değildir
.
6
Bu, bedeni, egonun dostu kılar.
7
Bu da, aslında, ayrılığa dayalı bir ittifaktır.
8
Bu ittifakın yanında yer alırsan eğer korkarsın çünkü bir korku ittifakının tarafını tutmuş
olursun.
5. Ego, bedeni zihnine karşı komplo kurmak için kullanır ve “düşmanının,” birer
parçası olmadığının farkına vararak her ikisine de son verebileceğini fark ettiğinden
onlar, saldırmak için bir araya gelirler.
2
Bunun ne anlama geldiğini düşünecek olduğunda
bu, belki de bütün algıların en garip olanıdır.
3
Gerçek olmayan ego, gerçek
olan zihni,
onun egonun öğrenme aracı olduğuna ve ayrıca bedenin zihinden daha gerçek olduğuna
ikna etmeye çalışır.
4
Doğru zihninde olan birisinin buna inanması mümkün değildir ve
doğru zihninde olan biri buna inanmaz.
6. O zaman, egonun sorduğu bütün sorulara Kutsal Ruh’un verdiği tek cevabı duy: sen,
Tanrı’nın bir evladı, O’nun Kendi parçası olarak yarattığı Krallığının paha biçilmez
parçasısın.
2
Başka hiçbir şey yoktur ve sadece bu gerçektir.
3
Sen kötü rüyalar gördüğün
bir uykuyu seçtin ama uyku gerçek değil ve Tanrı uyanman için sana sesleniyor.
4
O’nu
duyduğunda rüyandan hiçbir eser kalmayacak çünkü uyanmış olacaksın.
5
Rüyaların
egonun pek çok sembolleriyle dolu ve onlar senin kafanı karıştırmış.
6
Ama bu, sırf
uyumuş olduğun ve bilmediğin içindir.
7
Uyandığında etrafındaki ve içindeki gerçeği
göreceksin ve bundan sonra rüyalara inanmayacaksın çünkü onların senin için bir
gerçekliği kalmayacak.
8
Ama Krallığın ve orada yaratmış olduğun her şeyin senin için
büyük gerçekliği olacak çünkü onlar güzel ve gerçektir.
7. Krallıkta, olduğun yer ve olduğun şey kusursuz bir şekilde kesindir.
2
Hiç şüphe
yoktur çünkü ilk soru hiç sorulmamıştır.
3
Sonunda bütünüyle cevaplanmış olduğundan
o,
hiçbir zaman olmamıştır
.
4
Oluş, sadece her şeyin sorgusuz olarak Tanrı’da yaşadığı
Krallıkta yaşar.
5
Rüyada sorgulama için harcanan zaman, yaratıma ve onun ebediliğine
dayanamamıştır.
6
Sen Tanrı kadar eminsin çünkü sen O’nun kadar gerçeksin ama bir
zamanlar zihninde emin olan şey sadece emin olma kabiliyeti haline gelmiştir.
8. Oluşa kabiliyetlerin sokulması, belirsizliğin başlangıcıydı çünkü kabiliyetler
potansiyeldir, gerçekleştiriş değildir.
2
Tanrı’nın gerçekleştirdiklerinin yanında senin
kabiliyetlerin gereksizdir, senin gerçekleştirdiklerinin yanında da gereksizdir.
3
Gerçekleştirilmiş olanlar elde edilmiş olan sonuçlardır.
4
Onlar kusursuzlaştığında
kabiliyetler anlamsızdır.
5
Kusursuz olanın şimdi kusursuzlaştırılmasının gerekmesi
ilginçtir.
6
Aslında bu imkânsızdır.
7
Ama kendini imkânsız bir duruma soktuğunda
imkânsız olanın imkânlı olduğuna inandığını hatırla.
9. Kabiliyetleri kullanabilmen için önce onları geliştirilmen gerekir.
2
Tanrı’nın
yaratmış olduğu hiçbir şey için bu doğru değildir ama senin yapmış olduğun şey için
mümkün olan en nazik çözümdür.
3
İmkânsız
bir durumdayken sen, kabiliyetlerini, o
durumdan çıkışını sağlayacak noktaya kadar geliştirebilirsin.
4
Onları nasıl geliştireceğini
gösterecek bir Rehberin var ama kendinden başka emredecek kimse yok.
5
Bu, hem
Krallığı bulman için bir Rehber hem de onu korumak için bir araçla birlikte sana bir
görev yükler.
6
Takip edebileceğin, emredişini güçlendirecek ve hiçbir zaman hiçbir
şekilde onu zayıflatmayacak bir modelin var.
7
Bu
sayede sen, hayali esaretindeki
merkezî konumunu korursun, ki bu da esir olmadığını gösterir.
10. Sen, sırf, imkânsız bir durumda olmanın mümkün olduğunu düşündüğün için
******ebook converter DEMO Watermarks*******
imkânsız bir durumdasın.
2
Tanrı sana senin kusursuzluğunu gösterse ve yanılmış
olduğunu sana ispat etseydi eğer, o zaman imkânsız bir durumda olurdun.
3
Bu, kusursuz
olanların kendilerini, kendi kusursuzluklarının farkındalığına getirmede yetersiz
olduklarını ve böylece, her şeye sahip olanların yardıma ihtiyacı olduğuna ve bu yüzden
çaresiz olduklarına inandıklarını gösterirdi.
4
Bu, egonun “mantık yürütme” şeklidir.
5
Yaratımlarının kusursuz olduğunu bilen Tanrı onları aşağılamaz.
6
Bu, egonun O’nu
aşağılamış olduğu kavramı kadar imkânsız olurdu.
11. Bu yüzdendir ki Kutsal Ruh hiçbir zaman emir vermez.
2
Emir vermek, Kutsal
Ruh’un, olmadığını ispat ettiği eşitsizliği var saymaktır.
3
Önermelere olan bağlılık zihnin
bir kuralıdır ve Tanrı’nın yaratmış olduğu her şey O’nun kurallarına sadıktır.
4
Başka
kurallara bağlı olmak da mümkündür ancak, kurallar gerçek olduğundan değil, onları
kendin yapmış olduğun için.
5
Tanrı sana akıl dışı düşündüğünü
ispat etseydi ne elde
edilirdi ki?
6
Tanrı Kendi kesinliğini kaybedebilir mi?
7
Ne öğretiyorsan o olduğunu sık
sık dile getirdim.
8
Tanrı’nın sana günah işlemiş olduğunu öğretmesini ister miydin?
9
O,
senin yapmış olduğun benliği O’nun senin için yapmış olduğu gerçekle yüzleştirmiş
olsaydı eğer, sen korkudan başka ne hissederdin ki?
10
O’nun sana vermiş olduğu, akıl
sağlığını bulabileceğin tek yer olan kendi doğru zihninden şüphe duyardın.
12. Tanrı öğretmez.
2
Öğretmek, Tanrı’nın var olmadığını bildiği yokluğun göstergesidir.
3
Tanrı Kendiyle çelişmez.
4
Öğretim amacı değişimdir ama Tanrı sadece değişmez olanı
yaratmıştır.
5
Ayrılık, kusursuzluğun kaybedilmesi değildi, iletişimin bozulmasıydı.
6
Egonun sesi olarak kaba ve cırtlak sesli bir iletişim biçimi yükseldi.
7
Bu, Tanrı’nın
huzurunu bozamazdı ama
seninkini
bozabilirdi.
8
Tanrı onu ortadan kaldırmadı çünkü onu
yok etmek ona saldırmak olurdu.
9
Sorgulanmış olduğundan O, sorgulamadı.
10
O sadece
Cevabını verdi.
11
O’nun Cevabı senin Öğretmenindir.
Do'stlaringiz bilan baham: