Nursal Bir Uyarı ve İrfani Bir Nur
Ey hak ve hakikat talibi! Bil ki Allah Tebareke ve Teala vücud sisteminin yaratılışını, gayb ve şühud mazharı olan her şeyi, “Gizli bir hazineydim, tanınmak istedim ve böylece yaratıkları tanınmak için yarattım.”5 hadis-i şerifi gereğince, esma ve sıfat aleminde, zatî tanınma sevgisi hasebiyle, zatî bir sevgi ve yaratışsal bir aşk fıtratı üzere yaratmıştır. Varlıklar o ilahi cezbe ve rabbani aşk ateşiyle mutlak kemale yönelmekte, mutlak cemil’e aşık ve talib olmaktadır. Her bir varlık için ilahi ve fıtrî bir nur taktir etmiştir ve her varlık bu nur vasıtasıyla maksad ve hedefine ulaşma yolunu elde etmektedir. Bu nur bir vüslat refrefi ve yüceliş burakıdır. Belki de Resulullah’ın (s.a.a) “Burak” ve “refref”i de bu latifenin bir inceliği ve bu gerçeğin mülki tecessümünün bir sureti idi. Bu yüzden de bu alemin batını olan cennetten nazil olmuştur.
Varlıklar özdeksel mertebelere nazil olduğu ve azameti yüce sevgilinin cemil cemalinden örtülü kaldıkları için de, Hak Teala bu nurla onları, bu zulmanî özdeklerden ve nuranî sabitlerden, bu inceliklerin hakikati olan mübarek “hadi” adıyla dışarı çıkarmakta, gerçek hedefe en yakın yola ve sevgilinin civarına ulaştırmaktadır. O halde o nur, Hak Teala’nın “hidayeti”; o ateş, ilahi “başarı” ve en yakın yola sülûk ise “sırat-ı müstakim”dir. Hak Teala da bu sırat-ı müstakim üzeredir. Belki de marifet ehli için zahir olduğu gibi “Hiç bir canlı yoktur ki Allah ona el koymamış bulunsun. Rabbim elbette doğru yoldadır.”1 ayeti de bu hidayete, bu seyre ve bu maksada işaret etmektedir.
Bilmek gerekir ki varlıklardan her biri için kendine özgü bir yol, nur ve hidayet vardır. “Allah’a giden yollar, yaratıkların nefesleri sayısıncadır.”2
Her özdekleşmede zulmanî bir hicab ve her vücud ve sübutta nuranî bir örtü olduğundan ve insan da; özdeklerin toplandığı ve vücutların cami’ bulunduğu yer olduğundan, Hakk Teala’dan en örtülü olan varlık sayılmaktadır. Belki de “Sonra onu aşağıların en aşağısı kıldık”3 ayeti de bu anlama işaret etmektedir. Bu yüzden insanî yol, yolların en uzunu ve en zulmanî olanıdır. İnsanın “Rabbi”; zahir ve batının, evvel ve ahirin, rahmet ve kahrın ve bilahare karşılıklı isimlerin kendisine eşit seviyede bulunduğu Allah’ın en büyük ismi olduğundan, insan için seyrin sonunda büyük berzahiyet alemi hasıl olmaktadır. Dolayısıyla da onun yolu, yolların en incesidir.
Do'stlaringiz bilan baham: |