B. Araştırma Sahası: Aşağı Çağrankaya Yaylası (Aşağı Yayla)
Bu çalışmada Aşağı Çağrankaya Yaylası, araştırma sahası olarak belirlenmiştir.
Nüfusunun büyük bir kısmının şehirlere yerleşmiş olması ve son yıllarda sosyal yapıda
dramatik değişikliklerin yaşanması bu yaylayı araştırma konusu açısından cazip kılmaktadır.
Ayrıca yalnız Çağrankaya(Kafkame) köyünün halkına ait olan bu yaylanın başka ailelerin
yerleşimine kapalı olması da kültürü ve değişimi daha iyi değerlendirme fırsatı vermektedir.
İkizdere ilçesinde yer alan Aşağı Çağrankaya Yaylası, Çağrankaya Yaylaları diye
anılan üç yayladan ilkidir ve bu yüzden yerel dilde “Aşşaçi (Aşağıdaki)Yayla, Aşağı Yayla
veya Küçük Yayla adıyla anılır. Merkeze 18 km uzaklıktaki 1800 rakımlı yayla, şimdiki
yoluna 1970’li yıllarda kavuşmuştur. Geleneksel Çağrankaya Yayla Şenliklerinin
güzergâhında bulunan yayla son yıllarda dağcılık kulüplerinin ilgisini çeken, çevreci ve
“sürdürülebilir turizm” ilkesine bağlı Kar Yürüyüşü etkinliğine de ev sahipliği yapmaktadır.
Aşağı Yayla’da 150 hane bulunmakta olup bunların ancak 45-50 tanesi meskûn
haldedir. Birçok ev sadece günlük veya birkaç günlük tatil maksatlı olarak ziyaret
edilmektedir. Sahipleri tarafından uzun yıllardır ziyaret edilmeyen haneler fazladır.
Elektrikle 1990 yazında tanışan Aşağı Yayla’da teknolojik ilerlemenin değiştirici gücü son
yıllarda artmıştır. Evler yenilenirken tuvaletler de içeri alınmıştır. Buzdolabının devreye
girmesiyle, hayvansal ürünlerin saklandığı, “kadı” adı verilen yöresel ahşap kapların işlevi
kalmamış; televizyon, çamaşır makinesi, akıllı telefon gibi teknolojiler alışıldık unsurlar
olmuştur. Son yıllarda betonlaşma da hız kazanmıştır. 2000li yılların başında yaylada sadece
4 hanenin beton olup bunların da sadece ikisinin meskûn olduğu gözlenirken bugün beton
yapılı evler eski tip ahşap evlerin sayısına ulaşmıştır. 2008’de İdare Heyeti tarafından
kurulan Yayla Koruma Derneği, geleneksel yapının muhafazası için kararlar almış, evlerin
su basmayan taş duvar üstüne ahşap olarak yapılması, meralara ve yol güzergâhına ev
yapılmaması gibi bir dizi kurallar koymuş, ancak bir yaptırımı olmayan bu kurallar
uygulanmamıştır. Yeni yapılan ve bazıları apartman tipi olan yüksek binalar, kot farkından
dolayı bodrum katı yapılmış olsa da hayvan bakımını önceleyen klasik yaylacı hayatıyla
donanmış değildir. Bu sebeple bu yeni evlerin, yöreye has “ağriken” otunun yetiştirildiği
bahçeleri de yoktur. İneklere, dolayısıyla yayla işlerine yer vermeyen, yapı olarak da yarı
Uluslararası Yaylacılık ve Yayla Kültürü Sempozyumu, 26 - 28 Eylül 2019 - Giresun
International Symposium on Transhumance and Upland Settlement Culture, 26
th
- 28
th
of September 2019 – Giresun
209
kentli bir hayatı yansıtan bu haneler, yaylada üretici değil tüketici sınıfını işaretler. Beri
taraftan bu haneler eski yayla yaşayışını devam ettiren “inek sahibi” aileler için bir geçim
kapısı olmuştur.
Yaylacılık faaliyetlerinin merkezinde büyükbaş hayvancılığın (inek) yer aldığı Aşağı
Yayla’da geleneksel yaylacılık faaliyetleri sönüşe geçmiştir. Eskiden 500-600 civarında
olduğu söylenen inek sayısı 2019 yazında 27 olarak bildirilmiştir. “İnek” faktörünün hayatın
ve geçimin merkezinden çekilmesiyle kadınların sosyal hayattaki ve ev içindeki rollerinin
de kentli ailelerdekiyle benzeşme göstermeye başladığı bir gerçektir.
Do'stlaringiz bilan baham: |