Microsoft Word 1 Arif thesis cover final doc

 
[A242] 
O ne? Köyün havası bir acayip gürültüyle doldu. Demir,nal ve araba 
şakırtılarına bir takım insan sesleri de karışmağa başladı. Tıpkı, kâbuslarımda 
işittiğim sesleri
339
: 
—
Vire, istaso. Nero. Palikari... Ve saire, sesleri. 
Bu koyu Türk köyünde, Anadolunun bu hiç açılmamış kuytu, ıssız köşesinde, 
birden bire, bu Pire limanı şamataları!... 
 [M196] 
Bir tek kelime Türkçe
340
işitilmiyor. 
333
[doğru yoldan sapma, yolsuzluk etme] C; only 
334
tahaffuz M; 
335
onu M; only 
336
anlamadım M; 
337
silahli M; only 
338
Bir düşmanın… …kaldı om. B; C;. 
339
sesler M; C; sesle B; 
340
kelime M; only 

---

APPENDIX 4 
YABAN – TEXTUAL VARIANTS 
368 
Bütün vücudumu soğuk bir ter kapladı. Kulaklarım oğulduyor. Bacaklarımda, 
kalkmağa hiç mecal yok
341
. Sanki, bir keskin kılıçla belimin ortasından ayrılmış 
gibiyim. Artık, gelip beni bir kuru ağaç kütüğü gibi yaksa- hr. 
Derken bir türkçe ses
342
: 
—
Bu köyde kimse yok mu, be yahu? 
Fakat, bu öyle bir türkçe ki, bana Gala- 
tayı hatırlatıyor. Doğrudan doğruya Rum şivesiyle söylenmiş bir türkçe diyemem. 
Bu bağıran belki, bir Ermeni, belki bir Yahudidir. Türkçenin böyle söylenmesinde, 
böyle üzülüp
343
didiklenmesinde ne hazin bir şey var! Sanki, haşin ve patavasız
344
bir el vücudumuzu hırpa
[A243]
lıyor; vücudumuzun en hassas, en nazik
345
yerlerine 
kadar sokulup oraya tırnaklarını geçiriyor zannedilir. 
—
Hey, bir adam yok mu, bee? 
Ve evlerin kapıları güm güm vurulmağa başlıyor. Köylülerde gene çıt yok. 
Düşman askerleri bilseler ki, ben de onlar kadar meraktayım. Ayak sesleri benim 
civarıma yaklaşıyor. İşte, tam penceremin önünde durdular, Konuşuyorlar. Başımı 
pencereden yana çevirince birisinin içeriye baktığını gördüm
346
. Burma bıyıklı, tıraşı 
uzamış bir esmer delikanlı
347
kafası... [
M197] 
Bir müddet göz göze geldik. Sonra 
onun gözleri hayretle odanın içini dolaştı ve kafa aşağıya doğru çekildi
348
. Bunun 
üstünden birkaç dakika geçti mi geçmedi mi, bilmiyorum, ayak seslerini bizim evin 
341
kalmadı M; 
342
seda M; 
343
üzülüp C; 
344
Sanki, patavasız ve dehşet bir el M; 
345
en nazık, en hassas M; 
346
bir tanesi ayakların ucunda yükselüp içeriye baktı. M; 
347
esmer bir delikanlı M; B; C; 
348
ve kalın kafa kayboldu M; 

---