S h a n t a r a m



Download 7,58 Mb.
Pdf ko'rish
bet155/190
Sana22.07.2022
Hajmi7,58 Mb.
#838043
1   ...   151   152   153   154   155   156   157   158   ...   190
Bog'liq
Dağ gölgesi

Soru sormayın.
Polisler de sormadı. Gözlerini bile kırpmadılar. Bilge bir gangster bana 
za­
manla polisleri seveceksin,
demişti. 
Bizim gibi düşünür, bizim gibi davranır ve
bizim gibi dövüşürler. Kendilerini zenginlere satan suçlular gibidirler ama suçlu
yanları hep ağır basar.
Dominic, otelin önünde durdu.
“Sağ ol, Dominic,” dedi Karla elini kalbine götürerek. “Güzel bir yolcu­
luktu.”
Ona cebimdeki bütün parayı verdim. Çoğu Amerikan dolarıydı ama acil 
durumlar için sakladığım başka paralar da vardı. Hepsi yaklaşık yirmi bin dolar 
ediyordu. Bu para benim gün aşırı elime geçiyordu ama aylık elli dolar maaş 
alan bir adam için bir servetti. Tek odalı bir ev almasına bile yeterdi ki bu, 
Dominic’in en büyük hayaliydi. Zira o da pek çok polis gibi, derme çatma bir 
barakada yaşıyordu.
Kaşlarını çattı. “Bu çok,” dedi sertçe ve onu gücendirdiğimi anladım.
“Lütfen, Dominic. İnan, yanımda olsa daha fazlasını da verirdim. Sana 
borçluyum. Beni nasıl mutlu ettin anlatamam.”
“Sağ ol, Lin,” dedi parayı cebine koyarken. Eve gidip karısına müjdeyi ver­
mek için sabırsızlandığını görebiliyordum.
Dominic gazladığında Karla otele doğru yürüdü ama onu durdurdum.
“Yavaş,” dedim dirseğinden tutarak. “Madam Zhou burayı pek seviyor. 
Daha dikkatli olmalıyız.”
Karla gri ufukta yükselen yeni güne baktı.
“Gündüz gelmez,” dedi yürümeye devam ederek. “Güneş cildine dokunur.”
Otelin basamaklarını tırmandık.
“Parolayı söyleyin!” diye bağırdı Jasvvant.
“Saçmalık,” dedim.
“Kâhin misin be adam? Nereden bildin?”


“Aç şu kapıyı, Jaswant. Yanımda virüslü bir kız var.”
“Virüslü mü?”
“Kaldır şu barikatı!”
“Espri anlayışın sıfır,” dedi Jasvvant başyapıtından birkaç sandalyeyi çekerken. 
Kapıyı araladığında Karla içeri girdi.
“Hiç de virüslü gibi durmuyorsunuz, Bayan Karla,” dedi Jasvvant. “Her 
zamanki gibi ışık saçıyorsunuz.”
“Sağ ol, Jasvvant,” dedi Karla. “Bu felaket için önceden hazırlanmış olabilir 
misin acaba?”
“Sihleri iyi tanıyorsunuz, hanımefendi,” dedi Jasvvant sakalını sıvazlayarak. 
Ben hâlâ kapıdaki aralıktan geçmeye çalışıyordum. “Açsana şunu,” diye ho­
murdandım.
Barikatı yana çekti. Nihayet içeri girdim.
“Rapor ver,” dedi ellerindeki tozları silkeleyerek.
“Siktir git, Jasvvant.”
“Bir dakika,” dedi bütün ciddiyetiyle. “Dışarıda neler olduğunu bilmek is­
tiyorum. Durum raporu ver.”
“Hay senin durum raporuna,” dedim yanından geçerken.
Yolumu kesti. “Dur.”
“Ne var, Jaswant?”
“Rapor vermedin. Neler oluyor? Son on altı saattir senden başka sokağa 
çıkan yok.”
Yüzünden dürüstlük ve samimiyet akıyordu. Endişesinde haksız da sayıl­
mazdı. Sih karşıtı isyanlardan sonra insanlar sokaklarda ellerinde Sihlerin kesik 
kafalarıyla dolaşmıştı. Bu Hintlilerin en büyük trajedilerinden biriydi. Bir in­
sanlık ayıbıydı.
“Tamam, tamam,” dedim. “Korktuğun zombilerse bir tane bile görmedim. 
Sarhoşlarla politikacıları saymazsan tabii.”
“Ah,” dedi biraz alınmışçasına.
“Ama iyi haber, şehirde köpeklerle fareler cirit atıyor.”
El çırptı. “Güzel. Parsi dostumu arayıp haber vereyim. Yıllardır farelerin 
bulaştırdığı bir veba salgını konusunda başımın etini yiyordu. Bunu duyunca 
heyecandan tavana sıçrayacak.”
Onu Parsi dostunu araması için yalnız bıraktık.
“Fedailik ücreti baki,” diye seslendi arkamdan. “Bayan Karla seninle birlik­
te geldi ama ben de burada tetikte beklemekten helak oldum. Faturana yansı­
tırım.”


Odamın kapısı kilitli değildi. İçeriden tuhaf sesler geliyordu. Usulca kapıyı 
açtım. Didier benim yatağımda Charu’yla konuşurken Oleg kanepede Pari’yle 
koku alışverişinde bulunuyordu.
Duyduğumuz tuhaf sesi çıkaran Vinson’dı. Sırtüstü uzanıp ayaklarını duva­
ra dayamış, gitarımı tıngırdatıyordu. Hiçbiri fark etmedi bizi.
Parmaklarımızın ucuna basa basa yatak odasına gittik. Diva’yla Randall 
tahta karyolaya uzanmıştı. Öpüşürken elleri kolları da boş durmuyordu.
Randall’ı bir tokada Naveen’in sevdiği kızdan uzaklaştırmak istiyordum. 
Ama muhakkak bir tokatlama olacaksa bunu Diva yapmalıydı, ben değil.
Karla beni yeleğimden çekti.
“Kıyamet 
gününü 
kazasız 
belasız 
atlatabileceğini 
düşünmüyorsun 
herhâlde?” diye fısıldadı.
Onun odasına geçtik. Kalbim deli gibi çarpıyordu. Anahtarı kilide taktığın­
da durdu ve dönüp bana baktı.
Karla’yı asla çantada keklik olarak görmemiştim. Ama anahtar kilitteydi ve 
bu kapı onun Bedevi çadırına açılıyordu. Kalbim şüphe duyamayacak kadar 
umut doluydu. Şehirdeki sokağa çıkma yasağının ve benim odamdaki küçük 
edepsizlerin bana nihayet Karla’nın çadırının kapılarını açacağını umuyordum.
Karla gülümseyerek kapıyı açtı ve beni içeri itti. Gizli ışıkları açtı ve en 
doğru yerlerde tütsüler yaktı. Sonra yeleğimden tuttu ve beni yatağına doğru 
götürdü. Kafamın üzerinden sarkan kırmızı-mavi ipeklerle boğuşarak geri geri 
yürüdüm.
Yatağın ayak ucunda beni öptü ve hafifçe arkaya itti.
Karyolanın ucuna bir sedir çekip oturdu ve botlarımdan birinin bağcık­
larını çözmeye koyuldu. Az sonra botum yere düştü. Birkaç saniye sonra onu 
diğeri izledi.
Karla yeleğimi ve tişörtümü çıkardı. Kotumun kemerini açtı. Sonunda çı­
rılçıplak kaldım.
“Sorun ne biliyor musun?” dedi beni baştan aşağı süzerek. “Fazla sertsin.”
Ellerimi kafamın arkasına koydum. Karla’nın çadırında, onun yatağında 
olduğuma inanamıyordum. “Suç sende,” dedim.
“Suç filan yok. Ama kızlar bazen kışkırtmayı sever.”
Yine aklım karışmıştı ama olsun. Kafasının üzerindeki ipeklere bakmaktan 
memnundum.
“Gerçekten benim için mi döndün?” diye sordum. “Fetiş partisini bıraktın 
ve beni aramaya çıktın, öyle mi?”
Ellerini kalçalarına dayamış, bacaklarını hafifçe aralamıştı.
I


“Senin için Colaba Körfezi’ni yüzerek geçerim, bebeğim,” dedi şaşkın sura­
tıma gülümseyerek. “Tabii iyi bir yüzücü sayılmadığını için Randall’ı da yanı­
ma alırım. Ama her halükârda sen neredeysen oraya gelirim.”
“Hintliler, AvustralyalIlar gibi yüzemez,” dedim. “Avustralya’da daha çok 
köpek balığı var.”
Siyah bluzunu çıkarıp bir kenara fırlattı.
“Düşündüm de,” dedi kotunu indirirken, “bundan sonra seni gözümün 
önünden ayırmamam herkes için en hayırlısı olacak sanki.”
Tepkimi ölçmek için başını yana eğdi.
“Bence bir daha hiç ayrılmamalıyız,” dedim ciddi ciddi. “Sence, Karla?”
Beni öpmek için usulca yaklaştı. “Aşağı yukarı on altı dakika sonra bu ko­
nuda ne düşündüğümü öğreneceksin.”
Bütün dünyanın kralı ve bir kraliçenin ziyafetindeki dilenci. Aynı anda 
hepsi. O kendini bana fırlattı, ben kendimi ona. Sonrası hep bir hareket. Yer 
değiştiren, dokunan ve terleyen vücutlar.
Kâh ellerim duvarda, gölgeleri ittim, kâh Karla ayaklarını göğsüme dayayıp 
diğer her yerden gelen sert seslere inat fısıltıyla konuştu benimle.
Dünya bir yataktan yuvarlandı. Sırtım yere çarptı. Karlanın halıya sürtü­
nen dizleri ve başının arkasında çadırın rengârenk ipekleri. Ve bir de sandal 
ağacı tütsüsünün beyaz güvercin dumanlarını dağıtan bir pervane.
Karla üzerime kapandı, alnını benimkine dayadı, göz göze geldiğimizde 
parlak ışıklar patladı. Onun zevkinde kaybolurken kendiminkini unuttum 
ve yeniden onun gözlerinde buldum. Eve dönmüştüm nihayet. Karla’nın 
gözleri bütün korkulardan ve parmaklıklardan arınmış bir hâlde bana, evine 
dönmüştü.
Sarmaşık kollarımız, sıkı sıkıya kenetlediğimiz parmaklarımız ve şehvetle 
titreyen bacaklarımızla nefes nefese sokulduk birbirimize. Bir ormanda uyuyan 
iki kaçak gibi.



Download 7,58 Mb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   ...   151   152   153   154   155   156   157   158   ...   190




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©hozir.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling

kiriting | ro'yxatdan o'tish
    Bosh sahifa
юртда тантана
Боғда битган
Бугун юртда
Эшитганлар жилманглар
Эшитмадим деманглар
битган бодомлар
Yangiariq tumani
qitish marakazi
Raqamli texnologiyalar
ilishida muhokamadan
tasdiqqa tavsiya
tavsiya etilgan
iqtisodiyot kafedrasi
steiermarkischen landesregierung
asarlaringizni yuboring
o'zingizning asarlaringizni
Iltimos faqat
faqat o'zingizning
steierm rkischen
landesregierung fachabteilung
rkischen landesregierung
hamshira loyihasi
loyihasi mavsum
faolyatining oqibatlari
asosiy adabiyotlar
fakulteti ahborot
ahborot havfsizligi
havfsizligi kafedrasi
fanidan bo’yicha
fakulteti iqtisodiyot
boshqaruv fakulteti
chiqarishda boshqaruv
ishlab chiqarishda
iqtisodiyot fakultet
multiservis tarmoqlari
fanidan asosiy
Uzbek fanidan
mavzulari potok
asosidagi multiservis
'aliyyil a'ziym
billahil 'aliyyil
illaa billahil
quvvata illaa
falah' deganida
Kompyuter savodxonligi
bo’yicha mustaqil
'alal falah'
Hayya 'alal
'alas soloh
Hayya 'alas
mavsum boyicha


yuklab olish