S h a n t a r a m



Download 7,58 Mb.
Pdf ko'rish
bet142/190
Sana22.07.2022
Hajmi7,58 Mb.
#838043
1   ...   138   139   140   141   142   143   144   145   ...   190
Bog'liq
Dağ gölgesi

“Aptallar için Kadınlar
diye bir kitap okumuştum.”
“Eee, neler öğrendin?”
“Pek az şey. Ama kendi deneyimlerimden, bir düşüncemde haklı olduğumu 
anladım. Bir kadın sana bunu söyleyene dek, aklından neler geçtiğini anlaman 
imkânsız, dostum. Ve aklından geçenleri öğrenmek için de ona sorman gerek. 
Bir gün Diva’yla yüzleşmek zorunda kalacaksın.”
“Sence işi kabul etmeli miyim?”
“Tabii ki hayır. Babası için çalışıyordun, bitti. Artık kendi işin var. Hayır 
cevabınla saygısını daha çok kazanacaksın. Diva seni yakınında tutmak için 
başka bir yol bulacak bence.”
Gitmeden önce bardağını yıkamayı teklif etti. Masada bırakmasını söy­
ledim.
“Sen iyi bir adamsın, Naveen. Diva da biliyor bunu.”
Kapıda duraksadı.
“Ah, bu geceki yarışı unutma sakın.”
“Ne yarışı?”


“Duymadın mı? Charu’yla Pari mahalleye geldi. Ben de Benicia’ya meydan 
okudum. Her şey ayarlandı bile.”
“Benicia seninle yarışmayı kabul mü etti?”
“Evet.”
“Onunla tanıştın mı?”
“Sayılır. Sonra görüşürüz.”
“Bir dakika. Ne demek sayılır?”
Kapıya yaslanıp başını eğdi.
“Onunla mücevher almak istediğimi söyleyerek buluştum. Onunla görüş­
menin tek yolu buydu. Ulaşılması kolay bir kız değil, malum. Eski bir apart­
man dairesinde eski bir halıya oturduk. Orayı iş için kiralamış. Görüşmemiz 
boyunca peçesini çıkarmadı.”
“Sadece peçe mi, yoksa çarşaf da giymiş miydi?”
“Sadece peçe. Ama gözlerini görmek yetti.”
“Benicia, Müslüman mı?”
“Hayır. Ben de sordum ve hayır dedi. Aslında ben yanlış ifade ettim. Peçe 
değil de, daha çok özel yaptırılmış bir maske gibiydi. Ama o gözleri görmeliy­
din, dostum.”
“Maskeli bir kahraman desene. Karla görse bayılırdı.”
“Gözleri, dostum. Öyle böyle değil.”
“Sakin ol, Naveen. Ne konuştunuz?”
“Anlaştık ve iyi niyetimi göstermek için birkaç Rajasthani mücevheri aldım. 
Sonra da durumu açıkladım. Benimle yarışmayı bir şartla kabul etti.”
“Şartsız olmaz zaten.”
“Bir gün buluşacağız. Yani... Bir randevu gibi.”
“Kazanırsan mı, kaybedersen mi?”
“Her iki şekilde de.”
“Dalga mı geçiyorsun?”
“Yok. Ciddiyim valla.”
“Aklını mı kaçırdın? Bombay’da herkesten daha hızlı motor kullanan ve 
350cc’lik bir klasiğe binen bir afetten söz ediyoruz, Naveen. Diva bunu hoş 
karşılar mı sence?”
“Herkesten hızlı değil, Lin. Çok çalıştım. Ben daha hızlıyım.”
“Diva onunla çıkacağını duyarsa hızlı olsan iyi edersin zaten.”
“Sadece bir anlaşmaydı.”
“Sen onu Diva’nın külahına anlat. Ama Didier’nin gözünde ilahlaşacağın 
kesin, dostum.”
L


“Biliyor zaten. Herkes biliyor. Diva hariç herkes. Senin de bildiğini sanı­
yordum.”
Hayır, bilmiyordum. Kimse söylememişti. Her nasılsa, kurulmasında bü­
yük emeğim geçen bir dost meclisinden dışlanmıştım.
“Yarış nerede?”
“Air India binası, Marine Caddesi ve Pedder Yolu arasında üç tur atacağız.” 
“Pedder Yolunun neresinden döneceksiniz?”
“Hacı Ali’den önceki son ışıklardan.”
“Ne zaman?”
“Gece yarısı.”
“Polis buna bayılacak.”
“Polisle çoktan anlaştım. Trafiği kapamaları için ne istedilerse verdim. Onlarsız 
olmazdı. Polis radyolarından anons yapacaklar. Bu işte büyük para dönecek.” 
Güldüm. “O paranın bir kısmı benim.”
“Aslına bakarsan, o anın heyecanıyla Diva’nın Benicia’yla çıkmamı nasıl 
karşılayacağını düşünemedim.”
“Heyecanla filan bu işten yırtamazsın. Diva bunu hayatta yemez.”
“Ama hâlâ her ayağa kalkışımda taşaklarıma bir tane geçiren eski Divayla 
birlikte olsaydım, böyle bir anlaşma yapamazdım zaten.”
“Bir fikrim var,” dedim. “Buluşmaya yeni Diva’yı da götür. Benicia ondan 
hoşlanabilir. Diva da mücevherleri seviyor.”
“Benicia’nın aklındaki bu değil bence.”
“Nereden biliyorsun?”
“Gözlerinden anladım, dostum. Belki inanmayacaksın ama gör bak. Basit 
bir buluşmadan daha fazlasını isteyecek.”
“Sen de bunu bile bile kabul ettin.”
“Dedim ya. Kendimi fazla kaptırdım.”
“Anlaşmayı bozduğunu söyle.”
“Yapamam. Bir sürü insan bahis oynadı.”
“O hâlde Benicia’ya başka bir kıza âşık olduğunu anlat. Bunu maskesinden 
görünen gözlerinin büyüsüne kapıldığın için hemen söyleyemediğini ama son­
radan pişmanlık duyduğunu itiraf et ve af dile.”
“Kendimi bok gibi hissediyorum.”
“Hissetme. Yarışı kazan ve gerekeni yap.”
Bana öyle bir candan sarıldı ki, bir nehirde dikiliyordum sanki. Göğüs hi­
zamdaki su, iki yanımdan akıp geçiyordu ve ben dengemi korumakla kaybet­
mek arasında tatlı tatlı salınıyordum.


Başka bir şey demeden odadan çıktı.
“Yarışta görüşürüz,” diye bağırdı merdivenlerden inerken.
“Dur!” diye seslendim. Kafasını uzattı.
“Vinson’ın arkadaşı şu kız. Rannveig.”
“Evet,” dedi tek ayağı üzerinde zıplayarak. “Vinson’la konuştuk. Şimdi 
Didier’yle, ofiste.”
“Kız benim de arkadaşım. Onu arayacaksan olaya biraz duygusal yaklaş.” 
“Anladım. Başka?”
“Bu kadar. Görüşürüz.”
Basamakları adaya zıplaya indi.
Her nedense, kapıyı kapamak, bütün kilitleri kilitlemek, silahımı temizle­
mek, bıçaklarımı bilemek, bir şeyler yazmak ve o yarışı kaçıracak kadar sarhoş 
olmak istedim. O anda başka bir şey bilmek istemiyordum. Kimsenin aşk ha­
yatı umurumda değildi.
Kalkıp kapıya doğru yürüyordum ki, Vinson içeri daldı.
“Bir dakikan var mı?”
“Kimin yoktur ki? Ve bir dakikadan daha uzun süreceğini de bilmeyen yok­
tur herhâlde. Onun için, bu küçümseyici pasif saldırgan hâllerini kapıda bırak. 
Gel, cesedini Oleg’in kanepesine park et, bir bira iç ve bana aklından geçenleri 
anlat. Ya da istersen Oleg’in aklından geçenleri de anlatabilirsin.”
“Bakıyorum, havandasın,” dedi.
Ona bir bira fırlattım.
“Güzel kanepeymiş. Oleg kim?”
“Boş ver, Vinson.”
Başladı Rannveig’i anlatmaya. Kuzeyin buzlarım, gittiği her yere berabe­
rinde götüren o kızı. Aşırı korumacı davrandığı için affedemiyordu kendini. 
Abartılı sevgisiyle onu sıkboğaz ettiğini düşünüyordu. Ona kendini bir tutsak­
mış gibi hissettirdiği için pişmandı.
“Asıl tutsak sensin, Vinson,” dedim. “O değil.”
“Ben mi?”
“Evet. Sen yaptığın şeye zincirlerle bağlısın. O ise bir kuş kadar özgür.”
“Ne demek bu?”
“Rannveig burada olmadığı için onun hakkında fazla konuşmak istemi­
yorum. Ama o hassas bir ruh ve yaptığın iş kalbinde bir yerlere dokunuyor. 
Biliyorsun, erkek arkadaşı eroinden öldü.”
“Ben eroin kullanmam ki.”
“Ama sen bir uyuşturucu satıcısısın, Vinson.”


“Onu işimden hep uzak tuttum. Ne yaptığımı bilmiyor.”
“Rannveig’i biraz da olsa tanıdığım kadarıyla, o kadar da saf biri değil. 
Bilmiyorum, Vinson ama içimden bir ses, er geç bir seçim yapmak zorunda 
kalacağını söylüyor. Ya parayı seçeceksin ya kızı.”
“Ama Lin. Bilirsin, büyük paralar kazanıyorum. Bu hayatı seviyorum.” 
“Küçülmeyi dene, dostum.”
“Rannveig ne ola—”
“Bundan hoşlanacaktır. Ama hizmetçi kalsın. Rannveig ona pek düşkün.” 
“Hele bir Rannveig’i bulalım da.”
“Bulacaksın. Ya da o seni bulacak. Rannveig akıllı kız. Göründüğünden 
daha güçlü. Güven ona.”
“Sağ olasın, Lin,” dedi ayağa kalkarken.
“Neden?”
“Rannveig’i bu kadar çok sevmemi hoş gördüğün, benimle alay etmediğin 
için. Polisler deli olduğumu düşünüyor.”
“Polisler karakola kendi ayaklarıyla gelen herkesin deli olduğunu düşünür. 
Haksız da sayılmazlar.”
“Döneceğine inanıyor musun gerçekten?”
“Evet ama bu işe devam ettiğin sürece onunla düşlediğin kadar yakın ola­
mayacaksın.”
Kafasını sallayarak merdivenlerden indi.
Birine inanmak onu kayıtsız şartsız sevmek ve birini sevmek de ona kayıtsız 
şartsız inanmak demektir. Vinson, Naveen ve ben üç âşık erkektik ve sevdiği­
miz kadınlar yanımızda olmadığı için inanç, sadece gölgesiz bir ağaçtı bizim 
için. Vinson’ın şansının yaver gideceğini ve Rannveig’in bulunmak isteyeceğini 
umdum. Diva’nın Naveen’in kuşkularım gidermesini umdum. Ve Karlanın 
planı her ne ise zaten yitirdiklerimizden fazlasına mal olmamasını umdum.



Download 7,58 Mb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   ...   138   139   140   141   142   143   144   145   ...   190




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©hozir.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling

kiriting | ro'yxatdan o'tish
    Bosh sahifa
юртда тантана
Боғда битган
Бугун юртда
Эшитганлар жилманглар
Эшитмадим деманглар
битган бодомлар
Yangiariq tumani
qitish marakazi
Raqamli texnologiyalar
ilishida muhokamadan
tasdiqqa tavsiya
tavsiya etilgan
iqtisodiyot kafedrasi
steiermarkischen landesregierung
asarlaringizni yuboring
o'zingizning asarlaringizni
Iltimos faqat
faqat o'zingizning
steierm rkischen
landesregierung fachabteilung
rkischen landesregierung
hamshira loyihasi
loyihasi mavsum
faolyatining oqibatlari
asosiy adabiyotlar
fakulteti ahborot
ahborot havfsizligi
havfsizligi kafedrasi
fanidan bo’yicha
fakulteti iqtisodiyot
boshqaruv fakulteti
chiqarishda boshqaruv
ishlab chiqarishda
iqtisodiyot fakultet
multiservis tarmoqlari
fanidan asosiy
Uzbek fanidan
mavzulari potok
asosidagi multiservis
'aliyyil a'ziym
billahil 'aliyyil
illaa billahil
quvvata illaa
falah' deganida
Kompyuter savodxonligi
bo’yicha mustaqil
'alal falah'
Hayya 'alal
'alas soloh
Hayya 'alas
mavsum boyicha


yuklab olish