gubârında. 
(…) 
Yollar 
Ah ey kimsesiz giden yollar, 
Yolların ey sükût-ı hüzn-eseri, 
Bugünün inmeden şeb-î kederi, 
Meâbid-i emel ü histe sönmeden bu ziyâ, 
Ölmeden onların ilâheleri, 
Ah gitmez mi, kimsesiz, sessiz 
Yollar, 
Ah gitmez mi hatt-ı sâkitiniz, 
Şimdi zer gözleriyle, tâ öteden 
Ahmet Haşim (https://ahmethasim). 


127 
Bu yönüyle düşünüldüğünde yazarın anlatısında Ahmet Haşim’in Yollar şiirini 
montaj tekniğiyle kullandığı görülür. 
İlenç
(s. 72) başlık anlatının hemen başında 
“Hayatın gözü kör olsun.”
deyimin 
kullanıldığı görülmektedir. “Fakirliğin gözü kör olsun.”, “Bu aşkın gözü kör olsun.” 
gibi versiyonları da bulunan bu deyim, incelen anlatının içine anlatıya uygun bir şekilde 
yerleştirilmiştir. Bu yapılırken de montaj tekniğinden yararlanılmıştır.

Download 2,27 Mb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   ...   79   80   81   82   83   84   85   86   ...   110




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©hozir.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling

kiriting | ro'yxatdan o'tish
    Bosh sahifa
юртда тантана
Боғда битган
Бугун юртда
Эшитганлар жилманглар
Эшитмадим деманглар
битган бодомлар
Yangiariq tumani
qitish marakazi
Raqamli texnologiyalar
ilishida muhokamadan
tasdiqqa tavsiya
tavsiya etilgan
iqtisodiyot kafedrasi
steiermarkischen landesregierung
asarlaringizni yuboring
o'zingizning asarlaringizni
Iltimos faqat
faqat o'zingizning
steierm rkischen
landesregierung fachabteilung
rkischen landesregierung
hamshira loyihasi
loyihasi mavsum
faolyatining oqibatlari
asosiy adabiyotlar
fakulteti ahborot
ahborot havfsizligi
havfsizligi kafedrasi
fanidan bo’yicha
fakulteti iqtisodiyot
boshqaruv fakulteti
chiqarishda boshqaruv
ishlab chiqarishda
iqtisodiyot fakultet
multiservis tarmoqlari
fanidan asosiy
Uzbek fanidan
mavzulari potok
asosidagi multiservis
'aliyyil a'ziym
billahil 'aliyyil
illaa billahil
quvvata illaa
falah' deganida
Kompyuter savodxonligi
bo’yicha mustaqil
'alal falah'
Hayya 'alal
'alas soloh
Hayya 'alas
mavsum boyicha


yuklab olish