61
V
Pahom oraya nasıl gidebileceğini sordu ve tüc
-
carı yolcu eder etmez oraya gitmek üzere hazırlığa
koyuldu. Evi karısına bırakıp uşağıyla birlikte yola
çıktı. Şehre uğradılar, tüccarın söylediği şeylerin
hepsini -bir paket çay, çeşitli hediyeler, içki- aldılar.
Beş yüz kilometreden fazla yol gittiler. Yedinci gün
Başkurtlar’ın çadırlarına vardılar. Her şey tüccarın
anlattığı gibiydi. İnsanlar bozkırlarda, bir nehrin ke
-
narına keçe çadırlarda yaşıyordu. Ne çift sürüyorlar
ne de ekmek yiyorlardı. Sığırlar ve atlar sürüler hâ
-
linde bozkırda otluyordu. Taylar çadırların arkasın
-
da bağlı duruyor ve kısraklar günde iki defa yanla
-
rına götürülüyordu. Kısrakların sütünü sağarak bu
sütten kımız yapıyorlardı. Kımızı hazırlayanlar da
peyniri yapanlar da kadınlardı, erkeklerin tek bildiği
ise kımız ve çay içmek, koyun eti yemek ve kaval
çalmaktı. Hepsi etine dolgun ve neşeli insanlardı,
bütün yazı eğlenerek geçiriyorlardı. Oldukça cahil
-
lerdi, hiç Rusça bilmemekle birlikte içtendiler.
Başkurtlar Pahom’u görür görmez hepsi birden
çadırlarından çıktılar ve misafirlerinin etrafına do
-
luştular. Bir tercüman bulundu. Pahom tercümana
toprak almak için geldiğini söyledi. Başkurtlar hayli
memnun oldular, Pahom’u alıp en iyi çadırlarından
birine götürdüler, halı serili bir yere oturttular, al
-
tına kuş tüyü minder serip etrafına oturdular, çay,
kımız ikram ettiler. Bir koyun kesip etinden de ik
-
Lev Nikolayeviç Tolstoy
62
ram ettiler. Pahom da arabasından hediyeleri indi
-
rip Başkurtlar’a dağıttı, çayı aralarından bölüştürdü.
Başkurtlar bu hediyelere çok sevindiler. Kendi arala
-
rında uzun uzun mırıldanıp tercümana konuştukla
-
rını tercüme etmesini söylediler.
-Sana, dedi tercüman, seni sevdiklerini ve biz
-
de misafirimizi memnun etmek için elimizden gelen
her şeyi yapmanın ve getirdiği hediyelere karşılık
hediye vermenin bir âdet olduğunu söylememi iste
-
diler. Sen bize hediyeler getirdin; şimdi sen söyle,
bizim sahip olduğumuz şeylerin içinde en çok neyi
beğendiysen sana onu hediye edelim.
-En çok topraklarınızı beğendim, dedi Pahom.
Bizim oralarda pek toprak yok, olanlar da hep sürül
-
müş, ama sizin uçsuz bucaksız ve verimli toprakla
-
rınız var. Böylesini hiç görmemiştim.
Tercüman Pahom’un söylediklerini aktardı. Baş
-
kurtlar aralarında bir müddet konuştular. Pahom on
-
ların ne konuştuğunu anlamıyordu; keyiflendiklerini,
bağrışıp güldüklerini görebiliyordu. Sonra sustular
ve Pahom’a baktılar. Tercüman konuşmaya başladı:
-Hediyelerinin karşılığında sana istediğin ka
-
dar toprağı seve seve vereceklerini söylüyorlar. Sen
yalnızca elinle nereyi istediğini göster, orası senin
olsun.
Başkurtlar bir kez daha aralarında konuştular
ve tartışmaya başladılar. Pahom neyi tartıştıklarını
sorunca tercüman:
İnsan Neyle Yaşar?
63
-Bazıları toprak meselesini reislerine sormala
-
rı gerektiğini, o olmadan hareket edemeyeceklerini
söylüyor, diğerleri de reis olmadan da karar verebi
-
leceklerini söylüyor, dedi.
Lev Nikolayeviç Tolstoy
Do'stlaringiz bilan baham: |