Anahtar Kelimeler: Dede Korkut, Dede Korkut destanı, Çin, Çin’deki Türkologlar
Türk – Çin ilişkilerinin başlangıç tarihi, milattan önceki yıllara kadar uzanmaktadır (türkler ile Çinlilerin ilişkileri beş bin yıla yakın bir tarihe sahiptir). Bu ilişkiler, bazen savaşlar, bazen de dostluk içinde devam etmiştir. Türk kültürü başlıca olarak bozkır hayatı üzerine kurulmuş ve gelişmiştir. Aynı kültür sırf yerleşik hayata dayanan Çin kültüründen birçok bakımdan ileri gitmiştir. Dolayısıyla, Çinliler Türklerle ilk temasa geçtiği devirlerden itibaren Türk kültürüne ilgi duymuş ve tarih boyunca aynı kültürün yoğun etkisi altında yaşamıştır. Çin’deki Dede Korkut üzerine çalışmalar, Türk dili ve edebiyatı okuyan öğrencilere yönelik edebiyat tarihi türünden ders kitaplarında yer alan basit tanıtımlar hariç yok denecek kadar azdır, hatta şöyle ifade edebiliriz :
Buranın sabahın erken saatlerinde başlayan canlılığının cıvıltıları yanında Sakindi Oranın Şafakları.
Korkut Ata veya Dede Korkut dediğimiz varlığın Türk geleneğindeki yeri müstesnadır. Rahmetli Bahaeddin Ögel’in kaydettiği gibi “Korkut Ata hakiki Türk ruhunun taşıyıcısıdır”. Dede Korkut Kitabı’nın bilinen ilk nüshası 19.Yüzyıl başlarında (1815’te) Dresden (Almanya) Milli Kütüphanesi’nde H.F. von Diez tarafından gün ışığına çıkartıldıktan sonra, Türkiye başta olmak üzere, Azerbaycan’da, Türkmenistan’da Dede Korkut Kitabı üzerine yapılan çalışmalar, Türkoloji araştırmalarının önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. Çin’de birçok Türk kökenli milletlerin yaşamasına rağmen kendisine yaraşır bir şekilde, yeterince çalışmalar yapılmamıştır, ama yinede Uygurlar başta olmak üzere bu alanda yapılan “Az olsa da, öz olan” çalışmalar Dede Korkut destanı araştırmalarının ileri sürülmesinde katkıda bulunmuştur. Orhan Şaik GÖKYAY tarafından 1976 senesinde yayına hazırlanan, Türkiye kültür bakanlığı yayınevi tarafından yayımlanan “Dede Korkut Hikayeleri” adlı kitap, Ünlü Uygur tercüman Tohti Tilla tarafından Uygur Türkçesine aktarılmış, Xinjıang Halk Neşriyatı tarafından 2001 yılında, Urumçi’de yayımlanmıştır.
Eflatun Cem GÜNEY tarafından nesir şeklinde, yani 12 parça masal şeklinde yazılan, İstanbul, Doğan Kardeş yayınları tarafından 1972 senesinde basılmış olan 2- baskısından, yine ünlü Uygur tercüman Tohti Tilla tarafından Uygur Türkçesine aktarılmış ve Pekin, Milletler Neşriyatı tarafından 2001 senesinde “Dede Korkut Çöçekleri” adıyla neşredilmiştir. Kiatb’ın arka kapağında şöyle bir cümle var: “Biz Dede Korkut Çöçekleri’nin araştırma ve estetik kıymetini nazara alarak, bu eseri tanıtmayı makbul gördük”.
Milletler Neşriyatı tarafından Mayıs 1999. Yılında Pekin’de yayımlanan “Geng Shımin Efendi’nin 70. Doğum Yılına Armağan” adlı kitabının 189-203 sayfasında, Merkizi Milletler Üniversitesi Azınlıklar Dil ve Edebiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Bi Xun’un “DEDE KORKUT KİTABI’NIN ŞAMANLIK TEMELİ” adlı bir makale yayımlamıştır. Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü öğretim üyesi, Prof. Dr Alimcan İnayet Türkiye Türkçesine tercüme etmiştir. 2 Celal MEMMEDOV. “Dede Korkut Üzerine”, Milli Folklor, S. 26, 1995, s. 26 3 Metin EKİCİ. “Dede Korkut Kitabı ve Sözlü Gelenek”, s. 1 3 Bu makale Giriş kısmı, Dede Korkut Kitabı ve Korkut, Çok ilahlı İnanç ve Tanrıya tapma, Yüce Dağlara, Mağaralara Tapma ve Tepegöz, Büyü Fikri ve Büyücülük gibi başlıklar altında 13 sayfalık bir inceleme yapmıştır.
Fudan Üniversitesi kadimi eserler araştırma merkezi teklifli profesörü, merkez başkanı Prof. Dr. Liu Zhao doktura tez konusuna “Dede Korkut Kitabı”nın Biçimbilimsel Araştırması” adlı çalışmayı yapmıştır.
Bu makale Dresden nüshasının biçimbilimsel olarak yazma, konuşma, deyimler ve ifadeler, önermelerin yapısı tanımlayan işareti ve cümle türleri, ve diğer bazı parçaların parçaları dahil olmak üzere, edebiyat dili sözdizimi açıklama şeklidir. Temel birim olarak cümle Bizim açıklama daha az dikkat tutarlı ve cümleler arasındaki uyum. Cümle yapısal özellikleri, basit cümleler, bileşik cümleler ve birkaç ana fikire ayrılabilir. Esas olarak cümle yapısı üzerinde durulmuştur.
Xinjıang İli Öğretmen Okulu, Çin Dilleri bölümü öğretmeni Sadınur Mevlan (Kazak)’ın “Dede Korkut Kitabındaki Gelenek ve Göreneklerin Günümüz Kazakların Örf-adetleriyle Karşılaştırması” adlı makalesi sosyal bilimler dergisi 2014 yıllık 2- sayısında yayımlanmıştır.
Bu makale “Dede Korkut kitabı”ında yanısıyan gelenek ve göreneklerinin Kazakların günlük ve modern yaşamı, halk gelenekleri ve modern Kazakistan'ın karşılaştırmalı bir çalışma olup, Dede Korkut’ta yansıyan gelenekler ile kazakların aile gelenekleri doğrudan, yakın bir ilişki var olduğunu, ve günümüz Kazak edebiyatının, modern kültürünün kaynağı olduğunu belirtmiştir.
Kuzey milletler araştırma merkezi başkanı Adil Cumaturdi (Kırgız), Çin Salar4 gençler ittifakı’nın “Ata Korğut Bilgi” adlı internet sayfasında, 5 Şubat 2014 yılında “ Dede Korkut Kitabı” adlı çalışmasını yayımlamıştır.
Bu çalışmada önce Dede Korkut kitabı hakkında, Dede Korkut üzerine yapılan çalışmalar hakkında bilgi verilmiştir. Sonra Dede Korkut Kitabındaki 12 parçanın özetleri verilmiştir.
Salurların ecdadı Orta Asyadaki Türkmenistan’ın Serhis bölgesinden gelmiş. 700 senedir Çin’in Kuzeybatı bölgelerinde yaşıyor. Nüfusu 100 binden fazladır.
Bu sayfada akademik alanda çalışan Salar gençler kendi kimliğini tanıtmaya çalışmıştır. http:// www.salars.cn/bbs/forumdisplay.php?fid=70
TÜRK edebiyatı tarihinin en büyük âlimi Prof. Fuat Köprülü'nün, derslerinde söylediği bir söz vardır: Bütün Türk edebiyatım terazinin bir gözüne, Dede Korkut’u öbür gözüne koysanız, yine Dede Korkut ağır basar. Dede Korkut Kitabının değerini ifade etmek için bundan daha güzel bir söz bulmak mümkün değildir.
Dede Korkut’un bu kadar önemli olmasına rağmen Çin’de ( o sınırlar içerisinde yaşayan Türk boyları arasında) yeterince çalışmalar, araştırmalar yapılmamıştır. Dede Korkut gibi Türk çocuklarının ruh ve kafa yapısını tek başına sağlam tutacak kudrette ve karakterde bir eseri Çin’deki Türk boylarına da tanıtmak artık genç kuşağın görevi, boynunun borcu olmuştur. Çünkü “Bu kitabı okuyan ve hazmeden bir Türkün kolay kolay yolunu şaşırmayacağı emniyetle söylenebilir. Her Türkün evinde bulunması lazım gelen bir aziz ve yüce kitabın millî kültürün ruhlara sindirilmesinde açacağı çığır milletimizin geleceği için büyük bir teminat olacaktır”.
Do'stlaringiz bilan baham: |