55
III
Pahom böyle yaşayıp giderken keyfi yerindey
-
di. İyi hoş ama köylüler Pahom’un ekinlerini ve ot
-
lağını çiğnemeye başlamışlardı. Pahom güzellikle
rica ettiyse de, köylüler oralı olmadı: kâh çobanlar
inekleri onun otlağına salıyor, kâh gece otlamasına
çıkan atlar onun ekinlerine giriyordu. Pahom birkaç
kez hayvanları kovup sahiplerini affedip hiçbirin
-
den davacı olmadı, fakat en sonunda sabrı taştı ve
Belde Mahkemesi’ne şikayette bulundu. Köylülerin
tüm bunları kasten değil, toprakları olmadığından
yaptığını biliyordu, Ama yine de “Bunu görmezden
gelemem, yoksa böyle böyle her şeyimi yok ederler.
Hadlerini bildirmeli.” diye düşünüyordu.
Böylelikle bir kez dava etti, ikinci kez etti, köy
-
lülerden birkaçı para cezasına çarptırıldı. Komşuları
Pahom’a öfke beslemeye başlamışlardı, bu sefer
topraklarına kasten zarar vermeye başladılar. Biri
bir gece Pahom’un korusuna girip on ıhlamur ağa
-
cını gövdelerinden kesti. Pahom korudan geçerken
bir yerin bembeyaz kaldığını fark etti. Yaklaşınca
ağaçların bulunduğu yerde köklerinin kaldığını,
kabukları soyulmuş ağaç gövdelerinin de bir yana
fırlatıldığını gördü. Bari kenardakileri kesseydi, bir
tane bıraksaydı hiç olmazsa. Yok, hepsini sıradan
geçirmiş cani. Pahom öfkeden deliye döndü: “Ah
bunu yapanı bir bulursam ona gününü göstereceğim.
Düşündü, düşündü ve “Semka olmalı, ondan başkası
Lev Nikolayeviç Tolstoy
56
yapmış olamaz” dedi. Semka’nın avlusuna bakmaya
gitti, hiçbir şey bulamadı, atıştı geldi. Pahom, bunu
Semka’nın yaptığına iyice kanaat getirdi. Bir dilek
-
çe verdi. Mahkemeye gittiler. Dava tekrar tekrar gö
-
rüldü, hiçbir delil bulunmayınca Semka beraat etti.
Pahom şimdi kendisini daha da haksızlığa uğramış
hissetti ve hıncını mahkeme başkanından ve yargıç
-
lardan çıkardı.
-Siz hırsızlardan rüşvet alıyorsunuz. Dürüst ya
-
şıyor olsaydınız bu hırsızı serbest bırakmazdınız.
dedi.
Pahom hem yargıçlarla hem de komşularıyla
atıştı. Komşuları, evini ateşe vermekle tehdit etmeye
başladılar. Pahom toprağında rahat rahat yaşıyordu
ama cemaatin içindeki yeri gittikçe kötüleşti.
O sıralarda köyde, ahalinin başka yerlere taşın
-
maya başladığı söylentisi çıktı. “Benim toprağımı
bırakıp gitmemin bir lüzumu yok, belki komşula
-
rımdan gidenler olur da daha geniş toprağımız olur.
Onların topraklarını alır arazimi büyütürüm, yaşan
-
tım daha iyi olur. Aksi hâlde hep darlık içinde olaca
-
ğım.” diye düşünüyordu Pahom.
Bir gün Pahom evde otururken köyden geçen bir
adam çıkageldi. Geceyi evlerinde geçirmesini söy
-
leyip yemek verdiler. Pahom nereli olduğunu sordu.
Adam aşağıdan, Volga’nın öbür tarafından geldiğini,
orada çalıştığını söyledi. Laf lafı açtı, adam milletin
Volga’nın öbür tarafına yerleşmeye gittiğini anlattı.
Oraya yerleşip köy nüfusuna tabi olduklarını ve ken
-
İnsan Neyle Yaşar?
57
dilerine adam başına on desyatina toprak verildiğini
anlattı.
-Toprak da ne toprak ama! Ektikleri çavdarın
samanından at görünmüyor, attığın beş avuç tohum
-
dan bir demet saman alacak kadar da sık bitiyor.
Köylünün biri beş parasız, malsız mülksüz geldi,
ama şimdi kendine ait altı atı, iki ineği var.
Pahom’un kalbi hırsla tutuştu. “Daha iyi yaşa
-
mak varken ne diye burada sefalet içinde yaşaya
-
yım? Buradaki toprağımı ve çiftliğimi satıp o para
-
larla orada her şeyi baştan yaparım, düzenimi yeni
-
den kurarım. Bu darlıkta yaşamak bile günah. Ama
her şeyi adam akıllı bir öğrenmek lazım.”
Pahom yaza doğru hazırlandı ve Volga’nın öbür
tarafına gitmek üzere yola koyuldu. Volga üzerinden
vapurla Samara’ya indi, sonra dört yüz kilometre
kadar yürüdü ve sonunda o yere vardı. Her şey tıpa
-
tıp o adamın anlattığı gibiydi. Köylüler burada rahat
rahat yaşıyordu, adam başına on desyatina toprak
verilmişti ve yeni gelenleri de seve seve kabul edi
-
yorlardı. Ayrıca parası olanlar, kullanmaları için ve
-
rilen toprak dışında istedikleri kadar toprağı kendi
mülkleri olarak alabiliyorlardı. Desyatinası üç rub
-
leden olmak üzere istedikleri kadar!
Pahom istediği her şeyi öğrenip sonbahara doğru
evine döndü ve her şeyini satmaya başladı. Arazisini
kârla sattı, çiftliğini ve bütün hayvanlarını sattı, köy
-
den kaydını sildirdi ve bahar gelince ailesiyle birlik
-
te yeni yere gitmek üzere yola çıktı.
Lev Nikolayeviç Tolstoy
Do'stlaringiz bilan baham: |