S h a n t a r a m


I---------------------- ------------------



Download 7,58 Mb.
Pdf ko'rish
bet141/190
Sana22.07.2022
Hajmi7,58 Mb.
#838043
1   ...   137   138   139   140   141   142   143   144   ...   190
Bog'liq
Dağ gölgesi

I---------------------- ------------------


“Senin için çıldırıyorum. Seninleyken bütün taşlar yerine oturuyor. Neden
anlamıyorsun?”
Birden ciddileşti ve beni baştan aşağı süzdü, insanlar neden beni baştan
aşağı süzüyordu, onu da çözemiyordum.
Sonra öptü beni. Ben de onu öptüm. Başımdan aşağı yağmur damlaları 
döküldü. Bütün vücuduma bir dalga çarptı. Gerçekte dans ettiğimden daha iyi 
dans ettim içimden. Karla beni öptü.
Ve suratıma bir tokat attı.
“Ahh! Ne yapıyorsun?”
“Topla kendini. Bu konuşmayı yaptık sanıyordum. Sana söyledim. Bu 
oyunda ya birlikteyiz, ya değiliz. Sen seçeceksin, ben değil.”
“Tamam. Ne oyunu?”
“Seni seviyorum, Shantaram. Ama şu anda Kavita’ya ihtiyacım var. Bir pla­
nım olduğunu ve henüz sana hiçbir detay veremeyeceğimi söylemiştim. Kavita 
bana lazım. Sen de hemen silkelenecek ve daha iyi bir adam olacaksın.”
Dönüp mahalleye girerken sokak köpekleri havladı.
Kendi rolüm dışında hiçbir şey anlamamıştım. Hoş, kendi rolümü de an­
ladığımdan emin değildim ya neyse. Ama en azından Karla’nın köyüne geri 
dönmüştüm. Tokadı hâlâ yanağımda ve öpücüğü hâlâ dudağımdaydı.


ALTMIŞ DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
I
O geceden sonra, Oleg’i iki hafta görmedim. Bir süreliğine o yeni bir 
kanepe, Diva kızları da yeni bir oyuncak buldu. Oleg’in sırra kadem basışının 
ikinci günü bir taksiyle motoru bıraktığı yere gittim. Kalbim bir başka motora 
ait olsa da, onunla bir süre konuşup ikna etmeye çalıştım. Gelecekte onu Rus 
yazarlardan koruyacağıma söz vermem üzerine affetti beni; kazasız belasız otele 
kadar götürdü. Yol boyunca bir şarkı homurdanmayı da ihmal etmedi. Cesur 
bir motordu o. Henüz ölmeye hazır değildi.
Hayat her zamanki gibiydi. Her gün düzenli olarak turlarıma çıktım. 
Düzgün insanların kanunsuz yollardan borç almalarına yardım ettim. 
Komik şakalar ve daha komik hakaretler işittim. Ara sıra bir karaborsacı­
nın kulağına bir şamar attım. Tanımadığım insanlarla dua etmek için diz 
çöktüm. Polise ve Şirket’in askerlerine rüşvet verdim. Yukarıdaki’nin gözü­
ne girmek için kiliselere ve tapmaklara bağış yaptım. Camilerin önündeki 
dilencilerin karnını doyurdum. Bölgemde tutunmaya çalışan şiddet eğilimli 
bir pezevenge haddini bildirdim. Kimlerin bıçak oyunlarında benden daha 
usta olduğunu keşfetmek için bir bıçak fırlatma turnuvasına katıldım ve 
üçüncü oldum. Bu tip bilgilerin ileride büyük faydası olurdu. Altın günler 
gümüş gecelere dönüştü.
Oleg’in kokusal firarından birkaç hafta sonra, bir gün Leopold’ün seb­
zeli pilavının hayalini kurarak oraya doğru ilerlerken, biri trafikte önüme 
atladı.
Stuart Vinson’dı.
“Lin!” diye bağırdı. “Her yerde seni arıyordum! Sustur şunu da konuşalım.”
“Hop.” Motoru okşadım. “Sözlerine dikkat et.”
Gözlerini kırpıştırarak bir bana, bir motora baktı.
“Ne?”
“Sakin ol diyorum. Trafiğin içine ettin.”
L


Etrafımızdan arabalar geçiyordu ve Colaba Polis Merkezi biraz ilerideydi. 
“Durum ciddi, Lin. Leopold’e gel. Seni orada bekliyorum.”
Trafiği yararak Leopold’e doğru koştu. Trafiğin rahatlamasını bekleyip ya­
sak bir dönüş yaptım ve motoru park ettim.
Vinson bize bir masa ayarlaması için Svveetie’ye yalvarıyordu. Didier’nin 
masası boştu. 
Rezerve
yazısını kaldırıp oturdum. Vinson karşıma geçti.
İyi görünmüyordu. Sörfçülerinkini andıran sağlıklı yüzü onu son gördü­
ğümden beri hafiften süzülmüştü sanki. Gözlerinin altında mor halkalar vardı. 
“Bira,” dedim Svveetie’ye.
“Sıranı bekle,” diye çemkirdi. “Görmüyor musun, kalabalığız.”
“Biradan önce mi anlatmak istersin, sonra mı?” diye sordum Vinson’a. 
Bana mantıklı bir soru gibi gelmişti, zira ikisine de şahit olmuştum. Hikâye 
hep aynı, anlatanlar farklıydı.
“Ortadan kayboldu,” dedi.
“Tamam. Biradan önce. Rannveig’i mi diyorsun?”
“Evet.”
“Nasıl kayboldu?”
“Göz açıp kapayıncaya kadar yok oldu. Her yere baktım. O kadar çaresizim 
ki belki seni aramıştır diye düşündüm.”
“Aramadı,” dedim.
“Üç gündür yok. Yer yarıldı içine girdi sanki. Ben...”
“Bir dakika. Neden bana daha önce gelmedin?”
“Son umudum şendin. Başka herkese sordum.”
Son umut. Ona yardım edebilecek son kişi. Ben kendini hiç böyle görmez­
dim hâlbuki. Kimin yardıma ihtiyacı olsa ilk beni arar sanırdım.
O sırada biralar geldi. Vinson kendininkini çabucak içti ama sakinleşmedi. 
“Nerede bu kız, Lin?” diye inledi.
“Naveen’den yardım alabilirsin. Kayıpları bulmak onun işi.”
“Önce sen bir araşan.”
“Telefon kullanmıyorum. Ama istersen seni ona götürürüm.”
“Sağ olasın. Üzüntüden deliye döndüm.”
Birama dokunmadığım hâlde parayı ödeyip kalktık. Svveetie’ye bahşiş bı­
raktım ama yine yaranamadım.
Masaya 
Rezerve
yazısını geri koyarken, “Safi zarar ziyansın,” dedi. “Kime 
kakalayacağım şimdi ben bu birayı?”
Sevgilisi kaybolan Vinson’ı Kayıp Sevgililer Bürosunda Naveen’e emanet 
ettim.


Naveen’le nedense aramız limoniydi. Onu bir şekilde kırdığımdan emin­
dim ama sebebini kestiremiyordum. Vinson’ı ona götürürek ona hâlâ ne kadar 
güvendiğimi anlamasını umuyordum.
Odadan çıkarken bana dalgın bir yüzle gülümsedi ve yeniden Vinson’a 
döndü.
Bir fasulye konservesi açıp yarım litre süt içtim ve bu özensiz öğle yeme­
ğini yarım bardak romla sindirmeye çalıştım. Kapıyı açık bırakıp en sevdi­
ğim koltuğa yerleştim. Lacivert, deri döşemeli bir müdür koltuğuydu. Eskiden 
otel müdürü Jaswant Singh’indi zaten. Ona da önceki müdürden kalmıştı. 
Sonunda koltuğu Jaswant’dan satın almış ve ona da yepyeni bir müdür koltuğu 
hediye etmiştim. Jaswant yeni koltuğuna bayılıyordu. Etrafına renkli ışıklar 
taktırmıştı. Ben eski koltuğu balkonu ve koridoru gören bir köşeye yerleştir­
miştim. Öykülerimi çoğunlukla onda yazıyordum.
Yine yazıya dalmıştım ki, Naveen kapıyı tıklattı.
“Bir dakikan var mı?”
Naveen zeki, cesur ve sadıktı. İyi kalpli ve dürüsttü. Bir kardeşim olsa onun 
gibi olmasını isterdim. Ama yazı yazıyordum.
“Tam olarak kaç dakika?” diye sordum.
“Üç, beş.”
Defterimi kapadım. “Buyur.”
Kanepeye oturup etrafına bakındı. Görecek fazla bir şey olduğundan de­
ğildi tabii.
“Kapını hep açık mı bırakırsın?”
“Yalnızca uyanıkken.”
“Burası...” Gözlerini odada dolaştırarak uygun kelimeleri aradı. “Tıpkı bir 
askeri eğitim kampına benziyor. Burada yaşadıkça biraz daha bir eve benzetir­
sin diye düşündüm ama yapmadın.”
“Karla bu tarza Kanun Kaçağı Minimalizmi diyor.”
“Beğeniyor mu peki?”
“Hayır. Ne oldu, Naveen?”
Başını eğdi. “Konu, Diva.”
“Ne olmuş ona?”
“Bana iş teklif etti. Son günlerde ondan gerginim.”
“Bu o kadar kötü bir şey değil.”
“Anlamıyorsun. Beni toplantıya çağırdı. Çalışanlarından biri beni Worli 
Seaface’teki binasının çatısına çıkardı. Divanın ofisi orada. Artık onunla nere­
deyse hiç görüşemiyoruz. Hep işi var.”


Çenesini sıktı.
“Devam et,” dedim.
“O gün harika görünüyordu. Saçlarını kestirmiş. Kırmızı bir elbise giymiş­
ti. Ona baktım ve bir an beni oraya başka bir şey için çağırdığını sandım...” 
Elleri kucağına düştü.
“Ama sana iş teklif etti.”
“Evet.”
“Ve yüklü bir maaş.”
“Evet.”
“Pekâlâ. Senin için endişeleniyor ve seni korumaya çalışıyor. Sokaktaki teh­
likeleri öğrendi ve dedektiflik bürosundaki işinin seni yeniden oralara sürükle­
mesinden korkuyor.”
“Yorumun bu mu?”
“Bence kendince sana ne kadar değer verdiğini belli etmeye çalışmış. Bunda 
üzülecek bir şey yok, Naveen. Aksine sevinmelisin.”
“Belki de haklısın. O gece, az kalsın öpüşüyorduk.”
“Sana çeneni kapamanı ve onu öpmeni söyledi. Belki de yapman gereken 
budur.”
“Yeni Diva’ya alışamadım,” dedi. “Eski Diva’yı avucumun içi gibi biliyor­
dum. Ama mutlu ve güler yüzlü Diva’yı anlamak o kadar zor ki. Kendimi aynı 
kadına yeniden âşık olmak zorundaymışım gibi hissediyorum.”

Download 7,58 Mb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   ...   137   138   139   140   141   142   143   144   ...   190




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©hozir.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling

kiriting | ro'yxatdan o'tish
    Bosh sahifa
юртда тантана
Боғда битган
Бугун юртда
Эшитганлар жилманглар
Эшитмадим деманглар
битган бодомлар
Yangiariq tumani
qitish marakazi
Raqamli texnologiyalar
ilishida muhokamadan
tasdiqqa tavsiya
tavsiya etilgan
iqtisodiyot kafedrasi
steiermarkischen landesregierung
asarlaringizni yuboring
o'zingizning asarlaringizni
Iltimos faqat
faqat o'zingizning
steierm rkischen
landesregierung fachabteilung
rkischen landesregierung
hamshira loyihasi
loyihasi mavsum
faolyatining oqibatlari
asosiy adabiyotlar
fakulteti ahborot
ahborot havfsizligi
havfsizligi kafedrasi
fanidan bo’yicha
fakulteti iqtisodiyot
boshqaruv fakulteti
chiqarishda boshqaruv
ishlab chiqarishda
iqtisodiyot fakultet
multiservis tarmoqlari
fanidan asosiy
Uzbek fanidan
mavzulari potok
asosidagi multiservis
'aliyyil a'ziym
billahil 'aliyyil
illaa billahil
quvvata illaa
falah' deganida
Kompyuter savodxonligi
bo’yicha mustaqil
'alal falah'
Hayya 'alal
'alas soloh
Hayya 'alas
mavsum boyicha


yuklab olish